HABER MERKEZİ- Medya Doz: “EN İYİ SEN ANLADIN VE EN İYİ SEN OKUDUN”
“Aileme söyleyin oğlunuz kahramanca şehit düştü”
Kod Adı: Şoreş Hakkari
Adı Soyadı: Zeki Atan
Baba Adı: İsmail
Ana Adı: Taybet
Doğum Tarihi ve Yeri: 1974-Hakkari
Katılım Tarihi ve Yeri: 1994-Hakkari
Şehadet tarihi ve yeri: 5 Ağustos 1996,
Xokan karakol baskını Başkale-Hakkari
Tut ki bir gece ay ışığı sunarken kendini
mertçe,
Yüreğimin bir köşesinde saklı tuttuğum
sırrı, fırlatıyorum mevzi mevzi
Ve seni duyuyorum korkak çığlıkların
yanı sıra, tavizsiz sloganlarını,
Kalp atışlarını duyuyorum yanımdaki
yoldaşın
Çarpıyor diyorum içimden
Ve sonra, sonra
Ay bulutlara gömülüyor ardından
sessizlik ve suskun,
“Bitti” diyorum içimden “bitti” iki gülün
soylu yaşam mücadelesi…
Yurtsever bir ailede doğup büyüyen Şoreş arkadaş, daha küçük yaşlarda düşmanın zorbalığına, dilinin yasaklı oluşuna ve ülkesinin işgal altında olduğuna tanık olur. Aile içinde sevilen ve etrafını keşfeden bir çocuk olarak bilinir. Arkadaşlarıyla oynarken hep öncü rolündedir ve meraklıdır. Okulda başarılı ve dikkat çeken bir öğrencidir, derslerinde başarılı olup hep takdir alandır. Genç yaşında aileye ve çevresine karşı sorumluluklarını bilen ve onlar için gerekli olan ne varsa yapabilen bir karakterdedir. Kurdistanın bağımsızlık ve özgürlüğü için direnin halkının acılarına kendisi de tanık olmakta ve buna büyük öfke duymaktadır. Ağabeysinin cezaevinde olması onu mücadeleyle daha da yakınlaştırmıştır. Ardından amcaoğlunun saflara katılmasıyla kendisi de dağlara yola lma ve bir özgürlük savaşçısı olma kararını vermiştir. 1994 baharında katılım kararı alan Şoreş heval, Botan alanına yönünü vererek hakikat arayışçısı olma yönünde dağlara selama durur. Yaklaşık iki yıla yakın sıcak savaşın en yoğun olduğu Botan alanında kalır, kendini bir bütünlen adayan ve hiçbir görevden geriye durmayan, öğrenen ve öğrendiğini pratiği geçiren bir militan olur. 1996 yılında amcasının oğluyla (Fazıl Atan- Botan Hakkari) aynı savaş taburunda yer almanın sevincini yaşar ve beraber doğdukları topraklara yol almanın ne kadar onurluca olduğunun altını çizer. Hakkari alanı mücadele için her zaman önemli ve zorlu bir alan olmasına rağmen Şoreş heval bunun bilinciyle pratiğe yönelir. Zozanlara yabancı değildir, Hakkari onun için çocukluğuna bir dönüştür, talan edilen yurduna özgürce bir bakıştır ve yeniden bir doğuştur.
Etrafına ışık saçıyordu
Şoreş hevalı ’96 baharında, doğanın kendini yenilediği ve yaşamın yeniden anlam bulduğu Hakkari zozanlarında tanıdım. Bir tepenin başında oturmuş uzaklara dalarken gördüm onu, kendisi daha yaşamının baharındaydı, çok gençti, heyecanlıydı, etrafına ışık saçıyordu. Bir şeyler anlatıyordu hareketli hareketli onu izlediğimi fark ettiğinde mahçub bir gülümseme sarmıştı çehresini, umutla geceyi karşılıyordu. İddialı ve olgun bir duruşu vardı. Silahlara merak duyduğu kadar teknik ile de arası iyiydi, büyük cihazı iyi kurar, şifreleri çözer ve bağlantıyı iyi sağlardı. Hakkari alanına yeni geçmiştik, araziye hakimiyeti dikkatimi çekmişti, Kar sularından demlediği çayı bize ikram ederken gözleri gülüyordu.
