REİMS- Arin Mîrkan Komelinde TCŞ öncülüğünde gerçekleştirilen anmaya Kürt halkı büyük bir kitleyle katılım sağladı. Anma Önderlik ve şehitler için 1 dakikalık saygı duruşuyla başladı.
Saygı duruşunun ardından Şehit Aileleri Komitesi adına konuşma gerçekleşti. Yapılan konuşmanın içeriği şu şekilde:
“ Şehadet olgusu, bütün insani inanç sistemlerinde kutsal bir anlama tekabül etmektedir.
Yani bütün insanlığı yaşananlara karşı şahit olmaya davet ederler, kendileri de Şehit
olurlar. Toplumlar, uğruna verilen şehitler sayesinde varlıklarını gerçekleştirirler. Partimiz
PKK, insanlık tarihinde eşi benzeri görülmemiş bu gerçekliğin yakıcı bir örneğini temsil
etmektedir. Önderliğimiz ‘Artık Şehid verildi, kanımız akıtıldı. Bundan sonra geriye adım
atılamaz.’ demiştir ve şehadet gerçeğini her zaman varlık ve yokluk hattında
değerlendirmiş, Haki Karer yoldaşın şehadetini insanlığın özgürlük mücadelesinin ilk
aşısı olarak tanımlamıştır. Dolayısıyla bu şehitler gerçeğinden hareketle hızla partileşme
kararına gitmiş ve bir özgürlük mücadelesi için kaçınılmaz olan şehadet gerçeğini şöyle
ifade etmiştir: ‘Bütün halkların ve ulusların verdikleri savaşlara bakalım; onlar da kendi
gerçeklerine böyle yaklaşmışlar ve şehitlerini çoğalttıkça zaferi de görmüşlerdir. Aksi
halde, hep yenilmiş, ezilmiş ve lanetlenmişlerdir’ Ardından partimiz PKK’nin ilanı,
elbette zaferde karar kılma ve şehadet gerçeğine verilen en büyük yanıttır. PKK, şehitlerin
anısına bağlı kalmanın ifadesi olarak kurulmuş ve şehitler partisi olarak tanımlanmıştır.
Haki Karer ve Halil Çavgun yoldaşların şehadetlerinden sonra, PKK 1. Konferansı,
Partimizin bu büyük önderlerinin anısına bağlılığın bir gereği olarak, Mayıs ayını “Şehidler
Ayı”, 18 Mayıs’ı da “Mayıs Şehidlerini Anma Günü” olarak ilan etmiştir. Bugün de canlı
olarak şahit olduğumuz direnişler ve gördüğümüz görüntüler, PKK ‘deki şehitlerin her
birinin bir kahramanlık destanı olduğunu ispatlıyor. Ve şehitlerin ölçüleri, bugüne kadar
gelmemizdeki başarıları ve kazanımları, böyle amansız zor koşullarda yaratıyor.
Düşmanın kıyım politikasına karşı “Parti sesimizi, çığlımızı dünyaya duyurmalı” diyen
Mazlum Doğan yoldaş bedenini siper etmiş, ardından düşmanın işkencelerine karşı
1982 yılında Haki Karer’in şehit düştüğü günde “Dörtler” kendilerini alev topuna
dönüştürmüştür ve direnişleriyle bu zindan karanlığını yırtarak, mücadeleyi
geliştirmişlerdir. Şehitler Ayı olan Mayısta, Abdulkadir Çubukçu, Mehmet Karasungur,
İbrahim Bilgin, Hozan Mizgin (Gurbet Aydın), 1997’de Başûrê Kurdistan’ın Hewlêr
kentinde KDP ihanetiyle gerçekleşen katliamda 52 arkadaşımız ve sayısız yoldaşlarımız
şehadete ulaşmışlardır. 1977‘de Taksim‘de işçi bayramında 34 emekçi, yine Sosyalist
devrimci öncülerden başta İbrahim Kaypakkaya, Deniz Gezmiş ve birçok devrimci mayıs
ayında Şehadete ulaşmıştır. Yine 9 Mayıs 2010 tarihinde Sirin Elemhuli arkadaş ile Ferzad
Kemanger, Ferhad Wekêli, Elî Heyderiyan ve Mehdî Eslamiyan’an idam edilmişlerdir.
Burada şehitlerimizi anarken aynı zamanda soykırımcı, işgalcileri ve iş birlikçilerini de kınıyoruz.“ diyerek konuşmasını “Şehîd Namirin “ sloganlarıyla sonlandırdı.
Konuşmanın ardından Reims Kürt kültürü komisyonu da şehitleri anarak şarkılarıyla anmaya eşlik etti.