HABER MERKEZİ – Bataklığın bir özelliği var, içine düştüğünde seni mıknatıs gibi aşağıya çeker. Bataklık seni çektikçe başka arayışlara ve kurtulma yollarına girişirsin, bir ayağını çıkar diğer ayağın saplanır. Başlarsın kendini kurtarmaya ama bataklığın içindesin ve o bataklık seni başka bataklıkların için sürükler.
İşgalci TC içine girdiği ekonomik bataklıklıktan kurturmaya çalışırken, başka bir bataklığa adım atmış durumda. Bu bataklık kan bataklığıdır. Kürtlerin bulunduğu bütün alanları üzerinde savaş çığırtkanlığı yapmaya devam eden TC ve Emperyalist güçlerin başını çektiği ABD ve Rusya’nın piyonluğunu en iyi şekilde oynayan Erdoğan’ın kanlı hayallerine kavuşma sevdası Rojava’ya saldırmasıyla devam ediyor.
Erdoğan’ın kanlı hayalleri devam ederken Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik buhranı iyi görmek gerekir. Sadece doların yükselişi değil;
2019 yılının Eylül ayında Hazine nakit dengesinin açığı 22 milyar TL.
Belki daha da önemlisi faiz dışı denge 11 milyar TL.
2019 senesinin Ocak-Eylül dönemine baktığınızda Hazine nakit dengesi 90 milyar TL açık vermiş; aynı dönemde faiz dışı dengede 13 milyar TL açık gözüküyor.
Hazine nakit açığı ilk dokuz ayda 90 milyar TL olmuş ama bütçenin 2019 senesinin bütünü için öngörülmüş olan bütçe açığı seksen milyar TL idi.
İşsizlik oranı gittikçe artmakla birlikte açlık sınırı en yüksek seviyeye çıkmşı durumda.
Turizm sektörü ecel terleri dökerken, İngiltere Turizm şirketi Thomas Cook’un iflasının Türk turizmine tahmin edilenden çok daha büyük bir darbe vurduğu ortada. MİT ve iktidarın talimatları doğrultusunda haber ve yazı yayımlayan Sabah gazetesi yazarı Mehmet Barlas, ele aldığı köşe yazısında, “Kamu hizmetlerine yapılan zamlar, bir anlamda bu savaşı da fonlamak içindir” dedi. Bu yazısında Mehmet Barlas aslında her şeyi özetlemiş.
Bu yazı işgalci TC’nin bütün ekonomisini savaşa yatırdığını kısa bir özetidir. Büyük esnaflardan küçük esnaflara herkes kepenk kapatıyor. Halk bir somun ekmek alamazken, savaşa ayrılan bütçeye bakıldığında ülke ekonomisinin nasıl yürütüldüğü görülecektir.
Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü’nün (SIPRI) yayınladığı rapora göre; Türkiye’nin savunma harcaması ise yüzde 24’lük artışla 19 milyar dolara ulaştı ve ilk 15 ülke arasında yıllık harcaması en fazla yükselen ülke oldu. Bütün ekonomisini savaşa harcarken, halkını açlıkla yüz yüze bırakarak boyun eğmeye mahkum etmeye çalışan faşist iktidar şimdi de Kuzey ve Doğu Suriye’yi işgal etme operasyonu başlatmış durumda.
Kuzey ve Doğu Suriye’de Kürtlere soykırım hazırlıkları içinde olan işgalci TC ve savaş tezkeresine onay veren AKP-MHP-CHP ve İYİ partinin savaş onayı, yeni Kürt katliamına kapı açmış durumda.
İşgalci TC ve şovenist iktidarın Kürtlere yönelik başlattıkları savaşa, İttihat ve Teraki zihniyetinin savuncusu olan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaptığı açıklama ise tam bir paradoks.
Ne demişti Kılıçdaroğlu, “İçimiz yana yana ‘Evet’ diyeceğiz. Yazıktır günahtır. Bütün bu süreci milletimizle paylaşmak benim vicdan borcumdur. Ahlaklı olarak doğruları söylüyoruz. Gidip Trump’a teslim olan adamdan hayır gelmez” demişti. Doğrudur hayır gelmeyecektir.
Sözde içi yana yana evet dediği savaş tezkeresinin binlerce insanın katliamına yol acacağının farkında değilmidir. Şimdiye kadar iktidarı Türkiye’yi ekonomik krize sürükledi diye yerden yere vurun CHP değil miydi? Türk devleti ekonomik kaosa sürüklediğini söyleyip duruyorsun da niye savaş için harcanacak paranın nerden karşılanacağını sorma gereği duymuyorsun Kılıçdaroğlu!
20 Ocak 2018’de Efrin işgalinde bir günde havalandırılan 72 uçağın sadece yakıt bedeli bile minimum 1 milyon doları aşmıştı. Sadece Efrin işgalinde kullanılan bir Fırtına obüsünün atıştaki mermi maliyeti operasyon boyunca 45-50 milyon dolar tutuduğunu çok iyi biliyor. Türk devletinin elinde bu obüslerden tahminen 300’e yakın var. Bunların sadece 100 kadarının Fırat ve Efrin işgalinde kullanıldığını varsaysak sadece 5 milyar dolar bu obüslerin mermi masrafı tutucağının farkındadır.
TC’nin sözde Barış Pınarı ismini verdiği işgal saldırısında Kuzey ve Doğu Suriye bölgesinde geri hizmette kullanılacak olan CASA tipi uçak ve helikopterlerin ortak maliyeti ise 70 bin dolar tutarında olacak. Ama kimse bunu sorgulamıyor.
Bütün ekonomisini savaşa yatıran işgalci iktidar sadece bir günde 2 milyon dolarlık mühimmat kullanmaktadır. Bir savaş uçağının attığı sıradan bir bombanın fiyatı ortalama 2.500 dolar. Yani bütün maliyetini savaşa yatıran bir zihniyetin savuncusu olan Kılıçdaroğlu’nun askerin burnu kanamasın açıklaması yalandan ibarettir. Askerin burnu kanamıyor, cenazesi geliyor. Her atılan merminin bir can alacağını bilmeyen yoktur. Sen kimi kandırıyorsun..
Sara GULAN
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merke