MUĞLA – Ülkenin farklı kentlerinden Akbelen direniş alanına gelen gençler, tüm gençlerin Akbelen’e gelmesini ve direnişi büyütmesini istedi.
Muğla’nın Milas ilçesinde bulunan Akbelen Ormanı’nda kömür ocağı açmak için başlayan ağaç kesimi 6’ncı gününde devam ederken, köylülerin başlattığı nöbet eylemine de destek giderek büyüyor. Akbelen’e gelen yurttaşlar içinde en çok gençler bulunuyor.
‘GELECEĞİMİZE SAHİP ÇIKMALIYIZ’
Nöbet alanında olan gençlerden Beyda Ceylan, ekoloji mücadelesinin önemine vurgu yaptı. Yıkımın sadece Muğla ile kısıtlı olmadığını söyleyen Ceylan, ” Kazdağları yada Cudi, İkizdere yada herhangi bir yerdeki tüm ekolojik yıkımlara karşı mücadele edilmeli. Burayı sahiplenmemiz ve burada kazanmamız geleceğimiz için önemli bir yerde duruyor. Özellikle iklim krizinin geldiği aşamada aşırı sıcaklıklara bağlı olarak felaketler artıyor, bio çeşitlilik ve su kaynakları azalıyor. Gelecekte temiz hava hakkına ya da temiz suya ulaşmakta zorlanacağız. Bunu önlemek için de ormanlar çok önemli. Bu yüzden gençlik olarak hem doğamıza hem geleceğimize sahip çıkmalıyız” dedi.
‘AKBELEN’E DİNAMİZM KATABİLİRİZ’
Akbelen’de uzun yıllar verilen mücadelenin yükünü omuzlamaya geldiğini söyleyen Ahmet Caner Altay da, gençlerin, enerji ve dinamizmini Akbelen’e katması için bölgeye gelmesi gerektiğini ifade etti. Altay, “Milas ve çevresinde 3 tane termik santral var. Birkaç hafta önce Yatağan termik santralinin önünde bir video çekmiştik. Orada 20 dakika durmamıza rağmen boğazımız tahriş oldu ve orada çalışanların da hasta olduğunu öğrendik. Tüm bunları gördüğümüzde iklim krizinin etkilerini görüyoruz. İklim krizinin etkilerin hissedebiliyoruz. Bu gençliği umuzsuzluğa sürüklemek yerine mücadelenin önünü açmalı. Daha fazla örgütlenmeli ve bu krizi direniş alanına çevirmek zorundayız” ifadelerini kullandı.
“Doğayı korumak için Akbelen’deyiz” diyen Sude Timagur da şöyle devam etti: “Sadece insanlara değil doğaya da soykırım yapılıyor. Akbelen’in yanı sıra birçok ormanımız tehdit altında. Akbelen’i sahipsiz bırakırsak, bütün ormanları sahipsiz bırakmış olacağız. Bu ormanlar hepimizin ve ormanlar bir varoluş.”
‘GELECEĞE MÜDAHALE’
Akbelen ile dayanışmaya gelen Arda Buldan da, “Burada ormana sermaye tarafından el atılmasına sadece doğa katliamı olarak bakmıyorum. Böyle müdahalelere gençler olarak ses çıkarmadığımız müddetçe, devlet baskı mekanizmalarını daha fazla işletiyor. Sadece ekolojik olarak değil üniversitelerin niteliksizleştirilmesi, öğrencilerin ucuz iş gücü haline getirilmesi de gençliğe bir müdahaledir. Biz de nefessiz kalmak istemiyoruz. Her ağaç bir oksijendir. Herkesi de buradaki direnişe çağırıyorum. Halkı yalnız bırakmayalım” ifadelerini kullandı.
Elif Çolak ise AKP iktidarının her türlü yıkımda imzasının olduğuna dikkati çekti. Gezi eylemlerinde henüz çocuk olan Çolak, orada da aynı politikaların uygulandığını belirtti. Çolak şöyle devam etti: “Gezi eylemlerinin kollektif bir alt yapısı olduğunu gördüm. Aslında burası da aynı şekilde. Burası da geleceğim ve başka direnişlerin ateşi olması anlamında çok önemli. Direne direne kazanacağımıza inandığım için buradayım. Aynı zamanda enerji sistemleri mühendisi öğrencisiyim ve ekoloji ana alanlarımdan birisi. Bütün yeşillik alanlarının yok edildiğini ve bize sadece betonlaşma üzerinden sundukları bir bakış açısı gördük. Bu yüzden bu sisteme karşı direneceğim.”