AMED – Munzur Üniversitesi öğrencisi Gülistan Doku’dan 4 yıldır haber alınamıyor. Avukat Ali Çimen, “Soruşturma ilk günden bu yana tarafsız bir şekilde yürütülmüyor. Dosyada failler de belli faili koruyanlar da” dedi.
Munzur Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu Çocuk Gelişimi Bölümü 2’nci sınıf öğrencisi Gülistan Doku’dan 5 Ocak 2020’den bu yana haber alınamıyor. En son üvey babası polis olan Zaynal Abarakov ile bir pastanenin önünde tartıştıkları görülen Doku’nun akıbeti aradan geçen 4 yıla rağmen aydınlatılmadı.
Doku’nun kaybolmasının hemen ardından “intihar etti” iddiaları ortaya atılsa da, Ağustos 2020’de Ulusal Kriminal Büro’nun hazırladığı rapor intihar iddiasını çürüttü. Raporda, Doku’nun en son görüldüğü Dinar Köprüsü altındaki suda, intihar olasılığını gösterecek hareketlilik yaşanmadığına dikkat çekildi.
5 Ocak’tan itibaren yaşanan gelişmeler Doku’nun en son görüştüğü Zaynal Abarakov ve polis olan babası Engin Yücer’i şüpheli olarak gösterse de, ikisi hakkında da etkili bir soruşturma yürütülmedi.
SON GÖRÜŞTÜĞÜ KİŞİ ABARAKOV VE AİLESİ
4 Ocak 2020’de Dersim’de Hanımeli Pastanesi’nde işe başlayan Doku, Zaynal Abarakov’un babasının adına kayıtlı olan telefondan saat 20.00’de arandıktan sonra pastaneden ayrıldı. Abarakov’un evine gittiği tespit edilen Doku için emniyete “bir kadının zorla araca bindirildiğine” dair ihbar yapıldı. Ancak bu ihbar, Abarakov’un polis olan babasının olay yerine gitmesinin ardından kayıtlara geçilmedi ve savcılığa bildirilmedi.
5 Ocak’ta ise Doku’nun kaldığı KYK Kız Yurdu’na geri dönmemesi üzerine emniyete haber verildi. Doku için kent genelindeki MOBESE kayıtları incelemeye alınırken, yapılan incelemelerde Doku’nun gündüz saat 11.29’da, Atatürk Mahallesi’ndeki Valilik binasının hemen karşısındaki minibüs durağından üniversite aracına bindiği tespit edildi. Ancak bindiği aracın yol güzergahında bulunan diğer MOBESE kameralarında yapılan incelemelere rağmen araçtan nerede indiği tespit edilemedi. 7 Ocak’ta Doku’yu suda arama faaliyetleri başlatıldı. Daha sonra farklı tarihlerde yapılan aramalarda Doku’dan bir ize rastlanmadı.
Doku ile Abarakov’un HTS sinyal kayıtlarında yapılan incelemede Doku’nun kaybolduğu gün polis Engin Yücer adına kayıtlı bir telefonla görüşme yaptığı tespit edildi. Numaranın Abarakov tarafından kullanıldığı tespit edilmesi üzerine, 27 Şubat’ta Abarakov’un telefonuna savcılık talimatı ile el konuldu.
BİLİRKİŞİ VE KRİMİNAL RAPORLARI ŞÜPHELERİ ARTIRDI
22 Temmuz’da Abarakov ve Doku’nun birlikte son görüldükleri görüntü bilirkişi tarafından incelendi. Bilirkişi raporda Abarakov’un görüntüsü için, “ihtar-ikaz-izah anlamında bedensel hareketleri okunmakta” ifadelerine yer verdi. Tüm delillerin Abarakov’u işaret etmesi üzerine şüpheli ifadeye çağırıldı. Ancak hakkında zorla getirme kararı olmasına rağmen ifadesinin alınmadığı ortaya çıktı. İstanbul Ulusal Kriminal Büro ise yaptığı görüntü incelemesinde “Köprü ayağındaki efekt bir piksel artığı olup kesinlikle yukarıdan suya düşen bir insan veya eşyanın suda yükselttiği su sütunu değildir” tespitinde bulundu. Böylelikle Doku’nun intihar ettiği tezi çürütülmüş oldu.
