HABER MERKEZİ – PKK Yürütme Komitesi üyesi Duran Kalkan, Önder APO’nun tarihi çağrıyı yaptıktan bir hafta sonra İmralı’da şartların değişmesi yönünde sözler verildiğini ancak 20 gün geçmesine rağmen İmralı’da koşulların değişmediğini söyledi.
PKK Yürütme Komitesi Üyesi Duran Kalkan, Medya Haber TV’de yayınlanan programda Önder APO’nun başlattığı tarihi hamleye dair önemli değerlendirmelerde bulundu. Duran Kalkan, Önder APO’nun çağrısı, devlet ve iktidarın yaklaşımlarına dair de yeni bilgiler paylaştı.
‘2025 NEWROZU HER ZAMANKİNDEN FARKLI’
İlk olarak 2025 Newrozu kutlamalarına değinen Kalkan, “Bu Newroz her zamankinden biraz daha farklı. Yeni bir Newroz yaşanıyor ama 2025 Newroz’u diğer Newroz’lardan çok farklı. Meydanlar Newroz coşkusu ve heyecanıyla dolu. 4 parça Kürdistan, dünyanın dört bir yanı bu biçimde. Diyorlar ya, ‘Coşku ve heyecan dorukta’ gerçekten öyle. Gençler, kadınlar, yaşlılar, işçi-emekçiler, Kürt halkı ve dostları herkes Newroz meydanlarını dolduruyor. Newroz’un adını Önder Apo koydu. ‘Barış ve Demokratik Toplum Newrozu’ dedi. Bu dönem böyle bir çağrı yaptı, dönemi böyle tanımladı. Halkımız ne diyor: ‘Newroz Önder Apo’ya özgürlük Newroz’u. Bu Newroz Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünü getirecek. Yeni Newroz yılında bu fiziki özgürlük sağlanacak.’ Bu temelde daha anlamlı ve daha güzel bir Newroz yaşanıyor” dedi.
‘HERKES ÖNDER APO’NUN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ İSTİYOR’
2025 Newrozu’nun farkına dikkatleri çeken Kalkan, “Önder Apo tanımladı Newroz’u. Newroz çağrısını aslında Önder Apo yaptı. Kadınlar, gençler, halkımız, dostlarımız Önder Apo’nun verdiği mesajı iyi aldı. Görev ve sorumluluklarının bilincine vardı ve bu temelde gerçekten de tüm zamanların en coşkulu, heyecanlı, anlamlı, özgürlük taleplerinin en güçlü haykırıldığı bir Newroz oluyor. Meydanlar dolup, taşıyor. Önemli olan anlamı. Talepleri, sloganları Newroz meydanlarını dolduranların çok net. Herkes Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünün sağlanmasını istiyor. Bu Newroz’un adını, ‘Önder Apo’ya fiziki özgürlük Newrozu’ olarak koyuyor. Özgür yaşar ve çalışır koşullarda olmasını istiyor. İmralı işkence ve tecrit sisteminin parçalanmasını, lağvedilmesini talep ediyor. Bu çok net bir durum. Önder Apo’nun İmralı’dan artık çıkması gerektiğini herkes en yüksek bir biçimde sahipleniyor ve haykırıyor. Dünya alemde bunu duyuyor. Umut ediyoruz, bunun önünde engel oluşturanlar Kürt halkının dostlarının, kadınlarının ve gençlerinin verdiği bu mesajı biraz olsun alırlar. Oradan kendilerine bir şeyler çıkarırlar” diye konuştu.
‘ÖZGÜRLÜĞE DAHA YÜKSEK SESLE SAHİP ÇIKMAYA ÇAĞIRIYORUM’
Duran Kalkan, Newroz meydanlarında yükselen taleplerin çok önemli olduğunun altını çizerek, “Bu temelde de başta kadınlar, gençler, tüm halkımızı, Türkiye, Ortadoğu halklarını, tüm dostlarımızı Newroz meydanlarını daha çok doldurmaya, Newroz’u daha büyük bir heyecan ve coşkuyla kutlamaya, Newroz meydanlarında Önder Apo’nun fiziki özgürlüğüne daha yüksek sesle ve daha güçlü sahip çıkmaya çağırıyorum” diye seslendi.
