İşgalci Türk devleti ve çetelerinin Efrin’e dönük işgal operasyonu sırasında esir alındıktan sonra “örgüt üyesi” suçlamasıyla tutuklanan Ziynet Sağlam, Azez ve Antep’e götürüldüğünü ve burada MİT’e ait merkezlerde maruz kaldığı işkenceyi anlattı.
ADANA – Yöneltilen “örgüt üyeliği” suçlamasıyla Tarsus Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan ve tek kişilik hücreye konulan Ziynet Sağlam, aynı dosya kapsamında tutuklu bulunan arkadaşlarının yanına geçme talebinin cezaevi idaresince kabul edilmemesi nedeniyle 11 gündür açlık grevinde. Talebi kabul edilene kadar eylemini sürdüreceğini bildiren Sağlam, Efrin ve Türkiye’de yaşadıklarını avukatlar aracığıyla kamuoyu ile paylaştı.
İşgalci Türk devleti ve çetelerinin Efrin’e dönük işgal operasyonu sırasında Cinderes ilçesinde bulunduğunu aktaran Sağlam, Türkiye’nin MİT elemanları ve ÖSO çetelerinin eliyle Efrin’de “savaş suçu” işlediğini söyleyerek, buna dair tanıklıklarını anlattı.
‘TÜM DÜNYA BU SUÇA ORTAK’
İşgal operasyonu sırasında yerleşim yerlerinin bombalanıp yok edildiğini, ev ve dükkanların “savaş ganimeti” adı altında talan edildiğini, suların kesildiğini, taciz ve tecavüz vakalarının yaşandığını belirten Sağlam, çocuk, kadın ve yaşlı onlarca insanın hayatını kaybettiği bu saldırılarla binlerce Efrinlinin ise yurtlarından göçe zorlandığını hatırlattı. Sağlam, işlenen bu insanlık suçuna tüm dünyanın sessiz kalarak ortak olduğunu da ifade etti.
10 Mart 2018’de Cinderes ilçesine bağlı bir köyde hava bombalandırmanı sırasında kendisiyle birlikte aynı evde bulunan bir baba ve kızının yaşamını yitirdiğini, kendisinin ise yaralandığını anlatan Sağlam, bir süre yıkıntılar içinde kaldığını söyledi.
‘YEMEKLE ÇEKİM YAPIP, ARDINDAN İŞKENCE ETTİLER’
Yıkıntılar içinden çıkmak isterken ÖSO çetelerinin ve askerler tarafından esir alındığını aktaran Sağlam, bu kişilerin kendisini soyup, YPJ kıyafetlerini giydirdiğini, taciz ve tehdit ettiğini dile getirdi. Sağlam, “Bu şekilde benim fotoğrafımı çektiler. Türk askeri kendisini iyi göstermek ve yaptığı katliamın üstünü örtmek için bir masanın üzerine çeşitli yemekler koyup elime zorla bir bardak sıkıştırıp, fotoğraflar çektiler. Ellerinde bıçak ve silah olan Bordo Bereliler ‘tekbir’ getirip çekim yaptılar. Sonra beni bir odaya koyarak, elimi, ayağımı ve gözlerimi bağladılar. Akşam ise beni bir eve götürüp orada cop, kablo ve hortumlarla işkence ettiler” diye belirtti.
EFRİN’DEN ALINIP AZEZ’E GÖTÜRÜLDÜ
Sözlü ve fiziki tacizi de içeren işkencenin dozajının her saat artması nedeniyle sürekli baygınlık geçirdiğini dile getiren Sağlam, o anları ise şu sözlerle anlattı: “Bu kişiler ellerindeki bıçaklarla boğazımı kesmeye teşebbüs ediyorlardı. Her ayıldığımda bana, ‘kafanı keseceğiz’ tehdidinde bulunuyorlardı. Sonrasında oradan alıp bir banyoya götürdüler beni. Orada parçalanan kıyafetlerimi çıkarıp getirdikleri pijamayı giymemi istediler. Daha sonra beni alıp bir caminin önüne götürdüler. Tekbir sesleriyle cami önünde boğazımı kesmeye çalıştılar. Günlerdir su içmediğim için su istedim. Bıçağı boğazımda gezdiriyorlardı. Bir süre sonra birileri onları çağırdı ve beni bir araca koyup, Efrin’den Azez’e getirdiler.”