ŞÜPHELİLER HAKKINDA İŞLEM YAPILMADI
Abarakov’un telefonunda yapılan incelemede “Az kalsın senin yüzünden annemin bütün planları bozuluyordu, evde çok kötü bir şey çıktı” mesajı ortaya çıktı. Tüm bunlar yaşanırken olayların odağında olan Engin Yücer, 11 ay sonra açığa alındı, 21 Ocak 2021’de ise “Doku’nun bilgilerini ifşa ettiği gerekçesiyle” meslekten ihraç edildi. 14 Ekim ise Doku’ya ait kişisel bilgileri sanal medyada paylaştığı için Engin Yücer hakkında yakalama kararı çıkarılsa da hakkında işlem yapılıp yapılmadığı bilinmiyor.
17 Mart 2022’de ise Abarakov gözaltına alındı, ifadesinin ardından adli kontrolle serbest bırakıldı ancak imza atmadığı ortaya çıktı. Son olarak Abarakov’un polislikten ihraç edilen babası Engin Yücer’e ait olan ve Doku’nun zorla bindirilmeye çalışıldığı otomobilin, 2021’de soruşturmanın başlatıldığı gün il dışına çıkarıldığı ortaya çıktı. Bu bilgiyle birlikte Zaynal Abarakov ve polis olan babası Engin Yücer’in Doku’yu bu araçla kaçırmış ya da katlettikten sonra araçla şehir dışına çıkarmış olma ihtimali daha fazla güçlendi.
Doku’nun kaybedilişinin 4’üncü yılında dosyanın avukatı Ali Çimen, değerlendirmelerde bulundu.
‘DELİLLER DEĞERLENDİRİLMİYOR’
Soruşturma başlatılması ardından geçen 3 yılda dosyadaki delillerin değerlendirilmediğine dikkati çeken Av. Çimen, “Gülistan dosyasında bulunan delillerin çok daha azından insanlar mahkum ediliyor, ceza alıyor. Ama Gülistan Doku dosyasındaki bu deliller değerlendirilmiyor. En basit haliyle şüphelilerin materyalleri, cep telefonu üzerinde yapılması gereken bir inceleme vardı, üzerinde hala inceleme tamamlanmış değil. CMK’deki açık hükümde bu materyallerin mağdur tarafa da verilmesine yönelik maddeler var, ama onu bile alamadık. Onlarca kez talep etmemize rağmen bir cep telefonu imajını bile almış değiliz. Bu anlamıyla dosyamızda etkin ve etkili bir soruşturma yürütülmüyor. Failler belli, korunuyor. Zaten faillerini korunduğuna ilişkin de dosyada deliller var. Koruyanlarda belli, failler de belli. Bunlara ilişkin etkili bir soruşturma yürütülseydi dosya çoktan görülmüş olurdu. Bu yapılmadı, halen de yapılmamakta ısrar ediliyor” dedi.
CEZASIZLIK VE ÖDÜL SORUŞTURMALARI!
Bölgede failin kolluk olması durumunda cezasızlık politikalarının devreye girdiğini söyleyen Çimen, şunları söyledi: “Adeta bir ödül şeklinde soruşturmalar yürütülüyor. Bu soruşturmada öyle. Bu soruşturmayı yürüten asayiş şubede görevli bir polis memuru. Baş şüphelinin babasıdır. Kendisinin de dosyada şüpheli olması yönünde şikâyetlerimiz mevcut. Çünkü dosyada 5 adet cep telefonu var. Bunların tamamı baş şüphelinin polis olan babasına aittir. Gülistan’ın zorla bindirilmeye çalışıldığı bir araç vardı, o baş şüphelinin babasına aitti. Gülistan’ı en son kaldığı ev baş şüphelinin babasına aitti. Bu da asayiş şubede görev alıyordu, asayiş şube soruşturmayı yürütüyordu. Soruşturmanın bağımsız, tarafsız kişilerce yürütülmesi gerekirdi. Ama bu taleplerimiz kabul edilmedi. Şüphelinin polis babasının ki kendisi de şüpheli konumda Alanya’ya tayini söz konusu oldu. Alanya’ya gitmek memurlar yönünden zordur. Torpille gidilecek bir yere gönderildi. Doku dosyasında da faillerden en azından birinin kamu görevlisi olması sebebiyle dosyamızda etkin bir soruşturma yapılmadı” ifadelerini kullandı.