PKK’DEN ABDULLAH ÖCALAN’A MEKTUP
Duran Kalkan, Newroz’un bu hale gelmesinde Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı tarihi çağrının belirleyici rol oynadığına işaret etti. Kalkan, tarihi çağrının ardından yaşanan gelişmelere dikkatleri çekerek, “19-20 günü buluyor. Bu süreçte evet neler yaşandı, ne tür gelişmeler oldu? Bize ulaşan şeyler bu konuda Şubat’ın ilk haftasında bir mektuptu Önder Apo’dan. Biz -sanıyorum 8 Şubat’tı- cevap verdik mektuba. Onun dışında bir de 27 Şubat günü kamuoyuna açık yayınlanan çağrı oldu. Onu dinledik, okuduk. Bunun dışında bize gelmiş herhangi bir şey yok. İmralı heyeti belli çalışmalar yürüttü. İzliyoruz, takip ediyoruz. Partilerle görüşmeler yaptılar, sonra DEM Parti Eş Genel Başkanları Meclis’te gurubu olan tüm partilerle bir kerede daha görüşmeler yaptılar. Belli bir tartışma var çeşitli biçimlerde. Farklı farklı içerikleri olan tartışmalar. Karşıt olanlar da var, kendine göre değerlendirmeye çalışanlar da var. Fakat sorunu gerçekte anlamaya çalışanlar da var. Böyle bir tartışma düzeyi de var. Bunun ötesinde bir şey var mı, şu an pratikleşmiş bir durum? Yok. Söz var, pratik yok. Dış dünyada yankı yaptı Önder Apo’nun tutumu, çağrısı. Herkes açıklama yaptı. ABD’ye kadar, Çin’e kadar bütün devletler bile açıklama yaptı. Siyasi, toplumsal kesimlerin yaptığı gibi, temennileri içeriyor. Temenniden öte politik olarak gerçekten ne yapıyorlar tam bilinmiyor. Pratikte ortaya çıkmış herhangi bir şey yok. Türkiye cephesi açısından da partiler konuştular, temenni de bulunuyorlar, “Biz varız” diyorlar ama neye varlar, bu işi kim yapacak üstlenen yok. Neye var olduklarını açıklayan yok. Sadece var oldukları söyleniyor, temenniler oluyor. Bazı çevreler tarafından olumlu bir hava veriliyor” şeklinde konuştu.
TARİHİ ÇAĞRININ ARDINDAN YAŞANANLAR
Tarihi çağrının ardından PKK’nin ateşkes ilan ettiğini ancak devlet ve iktidar kanadının pratikte adım atmadığını belirterek, şunları söyledi: “Onun ötesinde bir şey yok. Bir pratikleşme olmadı. Biz anlamaya ve anladığımız kadarda anlatmaya çalıştık. Geçen 2 buçuk haftalık dönemi boş geçirmedik. Önder Apo’nun asrın çağrısı diye ya da çağın manifestosu diye tanımlanan kısa ama çok özlü ‘Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’ başlıklı manifestosunu anlamak için araştırdık, inceledik, tartışmalar yürüttük. Anladığımız kadarıyla parti içinde yoldaşlarla tartıştık, halkımıza anladıklarımızı yansıtmaya çalıştık. Bir çabamız var yani. Çabasız olmuyor. Zaten öyle rahat, kolay bir ortam yok. Hiçbir yerde yok. Kürtler açısından da, toplum içinde de, parti içinde de yok. Anlamak, daha derinden anlamak ve daha çok anlatmak gerekiyor. Bu çabalarımızı sürdürüyoruz da. Biz ifade ettik. Önder Apo 27 Şubat çağrısını yaptıktan sonra 1 Mart’ta yönetimimiz Önder Apo’nun çağrılarına uyacağını ve uygulayacağını açıkladı kamuoyuna. Bunun önünü açmak için ateşkes ilan ettiğini belirtti. Bu temelde çeşitli değerlendirmeler, açıklamalar oldu. Yine birkaç gün önce yönetimimiz birazda söz olup, pratiğe geçmeyen durumu eleştirmek, kamuoyunu bu konuda bilgilendirmek üzere Newroz açıklamasında bazı bilgilendirmeler, uyarılar yaptı.
‘BARIŞI ANCAK ÖNDER APO SAĞLAYABİLİR’
Bu çerçevede 3 hafta dolacak. Bizim cephemizden yapılmayan kalmadı. Başlangıç itibariyle yapılması öngürülenler yapıldı. Hiç kimse Önder Apo’nun bu biçimde bir çağrı yapacağını beklemiyordu, inanmıyorlardı da, ‘Böyle olmaz’ diyorlardı ama hiç kimsenin inanmadığını, beklemediğini Önder Apo yaptı. Çağrısını yaptı. Yönetimimizde değerlendirmeler, tartışmalar yaparak bazı koşulların yerine getirilmesi kaydıyla bu çağrıyı uygulayabileceğini belirtti. O koşullarda netti. Aslında Önder Apo’ya verilen mektupta da ifade edilmişti. Biz bunu 2013-14 sürecinde de Önder Apo’ya ifade etmiştik. Biz savaşın yönetimi olabiliriz, bir savaş yürütebiliriz ama barışın yönetimin olamayız. Barışı ancak Önder Apo sağlayabilir. Önder Apo barış sürecini yönetebilir. Dolayısıyla bu konuda bizden fazla bir şey beklenmemeli. Bu mektupta da aynı şeyi ifade ettik. Mektupta ifade ettiklerimizi 1 Mart açıklamasında olduğu gibi kamuoyuna da ifade ettik. Yani evet kongre yapılacaksa, PKK’nin feshi, silahın bırakılması tartışılacak, kararlaştırılacaksa bunu ancak ve ancak Önder Apo yapabilir dedik, başka kimse yapamaz. Başka kimseden de bunun yapılması beklenmemeli.
