HABER MERKEZİ
Bugünün tarihini bilmiyorum, sonra yazacağım. Birinden sorup öğrenince. Kezvan kokulu bir gün, kezvan kokulu bir çay içtim. Hızlı başlayan bir gün. Havan ve helikopter sesleri ile devam ediyor. Gecenin hızlı geçeceği beklense de ne olacağı belirsiz. Herhalde dağda çok yeni olduğumdan dolayı beni cepheye göndermediler. Okulumuzdan da giden arkadaşlar oldu. Çok büyük ihtimalle savaş olacak. Savaş uykusundan uyandı.
Dün gece hava korkunçtu. Gün boyu yağmurlarla yer yer kendini boşaltmaya çalışan gökyüzü, sonunda patladı. Şimşekler, gökgürültüsü altında başlayan eylemini farkına varmakta zorlandım.
İyi olup olmadığı eylemin başarısına bağlıydı. Eylemler iyi olacaktı bunu hissettim. Arkadaşlar cihazı açmıştı kanalları ayarlamaya çalışıyorduk. Eylemin gidişatında bölük börcük böyle haberimiz oluyordu. Bir arkadaş bir kanalda ‘Hepsi kaçtı.’ diyordu. Başka bir kanalda ise başka bir arkadaşın sesi ‘Harikasın’ diyordu. Bu başarılarına ortak olmak isterdim. İstesekte istemesekte onlarla aynı duyguları paylaşamazdık. Biz arkalarında kalmıştık onlarsa ilerliyordu.
Akşam genel bir moral yapılacaktı, bunun dışında gelişen kar topu savaşı hepimize genel bir moral vermişti. Epeydir böyle bir savaş yapmamıştık. Kartopu oynarken çocuklar gibi şendik. Sonra kadın arkadaşlar şarkı söylemeye başladı. İki saatten fazla süren bir moral yaptık. Şarkı ve şiirlerle süren bir moral. Ve bende bu moralde Beşîri’de şehit düşen ve Nucak ve Beşet Dilik arkadaşında içinde olduğu grubun anısına bir şiir okudum.
Gözleri umutlu,
Bakışları hüzünlüydü gidenlerin,
Duyguları karmaşık,
Ve bir o kadar sakin.
Sözcükler heyecanlı ama anlamın ağırlığında bir suskunluk.
Yürekleri büyük acılar karşılamaya.
Bilinçleri yeni zaferler kazanmaya Haziran
Kolları yeni sevdalar kucaklamaya
Bacakları o sevdaya ulaşmaya
Son türküleri şimdiden özlem tüten
Son bakışları 1000 yıllık hasretin yolcusu.
Son sözleri her şeye rağmen umutlu.
Belki kırgın, belki kızgın ama kararlı.
Ve böyle umuda yürürler yolcusuz yol neyler.
İşte bu yüzden sabırsızca giderler yolları hiç bitmez gerillanın. Yol yaşamdır. Davası sevdadır onun. O yollarda yaşar ve yollarda vurulu sevdasıyla. Yarım kalmaz yol türkülerde şiirlerde ve anılarda yaşar. Artlarında kaldırılan silahların namlularında çoğalırlar. Sonra bazen suskun alan bir gözyaşı olurlar.
Bir anın suskunluğunda bakışlarını, bir nehrin Coşkusun da gülüşlerini duyarsın. O zaman içinde ağlar, içinde bir çocuk gizlersin. Acılarını yüreğinde demlersin. Tükenir mi sevdalar, yıllar bitse de yitirilir mi umutlar. Yolcunun sır vermez gecesi. Sessizce karanlık yıldızlar eşliğinde yürürler. Bir adım daha sevdaya yakın, bir adım daha hasrete yakın, bir adım daha yaşama ve bir adım daha ölüme yakın olurlar. Sınavdır yol özgürlük aşıklarına, son gecesinin ufku yakındır sonlarına. Bir adım daha uzak olurlar yarına. Beşîrî’de son bulur gece ve o gecenin sessiz yolculuğu. Yüreğinin acısı hasretidir közleri. Aşka ve umuda dair sözleri. Bir an dalgın bir an suskun gözleri. İnanın bir an unutmadık sizleri. Yeni yaşam yaratarak çoğaltmaktır sizleri. Onlar büyük sevdanın filizleri.