HABER MERKEZİ – Rojava’da kadınlar öncülüğünde gelişen devrim bütün dünyaya ilham olmaya devam ediyor. Birçok ülkeden yoğun ilginin gösterildiği Rojava’da Kapitalizme karşı alternatif demokratik bir yaşam geliştiriliyor. En çok da alternatif bir yaşamın mümkün olduğunu görmek için gelen birçok genç ve genç kadın kapitalizmin yarattığı umutsuzluğa karşı devrimin gerçek bir toplum yaratma gücünden etkileniyor.
Rojava devrimini tanımak için Brezilya’dan gelen ilk kadınlardan biri Rojda Brezilya. Kapitalizmin yaşama geleceğe dair mücadele gücü, umudu bırakmadığına dikkat çeken Brezilyalı Enternasyonalist genç kadın Rojda Brezilya, Rojava’ya geldiğinden beri gerçek bir toplumda yaşamanın mümkün olduğunu kendine ve arkadaşlarına kanıtladığını dile getirdi.
Enternasyonalist genç kadın Rojda Brezilya ile yaptığımız röportajın tamamı şöyle:
Adım Rojda ve Kürtçe’de “güneş” anlamına gelen ilk öğrendiğim kelime “roj” oldu. Benim için deneyim ve hislerim güneşin doğuşuyla bağlantılı. Çünkü benim için güneşin doğuşu umut demektir. Rojava’ya geldiğimde, ilk geceden sonra uyandığımda, pencereden içeri giren güneşi gördüğümü hatırlıyorum. Çok farklı ve özel bir his vardı. Çünkü Devrim’in yerinde olduğumu biliyordum, okuduğum, bu konuda çok fazla arkadaşlarım arasında konuştuğum ve deneyimlemek istediğim bir şeydi. Alternatif bir sistemde yaşamanın mümkün olduğunu kendim ve burada olmayan diğer arkadaşlarım için kanıtlamak istedim. Toplum içinde yaşamak, umut sahibi olmak, daha çok sevmek mümkün.
Her gün çok şey öğreniyorum çünkü kapitalist sistemde, bugün gerçekten hasta olan bir ülkede yaşadım. Faşizme karşı mücadele etmeyen, savaşmayan bir ülkede. Her gün mücadeleye devam etme gücü ve ümidi ile kalkmak gerçekten zor çünkü ileriye bakıyorsunuz ve değişme, dönüşme imkanı görmüyorsunuz. Sanat ve kültür alanında çalışıyorum. İnsan hakkında konuşabilmek, insan olarak da gelişmek, tartışmak, düşünmek, toplumu geliştirmek için bu alanda çalışmayı seçiyorum. Ama yine de bunun imkansız olduğunu hissediyordum. Fakat Rojava’ya geldiğimde bunun mümkün olduğunu kendime kanıtladım. Kendinizi geliştirmek, toplumda yaşamak – gerçek bir toplumda yaşamak mümkün. Kürt kültürü hakkında bilgi edinmek için beni büyük bir sevgiyle karşılayan ailelerle özellikle temas halinde olduğum da bunu kanıtladım. Batılı ülkelerde kapitalizm tarafından ne kadar yönetildiğimizi, bedenlerimizle, köklerimizle ne kadar bağımızın koptuğunu ama burada olmakla, hatta buralı olmamakla birlikte kök salmış hissediyorum. Bu çok özel, bir şey. Kürt kültürüne ait dansları ve müzikleri sanki önceden biliyormuşum gibi. Kalbimin şarkıya göre attığını hissediyorum, atılan her adım, bir daire içinde dans ediyorsun, birbirinizi tanımasanız bile başkalarının gözlerinin içine bakıyorsunuz. Sanki onun bir parçasısın, sen onun bir parçasısın. Ve bu çok özel, çok insani. Kaybettiğimiz değerler bunlar. Kapitalist sistemin, küreselleşme çok şey aldı bizde, çok bireyci olduk ama burada sadece kendinizi değil, toplumu, çevrenizdeki arkadaşlarınızı da düşünüyorsunuz.
Öğrendiğim bir şey var ki o da uyandığım andan yatağa gitmeye kadar yaptığım her şeyi kendim ve başkaları için yapıyorum ve bu yüzden topluluk içinde yaşamak, gerçek bir toplumda yaşamak mümkün. Çoğu zaman bana Brezilya kültürü ve alışkanlıkları hakkında sorular soruyorlar ve ben de bunun hakkında konuşmak için kendimi zorluyorum. Çünkü günümüzde küreselleşme batılı ülkeleri o kadar çok etkiliyor ki kendi köklerimizi bilmiyoruz. Burada bir eve gittiğinizde tüm ritüelleri yaparsınız, çay içersiniz, herkese selam verirsiniz, daire şeklinde oturursunuz – ve bu çok semboliktir, daire şeklinde olmak tüm insanlarla temas halinde olmak. Bu bize devrimin sınırlar olmadan yaşayabilmek için ne kadar gerekli olduğunu gösteriyor. İnsanlara saygı duyabilmek, eşit bir yaşam aramak ve en çok da sevmek. Sanırım hiç bu kadar sevmemiştim. Hiç görmediğin, hiç tanışmadığın insanlarla birlikte olmak ve çok farklı olmak ama yine de sevgi ve mücadele ile bağlı olmak. Ataerkilliğin bu kadar saldırgan, bu kadar şiddetli olduğu batıda bir kadın olarak değersizken burada bir kadın olarak değer görmek, saygı görmek, dinlenmek, çok güzel.