BEHDİNAN – KCK Genel Başkanlık Konseyi Üyesi Elif Ronahi, Halklar Önderi Abdullah Öcalan’ın doğum günü olan 4 Nisan’a ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Kürt halkı ve Kürt kadınlarını Halklar Önderi’nin doğum gününü yeni doğuş ve özgürlük günü olarak ele aldığını belirten Elif Ronahi, “Önderliğimizin doğum günü olan 4 Nisan’ı başta Önderliğimize, Önderliğimizi dünyaya getiren Üveyş anneye, Kürt kadınlarına ve Kürt halkına kutluyorum. Kürt halkı yok hükmünde sayılan bir halk iken, bir halkı dirilişe kaldıran, kendi varlığına, kimliğine sahip çıkmasını sağlayan önderlik oldu. Onun için Kürt halkını Önderliğin doğum gününü her yıl kutlarken, bir anlamda, Önderlikte kendi geleceklerini, varlıklarını gördükleri için kutluyorlar ve mücadele günü olarak ele alıp, mücadeleyi süreklileştiriyorlar.
Önderliğimizin doğum gününü ele alırken, toplumda herkesin ele aldığı gibi, kendi doğum gününü kutladığı gibi kutlamıyoruz, öyle yaklaşmıyor, öyle anlam yüklemiyoruz. Yüklediğimiz anlam Kürt halkının kendi varlığı ve kimliğinin farkına varmasıdır” diye konuştu.
“Önderlik 5 bin yıllık erkek egemen sisteme müdahale etti”
Halklar Önderi Abdullah Öcalan’ın doğuşunu 3 biçimde ele aldığına dikkat çeken Elif Ronahi, devamla şöyle konuştu: “Önderliğimiz, Biyolojik doğuş, PKK ile doğuş, İmralı sürecinde yeni paradigmasal bir doğuş ile kendisini ele aldı. Bu üç doğuşun özünde de yeni ve özgür yaşam vardır. Mücadele tarihlerine baktığımızda, özellikle yakın tarihe baktığımızda reel sosyalizmin gelişimi, ulusal kurtuluş hareketlerinin gelişimi ile birlikte çok yoğun mücadele verildi. Fakat özgür insan esas alınmadığı için, yoğun mücadeleler yürütülmesine rağmen, mevcut sisteme eklemlendiler.
Önderlik hem bu gerçeğe müdahale etti hem bu gerçeği değiştirip, dönüştürdü, hem de insanlığın yeni yaşamı geliştirmek açısından alternatifini oluşturdu. Özellikle devletli uygarlıkla birlikte geliştirilen kapitalist moderniteyi ret anlamında geliştirdiği demokratik uygarlık ve demokratik modernite oldu. Bunları önderlik geliştirirken en üst düzeyde konfederalizmi kendisinde geliştirdi. Konfederalizmi tüm insanlığa mal etme gücünü kendinde oluşturdu. Eğer bugün önderliğin doğum gününü kutluyorsak bundan dolayı kutluyoruz.
Ortadoğu insanlığa beşiklik etti, bu insanlığın Ortadoğu’da açığa çıkardığı toplumsal yaşama yapılan bir müdahale var. Toplumsal yaşamın ters yüz edilmesi var. Önderliğimizin buna müdahalesi var. İnsanlığın en doğru, gerçekçi yaşamını Neolitik dönemde, ana ekseninde gelişen yaşamda bulundu. O yaşam dumura uğratıldı, yok edilmek istendi.
Önderliğimizin beş bin yıllık erkek egemenlik sisteme müdahalesi bu anlamda gelişti. Beş bin yıllık erkek egemenlikli sisteme müdahale ederken özgür kadını ve toplumu yaratma ve özgürlüğe dayalı ahlaki ve politik toplumu yaratmak istedi. Buna dayalı olarak geliştirdiği konfederalizm oldu. Dolayısıyla Kürt halkı, bugün Önderliğin doğum gününü kutlayıp mücadeleye dönüştürüyorsa, kendi varlık günü olarak değerlendiriyorsa bundan dolayıdır.”
