HABER MERKEZİ –
Kod Adı: Azîme Bilind
Adı Soyadı: Mihriban Saran
Doğum Tarihi ve Yeri: Mûş/Gimgim-1957
Katılım Tarihi ve Yeri: 1981
Şahadet Tarihi ve Yeri: 9 Ekim 1994 Herekol-Botan
“Mücadele tarihimiz boyunca topluma mal olmuş çok büyük tarihi kişilikler ortaya çıkmıştır. Önder Apo’nun yoldaşı olabilmeyi layıkıyla yaşamsallaştıran bu kahraman yoldaşlarımızın emeği ve çabasıdır bizleri bugünlere getiren. PKK’nin 40 yıllık zafer yürüyüşü, Önder Apo öncülüğünde bu yoldaşlarımızın emsalsiz kişiliklerinin bir sonucudur. Geçmişi iyi bilen, günü gerçeğe uygun değerlendiren, geleceği doğru öngören bu yoldaşlarımız, bulunduğu an’a kişilikleriyle, duruşlarıyla ve eylemleriyle cevap olabilmeyi başararak, bugün bizleri zaferin eşiğine getirmişlerdir.
Bu önder kişiliklerden biri de Azime Yoldaştır. Azime (Mihriban Saran) arkadaş, Mûş’un Gimgim (Varto) ilçesi, Tatan köyünde dünyaya gelmiştir. 1980 öncesi süreçte genç bir öğretmenken Apocularla tanışan Azime arkadaş, 1981 yılında Partiye katılmış ve Lübnan’daki eğitimin ardından, 1982-94 yılları arasında aktif bir şekilde gerilla saflarında savaşmıştır. PKK 3. Kongresi’nde aktif ve kararlı duruşu nedeniyle Merkez Komite-MK üyeliğine seçilen bir arkadaştır. En meşakkatli süreçlerde, en zorlu alanlarda, en imkânsız koşullarda Özgürlük Mücadelesi’nin öncü militanlarından biri olmuştur. İmkânların en kıt olduğu, her türlü yaratımın insan iradesi, inancı ve bilincinin eseri olarak ortaya çıktığı süreçlerde, bir kadın gerilla olarak her zaman en önde olmuş, kadına karşı var olan tüm gerici ve geleneksel yaklaşımları pratiğiyle, yaşamıyla ve duruşuyla boşa çıkararak, özgür kadın çizgisinde mücadeleyi kendisi için esas almıştır.
Azime arkadaş Kürdistan’ın özgür dağlarında ilk kadın gerillalardan ve ilk kadın komutanlardan biri olarak mücadele tarihimize adını yazdırmıştır. Botan alanında büyük bir emek ve çabayla yürüttüğü destansı mücadele, insan iradesinin, özgür kadın iradesinin nelere muktedir olduğunun kanıtıdır. Azime arkadaşın bu süreçteki cesareti ve savaşçı kişiliği dillere destan olmuş ve düşmanın korkulu rüyası haline gelmiştir. Öyle ki, pek çok defa Türk basını Azime Yoldaş’ın ismini vererek yaptığı eylemleri kamuoyuna duyurmuştur. Komutanlığıyla düşmanına korku salan Azime arkadaş, yoldaşlarına ve Botan halkına da büyük bir güven ve moral kaynağı olmuştur. Önder Apo’nun Azime arkadaşa ilişkin, “Askerlikte en güçlü olan arkadaşımızdır, militandır. Ne söylesen yapar, her şeyi yapabilecek biridir” sözleri, onun militan duruşunun ve savaşçı kişiliğinin en özlü ifadesi olmaktadır. Botan’ın asi dağları daha sonraki yıllarda özgürlük gerillalarının mekânı haline gelmişse ve Botan halkı direnişin sembolü olmuşsa, Azime Yoldaş gibi büyük kişiliklerin emeği bunda belirleyici olmuştur. Üstelik sadece sömürgeci Türk devletine karşı değil, erkek gericiliğine, geleneksel kadın yaklaşımlarına ve çeteci eğilim ve anlayışlara karşı da Apocu çizginin temsilini yaparak, özgürlük eğiliminin büyük temsilcisi olmuştur.
