QAMIŞLO – Tarihe adını yazdıran devrimler her zaman gençlerin öncülüğünde gerçekleşmiştir. Ana güç olarak gençlik tarihi değiştirmiş ve halka teslim etmiştir. Rojava Devrimi’de yine gençlerin öncülüğünde gerçekleştirildi. Devrime öncülük eden gençler ajansımızla devrim hakkında konuştular.
Harun Apoyi, konuşmasının ikinci bölümünde Kürtlere karşı yürütülen Özel Savaş’tan bahsederek ‘düşman artık özel savaş ile halkı Apocu hareketten uzaklaştıramayacağını anlamıştı’ dedi.
Harun Apoyi konuşmasının ikinci bölümünde devamla şunları belirtti:
“2012 yılında düşman artık özel savaşta Kürt halkını APO’cu hareketten uzaklaştıramayacağını anladı. Tam tersine ENKS, BAAS’a karşı öfkeli olan Kürt halkının öfkesini kullanıyordu ve Arap medyası üzerinden bunu kullanarak özel savaş politikaları ile suistimal ediyordu fakat 2012 yılında bu durum kendisine döndü. Bu defa ENKS yaptığı yürüyüşlerde 100, 200 kişi etrafında toplanırken APO’cu hareket gençlik hareketi veya genel hareket yürüyüş yapınca onbinlerce insan ayaklanıyordu. Efrîn ve Kobané özellikle başta olmak üzere Derîk, Cizîré bölgesinin tümünde böyleydi. Yani diyebiliriz ki 2012 yılında halk yönünü tamamen APO’cu harekete dönmüştü. ENKS köşelerde, sokak aralarında kalıyor etrafında en fazla 200, 300 kişi toplanıyordu. Artık Türk çetelerinin, Barzani, Xeliç, Suudi çetelerinin, Katar, İmarat, ve Amerikan çetelerinin Kürtler üzerinde yürütmek istedikleri politika kaybetti. Kürtlerin onların değirmenine su taşıyan politikalarını APO’cu hareket 2011-2012 sürecinde bitirdi. İşte o yüzden özel savaşın APO’cu hareketi karalama saldırıları kaybetti. Onlar özel savaş taktikleriyle saldırdı ancak sonuç alamadılar.
Barzani’ye bağlı partiler saldırdı sonuç alamadılar. İslamist düşünceyle Kürtleri kendi çıkarlarının, amaçlarının harcı yapmak istediler. 2012 yılında bundan da sonuç alamadılar. 2012 yılı nasıl bir yıla dönüştü? Suriye’nin tamamında Suriye çetelerinin Cebet el Nusra, İhvan-ı müslimin, Ceyşül Hur adı altında kendini o zaman saklayan DAİŞ, Rakka, Dêrezor, Hesekê, Halep etrafı, Minbic, Bab, Ezaz, Cerablus, İdlip, Hımıs, Hama, Dara, Şam ve bu şehirlerin tamamının etrafını sardı. Türk çeteleri, Haliç devletleri ve Amerikalılar ilerlediler. İlerledikçe güçlendiler. Çünkü 122 devlet silah, cephane, maliye her yoldan destek veriyordu. Bu da her seferinde daha ileriye gitmelerine sebep oldu. BAAS rejimi gittikçe geriliyordu.
2012 aynı zamanda adı muhalif olan çetelerin Suriye’de ilerlerken Rojava’da kaybetmesi oldu. Öyle oldu ki her tarafı tuttular. Artık hava alanına da yaklaştılar. APO’cu hareketin başkaldırma ve eylemleri karşisinda kaybettikleri için bu sefer ikinci aşamaya geçtiler. ikinci aşama da ise 2012’de silah zoruyla Suriye’nin etrafını 122 devletin desteği ile ele geçiren bu çeteler, ENKS ve özel savaş medyasıyla amaçlarına ulaşamayacaklarını anladılar. Bu sefer silah zoruyla Rojava alanlarını almak istediler. Rejimi çıkarıp kontrol altına almak istediler ve bu şekilde, Kürtleri ellerinin altına almak, kullanmak istediler. Bu süreçte 19 Temmuz devrimi oldu. 19 Temmuz’da çeteler Kobanê’nin etrafını sardılar. Biz de o sırada Kobanê’deydik. Çeteler Minbic’i tuttu, Cerablusu tutu, Siriniyê saldırdılar, Şêxlere saldırdılar. Kobanê’nin etrafından Fırat nehri üzerinden Girê Sipi’ye saldırmak istediler. O zaman hatırlıyorum, Kobanê’de toplantıdaydık, bu ilerleyiş olduğunda. Orada arkadaşlar toplantıyı durdurup çabuk tedbir alın çeteler ilerliyor Kobané yi de almaya gelecekler dedi. Amaçları bu “Biz rejimi vurmak istiyoruz amaç rejim diyorlar ama asıl hedef Kürt şehirlerini almak”. Bundan dolayı seferberlik oldu akşam yani 18 Temmuz’da bu karar alındı, 19 Temmuz gecesi de Kobanê’nin etrafı sarıldı, devrim kararı alındı.
