HABER MERKEZİ – Ronî Med’in Nûce Ciwan ajansımız için kaleme aldığı yazısı.
Faşist Türk Devleti’nin İşgaline Karşı Kürt Gençliği: Direnişin Sesi Olmalı!
Kuzey Kürdistan’da Türk devleti, kayyım atamalarıyla halkın seçtiği belediyeleri gaspediyor ve Kürt halkının iradesini hiçe sayıyor. Kayyımlar, sadece belediyelere değil, Kürt halkının tüm yaşam alanlarına saldıran birer işgalci simgelerdir. Bu kayyım operasyonları, halkın kendini yönetme hakkını yok sayarak, bir halkın kültürünü, kimliğini ve özgürlüğünü silmeyi amaçlayan soykırımcı bir adımdır.
Kürt gençliği bununla yetinmemeli; bu kayyımların sadece birer kukla olduğunu ve arkasındaki faşist Türk devletinin işgaline karşı koymak için şimdi daha güçlü bir direnişi örgütlemesi gerektiğini anlamalıdır! Kayyımların uyguladığı baskı ne kadar yoğun olursa olsun, Türk devletinin işgalci politikalarının asıl hedefi, Kürt halkını kültürel, sosyal ve siyasi olarak yok etmektir. Bu işgalci saldırılara karşı, Kürt gençliği sessiz kalmamalı, her alanda direnişi büyütmeli ve faşist Türk devletinin her türlü baskısını boşa çıkarmalıdır. Çünkü bizler biliyoruz ki, halkımızın iradesine sahip çıkmak, sadece belediyelere kayyım atamalarına karşı durmakla kalmaz; bu direniş, faşist Türk devletinin her türlü işgalci saldırısına karşı bir duruştur.
Gençlik, İşgale Karşı Özsavunma Birimleri Kurmalıdır
Türk devleti, Kürt halkına yönelik saldırılarında hiç vakit kaybetmeden işgalci bir anlayışla hareket ediyor. Belediyeleri kayyımlara teslim etmekle kalmayıp, kültürümüze, dilimize, tarihimize, özgürlüğümüze karşı her gün yeni bir adım atıyor. Faşist TC devleti, her gün Kürt halkının kazanımlarını silmek, toplumsal dokusunu bozmak için yeni planlar yapmaktadır. Ancak bu işgal ve kültürel soykırım politikasına karşı verilecek en güçlü karşılık, Kürt gençliğinin öz savunma bilinciyle harekete geçmesidir!
Kürt gençliği, bugüne kadar olduğu gibi, işgalci Türk devleti karşısında her zaman bir direnç ve direnişin simgesi olmuştur. Ancak şimdi direniş hattını daha fazla güçlendirmeli ve zafere giden yolda keskin adımlar atılmalıdır. Direniş sadece yerel yönetimlere kayyım atanmasına karşı değil, Türk devletinin her türlü askeri ve kültürel saldırısına karşı olmalıdır! Gençlik, her alanda örgütlenmeli, her sokakta, her mahallede faşist TC’nin işgaline karşı öz savunma birimlerini kurmalıdır. İşgalci Türk devletinin her türlü baskısı ve şiddeti karşısında, gençlik asla geri adım atmamalıdır!
Faşist Türk devleti, kolluk kuvvetlerini ve kayyımları kullanarak Kürt halkının iradesini baskı altına alırken, Kürt gençliği de her alanda direnişi büyütmektedir. Elih, Riha, Mêrdîn ve Wan başta olmak üzere gençler kayyımların halkın seçtiği belediyelere el koymasına karşı gençler büyük bir direniş başlatmıştır. Sokaklarda polisle çatışan gençler, her türlü provokasyona karşı direnmekte, kayyımların emriyle halkın iradesine saldıran devletin şiddetine boyun eğmemektedirler. Faşist Türk devleti, kayyım atamaları ve kolluk kuvvetlerinin şiddetiyle halkı sindirmeye çalışırken, Kürt gençliği her türlü baskıya karşı sokaklarda, köylerde, mahallelerde direnişi büyütüyor. Gençlik, bu direnişi, halkın özgürlüğü ve iradesine sahip çıkma mücadelesi olarak görüyor.
Faşist Türk Devletine Karşı Radikal Direniş: Gençlik Harekete Geçmeli!
