HABER MERKEZİ
Duymak isterseniz annelerin, genç kızların öyküsü, avuçlarından büyük taşlarla barikat kurup, boylarından büyük düşmanlara karşı barikatlar kurup savaşlara giren çocukların, 1’e 5000, 1’e 10 000 savaşan yine de esir alınabilecek tek bir hücresini bile düşmanına bırakmamayı, bir ahlak benimseyen savaşçıların öyküleri, size hep aynı doğruyu söyleyecektir:
Bu ülke de korku öldü… Onunla beraber ölüm de…
Şehit Armanç Kerboran
Yaşamak ciddi bir iştir. Hele ki onurlu bir yaşam yaşamak istiyorsa insan. Geçmişten bu güne bu onurlu yaşamın savunucuları damgalarını tarihe vurmuştur. İsimleri dilden dile dolaşmış, yaşamları destanlara, romanlara konu olmuştur. Belki çok yaşamamışlardır ama yaşamları kitaplarca yazılacak biçimde olmuştur. Ve eğer onurlu bir isim bırakılacaksa bu dünyaya bunun için çok yaşamaya gerek olmadığını bizlere göstermişlerdir. Bu insanlar deyim yerinde ise yaşamın her anına bir değer, anlam vererek yaşamanın hakkını vermişlerdir.
İşte bu gün şehadetinin 4 yıllında olduğumuz Fermandar Çiyager Hevî tam da bu belirtiğimiz yaşamanın hakkını verenlerden. Evet o Fermandar’dı. Soluksuz Sur direnişinin ilk gününden son gününe kadar bütün kahraman direnişçilere öncülük edip moral veren bunun karşısında işgalci düşmana vurduğu darbelerle Fermandarlığın ne olduğunu tüm dünyaya gösterdi. O bir yıldırım gibi direniş kenti Amed’in dağlarından bu günün Kela Dimdimesi -Sur’a -düştü. Komutan Egîd’in 15 Ağustos sıcağında Eruh’ta düşmanın beynine sıktığı kurşunu o Amed’in ortasında düşmana sıkar. İlk Üniversite okumak için geldiği Amed’de aradan 13 yıl sonra bu sefer Özgürlük savaşçısı olarak geri döner. Kızılca bir savaşın yaşandığı Sur’a geldiğinde intikam ateşini yüreklerinde ve beyinlerinde yaşatan 60 genç savaşçıyı görür. Ve biz kazanacağız der. Bu 60 yürekli kahraman genç ile beraber sömürgeci binlerce düşmanı tarumar eder. Onu henüz 2 yaşındayken toprağından koparıp Adana’ya göç ettiren düşmanı iyi tanır. Fermandar Çiyager yüzyılların intikamını adeta gözlerinde saklar. O deniz mavisi gözleri düşmanın kabusu, halkının umut ışığı olur.
Onunla Sur direnişinde yer alan arkadaşları ondan şöyle bahseder: Çiyager yoldaş arkadaşlığı ile de öncülüğü ile de bir örnekti. Öngörülüydü ve her ihtimale karşı düşündüğü bir taktik ve tarz vardı. Her zaman gençlerin etrafında bir nöbetçi gibi duran, savaşarak moral veren bir yapıya sahipti. Kendisi de savaşın en fazla kızıştığı mevzilerde her zaman olurdu. Örneğin yoğun saldırı altında kalan yerlerde arkadaşları geri çeker daha sonra bir iki arkadaşı alarak, gidip orayı tekrar özgürleştirir ve kontrolümüzdeki alanı daha da genişleten bir savaş taktiği yürütürdü. Heval Çiyager’in olduğu mevzi ve cephelerde düşman bir adım ilerleyemez, aksine geri cephelere kaçardı. Tek bir ev kalana kadar direneceğiz” diyordu. Heval Çiyager “Bize geri çekilmek yoktur” diyordu. Tek bir ev kalana kadar direneceğiz” diyordu ve gerçekten de öyle oldu.
İşte tarihe böyle isim bıraktı Fermandar Çiyager. Sur’da tek bir ev kalana kadar direndi. O adını tarihe altın harflerle yazdırdı. 12 Mart günü Amed’in kutsal toprağına düştüğünde gerisinde yürekleri özgürlük ateşi ile çırpınan binlerce Kürt gencine bir miras bıraktı; İntikam ve zaferi….
Bütün Özyönetim direniş şehitlerinin anısına.
NC//Arhat BA