19 Temmuz’da Kobanê’deki kurumlar kapatıldı, Kobanê’ye gidip gelen bütün yollar kapatıldı. Bir cephe muhalif çetelerinin önüne kuruldu. Cerablus tarafından Şêxler, Sirin, Girê Spî ve Eyn İsa’da cepheler kuruldu, kontrol noktası kuruldu. O zamana kadar gizli olan güçlerimiz dışarı çıktı. YXK nin gizli birimi dışarı çıktı. Artık kendilerini gösterdiler yani halk başkaldırıyor, öncülüğü örgütlenen halk, komün ve meclis olan halk Kobané Éfrîn ve Cizîré alındaki her cadde ve bölgede savunma gruplarını oluşturdu. Her akşam bölgede nöbet tutuyorlardı, sopalarla nöbetler tutuluyordu, çoğunda silah bile yoktu. Bu şekilde bölgelerini alanlarını caddelerini savunuyorlard ve her taraf örgütlendirilmişti. 2012’de örgütlendirilen başkaldıran on binlerce kitlesel halk, 19 temmuz 2012 de Kobani yi aldı ve bu devrim getirdi. Öz savunma ve YXK öncülüğünde Kobani kurtarıldı, ardından 20 Temmuz’da Éfrîn özgürleştirildi. Yine ardından Derik, Amudé, Dir besiye kurtarıldı. Bu şekilde artık Rojava şehirlerinin kurtarılması başladı; halkın gücü örgütlülüğü ve bilinci ile bu tarzda devrim oluştu.
19 Temmuz 2012’de YPG resmi olarak açıklama ile kendini ilan etti; burada bir kuvvet olduğunu, buranın sahipsiz olmadığını, burayı kurtaran ve savunan bir kuvvet olduğunu söylemek için. O zaman muhalif çetelerden eğer saldırı olursa YPG güçlerinin burayı biz kurtardık, biz buradayız demek ve burayı savunmak için gerekçesi vardı. Bundan dolayı YPG’nin resmi ilanı, acil bulundu ve YPG ilan edildi. Bu tarzda artık resmi devrim oluştu, halkın sistemi oluştu artık halkın kendi kendini yönetme imkanı oluştu. Bu durum halka güven verdi, rejimin temizlenmesi halkta devrim cesaretini oluşturdu. Önce güven yoktu ama güven alınca rejimi alandan çıkardı ve halkın devriminin olabileceğinin olduğunu gördü. 2012 yılı böyle bir yıl, halkın tamamının başkaldırdığı halkın güçlü bir örgütlülüğe döndüğü yıl oldu. İdeolojik bir hakimiyet altında çalışmakta, özel savaş etkisinden kurtulmuş, sorunları kendi kendine çözen ve askeri bir kuvvetin olduğu, kendini koruyabilen öz savunması oluşmuş bir dönem oldu.
2012 yılı devrimin yılı, cesaret ve kararın yılıydı. 2012 on binlerce gencin YPG’nin kurulum ve katılım yılıydı. On binlerce gencin üst üste katılımın olduğu bir dönemdi. Kuşkusuz bunun öncülüğünü gençlik yapıyordu. Yine bu çalışmaların öncülüğünü yapan arkadaşların emeklerini inkar edemeyiz, bu arkadaşlar her yerde gençliğin YPG’ye katılmasında çalışma yürütmekteydi, gençlik hareketinin devrimin bilinçlenmesi, baş kaldırması, YPG’nin kurulumunda büyük rol oynadı.
Gençlik 2012 bu şekilde damgasını vurdu. Binlerce gencin ayaklanmasını, YPG kurulumuna binlerce gencin katılımı oldu. En dikkat çekici şey buydu, gençlik hareketi çerçevesinde başkaldırma ve büyük askeri kuvvete dönüştü. Bunun öncülüğünü yaptı. Gençlik hareketi 2012’de gençlik kongresi oluştu, Komalen Ciwanên Rojava ye Kürdistanê kongresi burada devrim oluştuğu bundan sonrasında sorunlar saldırılar oluşacağı, bundan dolayı devrimin büyütülmesi için devrimci gençlik hareketi oluşması gerekiyordu. Bu düşünceyi bu perspektifi veren şehit Baran olmuştur. Gençlik hareketinin baş kaldırma hareketi olduğunu söyledi ancak artık devrimci ruh kazanması gerektiğini belirti şehit Baran. Çünkü artık Rojava üzerinde büyük saldırılar oluşacaktır. 19 Temmuz devrimi olduğu için büyük saldırılar olacak, buna karşın devrimci duruş gerekiyordu. 9 veya 10 ayda gençlik hareketi kongresi oluştu ve KCRK, Tevgera Civanen Şoreşger (Devrimci Gençlik Hareketi)’e dönüştü.
2012’de enksnin ihanetinden dolayı çekdar Amed arkadaş Éfrîn’de şehit düştü. Şehit Çekdar in anısına gençlik eğitim akademisi oluşturuldu. Şehit Baran Mawa birinci devreyi Qamişlo da şehit Rubar’ın evinde bu eğitim devresini kendisi oluşturdu ve ilgilendi. Öğrenci Gençlik hareketi güçlendi. Aynı zamanda ilk Özgün kadın konferansı Helincê köyünde 2011 de oldu. 2013 yılında da Genç Kadın Hareketinin ilk konferansı oldu. Gençlik hareketi hem de Genç Kadın Hareketi bütünüyle artık kurulmuş oldu.”