HABER MERKEZİ – Nereden başlayacağımı bilemiyorum sanki şu an karşımdasın ve seni sana anlatmak istiyorum. İlk karşılaştığımız andaki parlak, heyecanlı yaşam dolu bakışlarından başlamak istiyorum. Şikefte ilk gelişimdi. Muazzam bir emek ve fedakârlık vardı her tarafta ve de bunun tamamlayıcısı olan heyecanınız fırtına ekibi ve bu ekibin deli rüzgarı atılgan heyecanlı ruhu olan Delil yoldaş…
Seni ilk Delil olarak tanıdık. Arkadaşlar sana ismini büyük komutanımız Delil Doğan’a benzetildiğin için verilmişti. Hepimizin sen de dikkatini çeken ilk şey amacının örgüte, Önderliğe bağlılığının tüm yaşam karelerinde her an canlı yaşaman ve bunun gözlerinde yarattığı o derinlik parlak bakışlar olup yaşama akıyordu.
Okumayı,yazmayı örgütte öğrenmiştin. Beraber okuduğumuz ilk kitabın adı Anneme Bir Gül Verin kitabı idi. Ş.Kendal’ı anlatıyordu. O kitabı okudukça Kendal yoldaş ile karakterinizin ne kadar da birbirine benzediğini düşünüyordum, bunu sana vedalaştığımızda söylemiştim. Onun gibi güçlü ve öncü bir komutan olacağını yaşamdaki duruşun, fedekârlığın, kadına olan yoldaşlığın ile hepimize his ettirmiştin ve öyle de oldun Tofan yoldaş.
Evet, HPG’ye gittiğim de beni Tofan diye sorabilirsiniz demiştin. Son vedalaşma anından sonra Tofan olmuştun. Daha sonra göremediysek de seni gören bilen yoldaşlardan aldığımız güzel yoldaşlığının haberleri PKK’de ki özlem duygusunun karşılığının hiçbir yerdekine benzemediğini bir kez daha senin de bunun hakkında paylaştığın cümleler ile hatırlıyorum. İnsan PKK’de yanındayken bile özlüyor yoldaşını demiştin.
Fedailer kervanına katılma haberini görmeden bir süre önce olmuştu duyalı;Vorin yapmıştın adını ve Önderliğimize doğru yol alan yaşam maratonunda hızlı ve karalı ilerleyişin yoldaşlar olarak bizlerin de gücüne güç katmıştı. 4 Nisan; Önderliğin doğum gününü yaşama sebebimiz olarak tanımladın hislerin ve duyguların tanımlamaların hep saf, temiz,içten ve de her zaman sana aittiler.
Kurdistan’ın, Amed’in cesur yürekli yiğidi kanında tarihin sayfalarına adını yazmış fedailerin Numan Amedlerin, Çiyagerlerin kanını taşıyan, ardılı olmaya yeminli olan evladı. İsmin biz Kürtlerin marşının ilk kelimesi olan Raqib, daha o ilk andan başlamıştı özgürlük arayışın. Yurtsever bir aile de büyümen, önce abin Welat arkadaşın sonra senin yönünü özgür dağlara verdi. Kız kardeşin ile olan anılarını anlatman kadın arkadaşlara olan duyarlı ve samimi yoldaşlığının temellerini nerede attığının ifadesi oluyordu bizler için. Toprağa olan bağlılığın Amed’in zozanlarında koyun otlatırkenki çocuk anılarında saklı. Gerillaya, devrimciliğe hazırlanışının öyküsü oluyor yaşam hikayen ve sonra PKK saflarında hakikatle buluşuyorsun.
PKK’nin sırrına ermiştin, PKK’nin sırrı olan yoldaşlığa ermiştin. Hislerin her zaman çok güçlüydü,hissettiklerini paylaştıktan sonra bunların gerçekleşmesi hepimizi şaşırtırdı. Nasıl bu kadar derin hissedebiliyorsun derdik. Herhangi bir yoldaşa bir yerlerde bir şeyler olduğunda hemen hisseder paylaşırdın. Bunun yanında bir korku kaplardı tüm bedenini,gözlerini. Bu yoldaşını kaybetmenin verdiği bir korku. Çünkü her zaman bilirdik ve söylerdik bizlerin bizden başka yoldaşlarımızdan başka kimsesi yoktu. Yoldaşlığımızdı bizleri dağlara bağlayan,özgürlüğe aşık kılan, sevdalandıran. İşte bu kutsal bağın yaratıcısı olan bu duyguları yaşamamızı sağlayacak yaşamı yaratan Önder APO’nun fedaisi olmaya bu nedenle yeminliydik.