“Hem korsanvari hem provokatif yaklaşımları önderliğimize karşı yaşadıkları büyük korkudur”
“Günümüzde Türk devleti, özellikle gelinen aşamada Erdoğan ve Bahçeli, din ve siyaset üzerinde geliştirdikleri tüccarlıkla birlikte önderliğimize yönelik çok yoğun saldırılarda bulunuyorlar” diye Elif Ronahi, bu saldırıların nedenlerine ilişkin şunları belirtti: “Saldırıların bir boyutu önderliğimize yönelik olan öfkedir, diğeri ise önderliğimizin insanlık için ürettiği düşüncelerin, yeni yaşam felsefesinin ulaşmasını engellemektir. Gözden ırak, anlamsızlaştırmak isteyen bir yaklaşım var. Dolayısıyla mutlak tecrit altına alınmak isteniyor. Önderliğimize yönelik geliştirilen mutlak tecrit, geliştirdiği çözüm ve sadece Kürt halkının geleceğini çözen değil, insanlık adına geliştirdiği çözüm halklarda etki düzeyi yaratıyor.
Önderliğimizin geliştirdiği ekolojik, demokratik, cins özgürlükçü paradigma halklar içerisinde yayıldıkça, insanlık üzerinde etki düzeyi geliştikçe bu düşmanı ve uluslararası hegemonik güçleri oldukça korkutan, öfkelendiren bir duruma dönüştü. Dolayısıyla bugün hegemonik güçler ve Türk devletine verdiği görevi, önderliğimizin tümüyle sesini kesmektir. Bunu yapamayacaklarını, başaramayacaklarını gördüklerinde provokatif yöntemlere başvurmaktadırlar.
Son dönemlerde geliştirdikleri, önderliğimize yönelik söyledikleri, daha sonra telefonla yaptırmak istedikleri, aslında telefon görüşmesi yapar gibi yapıp görüştürmeme hem korsanvari hem provokatif bir tarzda bunu yapmaları, önderliğimize karşı yaşadıkları büyük korkudur.”
“Önderliğin doğuşunu kutlamak, sürekli mücadele halinde olmak ile mümkündür”
Halklar Önderi Abdullah Öcalan’ın düşüncesinin ve paradigmasının dünya halkları ve devrimciler üzerindeki etkilerinden korktuklarına da dikkat çeken Elif Ronahi, “Ama şunu bilmeliler ki, hani bir deyim var atı alan Üsküdar’ı geçti. Önderliğimizin paradigması tüm insanlıkta, mücadele etmek isteyen kadın ve toplumlarda karşılık buldu. Dolayısıyla herkes şimdi bu umut üzerinde arayışlar içerisine girmiş kendi ülkesinde nasıl bunu esas alarak mücadele edecek arayışı ve mücadelesi içerisindedir. Dolayısıyla Kürt halkı 4 Nisan’ı kendi doğum günü, dirilişi olarak görüyorsa bu abartılı, soyut olarak görülmemelidir.
Gerçekten Kürt halkının kendisini var etmesi, kendisini gerçekleştirmesi Önderlik gerçekliğimizle bağlantılıdır. Onun için PKK denince Önderlik eksenli bir parti, hareket olarak ele alıyoruz. Gerçek de budur. Önderlik eksenli, önderlik düşüncesi ve paradigması gelişen bir hareket, kadın hareketi ve halk gerçekliği vardır. Dolayısıyla tüm Kürt halkı şunu bilmelidir: Tarihimiz çok güçlüdür. Tarihi gerçekliğimize, kökümüze dayanarak, kendimizde oluşturduğumuz bir güç var, bu güce dayanarak, kendilerine güvenmeli, önderliğimiz üzerindeki mutlak tecridi kaldırmak için sürekli eylemde olmak gerekiyor. Önderliğin doğuşunu kutlamak, sürekli mücadele halinde olmak, sürekli Önderliğin paradigmasını kavramak ve kendi örgütlü toplumsallığımızı geliştirmek ile mümkündür.
Yine Kürt kadınları açısından da Önderliğimizin doğuşu çok farklıdır. Kadının özgürlüğü ile toplumun özgürlüğünü birleştiren, ortaklaştıran, 5 bin yıllık erkek egemen sistem kadın ve erkeği birbirinden nasıl kopardı, birbirine karşı nasıl getirdi. Kadını erkeğe göre nasıl şekillendirdi. Erkeğe göre şekillenen, erkeğin hizmetine giren bir kadın pozisyondayken, şu an sisteme karşı, hegemonik güçlere karşı, DAİŞ’e karşı çok güçlü her yönüyle mücadele veren, çok güçlü bir kadın ortaya çıktı.
