HABER MERKEZİ-
Kuantum paradigmasının temel ilkelerinden biri kuantum öbekli bütünlük ilkesidir. Bu ilkede söz gelimi kuarklar protonu oluşturur ve proton kuarkların oluşturageldiği bir bütündür. Veya proton ve nötronlar bir araya gelerek atom altı çekirdeğini, çekirdek ve elektron bir araya geldiğinde ise atomu oluşturur. Her bir öbek başka bir öbeğin bütünlüğünü oluşturan temel öznedir. Fakat öbekler parçalı hali ile değil, bütünsel hali ile anlam kazanır ve yeni formunda yeni öznellikler kazanır. Keza proton kuark ve gluonlardan meydana gelirken sadece onların formunu kendisinde taşımıyor, farklı özellikleri de bütünselliğinde taşıyor. Bir madde veya form kendi bütünselliği içerisinde anlam kazanır ve parçalara bölündüğünde niteliklerinde değişim yaşar. Dolayısıyla o artık başka bir şeydir.
Demokratik özerklik; çokluk içinde birliği ve birlik içinde çokluğun yaratılmasıdır
Kapitalist modernite ve onun parçalı pozitivist epistemolojisinin teşekkül ettiği özne–nesne düalizminin anlam ve hakikati parçaladığı, mekanik anlayışla tersinden bir idealizm ürettiği kuantum paradigması ile bilimsel temelde kanıtlandı. Bütün bu parçalı epistemoloji, düalizm ve hakikat dışılığa aşkın olarak Önderlik kavramsal- kuramsal anlamda bir devrimci müdahale gerçekleştirdi. Bu devrimci müdahale kavramsal- kuramsal olarak demokratik ulus – demokratik özerklik, kurumsal olarak demokratik konfederalizm (KCK) sistemi olarak kurgulandı. Özcesi belirli birey ve toplulukların devlet- ulustan farklı olarak aynı zihniyet dünyasını paylaşanlar olarak betimlenen demokratik ulusun ruh, onların özerk/özgün yaşam formlarını da koruyarak bedene kavuşturan organizmalar olarak da demokratik özerklik; çokluk içinde birliği ve birlik içinde çokluğun yaratılmasıdır. Kurdistan Topluluklar Birliği (KCK) örneğinde olduğu gibi bunun en üst aşaması olarak bedenin kendisi olarak konfederalizm formu hakikat arayışçılığının, anlamın ve sosyalizmin öncülüğünü kendi bütünselliğinin içerisinden, parçalayıp ayrıştırmadan ortaya çıkarır.
Keza kapitalist modernite özne- nesne düalizminden birçok toplumsal, sınıfsal çelişkiyi ortaya çıkarıp derinleştiriyor. Bu çelişkilerden biri olarak toplum ve devlet arasındaki çelişkidir. Kurumsal adresi olan devlette güç, iktidar ve sermaye birikimini sağlamak için toplumu zapt u rapt altına alması dolayısıyla parçalayarak yok etmesi gerekir. Bugün özel olarak yürüttüğü politika budur. Bir toplum kırım politikası ile toplumu kuarklara veya başka bir ifade ile en küçük parçaya ayırıp birliksiz, nitel ve nicel anlamda çokluk olmayan çoklar üzerinde denetimini kurumsallaştırarak faşizmi olağanlaştırıyor, süreğenleştiriyor. Bu durum karşısında ezilenler cephesinin öncüsü olan konfederal güçlerin kuantumik dünyada parçalılığı ve bütünselliğini ortaya çıkarmak zaruridir. Toplum kırım ve olağan, süreğen faşizm koşullarında konfederal güçlerin motor gücü olan gençliğin parçalı hali kuantumun dolanıklık ilkesine aykırıdır. Dolanıklık ilkesine göre öbeklik ilkesinde de anlaşıldığı gibi bir bileşen parçalanamaz . Bileşenler ayrı ayrı parçalar değil; parçalanamaz, ayrılmaz bir bütündür. Dolanıklık ilkesi bir bileşenin diğer bileşenlerden ayrı, bağımsız olarak ele alınamayacağını, alınsa da tanımlanamaz olduğunu ifade eder. Tanım önemli bir kavramdır. Maddeyi, bireyi, toplumu vb. anlamlandırır. Demek ki bir bileşenin parçalara ayrılması onu anlamsızlaştıran dolayısıyla varlığını ortadan kaldıran bir durumdur.
Gençlik aydın gençlik (kuark) ve proleter gençlik (gluon) olsa da bileşkesi protondur.
Bu noktadan yola çıkarak gençliğin mevcut durumuna konfederal çözümler sunmak, geliştirmek şarttır. Zira Önder APO son süreçte gençliğe ilişkin demokratik gençlik konfederasyonunun kurulmasını önermişti. Kavramsal- kuramsal ve kurumsal anlayış ve metodolojinin içerisinden buna cevap olunabilir. Gençlik yapıları farklı öznellikleri, özgünlükleri barındırıyor olsa da bütünleşmenin ve hakikatin kendisinden kopmamasının bilincinde olmalıdır. Yoksa özel savaşın, toplum kırımın başka bir veçhesi olarak örgüt kırım gibi bir duruma da sürükleyebilir ki sistemin dayattığı derinlikli anlayış budur. Gençlik aydın gençlik (kuark) ve proleter gençlik (gluon) olsa da bileşkesi protondur. Proton ikisinden de nüveler taşır ama esas itibari ile protondur. Özgürlük Hareketi’nin tarihi bu anlamda en açık cevaptır. Aydın gençlik hareketi olarak doğup büyümüş olsa da gelişme aşamasında ona katılan, onu büyüten bir köylü, işçi gençlik gerçekliği vardır. Burada her ikisinin özgünlüklerini koruyarak bütünleşmesi stratejik atılımlar yaratacaktır, zira tarih bunu göstermiştir. Sonuç olarak, bugün en örgütsel alanda bile içeriye sızmanın, gedikler veya çatlaklar yaratmanın uğraşı içerisinde olan kapitalist moderniteye karşı birliğin ve çokluğun, anlam ve hakikatin parçalanmaz bütünlüğü temelinde öncü güç olma gayretinde olmak gerekmektedir. Demokratik gençlik konfederalizminin kuark ve gluonları, protonları ve atomları olmanın zamanıdır. Kendimizi örgütlerken bizimle birleşik olan yaşamımızı ve toplumumuzu da örgütlemek, hakikate ulaşmanın ve anlamsızlığa karşı direnişin kendisini örgütlemektir.
Kaynak: Yeni Özgür Plitika