Kendisini eğiten, teorik olarak yetkin, Önderliği anlama ve pratikleştirme düzeyi yüksek, örgütsel refleksleri güçlü, yaşamı ve kişiliği emek, tevazu ve sadelik üzerine kurulu komple bir militan kişiliği Azime arkadaşta görmek mümkündü. O, Önder Apo’nun Özgür Kadın Çizgisi temelinde açığa çıkardığı Demokratik Sosyalizm felsefesini özümsediği gibi yaşamında ve kişiliğinde hem bunun temsilini yapıyordu hem de bu büyük fikrin örgütlendirilerek yaşamsallaştırılmasının mücadelesini yürütüyordu. Bu anlamda Azime arkadaş büyük amaçlara adanmış bir kişilikti. Önderliğin, “Amacı güneş kadar berrak olanlar, yolunu bulur” belirlemesi adeta Azime arkadaşı anlatmaktadır. O zorlu koşullarda Önderlik felsefesinin temsili ve pratikçisi olmak, amaç berraklığıyla, amaca adanmayla ancak açıklanabilir. Önderlik öğretisi temelinde özgürleşmek, özgür insanın yurdu olarak ülkesini özgürleştirmek, onun tutku düzeyinde bağlı olduğu, güneş berraklığındaki amacıydı. Bu anlamda Azime arkadaş, Kürt kadını ve toplumu için özgürlük çizgisinin güçlü temsilcilerinden oldu. Özgür topraklarda, özgür kadın inancının yeri ve yurdu oldu.
Azime arkadaş öncü, mütevazı ve fedakâr kişiliğiyle tüm mücadele arkadaşlarına sonuna kadar örnek oldu. Arkadaşlarını her zaman, her şeyden üstün tuttu. Onda yoldaşına bağlılık, yoldaşına büyük değer verme esastı. Yoldaşına bir şeyler vermek, onu eğitmek kadar, yoldaşından bir şeyler almak ve bir şeyler öğrenmek temel yaklaşımıydı. “Şu arkadaş biliyor, şu bilmiyor; şu arkadaş iyidir, şu değildir; şu arkadaş güçlüdür, şu değildir” gibi yaklaşımlar onda kesinlikle yoktu. Azime arkadaş, bölüğünde yer alan arkadaşların hepsine eşit yaklaşır, kimseyi eksikliği ile yargılamaz, eksikliğini aştırmaya çalışır, yoldaşını geliştirmeyi esas alırdı. Tüm arkadaşlarına yaklaşımı eşitti. Kişiliğinde, toplumsal değerlerin bileşkesini taşırdı. Hem kadın arkadaşlar hem de erkek arkadaşlar için adeta gizli bir güç gibiydi. Onun kişiliğinde, insan duygularını büyütmek ve geliştirmek çok önde ve öncelikli bir özellikti. Onun için en özel ve önemli olan şey mücadele arkadaşları ve özgür bir ülkenin mücadelesini büyütmekti.
Erkek arkadaşlar da Azime arkadaştan çok etkilendiler. Azime arkadaşla kalan onlarca arkadaş, “Kendimize karşı güvensizdik, yaşama karşı çelişkilerimiz vardı” diyerek, Azime arkadaşın onları nasıl savaşa kattığını sürekli anlatırlardı. Azime arkadaşın onlarla ilişkisi, alıp vermesi, üslubu, pratik çabaları, onlara değer verişi gibi birçok şeyin kendilerini nasıl etkilediğini anlatırlardı. “Elbiselerimizi yıkayamıyorduk, suya batırıp çıkartıyorduk. Azime arkadaş gelip bize gösteriyordu. Ateş yakmasını, yemek pişirmesini bilmiyorduk, yanımıza geliyor, bizimle yaparak öğretiyordu. Onunla beraber iş yapınca rahatlıyorduk. Silahlarımızı temizlemeyi bilmiyorduk, gelip bize gösteriyordu. Mevziye girmesini bilemiyorduk, gelip bize nasıl mevzide kalacağımızı anlatıyordu. Nerede hangi hataya düşeceğimizi, başımıza neler getireceğimizi bizden daha iyi biliyordu. Dikkatlice, titizce bizi uyarıyordu. Onu anlıyorduk. Çünkü hem hislerimize hem aklımıza yeni şeyler yediriyordu. Bizi öğrettikleriyle, anlattıklarıyla, söyledikleriyle, yaptıklarıyla doyuruyor, koruyor, güçlendiriyordu” diye anlatıyorlar. Gerçekten bir ana çocuğunu nasıl eğitir, her şeyi gösterirse gerillacılıkta da Azime arkadaş bu rolü oynadı. Azime arkadaşın fiziği de güçlüydü. Kürt kadın tipinin özgürlüğe baş koymuş karakteriydi. Azime arkadaşın sporla da arası iyiydi. Bilinçli, bilgili bir öğretmendi; bu biçimde bir katılımı oldu. Botan gibi bir yerde herkesin gönlünde yer tuttu. Halkın, arkadaşlarının gönlünde yer edindi.
