HABER MERKEZİ
Rojava ve Kuzey Suriye’ye yönelik işgalci Türk devletinin tehditlerinin yaşandığı bir dönemden geçiyoruz. AKP’nin başlatmış olduğu işgal teditlerine karşı, QSD,YPJ-YPG mevzilerindeki yerini almış ve halk son hazırlıklarını yapıyor. Herhangi bir saldırıya karşı Devrimci Halk Savaşı’nın gelişeceği açıktır.
İşgalci Türk devletinin aklından çıkmayan geceleri uykularını kaçıran Rojava Devrimi gerçekliğine karşı, cihatçı gruplardan oluşan ÖSO’yu da Riha’da toplamış ve herhangi bir işgal saldırısında cihatçılardan medet umduğu ise tüm gerçekliği ile ortaya koymuştur.
ABD ile bir türlü kararlaştırılamayan işgal planının altında ise Rojava ve Kuzey Suriye’ye dair çok kirli hesapların sürdüğü su götürmez bir gerçeklik. ABD bir yandan Rojava’daki askeri-siyasi güçlerle görüşürken diğer yandan, işgalci Türk devletiyle yıllardan beri gelen kirlik kapitalist-emperyalist ittifakını bozma taraftarı gözükmüyor. Halklar Önderi Abdullah Öcalan kapitalist ve emperyalist güçleri ‘Gladyo Perdesi’nin arkası’ olarak değerlendiriyor. Gladyo perdesinin arkasında yaşananlar kendini tam anlamıyla gün yüzüne vurmasa da. Rojava’da yaşanacak olan Devrimci Halk Savaşı gerek QSD’nin gerekse MSD’nin açıklamaları ve Rojava-Kuzey Suriye halkının yaklaşımlarından anlaşılır durumda.
Bütün askeri güçler gerek şehir içlerinde gerekse sınırda en üst seviyede önlemlerini almış durumda. İşgalci Türk devleti ve yandaş medyası ‘Ya beka, ya bela’ diyor. Doğrusu biz başlarına bela alacaklarını düşünüyoruz. Görünen o ki işgalci Türk devleti ve faşist AKP rejimi iç savaş çıkarma peşinde. Kobanê Serhildanlarında nasıl ki Bakurê Kürdistan halkı Rojava ve Kuzey Suriye işgaline karşı ayakta durmuşsa şüphesiz şimdi de bu sahiplenme içeride gelişecek.
Ama başlarına belayı alacakları asıl yer Rojava ve Kuzey Suriye olacak. Tümüyle bir savaştan bahsediyoruz nasıl ki DAİŞ çeteleri temizlendi sıra bekçisi olan Türkiye’ye gelecek. Rojava ve Kuzey Suriye’nin yaptığı askeri açıklamalarda her anlamda savaşa hazır olunduğu söyleniyor. Kuşkusuz Rojava-Kuzey Suriye Devriminin ilk koruyucuları halk ve halklar olacaktır. Özellikle açıklamalar da dikkat çekmek istediğim bir nokta daha var oda ‘Efrîn gibi olmayacağının’ söylenmesidir. Yani aslında işgalci Türk herhangi bir saldırısında her yerden savaşa girileceği QSD-YPJ-YPG güçleri tarafından dile getiriliyor.
Erdoğan korkusu DAİŞ çeteleri, Erdoğan son açıklmasında herhangi bir savaş durumunda DAİŞ çetelerinin bırakılacağından endişeli olduğunu dile getiriyor açıkçası dünyanın başına birebir İşgalci Türk devleti tarafından bela edinen DAİŞ çetelerini bırakmak ilk Erdoğan’ın aklına gelecektir. Şimdiden yapacağı konutlardan bahsederken, o konutlara göçmen halkın yerleştirilmeyeceği herkes tarafından bilinen bir gerçeklik. Erdoğan’ın QSD,YPJ-YPG korkusu her fırsatta kendini bu şekilde gün yüzüne çıkarıyor.
Doğrusunu söylemek gerekirse işgalci Türk devleti başına ‘bela’yı’ almış durumda. Rojava ve Kuzey Suriye’de aradığı ‘beka’yı’ bulamacağı ise kesin gibi gözüküyor.
NC/Axin Mahir Dicle