HABER MERKEZİ
Daha önce ‘Yok Edilmek İstenen Kültür ve Ahlak’ dosyamızda, ana dil ve fuhuş konularını işlemiştik. 3’üncü dosya haber konumuz ise uyuşturucu olacak.
Dünya genelinde genç nüfusta uyuşturucu kullanımının artması ve bunun Türkiye ve Bakurê Kürdistan’a yansıması devlet eliyle meşrulaştırılması ve özelde genç kadına yönelik gelişen bu politikaları açmaya çalışacağız.
Dünya genelinde uyuşturucu kullanımı oranı her geçen gün artış göstermektedir genel bir yüzdeleme yapacak olursak ise son yayınlanan Dünya Uyuşturucu Raporuna göre, 31 milyon olan uyuşturucu bağımlısı sayısı, 2016’da 29,5 milyon idi. Aynı raporda dünya genelinde uyuşturucu kullanımı 275 milyon olarak yer alırken, bu rakam 2016 raporunda 250 milyon olarak veriliyordu. Aradaki 25 milyonluk artış uyuşturucuyu deneyen ve kullananların sayısında hızlı bir artış olduğunu gösteriyor.
Tabii ki bu raporların ne kadar gerçeği yansıttığı veya ne kadar devlet politikalarından bağımsız yapıldığı tartışılacak bir diğer konu.
Özellikle Türkiye sahasında, Kürt gençleri ve mülteciler üzerinde yürütülen uyuşturucu sattırma, kullandırtma özel olarak faşist Türk polisi tarafından yürütülüyor ve kontrol ediliyor. Türkiye ve Bakurê Kürdistan’da özel olarak yeni madde çeşitleri getirerek gençleri ajanlaştırmak veya düşünceden uzaklaştırmak adına kullandırılıyor.
Bakurê Kürdistan’da Ve Türkiye’de Gelişen Durumlar
Dünya genelinde uyuşturucu türlerinden esrarın merkezi olarak Amed’in Lice ilçesi bilinir. 25 bin nüfusu olan bu ilçenin köylerinde hayvancılık ve çiftçiliğin yanı sıra, tütün ve esrar da ekilir. Burada ekilen esrar, Bakurê Kürdistan, Türkiye ve başta Avrupa olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde satışa sunulur. Esrar ekenlerin beyanlarına göre, işgalci Türk devletinin yereldeki mülki ve askeri kurumları bu işten pay almaktadırlar. Beyanlar, özellikle kırsaldaki işgalci karakol komutanları, kaymakamlık mercii ve işgalci emniyet müdürlüğünün esrar ekiminden haberdar oldukları ve her yıl bununla ilgili ekicilerle görüşerek paylarını aldıkları yönünde. Tarlalardan toplanan esrarın, satışı ve kullanımı işin en kolay kısmı oluyor. Zira Amed başta olmak üzere Kürdistan ve Türkiye kentlerinde esrar kullananların kitlesi milyonları aşmaktadır.
Peki esrarın dışında hangi maddeler kullanılıyor?
2000’li yıllardan Amed’de esrardan sonra Ekstazi, Roj vb. isimleri olan düşünce sistemini yavaşlatan ve dozajında alındığında uykusuz bırakarak odaklanma sorununu ortadan kaldıran haplar piyasaya sürüldü. 2004-2005 yıllarında bu hapların arabesk gençlik içerisinde sıkça kullanılıyor olması, sonraki yıllarda söz konusu hapların tüketimini artırmıştı. Yine 2013-2014 yıllarında ‘Bonzai’ adı verilen birkaç sentetik ilacın karışımından elde edilen uyuşturucu madde, Amed’de görülmeye başlandı. Amed’de kullanım yaşının 12’lere düşmesi sonucu, sayısal olarak net bir rakam vermek imkansızdır.
Amed’de kullanım düzeyinin son 3-4 yılda ivme kazandığını söylemek mümkündür. 2015 yılında Amed Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı araştırmaya göre Amed nüfusunun yüzde 1,4’ü madde kullanırken, son birkaç yılda bu sayısının yüzde 2’i geçtiği öğrenildi. Bu da 1.732.396 olan Amed nüfusunun, merkez ve kırsal ilçeleri dahil olmak üzere, madde kullanım sayısının 20 binin üzerinde olduğunu gösteriyor. Kentin Sur, Bağlar, Yenişehir ve Kayapınar gibi merkez ilçeleri, madde kullanımının yoğunlukta olduğu ilçeler. Bu dört merkez ilçelerden Sur ve Bağlar da, diğer iki merkez ilçeye göre madde kullanımı ve satışı daha yoğun. Madde kullanan veya satan gençlerin ebeveynlerine göre, bu işin Sur ve Bağlar’da daha yoğun yapılmasının üç nedeni var;
- Bu iki ilçede ikamet edenlerin yoksul ve emekçilerden oluşan bir kitle olması (gençler daha kolay kandırılabilir).