20 GÜN GEÇTİ: İMRALI’DA KOŞULLAR DEĞİŞMEDİ!
Bu anlamda çağrıdan önce de devlette biliyordu, Önder Apo’da biliyordu bizim tutumumuzu, durumumuzu. Kamuoyuna da açıkladık. Kamuoyu da biliyor. Böylece çağrı yapıldı. PKK cevap verdi, olumlu bir hava yaratıldı. Bizden yana bir takım şeyler yapıldı. Ama karşı taraftan hiçbir şey yapılmadı. Hala, ‘PKK yapsın’ diyorlar. Oysa bize gelen bilgiler Önder Apo’nun çağrısının yapıldığı hafta içinde İmralı’daki koşullarda değişiklik olacaktı. Önder Apo’nun özgür yaşar ve özgür çalışır koşullara kavuşması için adımlar atılacaktı. Bunu biliyoruz. Bunu bu süreci yürütenlerde biliyor. Kimse sanmasın ki hiç kimse bilmiyor, şey edilmiyor. Ama 20 gün geçti, değil İmralı’da koşulların değişmesi, İmralı hakkında, İmralı’da ne olup bittiğine dair bu 20 gündür hiç kimsenin, hiç birimizin haberi yok İmralı işkence sistemini tutanlar, yönetenler dışında. Hiç kimsenin bilgisi yok. Bu bakımdan Önder Apo çağrıyı yapınca, ‘Bir takım şeyler bizde yapacağız’ diyenler, yapmadılar. Hiçbir pratik adım atmadılar. İktidar, devlet çevreleri verdikleri sözün gereğini tutmadılar. Devlet Bahçeli çağrı yapmıştı. ‘Çağrısını gelip Meclis’te DEM Parti grubunda ilan etsin’ demişti. Değil Meclis’e gelme, konuşma bir görüntülü açıklamaya bile izin vermediler. Ondan sonra da eski sistem olduğu gibi devam ediyor.
İKTİDAR VE DEVLET SÖZ VERDİKLERİNİ YAPMADILAR
Öyle anlaşılıyor ki, şöyle bir şey var: Sanki PKK mevcut durumundan memnun değil, usanmış, bırakıp gidiyor her şeyi. Bırakıp gitsin de kurtulalım gibi bir hava var. Bu yanlış bir hava, tutum. Bu yanlış bir tutum. Karşılıklı iradeler konuşacaktı. Bu çağrı başta iktidardan geldi, karşı taraftan geldi. Devlet Bahçeli’den ve AKP çevresinden. Önder Apo bu temelde devreye girdi ve bizde Önder Apo’nun çağrılarına gerek yanıtı verdik. Kısaca durum bu biçimde. Halen görüşmeler oluyor, konuşmalar oluyor. Ne konuşuyorlar bilemiyoruz. Ama İmralı koşullarında herhangi bir değişiklik yok, Meclis’te her hangi bir faaliyet yok. Örneğin komisyon oluşturma, yeni yasalar çıkarma deniliyordu, umut hakkından söz ediliyordu, ‘yasal-anayasal durum gözden geçirilecek’ deniyordu. Bu basit bir şey değil ki. Fakat bunlara dair hiçbir pratik, gelişme gözlenmiyor. Ortada DEM Parti’nin faaliyetleri var, DEM Parti’yi reddetmeyen, ona güler yüz gösteren bir partilerin duruşu var. O da genel merkezler öyle. Basının önüne çıkıyorlar, zehir gibi her türlü şeyi söylüyorlar. Eski şeyleri çok fazla değiştirmediklerini de ortaya koyuyorlar. Bunu da görüyoruz. Evet herkes bekliyor. Toplum, kamuoyu bu çağrıya karşı bir takım şeyler iktidar tarafından atılır şeyi vardı fakat hiçbir şey yapılmadı. Artık bilmem falan zaman yapılabilinir, bayramdan sonra diyorlar. Yani bayramdan sonra bir dahaki bayrama kadar ne kadar zaman geçiyor. Onun bir şeyi yoktur yani. Mevcut durumda iktidarın oyalama içinde olduğu, hile yapar bir konumda olduğu görülüyor. Çünkü ilk hafta içinde yapacaklarına söz verdikleri şeyi yapmadılar. Bunu herkes bilmeli.”
Ayrıntılar geliyor…