BAŞKALE- Kurdistan’da işsizlik günden güne artarken, iş bulamayan Kürt gençleri Türkiye kentlerinin yolunu tutuyor. Açılmayan sınır kapıları, yaşanan toplumsal baskılar ve kayyumların yürüttüğü politikalar gençleri iş göçüne sürüklüyor. Göçün yoğun olarak yaşandığı yerlerin başında ise Wan’ın Elbak (Başkale) ilçesi geliyor. İran ile komşu olan sınır ilçesi Elbak’ta binlerce genç iş bulamadığı için yazı metropollerde geçiriyor. Göç yollarına düşen gençler gittikleri yerde ise hem ırkçılığa hem de mobinge maruz kalıyor.
8 yılda 12 bin kişi göç etti!
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2016 verilerinde 54 bin olan ilçe nüfusu 8 yıl içerisinde 42 bine düştü. Resmi rakamlara göre 12 bin kişinin göç ettiği ilçede resmi olmayan rakamlar göç oranının 20 bini geçtiğini söylüyor. Mevsimlik göçler de eklendiğinde rakamlar günden güne artarken, ilçe giderek insansızlaşıyor.
Kışın ilçede yazın batıda
İlçede iş imkanı ise yok denecek kadar az, çoğu çareyi inşaat işlerinde arıyor. Yaz ayları geldiğinde yaşları 16-40 arası değişen Elbaklılar, Antalya, Mersin, İzmir, Ankara ve İstanbul gibi kentlere çalışmaya gidiyor. İnşaat veya turizm işlerinde çalışan kişiler kış aylarında ilçeye dönüyor, havaların ısınmasıyla beraber aynı yola yeniden düşüyor. Sınır kapısının kapalı olması nedeniyle ticaret de yapamayan Elbaklılar, iş için çevre kentlere de gidiyor.
Kayyum politikası
Devletin yoğun baskısının da gözardı edilemeyeceği ilçede var olan kayyum politikaları da yaşanan göçün sebeplerinden. 2014 ile 2019 seçimlerinde yüzde 90’ın üzerinde oy oranıyla ilçe belediyesini HDP kazandı. Bu süre içerisinde ilçede özellikle kadın istihdamı için kooperatif projeleri geliştiren belediye göçü durdurmak için politikalar üretti. Kayyumların atanmasıyla belediyenin çalışmaları yarım kaldı. İlçe halkına herhangi bir hizmet sunmayan kayyum yaşanan göçü önlemeye yönelik bir alternatif ise geliştirmedi.
Öte yandan yayla yasakları da haycanlığı olumsuz etkiliyor. İspiriz Dağı’nın eteğinde Zap Suyu Vadisi’nde kurulmuş olan Elbak ilçesinde yoğun olarak hayvancılık yapılıyor. Yaz aylarında yaylalara çıkan yurttaşlar, son yıllarda artan yayla yasakları nedeniyle saatlerce uzaklıktaki yaylalara çıkmak zorunda kalıyor.
Ayrımcılığa maruz kalıyoruz
İlçede yaşanan ekonomik krize dair görüştüğümüz gençler, yaz-kış demeden her mevsim kendi topraklarında yaşamak istiyor. Gençlerden Oktay Yılmaz liseyi bitirdiği gibi çalışmak için batıya giden gençlerden. İlçede çalışacak herhangi bir alan bulamadığı için batı kentlerine gitmek zorunda kaldığını anlatan Yılmaz, babasının ve akrabalarının da yıllardır bu şekilde bir yaşam sürdürdüğünü dile getiriyor.
Bu durumun kader olmadığına vurgu yapan Yılmaz, göç yollarında yaşamak istemediğini söyleyerek “Okulu bitireli üç yıl oldu. Üç yıldır yazın gidip, kışın dönüyorum. Ben bir genç olarak okullu bitirdikten sonra topraklarımda çalışmak istiyorum ama ilçede gençler için iş imkanı yok. Mecburen gidiyoruz. Ancak orada da hem ayrımcılığa hem de ırkçılığa maruz kalıyoruz. Ailemizden uzak kalıyoruz” diyor.
Sınır kapısını açın!
Sınır kapısının açılması gerektiğini söyleyen Yılmaz şöyle diyor: “Kapatılan sınır kapısını açsınlar. Artık dışarı çıkıp çalışmak değil burada iş imkanı istiyoruz. Bizlerin burada kalması, çalışması gerekiyor. Başka topraklarda çalışamıyoruz. Sırf Kürtçe konuştuğumuz için bize yapmadıkları şey kalmıyor. Var olan kriz zaten bizi çok kötü etkiliyor bir de üzerine baskı ve ablukalar daha da zorluyor. Bizler bu duruma çözüm istiyoruz.”
Kadınların yaşam alanı yok
İlçede yaşayan Hevidar Bayer ise yaşamın kadınlar için daha da zor olduğunu söyleyerek hem iş hem de sosyal anlamda kendilerine alan açılmadığına dikkat çekiyor. Bayer, “Burası zihniyet olarak feodal bir ilçe, önceleri kadınlar burada çarşıya bile çıkamıyordu. Kadınların burada bir hayatı yoktu. Bunları yeni yeni kırmaya, var olan bu sistemi yavaş yavaş yıkmaya başladık” diyor. İş bulmakta zorlandıklarının altını çizen Bayer, “Yakınlarımız geçinmek için başka ile gitmek zorunda kalıyor. Var olan zihniyet sebebiyle şehir dışına da çıkamıyoruz. Ne istihdam ne de sosyal alanımız var. Kayyum bunca yıl kadına yönelik tek bir çalışma yürütmedi. Yerel seçimin ardından bizler kadınlar olarak istihdam olanaklarının artırılmasını istiyoruz” diyor.
Ekmek için gidiyoruz
Siyabend Abi ise “Burada yaşam çok zor, hatta yok” diyerek şunları belirtiyor: “İlçede genç kalmadı. Herkes Antalya, İstanbul ve İzmir gibi yerlerde yaşıyor. Hem devletin hem de aşiretlerin baskısı çok yoğun. Burada imkan da olmadığı için başka şehirlere göç ediyorlar. Hem çalışma hem de sosyal yaşam yok. Burada bir yüzme havuzu açtılar birkaç ay sonra kapattılar. İstihdam alanında hiçbir olanak sağlanmıyor.”
Aylarca Ankara’da çalıştığını ve üç ay önce döndüğünü belirten Abi, “Kaldığım bölgede MHP’liler yoğundu. Gelip bizi tahrik ediyorlardı. Oraya ekmek için gidiyoruz. Bir iş imkânı olsa gitmeyiz ama hem devlet hem de buradaki ağalar yüzünden iş yapamıyoruz” diye ekliyor.