Kuşkusuz Rojava Devrimi, ezilen halkların simgesi haline geldi. Belki DAİŞ ve Faşist Türk Devletine karşı verdiği savaşla tanınıyor. Ancak Rojava Devrimi hakkındaki bilgimizi bununla sınırlandırırsak devrimin özünü tam olarak anlayamayız. Çünkü Rojava Devrimi’ndeki en önemli şey bu sistemin Önder APO’nun fikir ve felsefesi temelinde hayata geçirilmesidir. Özellikle genel olarak mücadele Kürt halkıyla birlikte; Arap halkı, Asuri halkı, Türkmen halklarının da katılımı Rojava Devrimi’ni diğer devrimlerden farklı kılıyor. Bu devrimin hem kapitalist sistemi, hem eski sosyalizm paradigmasını ve ulusal kurtuluş mücadelelerini aştığını görüyoruz. Rojava devrimi farkını gösteriyor. Bu yüzden bu kadar etkilidir.

Kadınların her alanda öncülük rolü oynadığını söyleyebiliriz. Rojava Devrimi’nde askeri, siyasi, ekonomik veya kültürel açıdan kadınlar öncüdür. Rojava Devrimi ile kadınların kendi doğalarını, kimliklerini fark ettiklerini ve bundan hareketle toplumlarına öncülük ettiklerini söyleyebiliriz.
Sadece Ortadoğu’da değil, tüm dünyada kadınlar büyük bir baskı altında. Ya dincilik adı altında yada liberalizmle kadını bölen ve satan bir sistem var . Ancak Rojava’da bunun cevabının bizzat kadınların kendileri olduğunu görüyoruz. Rojava Devrimi’nde kadınların bütün  toplumu yönetebildiğini görüyoruz.
Öncelikle Rojava devrimini tesadüf olarak ele almamalıyız, Rojava devrimi temelini Önderliksel yürüyüşten almaktadır. Önderliğimizin uzun süredir yürüttüğü bu mücadele, Bakurlu gençlerin Kürt kimliklerini, manevi kimliklerini tanımalarını sağlamıştır. Bu temelde kendilerini Rojava Devrimi’nin içinde buldular. Bakur ve Rojavayê Kürdistan arasındaki bu sınır, gençler için neydi? Bu sınırı emperyalist güçler, İngiliz ve Fransız devletleri belirledi. Gençlik bu sınırı aştığında aslında emperyalist güçleri büyük bir yenilgiye uğrattı, bu yüzden çok anlamlıydı.

Bu mücadele enternasyonalist bir düşünceye dayanmaktadır. Önderlik gerçeğine ilk katılan arkadaşlar kimlerdi? Heval Kemal Pîr ve heval Haki Karer. Kendileri Kürt değildiler ama Önderliğin mücadelesinde gerçeği gördüler. Bu yüzden de özgürlük hareketinin mücadelesi her zaman varolmaya devam edecektir. Bu Rojava Devrimi’nde açığa çıkıyor. Bu yüzden dünyanın birçok enternasyonalist gücü, devrimci gücü kendilerini devrimin içinde buldular. Günümüz dünyasına göre yeni bir sosyalizm inşa etme potansiyelini görenler, devrime katılımlarını bir görev olarak görmekteler.

Devrimci Halk Savaşı’nda öncülük rolü Rojava gençliğine düşüyor. Gerçek bir askeri güç var, belli bir seviyeye ulaştı, bu gelişme çok önemli ama başarılı olmak için, NATO ordusu olan TC  gibi üstün teknik kullanan bir orduya karşı halk savaşı verilmesi gerekiyor.
Bu gençler için ne anlama geliyor? Kendini her yönüyle savaşa hazırlamaktır. Sadece kendisini değil, toplumu da savaşa hazırlamaktır. Rojava Devrimi’nde şehitlerin kanıyla açığa çıkan bu değerlerin derinden hissedilmesi gerekiyor. Şehitlerin bize verdiği bu mirasa sahip çıkıp, bize verdikleri bu mücadeleye devam etmezsek her şeyi kaybedir. Gençler olarak faşist güçlerin şehit kanıyla sulanan bu kutsal toprakları yok etmesine asla izin vermemeliyiz. Bu büyük nefrete karşı çıkmalıyız. Buna göre kendimizi Devrimci Halk Savaşı temelinde hazırlayalım.

Bugün Zap’ta Avaşin ve Metina’da gerillalar Türk işgalcilerine büyük darbeler indiriyor. Tarihi bir direnişle birlikte zafer savaşı yürütüyorlar. Ama bu savaş sadece Kürdistan dağlarıyla sınırlı kalırsa sonuca ulaşmayacaktır. Devrimci Halk Savaşı Stratejisi, savaşını büyütmemizi gerektiriyor. Tıpkı bize topyekün savaş açmak isteyen bu faşistler gibi bizim de savaşımızla topyekün bir yanıt vermemiz gerekiyor. Halk bir bütün olarak bu savaşta yer almalıdır. Sadece askeri güçler değil, sadece gerillalar değil, tüm halk bunu bir görev olarak görmelidir. Özellikle gençlik, en dinamik güç olarak bu sorumluluğu üzerine almalıdır. Enternasyonalist gençlik çok anlamlı eylemler gerçekleştirdi. Protesto, yürüyüş gibi eylemlerin kesintisiz yürütüldüğünü görüyoruz. Ama daha fazlasının yapılması gerekiyor.
Bu bir savaş, bir ölüm kalım savaşı. Sadece Kürt halkı ve Kürdistan için değil, sadece bu bölge için de geçerli değil.  Savaşı kazanamazsak sosyalizm umudu ve kapitalizmin alternatifi de  gidecektir. Her sosyalist, her devrimci bunu kendi sorumluluğu olarak görmelidir. Sıradan eylemler ve açıklamalar süreci karşılamamaktadır. Bu yüzden eylemleri daha fazla büyütmemiz gerekir.”

Yine Bakur Gençliği için artık Devrimci Halk Savaşı sürecine girilmesi gerektiğini belirtebilirim. Yine çok anlamlı eylemler yapılmakta ama bunun savaşa evrilmesi gerekiyor. Bakurê Kurdistan’da da daha önce Devrimci Halk Savaşı yürütüldü. yine yürütecek gücümüz var. Biz bu düşmana karşı savaşıp kazanabiliriz. Bakur gençliği bu rolü üstlenmelidir.

Rojava gençliği içinde aynı şey geçerlidir. Bugün Efrîn, Girê Spî ve Serêkaniyê de faşist, işgalci kan emici Türk devleti bu topraklarda her türlü ahlaksızlığı yapıyor. Çeteleri her türlü pisliği yapıyor. Rojava gençliği bunu kendisine kabul etmemelidir. Kendi toplumuna öncülük etmeli ve buna karşı savaşmalıdır. Werin Cenga Azadiyê hamlesi çerçevesinde kendilerini sorumlu görmelidirler.

Bu sadece uzun yürüyüş ve açıklama yapmak için yapılan bir çağrı değildir, bu çağrı gerçekten gelip bu savaşa katılma çağrısıdır. Belirttiğimiz gibi bu saval topyûn yürütülüyor. Evet düşmana büyük darbeler vuruyoruz ve bu büyük bedeller de gerektiriyor. Rojava gençleri bugün dağda yürütülen savaşı Rojava Devrimi’nden kopuk görmemelidir. Rojava Devrimi dağdaki mücadeleye sahip çıkmazsa büyük bir yanılgı yaşar ve devrim tehlikeye girer. Rojava gençliği de kendini buna göre hazırlamalı ve savaşa katılmalıdır.