BEHDİNAN
Garê, işgalci Türk ordusunun 2021 yılında başlattığı işgal operasyonun ardından büyük bir hüsranla ayrıldığı, sonun başlangıcı olarak nitelendirilen ve düşman için ciddi anlamda hayal kırıklığı olan bir alan oldu. Belki birçok kişi Garê ismini ilk kez bu işgal saldırılarıyla birlikte duyacaktı.
Masal diyarı
Evet Garê Başurê Kurdistan’da bulunan ve gerilla güçlerinin yıllarca kendisine mesken edindiği her bir karışını tanıdığını, dağlarını, taşlarını yani huyunu da suyunu da adı gibi bildiği bir yerdir. Ormanları o kadar sık ve güzeldir ki bazen kendinizi masal diyarında hissedersiniz. Yer yer derin vadileri yer yer de çok derin olmayan fakat çınar ağaçlarının görkemi altında gizlenmiş berrak sularının aktığı vadileri vardır. Ceviz ağaçları, berû, üzüm bağları, incirleri ile cömertliğini sunan Garê’nin dillere destan olan “Babil Asma Bahçeleri”nin mekanı olduğu söylenir. Evet bu güzelliği tanıyanlar bir gerillalar olur. Çünkü her vadisinden geçmiş, her patikasında yürümüş ve her bir ağacına sırtını dayamıştır.
Sadece toprak değil, bir ana
Bizler içinde gerillacılığa adım atmanın ilk mekanları olmuştur oralar. Doğayla yaşamayı öğrenmenin, öze dönmenin, coğrafi koşulların yarattığı zorluklara ayak uydurmanın yani kısacası yaşamı yeniden keşfetmenin yeri olmuştur. Bu yüzden Garê için “Ana” demek bizler için daha yerinde olabilir. 2021 yılında Avaşîn Werxelê direnişinde kahramanca savaşıp kimyasal silah sonucu şehadete ulaşan Mahir Kop arkadaşın Avaşin alanına hitaben günlüğe yazdığı şu sözler var; “Dema ez hatim liser axa te ez cuda bûm û ez niha cudatirim. Ez bi te re fêrî jiyankirin û dana jiyankirinê bûm. Fêrî hezkirinê, rêzgirtinê, watedayinê bûm. Min rastiya xwe, hestên xwe jiyan kir. Min weke ax li te mêyze nekir. Weke dayik li te mêyze kir û ezê mêyze bikim jî û viya jî bizanibe ezê di te de bi dawî bibim weke hemû cangoriyên te.” Yani “ Toprağına bastığımda başkaydım şimdi ise başka. Seninle yaşamayı ve yaşatmayı öğrendim, sevmeyi, saygı göstermeyi, anlam vermeyi öğrendim. Kendi gerçekliğimi, hislerimi yaşadım. Sana sadece bir toprak gibi bakmadım. Sana bir anne gibi baktım ve bundan sonra da bakacağım ve şunu da bil ki seninle sona ulaşacağım bütün fedailerin gibi…”
İşte Garê Savaşı’nın bütün özeti şehit Mahir Kop’un bu sözlerinde saklı. Şehit Soreş Beytüşşebap yoldaş komutasında Siyanê’de işgalci Türk ordusuna ve onun tekniğine bir an bile olsun aman vermeyen kahramanların bu topraklara biçtiği anlamın ifadesiydi bu cümleler.
“Heval düşman kaçıyor!”
Kendimiz birebir savaşın yaşandığı alanlarda bulunmasak da gece gündüz cihaz üzerinden hareketli arazi birimlerinde yer alan arkadaşların coşkulu sesi, “heval düşman buradan kaçıyor” sözleri, “heval düşmana darbe vuracağız, bekliyoruz” sözleri bizleri için de büyük bir heyecan içeriyordu. Savaş uçakları aralıksız bir şekilde bulunduğumuz bütün alanları bombalarken, keşif uçakları aralıksız bir şekilde üzerimizde uçarken arkadaşların gösterdiği müthiş irade ve performans yeni dönem gerillasının profesyonelliğini ortaya koyuyordu. Hepimiz düşmanın bizim bulunduğumuz alanlara da gelmesini bekliyor ve kendimizi bu temelde hazırlıyorduk. Hepimizde çok yoğun savaşma ve düşmana darbe vurma istemi vardı. Nereden gelirse gelsin mutlaka yenilgiye uğratmamız gerektiğini biliyorduk. Düşman arkadaşların üstün iradesi karşısında dayanamayınca teknik malzemelerini de bırakarak kaçmak zorunda kalmıştı. Yani arkasına bile bakmadan…
Gabar Tepesi
Elbet savaşta en büyük rolü oynayan bir de “Gabar Tepesi” vardı. Gabar Tepesi’nde yer alan arkadaşlar savaşan birimleri tek tek koordine ediyor ve arkadaşların birbiriyle iletişimlerini sağlıyordu. Yani savaşın kaderini belirleyen temel güçlerden biri de o arkadaşların kusursuz ve titizlikle yaptıkları çalışma olmuştu.
Düşman nereden nasıl gelecek olsa asla başaramayacaktı ve bunu Siyanê şehitleri şahsında kendisi de anlamış olmalı ki yenilgisini itiraf etmek zorunda kaldı. Yerlere göklere sığdıramadığı ordusu başarısızlığını kimyasal silah kullanarak kapatmak istedi ki buda yüzüne gözüne bulaştı. Kendi esir askerilerini bile bu şekilde katleden bir ordunun da devletin de hiçbir meşruluğu tabi ki de kalmamıştır. Elbet şehadetlerin yaşandığını biliyorduk fakat nerede ve ne şekilde olduğu hakkında bilgimiz yoktu. Daha sonra açıklamalardan Şoreş Beytüşşebap arkadaş ve diğer 13 arkadaşın kahramanca savaşarak şehadete ulaştığını öğrendik.
Kahramanlara yoldaş olmak
İşte Garê savaşı gerilla için yeni bir çıkış ve Kürt halkı için umut olurken faşist ve işgalci güçler içinde bir yıkımın başlangıcı oldu. Şoreş, Cudî, Bawer, Erdal, Argêş, Avareş, Rojhat, Xeyri, Delil, Xabur, Rêber, Seydo, Seyfi, Arhat yoldaşlar Garê direnişi destanını yazan unutulmaz kahramanlar oldular. Bizler de onlarla yoldaş olmanın eşsiz gururunu ve onurunu yaşıyoruz. Elbette onların intikamını alacak ve onlara layık bir mücadelenin sahibi olacağız.
Dersim Avaşin Xeyri