Bugün başta Botan olmak üzere pek çok mücadele alanında halkın eski Apocuları aradığını, onlara hayranlığını ve bağlılığını her fırsatta dile getirdiğini görüyor, duyuyor ve biliyoruz. Neydi eski Apocuların efsunu? Bu soruya verilecek en güzel cevap ve örneklerden biri, Azime arkadaş olmaktadır. Kendisi için değil yoldaşları ve halkı için yaşayan, bu uğurda her türlü zorluğu ikirciksiz en önde göğüsleyen, etrafına hep umut yayan, yaşanan sorun ve sıkıntılara çözüm gücü olan, iradeli, inisiyatifli, mütevazı, sade ve emekçi kişiliğiyle yoldaşlarında ve halkta güven ve hayranlık uyandıran gerçek bir devrimciydi Azime arkadaş. Kendisini hiçbir yoldaşından üstün görmediği gibi, halkçı yaklaşımlarıyla kendisini tanıyan herkesi etkileyip, harekete geçirebiliyordu.
Azime arkadaş, Önderlikten aldığı güç ve inancı kendi yaşamında gerçekleştirirken, aynı zamanda bunu etrafına da yayıyordu. Hem dile getiriyor hem de yaşamda gerçekleştiriyordu. En çok kızdığı ve karşı çıktığı anlayışlar ise; “Kadın kırık bir daldır”, “Kadın savaşamaz, direnemez” biçimindeki değerlendirmelerdi. Bu anlayışların düşman zihniyeti olduğunu dile getirirdi. Bu anlayışların tersine, kırık bir dal olduğu ve savaşamayacağı söylenen kadını, Önderlik çizgisinde yeniden canlandırarak, hem öz gücünü açığa çıkarttı hem de yaşamda yeniden yeşertti. Bundan dolayı da örgütlediği kadın gücünü büyüterek, bu anlayışlara karşı büyük bir mücadele yürüttü.
Azime arkadaş, bir komutan olarak her zaman yoldaşlarıyla iç içeydi ve hiçbir zaman özel veya bireyci bir yaşamı yoktu. Tüm emek ve çabalarının temelinde Önder Apo’dan öğrendiklerini tüm yoldaşlarına aktarmak, onları eğitmek vardı. Bundan dolayı da, Önderlik sahasına gidip ikinci kez özgür dağlara doğru yol aldığında, Önder Apo’dan aldığı güçle bir karar aldı. “Kadınlar kendi öz güçlerini açığa çıkartarak kendilerini yönetmeli” diye ifade etmekteydi bu kararını. Bu karar ve tutumunun sonucu olarak da kadın arkadaşlardan oluşan bir bölük oluşturdu. Yani Önderlik gerçeğini anlayıp, bunun ilk adımını bu biçimde atarak, kadın arkadaşların tüm yaşamını özgün olarak örgütledi. Özgür kadının tüm işlerini kendi öz gücüyle gerçekleştirmesi ve yaşamın tüm ihtiyaçlarını örgütlemesi yönündeki kararlılığı çok güçlüydü. Yani kadın kendi emeğiyle yaşamını oluşturmalıydı. Çünkü; emeksiz bir yaşam, anlamsız bir yaşamdır.
Azime arkadaşın en büyük amaçlarından biri, kadının gizli olan gücünü açığa çıkartabilmekti. O, gerektiği zaman kadının kendi irade ve inancını açığa çıkartabilmesi için, fiziki olarak da erkekten kopması gerektiğini dile getiriyordu. Çünkü; egemen toplumsal ilişkiler içerisinde kadın, erkek olmadan yaşamını sürdüremez ve çalışamaz koşullar içerisindeydi. Fakat Azime arkadaş şunu kanıtladı: Kadın öz gücüne dayanarak, kendi başına ayakta kalabilir, savaşabilir ve yaşayabilir. Egemen anlayışlara karşı özgür kadının gücünü oluşturarak ve bu güce dayanarak, özgürlük mücadelesini büyüttü. Bu anlamda Azime arkadaş, kadın ordulaşmasının temelini atarak, Özgürlük Mücadelemizin bir kadın özgürlük mücadelesine dönüşmesinde tarihsel bir rol oynamıştır. 1989 yılında ilk kez takım, manga ve bölük sistemini Colemêrg tarafında, Qaşura bölgesinde örgütleyen Azime arkadaşın, kadın ordulaşmasında çok büyük bir emeği ve çabası oldu. Mücadele tarihimizde ilk kez bu kutsal ve tarihi görevi Azime arkadaş üstlendi.
