HABER MERKEZİ
Doktorların son muayenesinden sonra Erdoğan’ın fazla yaşayamacağı yönünde, ölmüş adamı diriltme çabaları beyhude bir uğraş. Sömürgeciler birbirini tanır ve ona göre konumlarını alır. Sömürgecilerin yaklaşımları o temelde olur. Erdoğan uzun süre yaşamayacağına göre, herkes yerini almak zorunda. Erdoğan’ın cenaze merasimi için tutulan safların en önünde MİT geliyor. MİT, son isteklerini yerine getirme derdinde.
Bahçeli ve Perinçek saray bahçesinde it kavgası yaparken, saray penceresinde saklanmış Erdoğan ise korkuyla onları izliyor. Bir bahçede iki farklı havlamanın buhranı içinde ölümünü izlemek. Pelikancılar aileden sayılır, onların derdi ise miras. Kılıçdaroğlu helvayla uğraşırken, ulusal birliğe gelmeyen Kürt işbirlikçi kesim ise ölmüş adamı diriltmek için tüm nefesini harcıyor.
AKP-MHP iktidarı toplumu sürüklediği siyasi ve ekonomik krizde pandemi sürecinde gittikçe daha fazla battı. Bütün ekonomiyi kendi iktidarını sürdürmek için savaşa ve aile yandaşlarına peşkeş çeken AKP-MHP iktidarı, pandemi sürecinde de halka yardım etmekten ziyade IBAN numarası paylaşarak halktan yardım dilendi. Anketlere yansıyan son mali kriz ardından Metropoll Araştırmasının son anket sonucunu net olarak ortaya çıkardı. AKP-MHP iktidarının Şubat ayında 33,9 olan oy oranı, Mart’ta 33,7’ye, Nisan’da 32,8’e ve Mayıs’ta 30,7’ye düştüğü görüldü.
Türk devletinin ekonomisi çökerken, Erdoğan kazanıp kazanmayacağının derdine düşmüş vaziyette. Bir sonraki araştırmada göreceğiz kendisi aday olsa kazanır mı kazanamaz mı. Erdoğan’ın kaybedeceği neredeyse net. Önemli olan onu yenecek olanı ve yöntemi belirlemek.
Erdoğan yeni hesaplamalara giderken yanında hissettiği en önemli güç ise MİT. Yeni planlamalara gidilirken iç ve dış her sorgulanma önceden hazırlanmış durumda. Klasikleşen Osmanlı siyaseti; istediğin her şeyi sat, iyi görün, bolca yalan ve saltanata biat. Türkün Türk olmadığı her şeyi içine katacak oyun düzeni, Anadolu sen tahıl ambarı misali. Bir kuzu uçurumda önden atlarken nasılsa Türk’e ait ne varsa hepsi aynı uçuruma atlar.
Fransa Cumhurbaşkanlığı, Türkiye’nin “agresifleşen” bir politika izleyerek Libya’ya müdahale etmesinin “kabul edilemez” olduğunu açıkladı. Erdoğan önceden bu oyunu sergiledi ve General Hafter güçlerine saldırdı bunu izleyen diğer güçler ise sessiz sedasız ne olup biteceği konusu üzerine tartışırken Erdoğan İdlib’te mola derdindeydi. Ve eski sömürgeciler devreye girmeye başladı. Yeni yetme Erdoğan ise grup konuşmasında ‘siz kimsiniz ya’ naralarını çoktan salgılamaya başlamıştı bile. Yeni sömürgeci olma hevesi ve hayalindeyken aynı esnada Perinçek ve Bahçeli kafa kafaya birbirini ısırıyordu. İki hayvanı uysallaştıracak bir zaman değildi ve onların bunu yapması gerekiyordu. Birileri en azından bunu istemişti. Bir sarayda iki köpek olamazdı!
Suudi Arabistan sermayeli Arab News adlı haber portalından Abdurrahman el Raşid şöyle diyor: “Erdoğan’ın bu yüzden 2023’teki seçimi kazanarak beş yıl daha iktidarda kalma hesapları yaptığını eğer başarılı olursa o sürenin sonunda 74 yaşında olacak ve bir kez daha iktidarda tutunmak için elinden geleni yapacaktır – ya da başarısız olursa, yerine bir halefi bırakacaktır. Böylece, Cumhurbaşkanlığı sarayını son kez terk ettiğinde, gideceği yer sadece mezarı olacak. Aksi takdirde, birçok rakibi onu bekliyor olacak.”