Türk devleti, Kürdistan’daki işgalini sadece askeri gücüne dayandırmakla kalmıyor, aynı zamanda kültürel, ekonomik ve sosyal bir hegemonyaya da soyunuyor. Kürt halkının kültürünü yok saymaya, dilini yasaklamaya, kimliğini silmeye çalışıyor. Ancak, bu işgale karşı Kürt gençliği, her türlü direniş biçimini, her türlü mücadeleyi seferber etmelidir. Direnişin yolu; dağlardan şehirlere, sokaklardan dağlara kadar her yerde bir direniş hattı kurmaktan geçiyor. Faşist Türk devleti, kayyımlarla yönetilen her şehirde halkı kontrol etmeye çalışırken, aslında her bir köyde, her bir mahallede Kürt halkının iradesine darbe vurmak istiyor. Ama bu topraklarda bir halk var ve o halk direnecek! Bu direnişi büyütmek için, her alanda öz savunma birimleri oluşturulmalı, sokak sokak, mahalle mahalle, köy köy direnç oluşturulmalıdır.
Faşist Türk devleti, sadece askeri operasyonlarla değil, ekonomik ve kültürel soykırım politikalarıyla da halkımızı ezmek istiyor. Gençlik, her alanda bu işgalci zihniyete karşı durmalıdır. Öz savunma birimleri, faşist TC’nin her türlü saldırısına karşı savunma mekanizmaları kurmalı, saldırılar karşısında hiçbir alanda boşluk bırakmamalıdır. Bu savunma sadece fiziksel bir karşılık değil, aynı zamanda kültürel bir direniş de olmalıdır. Kürt gençliği, diline, kültürüne ve halkının değerlerine sahip çıkarak, her türlü baskıya karşı sesini yükseltmelidir.
Gençlik, Faşist Türk Devleti’ne Karşı Öz Savunmayı Büyütmeli!
Türk devleti ne kadar saldırırsa saldırsın, Kürt gençliği her alanda direnişi büyütecek ve özgürlüğü kazanacaktır. Bugün, kayyımların ve işgalci devletin her türlü saldırısına karşı, en büyük güç öz savunmadır. Gençlik, her alanda öz savunma birimlerini kurmalı, kayyımların her türlü gaspına, faşist TC’nin her türlü saldırısına karşı devrimci bir direnişin öncüsü olmalıdır.
Türk devleti, her fırsatta Kürt halkının iradesini yok etmeye, kültürünü silmeye, kimliğini silmeye çalışmaktadır. Ama bizler Kürt gençliği olarak bu saldırılara karşı vereceğimiz her yanıtla onlara gösteririz ki, bu topraklarda halkımızın özgürlüğüne karşı asla boyun eğilmeyecek! İşgalci Türk devleti bir kez daha saldırırsa, Kürt gençliği on katı bir direnişle karşılık verecek. Bu direniş ruhuyla kayyımların gasp ettiği tüm belediyeler, kültürel değerler, kimlikler özgürlüğüne kavuşacaktır!
Sonuç: Faşist Türk Devletine Karşı Onurlu Direniş!
Kürt gençliği için artık zaman kaybetme lüksü yok. Her geçen gün, Türk devleti Kürt halkının kazanımlarını, halkın iradesini ve özgürlüğünü daha fazla yok etmeye çalışıyor. Ancak Kürt gençliği, faşist Türk devletine karşı sadece direnişin değil, aynı zamanda zaferin de garantörüdür. Bugün, her mahallede, her köyde, her okulda öz savunma birimlerini kurarak, direnişi daha da güçlendirmeliyiz. Çünkü her kayyım, her baskı, her saldırı, ancak Kürt gençliğinin direnişiyle durdurulabilir!
Elih, Wan, Mêrdîn ve Riha’daki Kürt gençliği, faşist Türk devletinin kolluk kuvvetlerine ve kayyımlarına karşı geliştirdiği direnişle, bu mücadelenin ne denli kararlı ve güçlü olduğunu gösteriyor. Her bir sokakta, mahallede, her bir köyde bu direniş büyüyor, halkın iradesi her geçen gün daha fazla güçleniyor. Kürt gençliği, bu topraklarda özgürlüğün ve halkın iradesinin savunucusu olacaktır. Faşist Türk devleti bir kez daha saldırırsa, bizler on misliyle karşılık vereceğiz! Gençlik, her alanda örgütlenmeli ve faşist işgalci güce karşı güçlü bir direniş hattı oluşturmalıdır. Zafer, Ankara’da düşmanın beyninde patlayan iradeye denk düşen bir mücadele ile iradesine ve özgürlüğüne sahip çıkmakla kazanılır!