HABER MERKEZİ
Halklar Önderi Abdullah Öcalan’ın 16 Ağustos 1994 değerlendirmesinden derlenmiştir.
15 Ağustos Atılımı’nın onuncu yıl dönümü dolayısıyla, savaşçı yapımıza bazı değerlendirmeler konusunda perspektifler vermeye çalışacağız. Bu alanda eğitim faaliyetlerinde bulunan gruplarımız var, onlarla konuşacağız. Sizler de bu gruplarımızdan birisiniz.
Akademik çalışmalarımız geçen yıla kadar daha sürüyordu. Gelişmeler canlı yaşanıyor. Aynı canlılığı bu derslerde olduğu gibi verebilmekteyiz. Belki teknik bazı dersler, teknik araç-gereçler verilemiyor ama diğer hususlarda önemle üzerinde duruluyor. Bu da önemli. Teknik araç-gereçleri öğrenme de önemli, fakat en önemli olan, özellikle parti gerçeğimizi kavrayıp başarabilmektir. En çok yanılgı burada meydana geliyor. Başarı için yaşamayı olduğu gibi, katılmayı da becermek gerekiyor.
Parti sizin kişisel durumunuza uyacak değil, siz partiye uyacaksınız
PKK’li yaşama katılım olmadan varlık sağlıklı olmaz ve bu da çok zor bir süreçtir. 1980 sonrası yetişmiş kuşak, PKK’nin yaşamsal olayını kolay anlayamaz. Devrimsel, etkisel bir katılımı pek sürdüremez. Fakat başka çaresi yoktur. Bu, özünde gerçeklerimizi esas alan bir katılımı gerçekleştirmemekten kaynaklanıyor. Yaşamış olduğunuz bir yaşam tarzı var, partinin yaşamıyla karşı karşıya getirin, çelişkileriniz orada doğuyor, orada biraz bunalıma giriyorsunuz.
Parti sizin kişisel durumunuza uyacak değil, siz partiye uyacaksınız. Akıllı birisi, kendisini parti içerisinde, yaşamında eritmesini bilen kişidir ve bunu da yeteneklerinizi ayaklandırarak yapacaksınız. PKK’ye köle gibi bağlılık olmaz. Zaten hem büyüklük hem özgürlük iç içe geliştirilmek zorundadır. Bu konuda hata yapanlar, yanılgılı olanlar hep kaybetti. “İstediğim gibi PKK’li olurum, istediğim gibi yaşarım” biçiminde kendisini kandıran anlayışların hepsi de zarar verdi; kendisine de, partiye de! Kendisini parti içerisinde terbiye edemeyenlerin, parti ile yaşayabileceklerini sanmıyorum.
PKK, aynı zamanda yetkinleştirme hareketidir. Yeteneklerin ayaklandığı, dolayısıyla özelliklerin geliştiği bir harekettir. Kölece uyumlar, PKK ile bağdaşmaz. Dik kafalılık, kendi keyfiyetini konuşturma sonuç almaz. Kölece uyum da PKK’lileştirmeye götürmez. PKK’ye doğru katılım ise, insanı ilerletir, güzelleştirir, disiplinli bir varlık haline de getirir. İyi niyetlisiniz, fedakârsınız, cesaretlisiniz, ama bunlarla da yalnız başına parti doğrultusu tutturulamaz. Öncelikle çizgiye, çizgi düzeyine bunu taşırmak gerekir. Bu da parti tarihini, partinin ideolojik siyasi çizgisini, politikalarını, kısacası tüm bunları bilmekten geçer.
Burada parti belgelerini yoğun incelemek mümkündür. PKK’nin bir düşünce dünyası var, siyasal yaklaşım tarzı var. Buna ulaşmayı zorunlu tutmak, doğru hareket etmek, PKK’de gerilla veya partiye katılmak, ‘ölümü göze aldım’ demek de parti doğrularıdır. Sıradan bir savaşçı da bu doğruları bilir ve dolayısıyla çok zordur. Deneyimler, ancak parti çizgisinde doğru özümseme yapanların uzun süreli savaşabileceğini gösteriyor. Bunu hemen hemen her gün tekrarlıyorum. PKK’nin kendi bünyesindeki yaşamı tutturamazsanız, düşman gerçeği karşısında başarılı olunamayacağı gibi, hayatta kalmak da zordur.