Erdoğan için lüks bir mezarın MİT’i tarafından hazırlandığı aşikardır. Atatürk gibi olmalı vasiyeti olmalı, Nutuk’tan iki kat dolgun bir kitap bile hazır.
İlginç olan durum eski sömürgecilerin tarzında yatıyor, bir taraftan “Erdoğan sen ölüsün” derken bir diğer halleri ise şu şekilde: Erdoğan ve Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti Başbakanı Fayez El Sarrac’ın Ankara’da yaptıkları görüşme ve Libya’daki son gelişmeler, İtalya’da yayımlanan La Repubblica gazetesi tarafından “Kazanan Erdoğan oldu” şeklinde yorumlandı.
Evet gaz verilirken ‘Kazanan Erdoğan oldu’ iması daha ne kadar toplumların üzerine bombalar yağdırılacak gibisinden. Saray penceresinden ise en fazla bahçede havlayan iki köpek dikkat çeker.
Bunların yanında ise son savaş evresine girildiği gerçeğidir. Erdoğan bunu ilk ben başlatacağım diye durup ağladı sömürgecilerde madem öyle hadi başlat dendi. Gece 12’de bu sefer bombaların hedefinde büyük göçlere maruz kalmış ömürlerinin yarısından fazlası katliamlarla geçmiş ve mülteci konumuna düşmüş Maxmur ve Daiş gibi bir zihniyete direnmiş Şengal vardı. Bunun sevincini ise sinsi bir şekilde Barzani ailesi yaşıyordu. Neden mi?: PDK basınına bir göz atın yeter. Tarafsızlık adı altında taraf tutma sinerjisini bir zamanların Taraf gazetesinden aldığı kesin. Sen vur biz yazalım ama çaktırmayalım.
Son oyun Pençe – Kartal operasyonu oyun konsolunda yeni bir görüntü bulmaya çalışıyor. Şimdiden A haber o kadar yalan attı ki, kendileri de ne yazacaklarını şaşırmış durumda. Tabi bunu yapmadan öncesinde ne kadar çok vurulduklarını kendi dillerinden anlıyorsunuz. Yine her gün bir tuhaf ölüm tarzıyla ölen askerlerin aslında bir olmadığını Gerilla ve İntikam birimleri’nin çok etkili eylemleriyle dağda ve şehirde Erdoğan ve Mit’ini mezara gömdüğüdür. Sıkışan ve ölüm döşeğine yatan Erdoğan’ı diriltmek ise MİT için yeni bir oyun tarzı. Damadı epey zorlayacak bir maliye için Saray’ın 675. odasında kilitli olan paranın bu operasyonlar için açılması kararı epey zordu. Gözlerine uyku girmeyen Erdoğan para dolu odaların boşalmasıyla iyice yatamaz oldu. Son verilere göre Emine hanım yeni ilaçlar üzerine çalışıyor.
HPG bu hamleyi çok önceden bildiği için fazla zorlanmadı. “Keşiflerimiz başlarında, anlık vuruyoruz. Hiç merak etmeyin, bittiler.” yaygaralığı kopartan analistlerin, yer altında devleşen ve her an bir volkan gibi patlayacak gerilladan bir haber olması gerekir. Özel savaş basınlarında kullanırlar mı bilinmez fakat operasyona çıkan bir çok askerin korkudan öldüğü bir gerçek. Toplumun içinden ise şehirlerde yeni bir güç çoktan hazır. Halkın kendi kendine hazırladığı bu güç her gün yeni eylemlerle daha da büyüyor. Bunların hayalet olduğu çoktan yayılmış durumda. Ne zaman nerde oldukları bilinmez. Bir diğeri ise Ateşten beslenen kıvılcımların bileşkesinden oluşan ve sistem sermayedarlarını alak bulak eden çocuklar.
Yer altından dağda ve şehirlerden gümbür gümbür davul sesleri geliyor. Bunu yalnız bilenler işitir. Adı devrim, evrensele ilerleyen Kürdistan Devrimi, herkese yer var yeter ki işitmesini bilelim. Ona göre hazırlanalım ve intikamcı düşünelim!
Mikail AVAİ