- Bu ilçelerde yaşayanların diğer iki merkez ilçeye göre daha alt sınıftan ve Kürtlük değerlerine bağlı olmaları.
- Amed merkezde Öz Yönetim Direnişleri’nin bu iki merkez ilçede yaşanması.
Çewlîg’de ise gençler hem işsizlik hem sosyalleşememe hem de kültürel ve politik manada istedikleri noktaya gelememelerinden kaynaklı uyuşturucuya “sarılmışlardır. Uyuşturucu kullanımının en yoğun olduğu Afatlar ve civarındaki mahallelerde Kürt Siyasal Hareketi’ne ilginin ve alakanın da azımsanmayacak kadar yoğun olduğu da gözlemlenmiştir. Fakat yukarıda değinilen sorunlara çözüm üretilememesinden kaynaklı gençlik kesimi bunalıma girip uyuşturucu kullanımına sürüklenmeleri yetmiyormuş gibi daha acı bir yola başvurarak intiharı tercih ettikleri öğrenilmiştir. Dünya sıralamasında intihar oranında ilk sıralarda olan Çewlîg her geçen gün daha fazla gencini söz konusu bu ölüm biçimi ile toprağa vermektedir.
Afganistan’dan İran’a, oradan da Van’a geçerek Avrupa’ya açılan uyuşturucu dünyasının tek geçiş noktası bu kenttir. Öyle ki, artık kentte uyuşturucu üretilir hale gelmiş. Özellikle Başkale ilçesinde, mutlaka her evden biri uyuşturucu dosyasından hapishanededir. Bundan 10 yıl öncesine kadar uyuşturucu kullanımının oldukça az olduğunu söyleyen kentin ileri gelenleri ve bu konuda uzman olan görüşler, son 4-5 yılda kullanımın gittikçe arttığını dile getiriyorlar. Hatta kullanım yaş ortalamasının 9’lara kadar düştüğünü bile söylüyorlar. 9-10 yaşlarındaki çocuklar, çakmak gazlarının içinde bulunduğu tüpleri koklayarak, sersemleşmelerini sağladıkları gözlemlendi. Gazdan kaynaklı sersemleşen çocuklar, hırsızlık ve benzeri haksız kazanç elde etme gayretindeler..
Kürtlerin yoğunlukta yaşadıkları Akdeniz’de de işgalci Türk devletinin psikolojik ve kültürel saldırıları devam etmektedir. Özellikle Adana’nın Hürriyet, Dağlıoğlu, Karasu, Gülbahçe ve Şakir Paşa mahalleleri hedef seçilmiş mahallelerdir. Bu mahallelerde uyuşturucu direkt emniyete bağlı polisler ve onların kontrolünde olan torbacılar tarafından gençlere satılmaktadır. 10 yaşlardaki çocuklar, polisler tarafından akrep tipi zırhlı araçlara çekilerek, tehdit edilip, uyuşturucu satışına zorlandıkları bildirildi. Çocuklar zamanla uyuşturucu kullanımına da başlıyorlar ve aile içi sorunların/şiddetin meydana gelmesine neden oluyor.
Yine kentin Seyhan ilçesine bağlı Küçükdikili mahallesinde de aynı politikalar yürürlükte. Bu mahalleye yönelimin özel bir nedeni var; Adana’da, 6-8 Ekim Kobanê serhildanın ilk başladığı mahalle olarak bilinir burası. Türk devleti serhildandan hemen sonra bu mahalleye bir karakol inşa eder. Bu karakol aracılığıyla da fuhuş ve uyuşturucuyu meşrulaştırarak kontrol eder.
Uyuşturucu ve fuhuşa sürüklenen gençlerinde, Gezi, Kobanê ve benzeri olaylarda en ön safta olan gençler oldukları öğrenildi. Aileler, çocuklarıyla baş edemediklerini ve sürekli evde çocukları tarafından şiddet gördüklerini aktarıyorlar. Kimi aileler ise, çocuklarının bonzai içerek öldüklerini anlatıyorlar.
