FRANKFURT – Almanya’nın Frankfurt şehrinde bir araya gelen YXK ve JXK aktivistleri Frankfurt’da bulunan Goethe Üniversitesinde bir derse girerek açıklama yaptılar. Dersi bölüp siyasal süreç ile ilgili kısa ama öz bir açıklamadan bulunan gençler özellikler 17 Nisan’da başlattılan işgal saldırılarının amacını açtılar.
Açıklama şu şekilde;
“Sevgili öğrenciler, sevgili arkadaşlar,
Dünya Corona pandemisinden kurtulurken ve Avrupa gözünü Ukrayna’daki savaşa çevirirken, Türk faşizmi Kürdistan’da yeni bir işgal saldırısı başlattı. Ama bu işgal saldırısı başka hiçbir tanesine benzemiyor!
Her türlü savaş teknolojisi, insansız hava araçları, savaş uçakları, termobarik füzeler ve hatta şimdiye kadar tanımlanamayan yeni kimyasal zehirli gazlar kullanılıyor. Suriye’de İslam Devleti, Türk gizli kurumlarının yardımıyla inşa ediliyor. Aynı zamanda Suriye devletinin uyguladığı ambargo nedeniyle Halep’in Kürt mahallelerinde kıtlık riski var. Irak devleti, 2014’te IŞİD’in yaptığı soykırımdan kurtulan ve şimdi burada kendi öz yönetimini kurmuş olan Ezidilerin toprakları olan Şengal’i işgal etmeye çalışıyor. Bugün Türk cezaevleri işkence ve cinayetin gündelik bir uygulama haline geldiği işkence odalarıdır. Geçim kaynakları, kültürler ve yaşamlar yok edilecek! Almanya’da federal savcılık, Mezopotamya yayınevinin 50.000 kadar Kürtçe kitabı ve müzik eserini imha etmek istiyor! Avrupa, Orta Doğu’da başka yöne bakıyor. Türkiye NATO üyesi olduğundan ve Dışişleri Bakanı Baerbock ve Şansölye Scholz gaz ve petrol arayışında oldukları için Türk faşizmine serbest geçiş hakkı verdiler. Federal hükümetimiz petrol ve gaz için kan ticareti yapıyor.
Sadece birkaç gün önce, YPJ kadın öz savunma birimlerinden üç savaşçı Kobane’de bir Türk katil insansız hava aracı tarafından öldürüldü. Dilar, Ronahî ve Kobanê, kadın devrimi için yılmadan çalışan üç arkadaş! Bunu kabul etmiyoruz, bu saldırıları kabul etmiyoruz! İnsanlık değerlerini yılmadan savunan gerillanın arkasındayız.
Bu savaşla Kürdistan’daki kadın, gençlik ve ekolojik hareketlerin kazanımları yok edilmek isteniyor. Kürdistan Dağlarında, Rojava’da, Mexmûr’da ve Şengal’de Kürt, Ezidi, Ermeni, Arap, Türkmen ve diğer azınlıklar öz yönetimlerini kurmuşlardır. Demokratik konfederalizmi yaşıyorlar ve taban demokrasisi, ekoloji ve kadın özgürlüğü ile uyum içinde yaşamakta ısrar ediyorlar.
Tüm sosyalistler, feministler, sömürgecilik karşıtları, ırkçılık karşıtları, faşizm karşıtları, anarşistler, demokratlar ve iklim aktivistleriyle konuşuyoruz. Bu adaletsizliği bizim gibi derinlerde hisseden, savaşı kabul etmeyen tüm öğrenci arkadaşlarımızı harekete geçmeye çağırıyoruz. Savaşa karşı durun! Bizimle protesto edin!”