Halklar Önderi Abdullah Öcalan, 2014’teki Newroz mesajında, bir yol ayrımında olduğuna dikkat çekerek iki seçeneği de ifade etmişti: Ya komplocu-darbeci rejim kendini yeniden restore ederek sürdürecektir ya da Türk-Kürt ilişkileri en kapsamlı demokratik reformlardan geçerek demokratik anayasal bir rejimle komplocu-darbeci mekanizmaları parçalayarak çözümlenecektir. Bütün ara yollar ve geçici biçimler artık miadını doldurmuştur…
HABER MERKEZİ – Her Newroz öncesi verdiği mesajla barış ve kardeşlik vurgusu yapan Halklar Önderi Abdullah Öcalan’ın, Kürt sorununun çözümünün konuşulduğu 2013’teki mesajı güncelliğini koruyor.
2000’li yıllar itibarıyla Newroz milyonların katıldığı mitinglerle kutlanıyor. Yasak, engel, gözaltı ve öldürülmelere rağmen Newroz ateşini yakmaktan vazgeçmeyen Kürtler, her geçen sene daha da kitleselleştirerek kutladı. Bu yıl “Mutlaka Kazanacağız Tecridi Kıracağız” şiarıyla kutlanacak olan Newroz, Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle DTK Eşbaşkanı Leyla Güven’in başlattığı ve binlerce tutsağın dahil olduğu açlık grevi eylemiyle karşılanıyor. Alanlara çıkacak olanlar “Tecride hayır” diyecek.
Tarih boyunca Kürtler için direnişle geçen Newrozların anlamı daha da derinleşirken, Öcalan’ın verdiği önemli mesajlar damga vurdu.
Savaşı kader gibi karşılamayalım
Savaşın aralıksız sürdüğü 1997’de Demokrasi Gazetesi’ne mesaj gönderen Öcalan, kardeşliğe çağrı yaptı: “Gelin bu Newroz dolayısıyla gerçek kardeşliğin yolunda düşüncelerinizi ortaya koyarak, kardeşliğin, birliğin gerçek yollarını tartışarak, en azından önündeki engelleri kaldırarak, bir diyalog yolunu açarak, normal bir gelişme sürecini başlatarak karşılık verelim ki, bizi her gün daha fazla zorlayan bu savaşı bir kader gibi karşılamayalım… Eğer biraz samimilerse, iyi niyetlilerse, insanlıktan, kardeşlikten, İslamlıktan anlıyorlarsa, lütfen sıcak günler başlamadan önce bir diyalog imkanını devreye koysunlar… Bu çağrımızı da bir daha zaaf işareti olarak görmesinler… Halklarımız için ortak bir bayram haline gelen bu Newroz’un her bakımdan kavganın dili yerine barışın dilinin geçtiği, askeri çözüm yerine siyasi çözümün ön plana çıktığı ve gerçekten halkların eşit, şeref ve onurun adilce paylaşıldığı bir Newroz olmasını diliyorum.”
Newroz, özgürleşme tarihimizdir
MED TV üzerinden 1998’de Newroz mesajını paylaşan Öcalan, şöyle konuştu: “Newroz bizim için bir tarihtir, özgürleşme tarihimizdir. Elbette hiçbir zaman olmadığı gibi, bugün de yapamayacağınız şeyleri yapmanızı isteme gibi bir durumumuz söz konusu değildir. Ama en azından böylesi bir günde özgürlük ruhunu biraz büyük ele alabilir ve düşünebilirsiniz. O küçük yaşamı, küçük ruhu kendinizden uzaklaştırabilirsiniz… İnanıyorum ki bazı kusurlar olsa da şimdiye kadar Kürtler adına hep iyi şeyler yaptık ve bundan sonra da hep iyi şeyler yapmaya devam edeceğiz… Çok kısa bir zaman sürecinde gelecek bir kaç Newroz’da sizleri büyük başarılarla selamlayacağız. Bu anlamda bir kez daha bütün Kürdistan halkımıza ve dostlarımıza bu büyük günde Kürdistan şehitlerinin kanına bağlılık temeli üzerinde başarılar diler, bayramlarını kutlarım.”