Bu politikaların işgalci emniyet tarafından gizlenmesi görülmemesi veya gençler teşvik ediliyor bağımlı hale getirilen gençler Özgürlük Hareketine karşı ajanlaştırılarak fiziki ve fikri olarak ele geçiriliyorlar. Bırakın müdahale etmeyi teşvik etme durumunda olan Bakurê Kürdistan’daki işgal güçleri gün geçmeksizin bu yöndeki özel savaşlarını artırma çabası içindeler. Umutsuzlaştırma, arabeskleştirme gibi özel savaş yöntemleri ise gençleri bu yola çekmenin bir yolu olarak kullanılmakta. Özellikler genç kadınlar bu yola çekilerek fuhuş yaptırılıyor, ajanlaştırılıyor veya ansızın bir gece sokak köşesinde öldürülüyor.
Bununla mücadele etmek ,isteyen gençler ise hedef seçiliyor, Özgürlük Hareketi ile bağlantısı olduğu söylenerek katlediliyor çoğu zaman cenazesine dahi ulaşılamıyor.
Bu durumu sadece yozlaştırma politikası olarak ele almak günümüzde dar kalacaktır. Yok edilmek istenen bir halk gerçekliğine en ince politikalarla yaklaşılıyor, her şey özünden bozulmaya çalıştırılıyor. Toplumda genç kadın ve gençlerden umut kesilirse fiziki olarak o toplumu yok etmek çok daha kolay olacaktır ve özel savaş devleti olan TC bunun farkında olarak bu politikarını yaygınlaştıma çabası içeresine girmiştir.
Buna karşı nasıl mücadele edileceği ise açıktır, okuyarak sistemin sana verdiği her şeye karşı alternatif yaşama dört elle sarılarak, Özgürlük Hareketi’nin bir savunucusu olarak mücadele içinde yer almak kuşkusuz genç kadın ve gençlerde yeni bir uyanışı kendiyle getirecektir.
Anlattığımız şeyleri birde yaşayan bir gençten dinleme gereği duyduk. Genç uyuşturucuya nasıl çekilmek istediğini bu yolla nasıl ajanlaştırılmaya çalıştığını anlattı. 20 yaşında olan ve ismini vermek istemeyen genç, “Benimle sohbet etmek istediklerini söylediklerinde ilk önce istemedim. Daha sonra benim Sur’daki çatışmalar döneminde yardım ve yataklık ettiğimi söylediler. Eğer kendileriyle konuşmazsam beni tutuklayarak hapishaneye atacaklarını söylediler. Bende korktuğum için kabul ettim. O zaman 17 yaşındaydım. Bana ‘Senin bu tür işlerinde olmanı istemiyoruz. Maddi durumunun da kötü olduğunu biliyoruz. Sana yardım etmek için elimizden ne gelirse yaparız.’ dediler. Bende o zamanlar zaten depresyondaydım. Çevremde hiç kimse kalmamıştı. Ya ölmüşlerdi ya da hapishanedeydiler ve yıllarca da orada kalacaklardı. Kimsenin gelip bizimle ilgilendiği de yoktu. Maddi durumumun da kötü olduğu doğruydu. Nasıl yardımcı olacaklarını sordum onlara. Bana bir tezgah açacaklarını ve buradan kendime gelir sağlayabileceğimi söylediler.Ne satacağımı sorduğumda da ‘Uyuşturucu’ dediler. İlk önce kabul etmedim ve kendileriyle görüşmek istemediğimi söyledim. ‘O zaman hapishanede sefalet içerisinde çürürsün’ dediler. Açıkçası hapishaneden de korkmadım. Sadece ailemin dışarıda aç kalacaklarını ve üstelik içeride de bana bakmak zorunda kalacaklarını düşündüğümde de tekliflerini kabul etmek zorunda kaldım. Böylelikle kendi mahallemde bu işi yapmak zorunda kaldım. Çok iyi bir para bırakıyordu yaptığım iş. Benden hiç para filan da istemediler. Sadece arada bir gelip kontrol ediyorlardı. Sonradan öğrendim ki bunu sadece bana yaptırmıyorlarmış. Birçok genç bu işi yapıyormuş. Siyasetle ilgisi olan veya olmayan bir sürü genç bu işi yapıyor. İki yıla yakın bu işi yaptıktan sonra bıraktım. Bir süre izimi kaybettirdim. Şu anda da ne kullanıyorum ne de satıyorum. Sur’dan da ayrıldık. Ailem başka bir semtte bende akrabalarımda kalıyorum” diyor
NC/Faraşîn Sîdar
https://www.nuceciwan30.com/2019/09/28/dosya-yok-edilmek-istenen-kultur-ve-ahlak-fuhus-yoluyla-ii/
https://www.nuceciwan30.com/2019/09/09/yok-edilmek-istenen-kultur-ve-ahlak-anadil-i/