HABER MERKEZİ
Halkımızın ulusal kurtuluşunda, birlik ve dayanışmasında seçkin bir anlamı olan Hewler’de, TC’yle birlikte hainlerin geliştirdikleri beklenmedik alçakça saldırı sonucu verdiğimiz şehitleri ve bir de, Güney devriminde geçen bir yıllık süreç içindeki tüm devrim şehitlerimizi anarken; bir kez daha onların anısına bağlılığın gereği olarak, Güney devriminin en kararlı takipçisi olduğumuzu, başarı için her şeyimizi ortaya koyacağımızı belirtiyor ve bu temelde hepinizi selamlıyorum!
Bizim için Hewler şehitlerinin anısı, Kuzey ve Güney halkımızın devriminin iç içeliğinde en temel, tarihi bir direniş adımı olduğu kadar, Güney halkımızın, özellikle devrimci değerlere sarılışında, ihanet ve işbirlikçiliğe kininin, öfkesinin, devrimci bilinç ve örgütle bütünleşmesinde en belirleyici katkılardan birine sahiptir. Tarihimizde, şehitlerin anısına her zaman büyük değer biçtik. Güney’deki çatışmalarda Mehmet Karasungur arkadaşı şehit verdiğimizde, anısına bağlılığı şöyle değerlendirmeye çalışıyorduk; bu şahadeti, Güney halkımızın devrimci birliğinin gerekçesi yapacağız, Kuzey’le Güney halkımızın birlikteliğinin sembolü haline getireceğiz. Bu arkadaşımızın şahadetinin de bu aydaki yıldönümünü karşılarken, sözümüzün boşa gitmediğini, Güney devriminde birleşen güçlerimizin, birleşen halkımızın tek yürek olmasından anlıyoruz. Hiç şüphesiz bütün Güney şehitlerimizin, PKK şehitlerinin, ki buna Güney halkından yüzlerce şehit de dahildir, genç, kahraman delikanlı ve kızlarımızdan oluşması değerini daha da yüceltmektedir.
Güney halkımız bu şahadetlerle kahramanlığı, özgürlüğü, özgürlüğün ne denli büyük bir kuvvet olduğunu, özellikle bu hainlerin ve düşmanın dayattığı ahlaksızlığı, inançsızlığı, korkaklığı yerle bir ederek açığa çıkarmıştır, önemli bir ayrışmaya yol açmıştır. Bu nedenle diyoruz ki, Hewler şehitlerimiz daha şimdiden hem halkımızın yurtsever birliğinin, hem de devrimci dayanışmasının, direnişinin, savaşımının en büyük gerekçesidir. Bugün, sınırlı da olsa bunun gerçekleşmesi, bu şehitlerimizin katledilmesinden duyduğumuz acıyı biraz hafifletmekte ve bizi, görevlerimize daha fazla sarılmaya zorlamaktadır. Güney halkımızın da onlarca yıldır akıttığı kan vardır, on binlerce şehidi vardır. Bu şehitlerle Hewler şehitlerinin anısı birleşirse, bu büyük bir kuvveti ortaya çıkarır ve hiçbir işbirlikçi hain güç bu şehitlere karşı dayanamaz, düşmanla işbirliği yapıp devrimsel gelişmeyi engelleyemez.
Bu temelde duyarlı tüm yurtsever örgütleri, aydınları, aşiretleri de şehitlerine doğru sahip çıkmaya ve bunu Hewler şehitlerinin anısıyla bütünleştirmeye çağırıyorum. Bu şehitlerin anısı üzerinde ne kadar durursanız, ne kadar düşünürseniz ve saygıyla anarsanız, o kadar onurlu, namuslu, özgür bir yaşamın sahibi olursunuz ve size de ekmek, sudan daha fazla gerekli olan budur, hatta ekmeğiniz, aşınız bu şehitlerin anısına doğru sahip çıkmaktan geçer. Kim ki şehitlerine en birinci sırada doğru yaklaşımı, onların anısına gereken cevabı vermişse, o halk şerefli, onurlu, dolayısıyla kazanmayı hak etmiş bir halktır. Bu temelde Güney halkımızı, öncelikle şehitleriyle tekrar bütünleşmeye ve her parçadaki halkımızın birliğine, dayanışmasına kim, hangi güç karşıysa ona karşı kararlı bir duruşun sahibi olmaya, yine devrimcilerin birliğine bağlı olmaya ve üzerine düşen görevi düşmanın yıldırmasına boyun eğmeden, cesurca yerine getirmeye çağırıyorum.
Savaş birliklerimizi de, özellikle bu şehitlerimize yaraşır olmanın bir gereği olarak, bir daha böyle trajik şahadetler vermemek için doğru tarzı yakalamaya, sürekli tedbirli olmaya, daha fazla da bu şahadetlerden dolayı duyduğumuz öfkeyi, doğru savaş tarzına dönüştürerek yanıt vermeye çağırıyorum. Kaldı ki buna benzer bir çok şahadet vardır. Hainlerin eliyle bu sahada katledilen Doğu Kürdistanlı, Kuzeyli şehitler var, halkımızın her ailesinden, kabilesinden şehitler var; onların anısına Hewler şehitleri şahsında sahip çıkarsak bu, ihanetin bir daha gözü kara bir biçimde saldıramayacağını ve bunun artık son bulacağını göstereceği gibi, birliklerimiz de güvenli bir zeminde hareket ederek, bir daha yıkılmaz yürekle ve savaşla kurulmuş bir birliğe ulaşacaktır. Dolayısıyla bu şehitlerimizin anısı yücedir. Hewler gibi bir merkezde olması, anlamını daha da büyütmektedir. Hewler halkı, ezici bir biçimde bu şehitlerimizledir. Belki şu anda işgal altında, belki yüreğindekini dile getiremiyor, ama inanıyorum ki Hewler halkımız, devrimci mücadelemize en yüksek ilgiyi göstermiştir ve en güçlü katılımları da örnek düzeyde sağlamıştır. Bu, boşa gitmeyecektir. Hewler halkımızın, zafere doğru gidişte belirleyici rolü olacaktır.
Bu temelde Hewler halkımızı da, şehitlerimizin anısına sahip çıkmayı bir şeref, bir onur meselesi saymak kadar, devrimin gerekçesi yapmaya, gereklerini yerine getirmeye çağırıyorum. Bir kez daha gecemize katılan tüm yoldaşlarımızı, dostlarımızı zafere dair olan kesin inancımla birlikte selamlıyorum. Önümüzdeki günlerde gelişecek olan büyük operasyona karşı da en büyük devrimci yanıtı vereceğimize ve başarısını her zamankinden yüksek tutacağımıza dair sözümü de yineliyorum. Selamlıyorum, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
15 Mayıs 1998
Halklar Önderi Abdullah Öcalan