Dolayısıyla bugün önderlik için yaşamını ortaya koyan, fedaice mücadele eden, yüzlerce, binlerce kadın ve Kürt erkeği varsa bunun nedeni kendi kişiliğinde yarattıkları özgürlüğün özünü önderliğin oluşturmasındandır” diye konuştu.
“Kadın hareketi olarak en son gücümüze kadar mücadele edeceğiz”
Bu dönemin yarattığı tarihsel fırsatların yanı sıra riskleri de olduğunu vurgulayan Elif Ronahi, bu sürecin çok iyi okunması durumunda Öcalan’a yönelik mutlak tecridin de kırılacağını kaydetti. Öcalan’a yönelik tecridi kırmak için yaşamın her alanında eylem içinde olmak gerektiğini söyleyen Elif Ronahi konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “Hareket, gerilla, kadın hareketi olarak en son gücümüze kadar mücadele edeceğiz, şimdiye kadar nasıl etmişsek, bundan sonra da edeceğiz. Biz Önderliğimizin fiziki özgürlüğü için üzerimize düşeni sonuna kadar yapacağız.
Fakat bunun yanı sıra 4 parça Kürdistan’da, yine tüm Kürt kadınlarının gerçekten örgütlü hareket etmesi, örgütlü mücadele etmesi, sürekli eylemlilik halinde olması da gerekiyor. Bir kez daha şunu gördük. Türk devletinin her türlü yönelimleri karşısında Önderliğimize yönelik söylenenleri halkımız duyduğunda nasıl sahip çıktığını 8 Mart ve Newroz’da gösterdi.
4 Nisan ile birlikte ve hamleyi de büyüterek, genişleterek, daha da ilerleterek, her çeşit eylemi, her biçimdeki mücadelesini yürütmek durumundadır. Eğer şimdi biz bunu yapmazsak, yarın farklı bir durumla karşılaştığımızda yapacaklarımız birçok sonucu değiştirmeyebilir. Onun için önderliğimiz hukuki hakkı olan her hafta avukatları ile görüşmesi gerekirken, ki devlet kendi hukukunu bile uygulamıyor. Ortaçağ zindan zihniyeti ile uyguladığı bir uygulama var. Bu uygulamaları kırmak kesinlikle mücadele ile olur. Önderliğe bağlılığımız kimse tarafından hiçbir zaman tartıştırılamaz, tartışılamaz.”
“En üst düzeyde, her koşulda, her biçimde mücadele etmek gerekiyor”
Halklar Önderi Abdullah Öcalan’ın, Kürt halkı ve Kürt kadınlarının hassas noktası olduğunu sözlerine ekleyen KCK Genel Başkanlık Konseyi Üyesi Elif Ronahi, şu çağrıda bulundu: “İçinde bulunduğumuz süreçte, başlatılan hamleyi genişletmek, büyütmek ve mutlak tecridi kırmak gerekir. Mutlak tecridi önderliğimiz üzerinde kırarsak, özgür önderlikle, özgür Kürtlüğü ve özgür insanlığı mutlaka geliştirmiş ve başarmış oluruz.
Bu süreç bir kez daha ortaya koydu ki, normal bir mücadele ile bu mümkün değil. En üst düzeyde, her koşulda, her biçimde mücadele etmek gerekiyor. Bunu yaparsak önderliğin doğum gününü daha anlamlı kılar, önümüzdeki yılda önderliğimizle özgür koşullarda, özgür ülkemizde önderliğimizin doğum gününü kutlamış oluruz. Bunu başarmak için de önderlik paradigmasını çok iyi kavramak ve sürekli eylemlilik içinde olmak gerekiyor.
Önderliğimizin doğum gününü tüm Kürt halkına, dostlarına, Önderliğimize, Kürt kadınlarına ve özgürlük mücadelesinde şehit düşen yoldaşlarımıza, zindanlarda ve direniş halinde olan halkımıza bir kez daha kutluyor, mücadelelerinde başarılar diliyorum.”