STUTTGART- Avrupa gençlik hareketleri Tevgera Ciwanên Şoreşger (TCŞ), Jinên Ciwanên Tekoşer (TekoJIN) ile enternasyonalist gençler, Türk devletinin Kürt halkına karşı savaşına verdiği destekten dolayı Almanya hükümetini kınamak ve kirli işbirliğine son vermesini talep etmek amacıyla Stuttgart‘ta iktidar partisi Birlik90/Yeşiller’in eğitim çalışmasını sabote etti.
Gençler, salona girerek okudukları metinle açık çağrıda bulundu.
‘ALMANYA DEVLETİ SUÇLUDUR’
İşgalci Türk devletinin iki ayı aşkın bir süreden beri Kuzey ve Doğu Suriye’de DAİŞ’ten kurtarılan bölgelerde katliamlar gerçekleştirdiğine; okullar, elektrik santralleri, gıda fabrikaları, hastaneler ve diğer tesisler gibi halka hizmet veren alt yapıyı bombaladığına işaret edilen açıklamada, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik 25’inci yılına giren uluslararası komploya ve Kürt halkının komploya karşı mücadelesine değinildi. Açıklamada devamla, “Bu durumların sorumlusu büyük ölçüde Federal Almanya Cumhuriyeti’dir. Her şeyden önce Kurdistan’da demokratik bir çözüm için kampanya yürütmediği ve Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılması için baskı yapmadığı için suçludur. Kürtler, Almanya’nın en büyük göçmen etnik gruplarından biri olmasına rağmen, teşekkür olarak sınır dışı ediliyor ve hapsediliyor. Bu durumlara karşı tavır almak için Türkiye ve Bakurê Kurdistan’daki tüm Kürt siyasi tutsaklar açlık grevinde. Taleplerin karşılanmaması durumunda tutsaklar direnişi bir sonraki aşamaya taşımak durumunda kalabilir. Bu nedenle Federal Almanya Cumhuriyeti’nin ve özellikle Ampel koalisyon partilerinin, Türkiye’nin uluslararası hukuku ihlal eden saldırılarına karşı net bir tavır almasını ve barışçıl çözüm için Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılmasını talep ediyoruz“ vurgusu yapıldı.
Açıklama metninin tamamı şu şekildedir;
“Faşist Türk devleti iki ayı aşkın bir süredir Suriye’nin kuzeydoğusunda DAİŞ ve Esad rejiminden kurtarılan bölgelerdeki sivil altyapıyı bombalıyor. DAİŞ’e karşı galip olan Batı’ya karşı mağlup oluyor, çünkü NATO ve tüm AB bir kez daha Türk hükümetinin baskısına dayanamıyor ve Kürtleri sırtından bıçaklıyor. Daha dün Türk devleti 5 Kürdü zehirli gazla öldürdü. Ancak AB, ne kadar güzel olsa da, ortağı Kürtlere ve diğer azınlıklara yönelik bir katliam gerçekleştirdiğinde demokratik değerlerden bahsediyor. Özyönetim yapılarında katliam yapılıyor, okullar, anaokulları, elektrik santralleri, hapishaneler ve diğer tesisler gibi sivil altyapı Türkiye tarafından aşırı ve aralıksız bir şekilde bombalanıyor. Çözüm beklenenden daha basit, çünkü sadece Kürt beyni Abdullah Öcalan bir çözüm sunabilir. Ancak Öcalan 1999 yılında Batı’nın bir komplosu sonucu tutuklandı ve o zamandan beri Türkiye’nin İmralı adasında hapiste tutuluyor. Üç yıldır Türk devleti tarafından tam bir hücre hapsinde tutuluyor. Kendisinden hiçbir yaşam belirtisi yok. Ne aile üyelerinin ne de avukatlarının onu ziyaret etmesine izin veriliyor. FRG bu koşullardan büyük ölçüde sorumludur. Her şeyden önce, Kürdistan’da demokratik bir çözüm için kampanya yürütmediği ve Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılması için baskı yapmadığı için suçludur. Ancak burada da Kürtler, Almanya’daki en büyük göçmen etnik gruplardan biri olmalarına rağmen, bir teşekkür olarak sınır dışı ediliyor ve hapsediliyor. Bu koşullara karşı bir mesaj vermek amacıyla, Türkiye ve Kuzey Kürdistan’daki tüm Kürt siyasi mahkumlar 15 Şubat’a kadar sürecek geçici bir açlık grevine başlıyor. Taleplerin karşılanmaması halinde tutsaklar direnişi bir üst aşamaya taşıma zorunluluğu hissedeceklerdir. Bu nedenle, başta koalisyon partileri olmak üzere Federal Almanya Cumhuriyeti’nden, Türkiye’nin uluslararası hukuku ihlal eden saldırılarına karşı açık ve net bir tavır almasını ve barışçıl bir çözüm için Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünü talep etmesini talep ediyoruz.”