HABER MERKEZİ
Gençlik hareketi olmayan toplumlar ağır aksak yürüyen toplumlardır
Günümüzde gençlik hareketine sahip olmayan hiç bir toplum, güçlü bir gelişim içinde olamaz. Ağır aksak yürür. İlerleme gücünü ve umudunu kaybetmiş bir toplum haline gelir. Günümüzde bazı toplumlar böyle bir zorlanmayı yaşamaktadırlar.
Diğer yandan gençliğin çok örgütlü olduğu, yeni bilinçler edindiği, kendini örgütleyebildiği, dolayısıyla değişimde rol oynadığı, kendisinden önceki kuşakla çelişki ve çatışmaya girdiği toplumlarda ise her bakımdan büyük sarsıntılar yaşanmaktadır. Bu toplumlar, maddi ve manevi anlamda ciddi değişiklikler yaşamaktadırlar. Hem ruhsal, hem duygusal, hem de yaşamsal olarak çok ciddi değişiklikler geçirmektedirler. Bu tür toplumlarda sarsıntı, çelişki ve çatışma çok yoğun yaşanmaktadır. Bu da bir zorlayıcılığı ifade eder. Çünkü değişimin yoğunluğu toplumun bütün iç dengelerini, yine insanın maddi manevi yaşamının dengelerini bozmaktadır. Eğer değişime yön verilmezse, bu bireyde ve toplumda ciddi tahribatlara yol açabilir. Ama eğer yön verilirse, birey ve toplum kendini yeniden şekillendirerek, büyük bir gelişmeyi ortaya çıkarır.
Dolayısıyla gençliğin toplumdaki rolünü doğru anlamalı ve o rolün oynanmasını sağlamalıyız. Eğer kendimizi bu özelliklerle tanımlıyorsak, o zaman genç olmasını bilmeliyiz. Aksi taktirde sistemimizi kuramaz, geliştiremez, koruyamaz çökeriz. Onun için toplumun değişiminde gençliğin oynadığı rolü ve özellikleri yine gençlik üzerinde geliştirilen ve yürütülen politikaları da görmek son derece önemlidir.
Gençlik arayışının olmaması, zayıf olması veya saptırılması kadar, bireye ve topluma zarar veren başka bir dönem yoktur. O nedenle her şey çok mükemmel, doğru bir rotada, başarıyla yürütülüyormuş gibi değerlendirilmemelidir. Gençlik dinamizmi örgütlü kılınmazsa, büyük tahribatlar yaşanabilir. Politik-ekonomik ve kültürel çelişkilerden doğan aşırı çatışma durumu tahribatlara yol açabilir. Gençlik hareketleri olumlu bir rol oynayabilecekken, zorlayıcı ve tahrip edici sonuçlara neden olabilir.
Bu nedenle siyasi hareketlerin bireyin ve toplumun yaşadığı çelişkileri doğru çözümlemesi gerekir. İnsan ve toplum psikolojisini bilmesi gerekir. Toplumun sosyolojik yapısını, çelişkilerini ve çatışmalarını doğru tahlil etmesi gerekir ki; yön verebilsin, örgütlü kılabilsin, dolayısıyla desteğini alabilsin. Kuşkusuz bunu en fazla da özgürlükçü-eşitlikçi-sosyalist hareketim diyen hareketler yapmalıdır. Bunu yapmazlarsa, kaybederler.
Gençlik, bir yönüyle bireyin bir tür devrimi yaşaması olarak da ele alınabilir. Eskiyi aşan, reddeden, onunla mücadeleye giren, toplumla olduğu kadar aile düzeniyle de çelişen bir duruştur gençlik. Toplumsal değişimde öncü rolü oynayan gençlik, bir biçimde aile devrimini de yapmıştır. Bu, toplumun bünyesinde var olan eski yaşam özelliklerini kabul etmemeyi ifade eder. Yalnız bu, bazen sınırlı, yani pasifist olurken, bazen de çok etkili olmaktadır. Geleneksel kültürde yaşlılar gençlere güvenmezler. Yoğun arayışçılığından dolayı; “nereye gideceği belli olmaz” denilir. Gençler de, kalıba girmiş yaşamı, bir tekrardan ibaret olan toplumsallığı ve bireyi zayıf görür ve ona isyan ederler. Zaten çelişki de buradan doğmaktadır. Bu çelişki her zaman var olmuştur ve Kürt ulusal dirilişinde de, gelişiminde de etkili rol oynamıştır.
Kürt Özgürlük Hareketinde aile devrimi adeta uluslaşmayı sağlayan, insanı birey haline getiren, aile, aşiret, kabile gibi dar bağları kırarak, özgürlük bağları geliştiren bir devrim olmuştur. Bizde, aile devrimi bir özgürlük devrimi olarak gelişmiştir. Buna; “ulusal diriliş” denilmiştir. “Toplumsal demokrasinin ve özgürlüklerin gelişmesi” de demekteyiz. Yeni insanın yaratılması, kişilik devriminin gerçekleşmesi çok önemlidir. Birey olma devrimi ile aile ilişkilerini parçalama devrimi iç içe ve çok şiddetli olmuştur. Gençliğin var olanı reddetmesi sonucunda yaşanan çatışma sert geçmiştir. Ancak bununla dar, eskiyi ifade eden, Kürt bireyinin ve toplumunun gelişimini engelleyen bağlar kırılmıştır. Bu anlamıyla gençlik, kişilik devriminin yapıldığı çağdır. Demokratik ulusal kişilik kazanma sürecidir.
Aile, aşiret, mezhep, okul ve sistem yeni oluşması itibariyle gençliğe kendi özelliklerini vermek istemektedir. Gençlik, bütün bu özelliklere karşı bir mücadele yaşar. Kişilik edinme, yoğun bir iç mücadele anlamına gelir. Kişilik, kendi doğrularını benimsetmek isteyen ve değişik yönde etkide bulunmaya çalışan güçlerle bir savaşımı yaşar.
Tabi bir de Özgürlük Hareketinin yaratmak istediği bir gençlik söz konusudur. Bu anlamda Özgürlük Hareketine katılmak demek, bütün bu gerici, sömürgeci, modernist güçlerin kişilik üzerindeki saldırılarına ve yönlendirmelerine karşı mücadele etmek demektir.
Gençlik çağı, yeni insanın ortaya çıktığı dönemdir. Bir önceki toplum yaşamından daha ileri bir toplumsal yaşama geçişi ifade eder. Bu anlamda gençlik, her zaman yenilikçidir. Örgütlü ve bilinçli kılınmış bir gençlik, toplumu hızlı ve köklü değişime uğratacak kişiliğin ortaya çıkması anlamına gelmektedir.
Egemen düzen gençlikten çok korkmaktadır. Modern gelişmelerin gençliği neredeyse bir sınıf düzeyine getirdiğini, gençlik hareketlerinin güçlü ve hızlı bir ideolojik ve örgütsel zemin oluşturduğunu, dolayısıyla toplumsal gelişmede doğal bir parti ve ordu gibi hareket ettiğini görmektedir. Öncü rol oynayabilecek bir düzeye ulaşmış olması, büyük bir endişe yaratmaktadır. Bu nedenle toplumun özgürlük, eşitlik ve adalet yönünde eğitimini, örgütlenişini ve ilerleyişini engellemek için örgütlü ve planlı politikalar geliştirerek, gençliği yozlaştırmayı hedeflemektedir.
Kendini düşünen, kar-iktidar ve haz dünyasına dalarak bireycileşen, dolayısıyla düzene entegre olan bir çizgiye çekmek temel amaçtır. Böylelikle özgür yaşam arayışını, yenilikçiliğini, idealizmini, fedakarlığı ve cesaretini yozlaştırarak gençliği özünden saptırmaya uğraşmaktadır. Günümüzde uluslararası gericilik gençlikle yoğun bir mücadele halindedir. Bu, hem ideolojik, hem politik hem de psikolojik olarak böyledir. Bunun için özel uzmanlar, psikologlar ve sosyologlar çalıştırılmakta. Özel politikalar ve örgütler geliştirilmektedir. Örgütlü-planlı yoğun bir çaba söz konusudur. Bilimsel teknik gelişmelerden de sonuna kadar yararlanılmaktadır.
Gençliğin toplumsal özgürlük ve demokrasinin gelişimine öncülük eden veya öncülük edebilecek potansiyeli bu biçimde eritilmeye, saptırılmaya ve düzen açısından tehlikesiz hale getirilmeye çalışılmaktadır. Günümüzde bu temelde küresel bir mücadele söz konusudur. Kapitalist modernist sistemin gençliğe yönelik yürüttüğü mücadele ulusal sınırları aşmış bütün dünyayı içine alan bir sistem mücadelesine dönüşmüştür.
Kürdistan’da gençlik hareketi
Demokratik uluslaşmanın gelişimi, demokratik ulusal bilincin oluşumu, dolayısıyla Özgürlük Hareketinin gelişim süreci, gençlik hareketinin de oluştuğu süreçtir. Geleneksel feodal toplum yapısının çözülmesi ve sosyal ayrışmanın gelişmesi, gençliğin toplum yaşamını etkileyen bir kesim olarak ortaya çıkmasını sağlamıştır. Kürdistan’da ortaya çıkan gençlik hareketi, ilkel milliyetçi hareketlerin de aşılmasını getirmiştir. İlkel milliyetçi örgütler gençlik hareketi yaratamamışlardır. Örneğin KDP kendi içinde gençlik özellikleri taşımadığından bir gençlik hareketi yaratması söz konusu olmamıştır. KDP, feodal ve aşiretsel yapıya uygun bir siyasi ve sosyal örgütlülüğü ifade ettiğinden bir gençlik hareketi oluşturamamıştır-oluşturamaz da. Belki birkaç genci bir araya getirebilir ama gençlik ruhuyla donanmış bir gençlik hareketi kuramaz. Bu kendisinin aşılması anlamına gelir. Bu nedenle gençlik hareketinin gelişeceği zeminin demokratik ve özgürlükçü olması gerekir. Bu zemin Kürdistan’da ilk olarak PKK ile yaratılmıştır
Türk gençliğindeki hareketlenme ile dünyada gelişen gençlik hareketlenmesi arasında bir paralellik vardır. Buna ’68 kuşağı denilmektedir. Türkiye Devrimci Gençlik Hareketi 1960’ların sonunda gelişmeye başlamıştır. Kürt gençliğinin de bunun etrafında bir örgütlenme arayışı gelişmiştir. Bu süreçte uygun bir zemin de oluşmuştur.
Cumhuriyet yönetimi, inkar ve imha politikası temelinde asimilasyonu esas almıştır. Beyaz katliam” olarak adlandırılan bu yöntem Kürdistan’da soykırımın bir biçimi olarak özellikle gençlik üzerinde uygulanmıştır. Bu nedenle eğitime özel bir önem verilmiştir. Bununla ulusal eritmeyi amaçlamış, o nedenle eğitim sistemini kısa bir zaman dilimi içerisinde çok hızlı ve yoğun bir biçimde köylere kadar taşırmıştır. Böylelikle Kürdistan’da önemli bir öğrenci gençlik kesimi oluşmuştur. Soykırım amacıyla kurulan okulların etrafında önemli bir gençlik kitlesi yoğunlaşmıştır. Kürdistan’daki ilk gençlik hareketleri buralara dayalı olarak gelişmiştir.
Orta ve egemen sınıfa dayanan öğrenci gençlik içerisinde küçük burjuva eğilimi gelişmiştir. Bu eğilim ’70’lerin başında Kuzey Kürdistan’da ve Türkiye’de DDKO biçiminde bir örgütlülüğe kavuşurken; devrimci yurtsever eğilim Kürt Özgürlük Hareketinin gelişimine paralel bir gelişme içine girmiştir. Çünkü Kürdistan’da gerçek anlamda ulusal demokratik gelişme ile gençlik hareketinin gelişimi iç içe yaşanmıştır. PKK gençliğe dayalı olarak doğup, gelişmiştir. Aydın-gençlik hareketi bir ideolojik eğilim ve örgütsel yapı olarak doğup, gelişmiştir. Okullarda toplanan emekçi ve yoksul gençlik, buralarda sağladıkları aydınlanmayla ulusal ve demokratik bilincin ve onun örgütü olarak PKK’nin yaratıcıları olmuşlardır. Ulusal demokratik örgütlenme ve eylemi yaratmışlardır.