Çözümün dili uzlaşma ve barıştır
Amed’de 2001’deki Newroz kutlamasına avukatları aracılığıyla mesaj gönderen Öcalan, “Nasıl ki insanlığın tarih boyunca özgürlük arayışı hep olmuşsa, özgür birliktelik temelinde başlattığımız barış, kardeşlik süreci de bu öze uygun bir çaba olarak görülmelidir. Dar milliyetçiliğe düşmeden, Türkiye’nin çatışma ortamından kurtulması ve kısır döngüden çıkması için üzerimize düşeni yapmaya devam edeceğimizi belirtmek istiyorum. Halkımız bu sorumluluk bilinciyle barış ve demokrasi sürecine güç vermelidir” diye seslendi. “Çözümün dili uzlaşma ve barıştır” diye devam eden Öcalan, şunları söyledi: “Bu dil şiddete yol açacak tutumlardan kaçınılmasını gerektirmektedir. Güneş, baharla birlikte her zamankinden daha fazla ısıtacak. Halklar her zamankinden daha fazla özgürlüğe yaklaşacaktır. Demokratik laik temelde Mezopotamya, Anadolu ve Ortadoğu halklarına Newroz’un barış ve kardeşlik getirmesini diliyorum. 2001 Newrozu’nun özgürlük, barış, birlik, dostluk ve kardeşlik ruhuna uygun bir temelde kutlanmasını, halkımızın demokratik iradesini daha coşkulu, yaygın katılımla dile getirmesini, renklerine ve geleneklerine uygun kutlamasını diliyorum.”
2013’te yol haritasını tarif etti
Devletle başlatılan ‘diyalog süreci’nin olduğu 2013’te İmralı Heyeti’yle Amed ve İstanbul’daki Newroz kutlamalarına gönderilen mesaj, milyonlar tarafından dinlendi. Kürt sorunun çözümüne ilişkin yol haritasının tarif edildiği tarihi mesajda Öcalan, “Selam olsun bu uyanış, canlanış ve diriliş günü olan Newroz’u en geniş katılım ve ittifakla kutlayan Ortadoğu ve Orta Asya halklarına… Selam olsun yeni bir dönemin miladı ve gün ışığı olan Newroz’u büyük bir coşkuyla ve demokratik bir hoşgörüyle kutlayan kardeş halklara… Selam olsun demokratik hakları özgürlük ve eşitliği rehber edinen bu büyük yolun yolcularına… Sömürü rejimleri, baskıcı ve inkarcı anlayışlar artık miadını doldurmuştur. Ortadoğu ve Orta Asya halkları artık uyanıyor. Kendine ve aslına dönüyor. Birbirlerine karşı kışkırtıcı ve köreltici savaşlara ve çatışmalara dur diyor. Newroz ateşiyle yüreği tutuşan, meydanları hınca hınç dolduran yüz binler, milyonlar artık barış diyor, kardeşlik diyor, çözüm istiyor” dedi.
Öcalan, mesajının devamında şunları ifade etti: “Ben, bu çağrıma kulak veren milyonların şahitliğinde diyorum ki; artık yeni bir dönem başlıyor, silah değil, siyaset öne çıkıyor. Artık silahlı unsurlarımızın sınır ötesine çekilmesi aşamasına gelinmiştir. Yüreğini bana açan, bu davaya inanan herkesin sürecin hassasiyetlerini sonuna kadar gözeteceğine inanıyorum. Bu bir son değil, yeni bir başlangıçtır. Bu mücadeleyi bırakma değil, daha farklı bir mücadeleyi başlatmadır. Bu Newroz hepimize yeni bir müjdedir. Hz. Musa, Hz. İsa ve Hz. Muhammed’in mesajlarındaki hakikatler, bugün yeni müjdelerle hayata geçiyor, insanoğlu kaybettiklerini geri kazanmaya çalışıyor… Yeni mücadelenin zemini fikir, ideoloji ve demokratik siyasettir, büyük bir demokratik hamle başlatmaktır. Selam olsun bu sürece güç verenlere, demokratik-barış çözümünü destekleyenlere! Selam olsun halkların kardeşliği, eşitliği ve demokratik özgürlüğü için sorumluluk üstlenenlere! Yaşasın Newroz, yaşasın halkların kardeşliği!”