Önder APO’nun belirttiği tüm fedai militan özelliklerini bağrında taşıyordun ve bunu yaşamın her karesinde görüyorduk. En başta da fedakarlığın; kimse senin korkundan bir şey yerden kaldırıp taşıyamazdı. Hemen atlar “heval” derdin ve tüm yükleri sırtlardın. Kendi elindeki çalışmayı o kadar hızlı ve atik bir şekilde bitirirdin ki sırf diğer bir arkadaşa yetişip tamamlamak ve yardım etmek için. Canlı atılgan ve sürekli moralli ve büyük bir coşku ile katılırdın yaşama. Yaşamın yoldaşlığın ruhu olurdun. Yüzünden eksilmezdi gülüşlerin herkes bütünleşirdi, attığın kahkalara karışırdı tüm arkadaşların kahkahaları. En başta yoldaşlarına, yaşamın her şeyine her anına karşı duyarlı ve sorumlu bir duruşun sahibi olman, her şey den önce yoldaşlarını düşünmen daha da güçü kılardı bağları. Bir kere başımızın üstünde düşmanın keşif uçakları dolaşırken susadığımızı biliyordun ve her şeyi göze alıp gidip elinde su ile dönmüştün. Kızamıyorduk sana. Neden yaptın vurulabilirdin dediğimizde gözlerindeki derin bağlılık kızmamızın önünde engel oluyordu. Çünkü ne olursa olsun eğer bir arkadaşın bir şeye ihtiyacı olduğunu duysaydın onu karşılamak için elinden geleni fazlasıyla yapmaya hazırdın.
Sabahları gün ağarmadan her rojbaşçı arkadaş yanında bulurdu seni. Güneşin doğuşunu izlemeyi çok severdin. Her gün ama her gün kimse sana rojbaş çekmeden bir önceki günün yorgunluğuna hiç aldırış etmeden kendin uyanır, gün doğumunu izlerdin. Sanki sen de her gün doğumu ile yeniden doğuyor gibiydin. Bu öz disiplinine hayran kalıyordu tüm arkadaşlar. Kısa bir süre içerisinde çok büyük değişim ve dönüşümler yaratmıştın kendinde. Her an her şey karşısında savaşmaya hazır bir militandın. Savaş kelimesini duymak bile seni heyecanlandırırdı, yerinde duramazdın. Kimsenin o an seni durdurmaya gücü yetmezdi. Çünkü her an intikam duygusu ile yaşardın. Arkadaşlar heyecan duyduğun 3 şeyden bahsetmeni istediklerin de birincisi savaşa gideceğimi duyduğumda demiştin. İkincisi Bakur’a gideceğimi duyduğumda demiştin; Kuzey dağlarında Amed ve Dersim’de gerillacılık yapmayı çok istiyordun. Üçüncü olarak bir yere yeni gittiğinde çok heyecanlandığını dile getirmiştin. Yaşamın her anı senin için heyecanlıydı. Sende duygular, hisler hiçbir zaman eskimez hep canlı hep yeni kalırlardı. Bu nedenle her an heyecanlıydın. Bir de heval; ilk anlar hiçbir zaman unutulmaz her zaman anlamlıdır derdin. İlk gördüğün arkadaşı, köyünden katılıma doğru attığın ilk adımı, yaşadığın tüm ilkleri anlatırken PKK’de insanın yaşadığı hiçbir şey tekrar değildir, her zaman ilkler yaşıyor gibiyiz derdin. Çünkü sen her anı her zamanı canlı yaşardın.
PKK‘de tüm tarihimiz boyunca hep tarihi zamanlar, tarihi direnişler ve tarihi anlar yaşadık. Sen de bu tarihi direniş sayfalarında çok erken bir şekilde yerini aldın. 2022 yılının tarihi direnişinde adını PKK’nin tarihi direniş sayfalarına yazdıran tüm yoldaşların yoldaşı oldun. Hayalin olan Dersim ve Amed dağlarında gerillacılık yapmaya gelecek binlerce ardılın olacak. Bu dağlarda senin bizlerde bırakmış olduğun yoldaşlık bağları ile zafere yürüyeceğiz. Yaşam hikayeni duyan seni tanıyan her genç yönünü gerilla saflarına verip, PKK’nin yoldaşlığından bir pay almak isteyecek, İsmini Vorin yapıp senin ruhunu, yoldaşlığını çocuk saflığında ve temizliğinde olan gülüşlerini, bakışlarını,bağlılığını öğrenip hakikatten pay almak isteyecek. Kurdistan’ın zaferini, özgür yaşamı isteyen ve bunun uğrunda en fedaice savaşan tüm yoldaşların yoldaşı olan seni tanımak ve bir nebze de olsa anlatabilmek hem zor hem de çok güzel.
Anlattıkça daha da güçleniyor yoldaşlık bağları, ilk yazdığın şiirin başlığı ve ana teması gibi. “Yüreğimin Yoldaşı” demiştin şiirine. Dağları, suları, esen rüzgarı, sevgiyi tanımlayıp; bunlar benim yüreğimin yoldaşları demiştin. Buda ilk yaptığın çalışmaydı. Heyecan yine tüm bedenini bürümüştü. Nasıl anlatacağını nasıl yazacağını bilemiyordun. Yine en sade ve içten duyguların ile anlatıp yazmıştın hislerini. Vedalaşmaları hepimiz gibi sevmezdin fakat her arkadaş ile vedalaşman bir başarı sözü gibiydi senin için. Her gittiğin yerde bir öncekinden daha güçlü daha fedakarca katılırdın yaşamın tüm karelerine. Bu fedaice duruşun seni adım adım zafere götürdü.
Kaynak: Yurtsever gençlik Dergisi