HABER MERKEZİ
“1980 yılında Bismil’de dünyaya gelen Hebun yoldaş, 2004 yılında saflara katılır. Pratik çalışmalara katılımı, yaşamdaki duruşu, yoldaşlarına bağlılığı ve intikam hırsıyla Kuzey sahasına geçen Hebun yoldaş, zor hava koşullarına rağmen hayati önemdeki sorumluluklarının yerine getirilmesi kararlılığıyla görevlerine sarılır ve görevini başarma uğruna canını feda eder.”
Hebun Amed yoldaş, yurtsever bir aileden yetişen ve yurtseverliği derinliğine içselleştiren Kürdistanlı bir genç olarak metropollerde yaşasa da en erken yaşlarda gençlik çalışmalarında yerini alır. Gençlik dinamizmdir derler ve Hebun yoldaş gençliğinde bir ateş topudur.
Yıl 2004’lerdir. İhanetçi çetecilerin, dış güçlerin işbirlikçileri olma hevesleriyle özgürlük hareketini ciddi zorladıkları bir süreçte “en güçlü mücadele dağlarda verilir” diyerek dağlara yönelmesi anlamlıdır.
Hebun yoldaş, oldum olası güçlü bir militan duruşa sahip olmuştur. Yurtseverlik duygularının güçlülüğü onu dağlarda gerilla ortamına erken adapte olmasına götürmesi de bundandır. Yeni savaşçılara gelir gelmez en erkenden adapte olarak yeni gelenlere destek sunmaya başlaması, yönetimlerce de yeni gençlerle ilgilenmesi için göreve çağrılması bundandır.
Hebun yoldaş, yeni savaşçılardaki duruşu ile devre bitiminde ödüllendirilecektir. Dirayetlidir, iknacıdır, disiplinlidir. Yaşamı disipline eden karakteri ve duruşu, doğalında herkesin dikkatini çektiği için bir Keleşle bu duruş ödüllendirilecektir. Bu güçlü duruşu hiç şüphe yoktur ki birde gençlik çalışmalarının verdiği tecrübeydi. O bu tecrübeyi çok güçlü bir şekilde gerilla ortamına aktararak kendisini katmasını bilmiştir.
Hebun Amed yoldaş, dağlara zaten yaşanan iç sorunlara cevaben çıkmıştı. Bunun içindir ki dağlarda o yıllarda yaşanan zorlanmalar onu etkilemeyecektir. Tam tersine zorluklara karşı direnerek, karşı durarak iradesini çelikleştirecektir. İhanetçi işbirlikçilerin ortamı bozucu davranışlarına karşı o yeni ve genç olmasına karşın bir duruş sahibi olarak geriliklere karşıeleştirel yaklaşmıştır.
Örneğin eğitimlerden sonra Kandil alanına düzenlenmesi olduğunda bulunduğu Şehit Ayhan kampında gördüğü geriliklere karşı durmuştur. İlk günden başlayarak yanlışları eleştirmiş ve yaşama militan bakışla katılmaya çalışmıştır. Girişkenliği, canlılığı ve de fedakârca yaklaşımı doğallığında onun eleştiri gücünü daha da güçlendirmiştir.
Hebun yoldaş oldum olası geriliklere karşı duran bir kişiliktir. Düzensizliğe ve disiplinsizliği hazmetmeyen bir kişiliktir. Bunun için bir yerde dağınıklık varsa orada onun eleştirileri ve bu durumu giderme çabaları devreye girer. Öyle ki o gevşekliğe, pasifliğe asla ama asla pirim vermeyen bir genç olarak da bulunduğu tüm ortamlarda kabul gören bir militandır.
Bu güzel meziyetlere bir de onun güleçliği, sevecenliği eklenince erkenden herkesçe kabul gören ve sevilen bir militan olur. O bu meziyetleri kendisinden ekmeye devam ederken kuzeye gitme önerisini geliştirir. Artık sıra kuzeyde savaşın tam ortasında katılmak ister. Ve nitekim güçlü duruşundan dolayı önerisi kabul edilerek Garzan eyaletine yola çıkar.
Garzan’da birçok pratiklerde kalır. Güçlü iradesiyle ve fedakârlığıyla göze çarpar. Kış 2010 yılında kış üslenmesine çekilirler. Talihsizlikler yaşanır. Ve bir yoldaşımız bu talihsizliği şöyle dile getirir:
“Ne var ki 2010 kışında bir ihanet yaşanır. Yaşanan ihanetten dolayı kamp terk edilmek istenir. İhanet kendi kamplarında yaşanmamıştır. Bu kampın nerede olabileceğini tahmin edebilir duygusu vardır. Bazı yoldaşlar kampı terk etme taraftarı değildir. Çünkü yerde metrelerce kar vardır. Kara vurup yer değiştirmek çok tehlikelidir. Ve arkadaşlar kampı bırakırlar. Karlar vurulup geçilecektir. Ne var ki saatlerce karın içerisinde gidilir. Yollar kat edilerek bitirilir derler ama yol bitmez. Yürünemez. Bazı yoldaşlar büyük tehlikeler yaşarlar. Yeniden kampa dönme kararı alınır. Ve kampa dönerler. Bu dönüşte herkese en ileri düzeyde yardım eden, ter döken, yol açan, yoldaşları sırtlayan, özveride bulunan Xelil yoldaştır. Yorulmuştur, yürüyecek hali kalmamıştır. Ayakları yanar bu beklenmedik durumdan dolayı Xelil ve Hebun Amed yani Vedat Yalçınkaya yoldaşlar şahadete kavuşurlar.”
Evet, saatlerce kardan yürüyüşler Hebun yoldaşın ayaklarını götürmüştür. Benzer bir durumu fedakârlığı ile nam salmış Xelil Siser yoldaşta yaşar. Ve her iki yoldaş ölümsüzlüğe birlikte yolcu olurlar. Yüreklerimizin sonsuzluklarına doğru kanatlanırlar.
Mücadele Arkadaşları