İnanacaksınız, irade ve azim olacak
PKK, sosyalist yaşam tarzına sahiptir. Anlayabileceğiniz gibi, bizim mücadelemizin öncüsüdür. Belki kendisini tam anlatamamıştır ama dost-düşman bunu böyle biliyor ve böyle olduğuna da eminiz. Kadın olarak sizlerin katılmasının daha da geliştirici yönleri vardır. Özgürleşme sorunlarınız daha da köklüdür. Oldukça duygusal bir yaşamdan gelmişsiniz. Savaş ortamının zor olduğunu göz önüne getirirsek, daha da çelişkilere girebilirsiniz. Ama özgürlük yanı ağır bastığı için, daha çok bunu talep ettiğiniz için, sabırla katlanır ve parti doğrularına ulaşırsınız. İşlerimizin ne kadar zor olduğunu anlatmaktan ziyade, sizlerin bunu nasıl başarmanız gerektiğini söylüyorum.
Çok örnek olaylar var; hepsi de kaybetmiş, bazısı çekilip kendini bırakmıştır. Yaratıcılığı, inisiyatifi sonuna kadar kullanmaktan çekinmemek gerekir. Fakat PKK’yi henüz temsil edebilecek, iddialı militan tip çıkmamıştır. PKK büyük özgürlük hareketidir. Ağırdır koşullarımız ama sorun, militanlığı kim temsil edebilecek sorunudur.
Hepiniz buradasınız, size sorsak; ‘özgür militan tipe kim ulaşmıştır’ desek, hiç biriniz cevap veremezsiniz. Bu konu özgürlükle aynıdır. Gittikçe önemini dayatarak çözüm istiyor. Şunu demeye getiriyorum; partiye katılırken, eski yaşamınızla çelişkili olacaksınız. Gittikçe PKK’yi tanımanızla, kavrama gereğini duyacaksınız. Niyetinde ciddi olanlar için söylüyorum: İnanacaksınız, irade ve azim olacak. Sabır ve disiplin de gerekiyor ama yaratıcı inisiyatifi sonuna kadar kullanmaktan da çekinilmeyecek. Böylece yeni tip, parti tipi ortaya çıkar.
Sizleri bu konuda daha nasıl yetkinleştireceğimizi bilemiyorum. Özellikle partiyi tanıyan arkadaşlar tarafından, parti dersleri veriliyor. Kendinizi inceleme, araştırmaya da verme imkânı var. Dolayısıyla çok yönlü kendinizi ayaklandıracaksınız. Bu yolun başka çaresi yok. Madem bize katılmaya karar vermişsiniz, başka yolu yoktur.
Görüyorsunuz; gözlerime adeta mil çeker gibi yazı okumaya çalışıyorum. Kendimi geliştirebildiğim kadar geliştirmeye çalışıyorum. Başka yol sonuç vermez. Başka türlü hiç yönetilmez. Zordur, çile ister; başarı için başka tutum da sonuç vermiyor, mecburuz.
Son zamanlarda özellikle saflarımızda çok huysuz, bunalımlı, zapturapta gelemeyen tipler ortaya çıkıyor. Bunu artık kabul etmiyoruz. Bir sabotördür, kabul edemeyiz. İnsanlarımız tamamen hastalıklı, bunalımlı geliyorlar. Fakat bunu partileşme sürecinde de ısrarla sürdürürlerse, ilerlemeleri mümkün değil. Atılırlar, partiyi kendi hastalıklarının kurtuluş alanı olarak görmemek gerekir. Bu yanlışlığı her şeyden önce ortadan kaldırmak gerekir.
“Ben giderim, parti bana ne yaparsa yapsın” demek yanlıştır. Partiye bir iki katkı sunmak için geliyorsun, “partiye önce ne katabilirim” sorusuyla ancak kendini değerlendirebilirsin. Bunu yapmıyorlar, “Partiye canımı veririm, o da her şeyi versin” demek, çok büyük yanlıştır. Benim durumuma bakın; parti için günlük olarak ne yaparım sorusuyla uğraşıyorum. Parti bana ne verirse versin, bu umurumda bile değil. Ben partiye ne veririm; hep bunu düşünüyorum. Dediğim gibi parti, insani emek fedakârlığıdır. Aynı amaca inanmış olanların fedakârlık örgütüdür. Aksi halde, burjuva örgütüne dönüşür. Herkes “önce alayım” derse, diğerlerinin emeklerini çalmış olur. Proleter partide bu olmaz.
Sovyetler’de gördük; mevcut birikimleri parsellemeye kalkıştılar ve yıkılana kadar gitti. Bu tehlike hemen her örgütte vardır. