HABER MERKEZİ –
“Yüzünü kazdığımız şu kirli tabaka, ne çok öğretiyor insana… Her kazdıkça başarıyor, başardıķça öğreniyorsun. Öyle ki, her yeni bir bilmede, aslında henüz birşey bilmediğini farkediyorsun. Kapitalist Modernite’nin yarattığı kirli insan gerçekliğidir kabuk bağlayan. Amargi’ye dönebilmek için; yani kaybedilen toplumun özünü bulabilmek için, onun kirli yanlarıyla yıllardır mücadele ediliyor, etmeyi öğreniyorsun. Sana öğretenler de, kirlilikle kavga ederken temizlenenler oluyor. Onlar öğrettikçe öğreniyor ve aslında bilge olmaya doğru yol alıyorlar. Ve sen yorulmak bilmeyen bu vaktin, amansız yolcularının devam ettiricisi olman gerektiğini, her onları andığında daha çok hissediyorsun. Çünkü, bu tarih ‘Mezar taşıma halkına borçlu öldü yazın’diyen Hayri Durmuş’ların ve onun ardıllarının tarihidir. Ve bizler borçlu hissedenlere borçlu olanlarız, yürüdüğümüz ve hakkını vermediğimiz her vakit.
Onlar, her sarı mekaplarını tekrar giyip, yol yürümeye devam ettiklerinde, kendileriyle de yürüyecek olanı yaratmayı ihmal etmiyorlar. İşte bıkmadan, usanmadan yürüyenler, diğer anlamıyla arınanlar, yorulmadan daha çok mücadele etmemizi sağlarken, yine mücadele etmenin gerekçesi oluyorlar.
Öyle ki onları hiç bir şarkıda, şiir de veya yazıda dile getirmek yetmiyor. Çünkü hiç bir harf, anlam gücüne karşılık vermiyor, anlamın adı olanlar için.
Ş.Baran Mawa yoldaş, türküsü bitmemiş ve türküsünün ezgilerini bir bir yüreğimize koymuş olan, yorulmadan mekabını giyendir. İşte, yazdığımız, söylediğimiz, eksik kalacak dediğimizdir Baran Mawa. O, arayışı olan, heyecanı olan her genç yüreğe rotayı göstermeye and içendir, bütün tanımlamaların içinde. Ş.Baran Mawa, kendini tanımlayan devrimcidir ve devrim olmuştur şairin dediğini kendi yanına alıp.. Ve kendi şiirini yazmaya koyulmuştur yürüdüğü her patikada…
Ş. Baran Mawa diğer adıyla Ali Öncü 1983 yılında Mardin’in Savur(Stewrê) ilçesine bağlı Elfan köyünde doğar. Yurtsever ve partiyi tanıyan, kültürel özelliklerini yitirmeyen ve birçok katılımın olduğu köyde doğan Mawa, her ne kadar mücadeleyi aileden dolayı bir tanıma durumu oluşsa da, asıl tanıma süreci Üniversite yıllarına dayanır. Bu tanıma ile beraber, öğrendiklerini özümseyen Ş. Baran Mawa 2003 yılında yüzünü öğrendiği ve hissettiği mekanlara yani dağlara çevirir. Gençliğin Rojava direnişiyle birlikte örgütlenmesinde, yine direniş tarihi olarak andığımız YPS sürecinde paha biçilmez emeği olan komutan Ş. Baran Mawa birçok değerli militan savaşçının eğitilmesinde emeği olmuştur. Her zaman emek ve disiplinli komutan özelliği ile dikkat çeken Ş.Baran 2018 yılının 7 Temmuz’una kadar da bu hakikatin doğru takipçisi olmaktan geri kalmamıştır.
Yoldaşlık, ayna olmaktır. Ki, bir gerillanın vazgeçilmez eşyalarından bir tanesidir cebindeki küçük ayna. Ş. Baran Mawa yüzünü yerleştirmiştir o aynaya, vermiştir eline her onu gören yada onu bilenin avuçlarına. Zor olanda budur, aynası olabilmek ve aynalar yetiştirebilmek yarınlara. O buna cesaret etmiştir ve yürümüştür üzerine. Yolunu bulana dek yürümüştür hemde. Yeni yeni yürüyen bir çocuk misali, ayakta durmasını öğrendiğinde, sevinçle kucaklamıştır yoldaşını. O gerçek bir komutandır ve başarısız olanı, başarmayanı sevmeyecektir, kendisinde kabul etmediği gibi.
Çünkü, onun kaygısı hiç durmayan suyun akışını hızlandırmak ve devam ettirmek kaygısıdır. 40 yıldır sürdürülen bu mücadele, genç başlamıştır ve genç başarmalıdır diyedir çabası ve emeği.
Gerçek olanı bilen, gerçek savaşır. Aynı zamanda gerçeğe giden yolda, kendini feda etmekten geçer. O bunu bilir ve kaygı duymaz. Gerçeğin adı olan Önderliğin, gerçeği için söz vermiştir. Ve bunu gerillanın kalesi olan Botan’a giderek, hakikatine ulaşmıştır. Botan,gerillanın ilk silahlı doğuş yeridir. Herekol’un kayalıkları, Bagok’un ağaçları ve Gabar ve Cudi’nin yakılıp yıkılan evleri arasından, Feraşin cennetine uzanan yönüne dek nice Egid’lere eşlik etmiştir. Her gerilla kuzeye yol almadan evvel bu diyarlara ayak basmış, tanıklık etmiştir bu sınır hattına.
Egid komutanın yiğitliği , Nuda Karker’lerin paklığı ve güzelliği, kamerası elinden düşmeyen ve tarihe an bırakan Halil Dağ, sırtından Davulu ve BKC silahı inmeyen, dağların şarkıya dökülmüş hali olan Delila’lara tanıklık etmiştir Botan.. Bu yüzden kaledir, onca şeye rağmen yaşadıklarıyla ayakta kalandır.. Bundandır, Önderlik; ” Bana bağlı olanlar, Yüzünü kuzeye dönsün” demiştir ve Ş.Baran’da bu kaleye yürümüştür, dağa benzeyen yanlarıyla.
İnsanlık, aşağı Mezopotamya’dan, yukarı Mezopotamya’ya ilerlediği vakit, binlerce şey üretmiş, onu diğer canlılardan ayıran bilinç ve duygu düzeyini var etmiş, geliştirmiştir. Yani bir anlamıyla toplum ilk özünü bu coğrafyadan almıştır. Devletli ve kirli dediğimiz tabakalar bu öze saldırmış, bin yıllara varan süreçlerle kendini var etmiştir. Güzelliğe sevdalı olan Gerilla da, Mezopotamya’nın kalbi Kürdistan’da anlamın ve insanlık mücadelesinin, yine kirletilmiş ve ölmüş insanlığın yeniden var edilmesinin inanç nüvelerini atmıştır. Bunun için ölümü yaşamlarıyla ve duruşlarıyla öldürerek, sonsuz olanı yaratanlar gerillalar ve paradigmalarını yaratan Önderlik olmuştur. Ş.Baran Mawa arkadaş bu sonsuzluğun takipçisidir ve takipçilerinde de bunu yaratma uğraşında olmuştur.
Yaşanan ihanet, savaş ve talana karşı savaşmayan, güzelliği farketmeyen yada bundan rahatsız olmayandır. İşte, Ş.Baran Mawa güzel olana, dinamik olana, canlı olana sevdalıdır. An ve bu hakikat bize tek doğruyu gösteriyor; Direnmek! Genç olanın temel karakteri budur. Var olanı Kabul etmez ve ona karşı direnir. Yine alternatif içinde devrimde rolünü oynar. Biz Baran Mawa’nın aynasını eline alanlar, onunla ilgili okuyanlar, satırlara şahit olanlara da hakkını vermek için mücadele etmek düşüyor. Çünkü, şehit gerçeğine ve Kürt gerçeğine ancak direnerek cevap olunabilir. Bunun asıl yaratıcısı da bizler yani genç kadın ve erkekler olacağız. PKK-PAJK’I benimseyen, şehitler gerçeğine layık olmaya çalışan bir direnişin kazanacağı kesin olmakla birlikte, muhteşem olanı yarattığını görmek, bilmek gerekir.”
Ferîde Tolhildan