BEHDİNAN – Rojava Kürdistan’ına karşı yapılan işgal saldırıları ve Genç Kadınların bu saldırılara nasıl cevap olmaları kapsamında KomalÊn Jinen Ciwan üyesi Amargi Roboski muhabirimiz Zilan Mervan’ın sorularını yanıtladı.
Tc faşist devletinin soykırım planları 9 Ekim uluslararası komplosunun 21. Yıldönümünde Rojava Devrimine karşı saldırıları başlamıştır. Kürdistan başta olmak üzere tüm dünyada bu saldırılar büyük tepkilere yol açtı. Var olan tepkiler sizce yeterli midir?
Öncelikle sizin de belirttiğiniz gibi bu saldırının tarihi bilinçli bir şekilde belirlenmiştir. 9 Ekim uluslararası Komplosu büyük bir bölümüyle boşa çıkartılmıştır. Bu Önder Apo ve Kürdistan halkının direnişleri ile komplocu güçlere gereken cevap verilmiştir. Önder Apo dünyaya bu komplonun geçersizliğini göstermiştir, bundan kaynaklı uluslararası komplo Kürdistan halkı ve özellikle de Rojava Devrimine saldırarak tekrar canlandırılmak istendi. Ama tarih bize hem Kobane hem YPS hem de geçen sene 200 güne varan açlık grevlerinde Kürt halkının dünyaya meşru hakları ve Önderliği için elinden gelen her şeyi yapabileceğini gösterdi. Aslında dünya Kürt halkının meşru direnişine çok kez tanık olmuştur. TC’nin işgal girişimleri de büyük tepkiler ortaya çıktı fakat yeterli değildir. Çünkü pratik adımlar olmadığı müddetçe bugün de yaşandığı gibi TC faşist ordusu kimyasal silah kullanma ve sivillere yönelik katliamlara devam edecektir. İnsanlık onuru bu dirilişinin kaybolmaması için başta Kürdistan Gençliği olmak üzere bütün halklar ayağa kalkmalıdır. Unutulmamalıdır ki dünyanın gözü önünde yapılan işgal ve katliam kararlarını ancak dünya halklarının direnişi durduracaktır.
Rojava Devrimine karşı olan bu zihniyet aslında Kadın Devrimine karşı olan bir zihniyettir. Bu zihniyete karşı Genç Kadınlar nasıl bir birlik ve beraberlik içerisinde olmalıdır?
Tüm dünya büyük bir oranda Rojava Devrimine tanık oldu ve Önder Apo’nun Demokratik Toplum projesinin aslında kadının yeniden dirilişi olduğu gördü. Her şeyden önce bu devrimin yaratımı olan esas şey örgütlülük oldu. İşte Genç kadınların hem kendi kimliklerine sahip olabilmeleri için hem de özgür vatanlarında yaşayabilmeleri için herkesin bu mücadeleye katılması gerekir. Bu mücadeleye Genç kadınlar öz savunmalarını güçlendirerek cevap olmalıdırlar. Bu ne ilktir ne de son olacaktır. Bunun için eğer bir yerde onurlu halkımız ve kazanımlarına karşı bir saldırı varsa bütün engeller yıkılmalıdır. Eğer Tweet atılmasından dahi bu kadar korkan bir devletle karşı karşıyaysak o zaman bilinmelidir ki bu çeteci güruhların aslında bizim cesaretimiz karşısında yapabilecekleri tek şey yalanlarına yalan katmaktır. Yani aslında cevap basittir, içi şişirilmiş balonlarla yüz yüzeyiz. Eğer sokağa çıkmamıza izin verilmiyorsa, eğer aramıza sınırlar konuluyorsa işte o zaman Bütün Gençler ve Genç Kadınlar Onur ve Direniş savaşının verildiği alanlara akmalıdır. Genç Kadınlar var oldukları her alanda bu işgali dünyaya yansıtıp kazanımların kaybolmaması için örgütlülüklerini büyütüp, var olan saldırıların topyekûn olduğunu unutmadan öz savunmalarını daha güçlü bir şekilde güçlendirmelidirler.
Peki Genç Kadın Hareketi olarak yapılan saldırılara karşı tüm Kürdistan Genç Kadınları ve Gençlerine çağrınız nedir, Gençler nasıl bir tutum içerisinde olmalıdırlar?
Gençliğin ruhu her zaman haksızlık karşısında direnişçi olmuştur, bunu da tarihten ve günümüz Kürt militanlarının şahsında gördük. Bu insanlık suçu karşısında sessizlik vicdansızlıktır. Kaybedeceğimiz hiçbir şey yoktur, onurumuzu korumak ve savunmak için toplumun en direngen potansiyeli genç kadınları gerilla saflarına ve Rojava devrimine çağırıyoruz. Asla baskıların varlığı büyük bir engel olarak düşünülmemelidir. Çünkü faşizmin varlığı ayağa kalkmamız için en büyük sebeptir. Var olan durumun kabullenildiği her an, her saat ve her gün daha büyük saldırı ve baskıları kendisiyle getirecektir. Gün asla yerinde durarak üzülmenin günü değildir. Gençler ve Genç kadınlar hiç vakit kaybetmeden direnişlerini büyütmelidir.
NC/Zilan Mervan