Bir uyanış ve demokrasi şöleni
Tarihin ikinci önemli ve milyonların huzurunda okunan mesajı ise 2014’te Newroz’daydı. “Yüreği Newroz ateşiyle barış ve özgürlük için tutuşan bütün dostlar merhaba!” diye başlayan Öcalan, “Medeniyetlerin beşiği olan Mezopotamya’da görkemli Newroz ateşini bir uyanış ve demokrasi şölenine dönüştüren halkımızı selamlıyorum. Sizlerin şahsında ülkemin bütün gençlerine ve kadınlarına sevgilerimi gönderiyorum. Yüreğinde barışa bir yer açan, sesimize kulak veren herkesi, tüm Türkiye’yi asırların dayanışma ruhuyla bir olmaya çağırıyorum…” dedi. Öcalan, şunları ifade etti: “Son Newroz’dan bugüne yaşadığımız güncel somut durum tam da çatallaşmaya başlayan bu yol ayrımını ifade etmektedir. Ya son 200 yıllık kapitalist moderniteye dayalı komplocu-darbeci rejim kendini yeniden restore ederek sürdürecektir ya da tarihsel rotasına oturtulmuş Türk-Kürt ilişkileri en kapsamlı demokratik reformlardan geçerek demokratik anayasal bir rejimle komplocu-darbeci mekanizmaları parçalayarak çözümlenecektir. Bütün ara yollar ve geçici biçimler artık miadını doldurmuştur.”
Tecrit öncesi son Newroz mesajı
Öcalan, tecrit öncesi son Newroz olan 2015’teki kutlamaya gönderdiği mesaj, alanlarda milyonlarca kişiye okundu. Büyük bir coşku ve umutla karşılanan mesajda şunlar belirtildi: “Bu yeni dönemde, Türkiye Cumhuriyeti dahilinde özgür ve eşit Anayasal yurttaşlık temelinde demokratik kimlik sahibi demokratik toplum olarak, barış içinde ve kardeşçe yaşama sürecine giriyoruz. Böylelikle 90 yıllık Cumhuriyet tarihinin çatışmalarla dolu geçmişini aşıp gerçek barış ve evrensel demokrasi kriterleri ile örülmüş bir geleceğe yürüyoruz. Newroz’un gerçek tarihine yaraşan da huzurunuzda böyle bir aşamayı selamlamaktır. Ve lakin ülkemiz ve halklarımız için doğru olan olgular, aynı zamanda kutsallarla dolu bölgemiz için de geçerli olmak durumundadır. Kapitalist emperyalizmin genelde son 200 yıllık, özelde son 100 yıllık gerçeği şudur: Ulus devlet milliyetçiliği temelinde etnik ve dini kimlikleri özüne ters biçimde içe doğru kapatıp birbirlerine düşman etmek, yani böl-yönet politikasına uygun olarak varlığını acımasızca günümüze kadar sürdürmek!.. Tekrar bu tarihi Newroz’un şahsınızda tüm insanlık için büyük hayırlara vesile olması dileğiyle selamlıyorum. Hem bölgemiz için hem de uluslararası dünya için büyük anlamı olan Kobanê direnişini ve zaferini selamlıyorum.”
Öcalan’ın bu mesajından sonra İmralı heyeti sadece 2 defa daha Öcalan’la görüşebildi. Son olarak 4 Nisan 2015’te İmralı heyeti Öcalan’la görüştü. O günden bu yana Öcalan üzerinde tecrit uygulanırken, bugün cezaevlerinde binlerce kişi Öcalan üzerindeki tecridin kalkması için başlattıkları süresiz-dönüşümsüz açlık grevine devam ediyor.