Türkiye’de en zor savaş sürecinde ilk kadın genel yayın yönetmeni olan Gurbetelli Ersöz, aynı zamanda “Erk-ek” sisteme başkaldırının adı olarak tarihe geçti. “Erkekle savaşmak kadar, kadını kendimden başlatarak güzelleştireceğim” diyen Ersöz, “Bir kadın nasıl yaşar ve özgürleşir” sorusunun da yanıtı olur.
HABER MERKEZİ – Eleziz’in (Elazığ) Ziver köyünde 1965 yılında dünyaya gelen Gurbetelli Ersöz’ün yaşamını yitirişinin üzerinden 19 yıl geçti. Devletin onca saldırısına rağmen çıkarılması çok zor bir gazetede tarih yazan Ersöz, aynı zamanda özgür basın geleneğinde kadınlara öncülük eden bir isim oldu. Türkiye’nin ilk kadın genel yayın yönetmeni olan Ersöz, 3 Aralık 1994 tarihinde Özgür Ülke Gazetesi’nin İstanbul’da bulunan bürosuna yönelik bombalı saldırıdan sonraki gün “Bu ateş sizi de yakar” manşetiyle adeta meydan okudu. Dönemin tüm saldırı, baskı ve tutuklama süreçlerini yaşayan Ersöz, 1995 yılında katıldığı PKK’de iki yıl kaldıktan sonra 7 Ekim 1997 tarihinde yaşamını yitirdi.
Çukurova Üniversitesi Kimya Fakültesi’nde araştırma görevlisi olarak çalışan Ersöz, 1983 yılında Çukurova Üniversitesi Yurtsever Öğrencilerin ilk örgütlenmesini sağlar ve Çukurova Üniversitesi’nde Yurtsever Devrimci geleneğinin oluşmasına da kaynaklık eder. Bundandır ki her sene anısına Çukurova Üniversitesi’nde çeşitli etkinlikler yapılır. Adana’da Hedef Dergisi çevresinin etkisiyle siyaset ve devrimcilikle tanışan Ersöz, 1989 yılında tutuklanır. Nisan 1993 yılında cezaevinden çıkan Ersöz, Özgür Ülke Gazetesi’nde çalışmaya başlar.
Artan baskılar karşısında 1995 yılında PKK’ye katılır
10 Aralık 1993 tarihinde gazeteye yapılan baskında 17 gazete çalışanı ile birlikte gözaltına alınan Ersöz, “örgüt üyeliği” iddiasıyla tutuklanarak Bayrampaşa Cezaevi’ne konulur. 6 ay sonra tahliye olan Ersöz, artan baskılar karşısında 1995 yılında PKK’ye katılır. PKK saflarında 2 yıl kalan Ersöz, o yıllara yaşam tarzı ile çok şey sığdırır. 7 Ekim 1997 tarihinde Güney Kürdistan’da yaşamını yitiren Ersöz’ün, 1995-96 yılları arasında tuttuğu günlük ise “Gurbet’in Güncesi- Yüreğimi Dağlara Nakşettim” ismiyle kitaplaştırılır.
‘Kadını kendimden başlatarak güzelleştireceğim’
“Güneş ülkesine yolculuk” başlıklı ilk günlüğünde Ersöz, Omar Cabezas’ın “Dağdan Kopan Ateş” adlı kitabını hatırlar ve içindekileri yazıya döker. 8 Ekim 1997 tarihli “Zap-Sergele günlüğünde” de “Ne pahasına olursa olsun bu bölüğü geçireceğim. Eğer bu güç savaşın bu tarzda gitmesine nedense, bu savaşta az da olsa bir payımın olması için geçireceğim” der. Günlüklerde geçen ve belki de kadın mücadelesinde önemli bir yer tutan başlıklardan biri de “Erkekle savaşmak kadar, kadını kendimden başlatarak güzelleştireceğim” olur.
Bir kadın nasıl özgürleşir sorusunun yanıtı olur
Ersöz, aynı günlüğün devamında “Şu ana kadar ki katılımlarda gözlemlediğim; kadın daha ilkeli ve tutarlı oluyor, kolay biçim alıyor, güçleniyor. Bir eyalet koordinesi şaka yoluyla da olsa ‘bu gidişle 2005 yılında erkekleri koruma derneği açacağız” ifadeleri yer alır. Kadının özgürleşme pratiğine cevap olan Ersöz’ün yaşamını ise, gazeteci Ferda Çetin’in 6 Ocak 1998 tarihli “Bir kadının özlemleri nelerdir? Ne yapmak ister? Nasıl yaşar? Nasıl özgürleşir? Gurbetelli Ersöz bu soruların yanıtıdır” yazılı önsözünde açık ve net bir şekilde ortaya koyar.
Bıraktığı direniş geleneği devam ediyor
Aralarında yazar, muhabir ve dağıtımcıların da bulunduğu 27 çalışanın “faili meçhul”e kurban giden, yüzlerce gazete sayfası hakkında dava açılan ve gazete çalışanlarının toplam 147 yıl hapis cezasına mahkûm olduğu özgür basın geleneği Ersöz’ün bıraktığı yerden devam ettiriliyor.
Bugün gazete çalışanları ve haberlere dönük birçok soruşturmaya maruz kalan Özgür Gündem Gazetesi üzerindeki baskılara dikkat çekmek amacıyla Nöbetçi Eş Genel Yayın Yönetmenliği kampanyası başlatılırken, kampanyaya katılan birçok kişi hakkında da soruşturmalar açıldı. Polis baskını ile 16 Ağustos’ta kapısına mühür vurularak kapatılan gazetenin çalışanları ise darp edilerek gözaltına alındı. Ersöz’ün “Bu ateş sizi de yakar” sözü bugünlerde baskıcı politikalara ise cevap niteliği taşımaya devam ediyor.
Direniş ruhu kadın gazetecilere emanet
Savaşın tüm çıplaklığı ile kendisini gösterdiği 1990’lı yıllarda yaşanan katliamlara sessiz kalmayıp gerçekleri kaleme almayı görev edinen Ersöz, aynı zamanda “erk-ek” sisteme basın alanındaki başkaldırının adı olarak tarihe geçer. Ölümü üzerinden geçen 19 yıla rağmen unutulmayan Ersöz’ün arkasında bıraktığı direniş ruhu ise, bugün Kürdistan ve Türkiye’de gerçeklerin peşinde koşan kadın gazetecilere emanet