Gerilla bir gençlik örgütüdür
Apocu hareket kendini başından beri böyle bir hareket olarak tanımlamıştır. Apocu hareket bir halk hareketi olarak, bir sınıf hareketi olarak ortaya çıkmamıştır. Her ne kadar ideolojik olarak reel sosyalizmin etkisiyle işçi sınıfının çıkarlarını esas almışsa da, ulusal gelişmeyi öngörerek bütün ulusa hitap etmişse de, bütün bunlar öncellikle gençlik hareketi aşamasından geçilerek, yani aydın gençlik kesimi içerisinde yaratılmıştır. Ulusal demokratik bilinci oluşturan ve topluma taşıran aydın gençlik olmuştur.
Dolayısıyla Kürdistan’daki demokrasi ve özgürlük hareketi bir gençlik hareketidir. Halka dayanan, halkçı özellikler taşıyan gençlik grubu ilerleyerek gelişmiştir. Yoksul, emekçi ve aydın gençliğin yarattığı ulusal demokratik eğilim, ideolojik, maddi ve kadro bakımından yaşadığı bütün zayıflıklara rağmen Kürt halkı tarafından sahiplenilmiş ve gelişme göstermiştir.
Kürdistan zemininde sosyalist hareket, ulusal demokratik hareket ve gençlik hareketi iç içe ve bütünlüklü gelişmiştir. Bu bakımdan ulusal demokratik hareket, aslında bir aydın gençlik hareketidir. Halka gitmiş ve halkın desteğini almıştır. Fakat mücadelenin yürütücü gücü gençlik olmuştur. Çünkü sömürgeci ve soykırımcı Türk devletiyle mücadele savaş biçiminde sürmüştür. Dolayısıyla gençlik gerilla olarak örgütlenmiştir. Gerilla bir gençlik örgütüdür. ’70’lerde ideolojik bir gençlik grubu olarak şekillenen Apocu Hareket giderek bir gençlik ordulaşmasına dönüşmüştür. Gençlik, sadece Kürt Özgürlük Hareketinin ideolojik bir eğilim ve grup olarak doğuşunu gerçekleştirmekle kalmamış bu mücadeleyi bizzat üstlenmiştir. Farklı bir toplumsal kesimle birlik ve ittifak halinde örneğin işçi ve köylü sınıfı ile bir isyana kalkıp, mücadele yürütmemiştir. Gerilla düzenini yaratan ve gerilla savaşını veren gençlik olmuştur.
İdeolojik eğilimi aydın gençlik yaratmış, kadrolaşma gençlikle oluşmuş, PKK’yi gençlik kurmuş, gerilla gençliğin direniş örgütü olarak ortaya çıkmıştır. İdeolojik, siyasi, askeri tüm yapılanmaya damgasını vuran gençlik özellikleri olmuştur. Bu realiteyi Başka Apo “Genç başladık genç başaracağız” biçiminde tanımlamıştır.
Günümüzde Kürt Özgürlük Hareketi bu realitesi nedeniyle gençlik ruhuyla dopdolu bir harekettir. Sosyolojik bir kategori olarak gençlik aradığı her şeyi bu nedenle PKK’de bulmaktadır.
Kuruluş ve kurtuluş sürecinde gençlik
Gençlik, demokratik halk hareketinin örgütlenme ve eylem alanına öncülük etme, onun kadrosal gücünü, yine en dinamik eylem gücünü oluşturma bakımından temel bir yer tutmaktadır. Geçmiş mücadele stratejimizde yeri daha çok tali planda olan gençlik; yeni mücadele stratejimizde öncü pozisyonuna yükselmiştir. Yeni mücadele stratejimiz demokratik halk hareketinin düzeyi, stratejik yapılanması, öncü ve ittifaklarının belirlenmesi konularında yeni bir yaklaşıma yol açmıştır. Özgür Kadın Hareketi ideolojik-örgütsel ve eylem gücü olarak öne çıkarak önemli bir kabul açığa çıkarmıştır.