ŞÜPHELİ POLİS SORUŞTURMA YÜRÜTTÜ
Doku soruşturma dosyasının 7 Ocak 2020’de başladığını hatırlatan Çimen, devamla şunları söyledi: “Bu tarih itibariyle savcılığın gönderdiği bir yazı vardı, ‘Baş şüpheliyle, şüpheli polisin kendilerinin ve araçlarının hareketlerini bana gönder’ diye. Dosyaya bunlar ‘hiçbiri tespit edilemedi’ şeklinde girdi. Dosyadaki başka bir tutanağa göre aracın hareketleri var. Güvenlik kameralarından bu aracın çıktığı görülüyor. Sonra biz bu aracın HTS’sini istedik. Bu araç eğer çıkmışsa nerelere gittiğini bilelim, çünkü Elazığ’a dağlık yerden gidiyor. İstedik ama dosyaya girmedi. Sonra genel bir HTS sorgulaması vardı, ona da baktık, aracın gerçekten şehir dışına çıktığını gördük. Soruşturmanın başladığı gün kenti terk ettiğini gördük. Aynı araç 15 Ocak’ta kente geri geliyor. Bu şu açıdan önemli, savcılığa emniyet tarafından verilen bilgilerin saati olmadığını gösteriyor. Sadece bu değil onlarca böyle usule aykırı durum var. Hem şüpheliydi hem de soruşturmayı yürüttü.
FAİL VE FAİLİ KORUYAN BELLİ
Mesela Gülistan’ın suya düştüğünü gösteren bir tutanak vardı. Onunla ilgili de dosyaya bilirkişi raporu girdi. 04.01 gecesi ile ilgili basında bu sık sık tartışıldı, oraya giden polis memurları vardı, ‘hürriyeti tehdit’ suçlamasıyla ilgili. Bu takibi şikâyete bağlı suçlardan değildir. Soruşturma resen yürütülür. Oraya giden polis memurları, baş şüphelinin babasını öğrendikten sonra şüpheliyi salıveriyorlar. Herhangi bir savcının talimatını almadan. Biz ‘buraya giren araçların hepsinde ses kayıt cihazı vardır, kamera vardır, bunları isteyelim’ dedik. Yine aynı asayiş şube dedi ki; ‘o sırada kayıt almıyordu, arızalıdır.’ Ama bu arıza neden kaynaklıdır? Daha önceden mi kaynaklıdır? Bu arıza giderildiyse giderildiğine ilişkin tutanak var mı, yok mu? Soruşturmamız asayiş şubenin tuttuğu tutanaklarla hep akamete uğradı, adeta önümüze bariyerler örüldü ve biz ilerisine gidemedik. Bu da bir korunmanın olduğunu gösteriyor. Dosyada buna ilişkin bizzat şüphelilerin beyanları var. Failler de koruyanlar da belli. Sadece etkin bir soruşturmanın yapılması bekleniyor. Biz de onun için elimizden geleni yapacağız.”
ETKİN SORUŞTURMA TALEBİ
Dosyanın hala “hürriyeti tehdit” suçlamasıyla yürütülmesinin de kabul edilemez olduğunu kaydeden Çimen, “İnsan öldürme” suçlamasıyla yürütülmesi gerektiğini kaydetti. Çimen, “İnsan öldürme” iddiasıyla açılacak soruşturmada uygulanacak tedbirlerin de daha farklı olacağının altını çizdi. Çimen, şöyle devam etti: “İnsan hakları örgütleri, kadın kurumlarının dosyamıza katkısı çok fazla oldu. Kadın kurumlarının sahiplenişi ve baskısından dolayı dosya kapatılamadı. Yoksa dosya ilk aşamada kapatılacaktı.”
Bu dosyada Doku’nun son görüştüğü kişi üzerinde durulması gerektiğini ifade eden Çimen, “En son karakolluk olduğu kim? Baş şüphelimiz. Baş şüpheli ile Gülistan arasındaki ilişki ne? Eski erkek arkadaşı. Tüm bunlar ve dosyadaki diğer verilerle birlikte bu baş şüpheli ve şüphelilerin direk tutuklanması gerekiyordu. Soruşturmanın erken aşamasında bunun yapılması gerekiyordu halen de bir isteksizlik var. Etkin bir soruşturma yapılmasını bekliyoruz, bizim talebimiz bu yöndedir” şeklinde konuştu.
Kaynak:MA