MERSİN – Mersin Üniversitesi’nde 11 Mart 2015 tarihinde faşist eleman Hüseyin Nihal Atsız anmasını protesto eden 40 demokrat sol görüşlü yurtsever öğrenci hakkında bir yıl sonra “2911 gösteri ve yürüyüş kanuna muhalefet”, “Kamu malına zarar verme”, “Örgüt propagandasına dönüştürülen toplantı ve gösteri yürüyüşlerine katılma”, “Örgüt üyesi olma” ve “Örgüt adına propaganda yapma” iddiasıyla dava açıldı. 4 yıldır devam eden davanın geçtiğimiz günlerde görülen karar duruşmasında, 40 öğrenciden 33’üne ayrı gerekçelerle 6 yıldan 11 yıla kadar toplam 300 yıl hapis cezası verildi. 7 öğrenci ise beraat etti.
22 Öğrenciye toplamda 176 yıl hapis cezası
Karar duruşmasında, A.T.D, A.K, M.G, V.İ, R.D,D.Ö, V.N, D.V, A.H.B, E.C.A, Y.S, M.D, D.Ö, E.Y, S.D, D.P, Ç.Ö, H.K.D, U.Ö, S.M, H.E ve S.Ç hakkında “Örgüt propagandasına dönüştürülen toplantı ve gösteri yürüyüşlerine katılmak” iddiasıyla 3 yıl hapis cezası ile cezalandırılmalarına; “suçun taş, sopa, soda gibi yaralayıcı maddelerin bulunması ve kullanılması suretiyle işlenmesi” iddiasıyla sanıkların ayrı ayrı 4 yıl hapis ile cezalandırılmalarına ve sanıkların bu suçu üniversite yerleşkesinde işledikleri gerekçesiyle de ayrı ayrı 8 yıl hapis cezası verildi. Öğrencilerden E.B, D.C, F.C, Ü.B, M.D, M.T, M.N, M.Ş.Ç, A.Ş, C.U ve Y.K 2911 sayılı yasaya muhalefet etmek iddiasıyla 2 yıl 6 ay hapis cezası verildi. M.T, M.N, M.D, D.Ö ve D.P’ye ise “Örgüt propagandası yapma” iddiasıyla 1 yıl hapis cezası verildi. Yine 15 öğrenci hakkında ise “2911 gösteri ve yürüyüş kanuna muhalefet” suçlamasıyla 2 yıl hapis cezası verildi.
Yüksek cezalar ile yargılanan öğrencilerin birçoğu yurt dışına gitti. Bu öğrencilerden biri olan S.N., karara tepki gösterdi.
‘İfadem hiçbir şekilde dikkate alınmadı’
11 Aralık 2015 tarihinde gözaltına alındıklarını ve 13 Mart 2020 tarihinde sonuçlanan davada toplamda 9 yıl 6 ay cezası aldığını belirten S.N., “Aldığım bu cezanın hukuksal açıdan hiçbir gerekçesi yoktur. Kolluk kuvvetlerinin kullandığı orantısız güç sonucunda dudağıma plastik mermi isabet etmesine rağmen adalet sistemi tarafından ‘mağdur’ görülmedim. Gözaltına alınmam sırasında dudağımın patlamış olmasına rağmen, işkenceye maruz kaldım ve hakim karşısında verdiğim ifadelerde bunları da belirttim. İfademin hiçbir şekilde dikkate alınmadığı aşikârdır” dedi.
‘Bize saldıranlar hakkında herhangi bir soruşturma açılmadı’
S.N., iktidarın üniversiteleri kendi arka bahçeleri olarak kullandığını kaydederek, “Devrimci ve demokrat öğrencilerin hiçbir talebine kulak vermeyen kişilerin adalet sistemi tarafından korunduğu bellidir. Olayın gerçekleştiği sırada, devrimci öğrencilere saldıran faşistlerden tek bir kişinin dahi gözaltına alınmaması maalesef ki adalet sitemimizdeki mekanizmayı gözler önüne sermektedir. Kendilerine ‘atsızlar’ diyen faşist grubun çoğunluğunu üniversite dışından gelen kişiler oluşturmaktaydı. Mersin Üniversitesi yönetimi kim oldukları belli olmayan bu kişilere hangi sebeplerden dolayı etkinlik yapma izni vermiştir? Akabinde bize saldıran bu kişiler hakkında neden bir soruşturma yürütülmemiştir? ‘Nihal Atsız’ davası sadece devrimci ve demokrat öğrencileri mağdur etmiş, Anayasal haklarımız görmezden gelinmiştir. Üniversite öğrencilerine verilen bu ceza hiçbir şekilde kabul edilemez” diye belirtti.
‘Doğduğum ve büyüdüğüm topraklara geri dönme inancımı kaybettim’
2018 yılında Fransa’ya gitmek zorunda kaldığını ifade eden S.N., “Türkiye’deki adalet sistemin işlemeyeceğinden yana olan inancım yüzünden genç bir kadın olarak ülkemi terk etmek zorunda bırakıldım. Bu davanın sonucuyla beraber doğduğum ve büyüdüğüm topraklara geri dönme inancımı kaybettim. Adalet sisteminin doğru bir şekilde yürütülmeme sonucunun bedelini ben ve benim gibi ceza alan bir sürü genç arkadaşımız ağır şekilde ödemek zorunda bırakıldı. Hukuksuz şekilde verilen bu cezanın takipçisi olacağım” sözlerini kaydetti.
Ne olmuştu?
Mersin Üniversitesi’nde 11 Aralık’ta faşist eleman Hüseyin Nihal Atsız anmasına tepki gösteren öğrenciler ve faşist polis arasında arbede çıkmış, arbede sonrası 40 öğrenci hakkında okul yönetimi tarafından, bir dönemden iki döneme kadar uzaklaştırma cezası verilmişti. Uzaklaştırma cezalarına ilişkin dava açan öğrenciler davayı kazanıp okula dönmelerine rağmen 1 ay sonra aynı gerekçeyle tekrardan uzaklaştırma cezası almışlardı. Yine aynı gerekçelerle 11 Mart 2016 tarihinde açılan iddianame kapsamında gözaltına alınan 25 öğrenciden 4’ü “Örgüt üyesi olma”, ”Örgüt propagandası yapma”, ”Kitlesel şiddet eylemini organize etme, eyleme katılarak gerilimi tırmandırma” gerekçeleriyle tutuklanırken. Kalan 21 öğrenci ise adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.
KAYNAK/JINNEWS