HABER MERKEZİ- Gazeteci Egîd Roj, işgalci Türk devleti tarafından katledilmeden önceki anılarını, kararlılığını ve umutlarını yazdığı mesajını paylaşıldı.
Gazeteci Egîd Roj’un mesajı şöyle:
“Savaşın kalbinden size son sözlerimi yazıyorum. Bomba sesleri etrafımdaki her şeyi yok ediyor. Her zaman gücümüzün ve umudumuzun kaynağı olan tertemiz topraklarımızda sizlere henüz kitaplara geçmemiş kahramanlıklardan ve sadece burada bulunanların gördüğü pencereden yazıyorum. Efrin’in dağlarındaki, Şehba kamplarındaki ve şimdi de Tişrin Barajı’ndaki direniş, hayalimizi yaşatmak için mücadele eden kahramanlarımızın her anını, her kalp atışını, her bakışını hatırlayacağım en yüksek sabır ve iradenin ifadesiydi.
Ama bu karanlığın ortasında, her direnişçinin yüreğinde bir ışık vardır. Hiçbir zaman ölmeyen bir umut dalgası var. Evet, ben zaferi kendim göremeyebilirim ama Efrin şehrimin bir gün özgür olacağına inanıyorum. Tarihi boyunca medeniyet ve onurun izlerini taşıyan Efrin, adaletsizliğin en acımasız güçlerine karşı direncinin en üst düzeyde örneklerine sahne olmuştur. Buradan, baraj direnişinden size şunu söylüyorum: Ümitsizliğe kapılmayın, ümitsizliğin yüreğinize girmesine izin vermeyin. Çünkü başarı mutlaka gelecektir.
Efrin sokakları tıpkı mutlu günlerindeki gibi coşku ve umutla dolacak. Umarım çocukları korkmadan geri döner, mahallelerinde oynar, özgürlük güneşi dağlarında parlar, işgal karanlığını dağıtır. Yüreğimle, ruhumla sevdiğim, her zaman ilham kaynağım olan Efrin, ne kadar zaman geçerse geçsin bu duygu asla bitmeyecek.
Önder Abdullah Öcalan’ın fikirlerinden özgürlük umudumuzu besliyoruz. Onun düşüncesinden özgürlüğün sadece bir slogan olmadığını, aynı zamanda içimizdeki bir enerji olduğunu öğrendik. Başarı kolay gelmez. Ama güçlü bir iradeyle başarı mutlaka gelecektir.
Önder Öcalan’ın mesajını taşıyan ve zaferin kapılarını açan özgürlük savaşçılarının gücüne inanıyorum. Ruhları özgürlük ve cesaret fikrine bağlı olan bu savaşçılar, Kürdistan ve Efrin tarihini yazacaklardır.
Size büyük bir heyecanla yazıyorum. Yaşama ve özgürlüğe inananların yüreğinde hâlâ umut var. Annemin, babamın, kardeşlerimin, dostlarımın, akrabalarımın yüreklerinde umut atıyor. Özgürlük bayrağını taşıyacak kahramanlar sizlersiniz. Bu karanlığa siz son vereceksiniz. Kürdistan’ı ve Efrin’i aydınlatacaksınız, dönüş ve zafer hayalimizi gerçekleştireceksiniz.
Mücadele eden halkımıza, hedefinizden sapmamanızı dilerim. 8 yıldır toprağımıza dönmek için mücadele ediyoruz. Büyük bir fedakarlık yapıldı. Efrin, toprağı ve zeytini Efrin halkınındır. Bu direncin daha da güçlendirilmesi gerekiyor.
Arkadaşlar, ben sadece bir gazeteci değildim, aynı zamanda bir tarih tanığıydım ve hayatımın son anına kadar da öyle olmaya devam edeceğim. Keşke Efrin’in kurtarıldığını görebilseydim. Ama ben inanıyorum ki halkımız bu zafer ve dönüş duygusunu yaşayacaktır.”