‘MİT ELEMANLARI SORGULADI’
Yol boyunca işkencenin devam ettiğini paylaşan Sağlam, getirildiği Azez’de, vahşi işkencelere maruz kalmış Efrinli 5 kadının bulunduğu hücreye konulduğunu belirtti. Sağlam, burada MİT’çi olduğunu belirttiği bir kişi tarafından sorgulanıp, yine onun talimatı ile işkenceye uğradığını ve tecavüz ile tehdit edildiğini anlattı. Sağlam, MİT elemanlarının kontrolünde olan bu merkezde işkence altında olan diğer kişilere gösterilerek teşhis yapılmaya çalışıldığını da paylaştı.
KAFASINA ÇUVAL GEÇİRİLEREK ANTEP’E GETİRİLDİ
Burada bir ayı aşkın süren sistematik işkencelerden sonra eli, gözü ve ayakları bağlanıp kafasına çuval geçirilerek Antep’e getirildiğini ifade eden Sağlam, Antep’e geldiklerinde uzun bir süre çıplak bir şekilde bekletildikten sonra MİT üyelerince kendisine siyah bir elbise giydirilip, yine siyah süngerli tek yataklı ve her yeri elektrik kablosu döşeli bir odaya konulduğunu söyledi.
“Her yerim yara içinde olduğu ve ayak tabanlarım patladığı için verilen elektrik nedeniyle etimin piştiğini hissediyordum” diyen Sağlam, burada Filistin askısı, falaka, kafes ve farklı işkence yöntemlerine maruz kaldığını aktardı.
‘HER SANİYESİ İŞKENCEYDİ’
Anlatımlarına göre, burada 20 gün boyunca işkence gören Sağlam, tekrardan Azez’e geri götürüldü. Burada 5 kişilik koğuşta bu kez 38 kadınla kaldığını söyleyen Sağlam, bu kadınların, işkence, taciz ve tecavüze maruz kaldığını, bu işkenceden ve zulümden ötürü psikolojik travma yaşadığını sözlerine ekleyerek, “Hücrenin her saniyesi işkenceydi” diye belirtti.
‘HİÇ KİMSEYE ANLATMAYACAKSIN’ DİYE TEHDİT ETTİLER
2 ay 20 gün işkencede kaldığı için çok kirlendiğini ve saçlarını kestirmek zorunda kaldığını dile getiren Sağlam, kendilerine günde bir kez az miktarda yemek verildiğini aktardı. 3 ayın sonunda Kilis’e götürülüp savcılığa çıkarıldığını ve PKK aleyhinde kendisinden görüntü kaydı alınmaya çalışıldığını anlatan Sağlam, “Savcılıkta psikolojik baskı vardı. Kamera getirdiler. Benden ‘PKK’nin işkence yaptığını’ söylemem istenildi. Kabul etmedim. Bana Azez’de işkence yapan MİT’çi, ‘sana yaptığımızı, gördüklerini, yaşadıklarını hiç kimseye anlatmayacaksın. Kimseyle konuşmayacaksınız. Anlatıp konuşursan seni bulup öldürürüz’ diye tehdit etti. Daha sonra çıkarıldığım mahkemece tutuklanıp, konulduğum Kilis Cezaevi’nde 23 gün kaldım. Daha sonra ise Tarsus Cezaevi’ne sürgün edildim” dedi.
Getirildiği Tarsus Kadın Kapalı Cezaevi’ne girişte çıplak aramaya maruz kaldığını ifade eden Sağlam, vücudundaki yaralar ve darp izleri nedeniyle hastaneye götürülüp, rapor verildiğini söyledi. Kendisiyle aynı davada yargılananların koğuşuna ise “vücudundaki yaralar iyileşmemiş” gerekçesiyle konulmadığını paylaştı.