AMED – Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Halklar Önderi Abdullah Öcalan’ın doğum günü vesilesiyle bugün yazılı bir açıklama yaptı.
Açıklamada, Kapitalist uygarlığın toplum ve birey üzerindeki tahakkümü ile doğa üzerindeki tahribatının bağlantılarını detaylı bir şekilde ortaya koyan ve buna karşı insanlık için paradigmasal çıkışlar öneren Sayın Öcalan, hâlâ mutlak tecrit altında tutulmaktadır. Daha önceki metinlerinde dünya sisteminin içinde bulunduğu sistemin mikrop ürettiğini ve sistemin ancak demokratikleştirilerek bu mikroplardan arındırılabileceğini defalarca yazmış ve uyarıcı önermelerini defalarca dile getirmişti” denildi.
‘4 NİSAN BİRÇOK EZBERİN BOZULDUĞU GÜN OLDU’
Açıklamada şunlar da kaydedildi:
“İmralı Adası’nda devam eden mutlak tecrit, devletin ve sermayenin mutlak ittifakı ile sürdürülmektedir. Faşist İtalyan savcılarından birisi, siyaset filozofu ve politikacı Antonio Gramsci için ‘Bu beyni 20 yıl durdurmalıyız’ demişti ve Gramsci’yi yıllarca tecrit altında tutmuşlardı. Bugün aynı tecrit daha da sistematik hale getirilerek sayın Öcalan üzerinde sürdürülmektedir.
Sayın Öcalan 4 Nisan 1949’da Urfa’nın bir köyünde yoksul bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. İçinde bulunduğumuz zamanda barışın, kardeşliğin ve demokrasinin en büyük temsilcilerinden biri olan Sayın Öcalan’ın doğum günü olan 4 Nisan günü halkımız için de birçok ezberin bozulduğu gün olarak kabul görmektedir. Bu vesile ile Sayın Öcalan’ın doğum gününü kutluyor ve kendisine sağlıklı bir ömür diliyoruz.
‘İNSANLIK İÇİN ÇALIŞTI, TAVİZ VERMEDİ’
Doğduğu günden itibaren tüm insanlık için siyasal çözümlemeler yapan, erkek egemen tarihi sorgulayarak kadınların toplumdaki yerini ve statüsünü değiştirecek devrimsel nitelikte değişimlere rehberlik eden Sayın Öcalan, Kürt halkının yaşadığı sorunlara çözüm olabilmek için de siyasi, ahlâkî ve entelektüel bir tutum alarak yaşamını sürdürmüştür. 22 yıldır İmralı Kapalı Cezaevinde mutlak tecride maruz kalmasına rağmen de bu tutumundan taviz vermemiştir.
‘TECRİT HEMEN KALKMALI’
Covid-19 salgının tüm dünyayı tehdit ettiği bugünlerde iktidara bir kez daha çağrı yapıyoruz: Bir insanlık suçu olan mutlak tecritten bir an önce vazgeçin ve Sayın Öcalan’ın aile ve avukat görüşmelerini bir an önce sağlayın. Mutlak tecridin kaldırılması ile ilgili tüm demokratik kamuoyundan ve insan hakları örgütlerinden duyarlı olmalarını bekliyoruz.”