Gençlik de benzer bir stratejik konum kazanmıştır. Demokratik devrimin derinleştirilmesi mücadelesinde kadın ve gençlik hareketinin, halkın ortak demokratik eylemliliğine öncülük edecek düzeye getirilmesi, temel bir çalışma haline gelmiştir. Bu nedenle gençlik hareketini daha özgün ele almak ve örgütlemek öne çıkmıştır. Demokratik uluslaşma sürecini yaşayan halkımızın direngen ve inşacı gerçeğinin geliştirilmesi açısından öncülüğün iyi tanımlanması ve örgütlü kılınması, demokratik ulusun başarısı için zaruridir.
Gençliği aktifleştirme sorunlarını çözmeden, demokratik halk direnişimizi geliştiremeyiz. Bunu yapamazsak Özgür Kadın Hareketi de ittifaksız kalır. Bu da demokratik halk direnişimizi geliştirmeyi zorlar. Bu bakımdan gençlik hareketinin özgün tarzda ele alınıp, örgüt ve eyleminin bütünlüklü geliştirilmesi, demokratik devrimi geliştirebilmek açısından zorunludur. Aksi halde köklü bir toplumsal demokrasi mücadelesi verilemez. Devrimci demokratik değişim motorsuz ve öncüsüz kalarak, kendiliğindenliğe sürüklenir. Kaldı ki bu durumda olan gençlik, gericilik tarafından saptırılabilir. Bu bakımdan gençlik hareketi, inşa sürecinin en önemli hareketi olarak gündemimizdedir.
Toplumsal gelişmede gençliğin yeri ve rolü
Geçmişte de mücadelemizde her şeyi yürüten gençlik olmuştur. Gerillamız bir gençlik örgütüydü ve savaş gençliğin mücadelesiydi. Kitle mücadelesi içerisinde de gençlik önemli bir rol oynamıştır. Gençler katılmış, çalışmış, kadro, örgüt ve mücadele sorunlarını omuzlamışlardır. Fakat mücadele içerisinde özgünlüğüyle öncü bir gençlik hareketi oluşturulamamıştır.
Zira gençlerin mücadeleye katılması ayrı bir şeydir, kendini bir hareket olarak örgütleyip, katılması ayrı bir şeydir. Biri gençlerin herhangi bir siyasal, askeri veya ideolojik mücadeleye katılması iken diğeri gençliğin kendini bir hareket olarak örgütlemesi, demokratik devrimde öncülük rolünü oynamasıdır. Esas olan da budur.
Böyle olmazsa demokratik devrim gelişip derinleşemez. Toplumsal değişim ideolojik derinlik ve dinamizm kazanmaz. Örgütlü öncülük zayıf kalır. Çünkü devrimimizin ideolojik özü burada saklıdır. Devrimci değişimin temel karakteri ve özellikleri gençlik ve kadından kaynağını almaktadır. Gençliğin ve kadının örgütlülüğünde yatmaktadır. Demokratik değişimin özelliklerini açığa çıkaran, yayan, savunan kadın ve gençlik hareketidir.
Kadın Özgürlük Hareketi kendi ideolojik ölçülerini topluma taşırdığı ölçüde, Özgür gençlik hareketi kendi özelliklerini topluma taşırdığı ölçüde demokratik değişim kökleşebilir. Demokratik değişimin niteliği ve derinliği böyle ortaya çıkar. Bunu özgür kadın hareketi ve gençlik hareketi sağlayacaktır.
Bir; ideolojik derinlik kazandırması, yön vermesi, değişimin ideolojik karakterini ortaya çıkarması.
İki; örgüt ve eylemde motor gücü olması. Öncülük de bu noktada tanımına kavuşmaktadır.
Gençlik hareketini özgünlüğü içerisinde ele alma, ideolojik ve örgütsel sorunlarını gündemleştirip çözme bu nedenle bizim için birinci derecede önem taşımaktadır.