HABER MERKEZİ-
Kurdistan’da özgürlük tarihi genç fedailerin kanıyla yazılıyor. Bu gençler, işgal altındaki ülkelerinde yaşanan zulmü görmüş ve yaşama gözlerini bu şekilde açtı. İlk oyuncakları kazan bombaları, roket parçaları ve düşmanın mermileri, duydukları ilk ses savaş uçaklarının sesi ve bombardımanlar, aldıkları ilk koku, barut ve kan kokusu oldu. Köylerinin ve evlerinin yıkımını gözleriyle gördüler. Bunun için yüreklerinde intikam duyguları dışında başka hislere yer yoktu.
Canfeda Efrîn, gerçek ismi Mihemed Şexo, tüm zamanların en büyük direniş merkezi olan Efrîn’de dünyaya geldi. Eğitimini Kürt Halk Önderi Rêber APO’dan alan yurtsever bir ailede büyüdü. Yaşama ilk adımlarını yurtsever bir kültürle attı. Gençliğinin ilk yıllarında işgali ve topraklarını ele geçirmek isteyenlerin yaşattığı vahşeti açıkça gördü. Özellikle faşist Türk devleti ve DAİŞ çeteleri, baba ve dedelerinin yaşadığı topraklara saldırdığında bu gerçeği daha iyi kavradı. Halkının katledilmesi, topraklarının yakılması ve binbir emekle yetiştirdikleri, alın teri ile toprağa saldıkları, kendi elleriyle suladıkları zeytin ağaçlarının yok edilmesi onu derinden öfkelendirdi. Yaşı küçük olmasına rağmen, çocukluk duygularından ziyade öfkesi ağır bastı. Çocukluk anılarını ve gülüşlerini geride bırakmaya karar verdi. Düşmanın topraklarında olduğu sürece huzurun ne olduğunu bilmeyeceğinin farkına vardı.
Özgür bir vatanda ve güvenli bir geleceğin inşası ile aynı zamanda ülkesinin çocuklarının gülüşlerini de göreceğini biliyordu. Bu yüzden intikama yöneldi. Yüzünü Abdullah Öcalan’ın felsefesine çevirdi. “Beni öldürmeyen acı beni daha da güçlü kılar” sözünü yeni yaşamının ilkesi haline getirdi.
Dizini dövmekle, gözyaşı dökmekle geçmeyeceğini, öfke ve intikamın ancak düşmanı yok etmekle mümkün olacağını biliyordu. Bu yüzden gençliğinin baharında yönünü gerilla saflarına çevirdi. Sadece kutsal bir isim taşıyan bir savaşçı değil, aynı zamanda kendi topraklarında, davasının da canfedası olacaktı. Bu yüzden Canfeda Efrîn ismi ile devrimcilerin kervanına katıldı.
Canfeda gerillaya katılır katılmaz yaşamın anlamına ulaşmak için Rêber APO’nun yazılarını ve partisinin öncü kadrolarının hayatlarını okuyup özümsedi. Özellikle Haki Karer, Kemal Pir’in arkadaşlıkları Canfeda’nın öğretisi oldu. Önder APO’nun, yaşamını özgürlük yoluna adamasını ve öncü kadroların bağlılığı ve onurlu yaşamları Canfeda’nın kişiliği üzerinde belirgin bir etki yarattı. Kısa sürede bu kültürün güçlü bir öğrencisi ve takipçisi oldu. Kişiliğinin temellerini bu şekilde sağlam oturtur, hızlı ve seçkin devrimcilerden oldu. Tüm işlerini, hareketlerini, ilişkilerini güçlü yoldaşlık temeli üzerine kurdu. Bir yoldaşının şehadetini duyduğunda onun intikamını alma duygusuyla onlara layık olmaya çalıştı.
Canfeda yeni katılmış olmasına rağmen gördüğü eğitimlerle dönemin tekniklerinde, özellikle de çatışma alanında uzmanlaştı. Aynı zamanda düşmanı etkisiz hale getirme taktiklerinde de sağlam bilgiler edindi. Bu nedenle operasyon bölgelerine her zaman önceden gidip hazırlıklar yapardı.
Canfeda, dönemin savaşlarının nasıl kazanılacağını ve savaş öncesinde stratejik hazırlıkların önemini bilirdi, bu yüzden sürekli olarak buna yoğunlaştı. Savaş tünellerinin hazırlanmasından muharebe mevzilerinin oluşturulmasına, arazinin düzenlenmesinden operasyonel hazırlıklara kadar aktif bir şekilde yer aldı. Gençlik coşkusu ve moraliyle dinamik bir güç haline geldi. Her geçen gün büyük emeklerle ilerleme kaydetti. Bu hazırlıklarla düşmana ağır darbeler indirmeyi ve onların kendi topraklarını işgal etmesini engellemeyi hedefledi. Bunun için her türlü fedakârlığı yaptı.
Eli her zaman tetikte oldu Canfeda’nın. 3 Temmuz 2024’te Kürt halkının düşmanları operasyonlarını genişletti. Girê Bihar ve Sergelê alanlarına saldırarak, yenilgilerini gizlemek istediler ancak özgürlük savaşçıları, düşmanın elini kolunu sallayıp alanlarına girmesine izin vermedi.
Canfeda, düşmanın gelişini ilk karşılayanlardan biri oldu. Uzun süredir yaptığı hazırlıklarla düşmana vurmaya başladı. Düşmanın beklemediği bu ilk saldırı ve eylemler, işgalci askerlere ilk şoku yaşattı. Bu şok zamanla daha büyük bir yenilginin şokuna dönüştü. Canfeda ve arkadaşları daha ilk günden itibaren düşmana ağır darbeler vurmaya devam etti.
Türk ordusunun saldırıları sonucunda 4 Temmuz 2024’te Canfeda ve yoldaşı Soro şehadete ulaştı. Arkalarında yoldaşları için önemli ve değerli bir miras bıraktılar.
Canfeda, birçok yoldaşı gibi şehadeti ile savaş alanını belirledi. Bu nedenle arkadaşları o günden bugüne düşmana ölümcül darbeler vuruyor. Günlük vurdukları darbelerle Canfeda’nın ruhunu savaş alanında yaşatıyorlar, her gün başarılı eylemlerle düşmanın üzerine gidiyorlar. Yaratıcı taktiklerle intikam alıyorlar.
Gerillaların ısrarlı saldırıları düşmanda huzur bırakmadı. İşgalci askerler ve işbirlikçi korucuları sahada bir an bile durmaya cesaret edemiyorlar ve savaş alanından çıkmak istiyorlar. İşgalci Türk devleti, yenilgisini gizli tutmak için onları alandan çekiyor. Bu yaşadıkları, korkulu bir rüya olarak kalacak anılarında. Bir kısmını geri çektiler, geri çekemedikleri askerleri ise korkudan intihar ediyor. Korkudan sahadaki askerlerini terk ediyorlar. Türk ordusu korku ile gelmiş ve tarihi bir yenilgi yaşayacak. Canfeda’nın ruhuyla, büyük irade ve fedakârlıklarla savaşan gerillalar hem zaferlerini hem de düşmanın yenilgisini tarihin sayfalarına altın harflerle yazıyor.
Kaynak: ANF