Pratik yoğunluk, arazide yeni oluşumuz ve her an çatışmaya hazır olmak zorunda olmamızdan eğitime fazla zaman ayıramıyorduk, ama gelen talimatları büyük bir dikkat ve özveriyle okuduğuna ve yazdığına tanık oluyordum. Güzel bir el yazısı vardı, “Anlayanlar güzel yazar” diyordu. En iyi sen anladın ve en iyi sen okudun.
Başkale alanında bulunan Xokan karakoluna baskın eylemi gerçekleştirecekti bizim Tabur. Önceden yapılan keşif ve istihbarat çerçevesinde yola koyulduk. Xokan çok açık bir yerdeydi, arazi olarak dümdüzdü onun için çok dikkatli olmak gerekiyordu.
Ağustos ayında bir başka oluyor zozanlar, helisler boy vermiş durumda, Hakkari laleleri doğayı süslemekte, alabildiğine uzanan dağlar arkamızda ve bir dilan tutarak, geceye selam veren yoldaşlar var önümüzde. İddialıyız, halkımıza zulüm eden ve katliamlardan geçiren düşmana bu gece bir darbe vuracağız, bu gece tarih yazacağız ve bu gece yıldızları selamlayacağız. Saldırı kolunun bir tanesinde de heval Şoreş yer alıyordu, gülümseyerek silahını temizliyor, bombalarını kontrol ediyordu. Yine öncüydü Şoreş, yine ilk okuyandı ve yine yoldaşlarına güvendi.
Bir baskın beklemeyen düşman arkadaşların mevzilerine vurmalarıyla neye uğradığını şaşırır, mevzileri ele geçiren arkadaşlar, düşmana büyük kayıplar verirler, bir sürü silah kaldırırlar, geri çekilme esnasında Şoreş arkadaşın içinde olduğu tim, pusuya yatan düşman tarafından vurulur, yanındaki arkadaşları yaralanır, kendisi ise ağır yaralı olarak bir yere kadar getirilir. Arkadaşları onu kurtarmaya çalışsa da, onlara yük olmamak için, kendilerini kurtarmalarını söyler. Yanındaki arkadaşlarına son sözü ise: ”Aileme söyleyin oğlunuz kahramanca şehit düştü”
Xokan karakol baskınında kahramanca çatışarak şehitler kervanına katılan iki onur abidemiz olur. Şoreş (Zeki Atan) ve Zafer (Selim Canavar) Fedailiğin, yoldaşlığın ve militan duruşun simgesi olurlar. Hakkari zozanlarında geleceği kucaklayan ve özgürlüğü selamlayan iki umut yolcusu olurlar. Direnen, güvenen ve başkaldıran halkının bağrında yeniden doğuşun ismi oldular.
(Bu iki cengaverin cenazesi ailelerine verilmedi, nereye gömüldükleri bilinmedi ve bir sır gibi saklandı.)
5 Ağustos 1996
Tarihi randevu Xokan Karakol Baskını
Başkale
Zafer-Şoreş Yoldaşların Anılarına
Çizebilseydim çizerdim
Akşam güneşinin batışında
Seni, Başkaleyle yan yana
Yahut heykeltraş yapsaydım
Güneşten, altından bir anıtını dikseydim,
Başkale ile Bervari arasına
Ki sesin namın gibi
Alsaydı bu cihan cesaretene
samimiyetini
Görseydi Başkaleye ektiğin fedakarlık
tohumunu.
Sen, ne çizilebilen mutluluk
Ne de bir daha yakalanan özgürlük,
Sen, yeni bir tarih sayfasını süsleyen
Umutla sevdayla kan çiçeklerini
besleyen
Sen çocukların gözlerindeki ışık
İnsanlığın umudu güneşi
Sen dünyada Kurdistan da
özgürlüğün adı
Uzun uzadıya yazmak seni harcım değil
Bu geleceğin, tarihin işi
Başkaleden Bervariden ayrılman başka
soğuk bir kışın adı
Hasretin dondurur
yoldaşların damarlarındaki kanı
Bekle beni yoldaş
Bir daha ki yaz oturup seninle yan yana
Şoreşin türküsünü besteleyeceğiz.
Şehit Botan Hakkari (Fazil Atan)
Mücadele arkadaşları adına Medya Doz