Bugün YJA Star, YPJ, YJŞ, HPJ biçiminde kendisini örgütleyen kadın ordulaşması, tüm dünya insanlığı açısından özgürlüğün ve bu uğurda destansı mücadelenin simgesi durumundadır. Ortadoğu ve Kürdistan coğrafyasında her türlü gerici, iktidarcı, devletçi, eril yapılanma ve zihniyete karşı; özgürlükçü, toplumcu, eşitlikçi ve demokratik bir zihniyet ve mücadelenin öncüsü olarak Kürt kadını, dünya ilerici insanlığına ilham kaynağı olmaktadır. PAJK’ta ifadesini bulan Kadın Özgürlük İdeolojisi ve jineoloji, felsefik ve teorik açıdan kadın eksenli bir yaşamı açığa çıkartmanın güçlü bir zemini olmaktadır. Bugün tüm dünyada özgürlüğe en yakın olan ve bunun en büyük mücadelesini yürüten Kürt kadınıdır.
Elbette tüm bu gelişmelerin esas kaynağı, açığa çıkaranı ve yaratanı Önder Apo’dur. “Savaşan özgürleşir, özgürleşen güzelleşir, güzelleşen sevilir” felsefesiyle kadın ordulaşmasında, partileşmesinde ve Kadın Özgürlük İdeolojisi’nin açığa çıkarılmasında Önder Apo hem teorik-fikirsel hem de felsefik-yaşamsal öncülüğü bizzat kendisi yapmıştır. Ancak Önderliğin özgürlük felsefesini doğru özümseyen, kendini buna adayan, bu anlamda özgürleşen ve bunun mücadelesini yürüten yoldaşların da bu gelişmelerin ortaya çıkmasında payı büyüktür. Bunlardan biri de Azime arkadaştır. Tıpkı Sara Yoldaş gibi, Zîlan, Bêrîtan ve Sema yoldaşlar gibi Kadın Özgürlük Mücadelesi’nin gelişmesinde ve bugünkü düzeye gelmesinde belirleyici rolü olan arkadaşlardan biridir. Onun yarattığı ilk özgün kadın birlikleri daha sonra kadın ordulaşmasının, partileşmesinin ve Kadın Özgürlük İdeolojisi’nin açığa çıkmasının zeminini oluşturmuştur.
1992 Güney Savaşı’nda cephe komutanı olarak Heftanîn direnişinde, en ön cephede güçleri koordine eden Azime arkadaş, bu savaşta önemli bir rol oynamıştır. Botan’da gerillanın kökleşmesinde ve düşmana büyük darbeler vurulmasında Azime arkadaşın komuta ve savaş yeteneğinin büyük payı vardır. Kadın komutanlaşmasında öncü düzeyde yer alarak, kurduğu özgün kadın bölüğüyle, kadın ordulaşmasının gelişmesinde büyük emeği olan Azime arkadaş, 94 baharında Botan’da özgün kadın birliğinin başında savaşa katılmıştır. Aynı yıl, düşmanın topyekûn saldırıları karşısında bulunduğu Herekol alanında savaşı koordine ederken, yaşanan bir çatışmada havan atışları sonucu şehadete ulaşmıştır. Şehadetinden bir süre sonra gerçekleşen PKK 5. Kongresi’nde ‘Manevi Merkez Komite Üyesi’ olarak seçildi. Ardından 1995’te 1. YAJK Kongresi’nde, ‘Kadın Ordulaşmasının Manevi Komutanı’ olarak onurlandırıldı.
“Azime, Bêrîvan (Binevş Agal), Hanım Yaverkaya, Çiçek Selcan, Rahime Kahraman, Nafiye Öz, Sultan Yavuz gibi arkadaşlar bugünkü gerillanın ve kadın ordulaşmasının ilk nüveleridir. Temel onlardır. Öz çaba onlardır. Onlar o zaman tek başlarına bir kadın ordusu gibi hareket ettiler. Onlar toplumlarına, örgütlerine, arkadaşlarına büyük güvendiler, güven verdiler. Kadının binlerce yıllık kabuğunu delip dışarı çıkmasında, varlıklaşmasında, değere dönüşmesinde kendilerini çizgi haline getirdiler, sembolleştiler. Özgürlük simgesi oldular. Binlerce yıllık korkuları bertaraf edip, cesareti yaşanılır kıldılar. Özgürlük yürüyüşünü onlar kendi yürüyüşleriyle kadında yarattılar.” Bu açıdan onlar Kürdistan dağlarında fedai çizgide mücadele yürüten gerillanın zafer direnişinde ve kadın öncülüğünde zafere yürüyen mücadelemizin özgürlük ruhunda yaşıyorlar ve hep yaşayacaklar.”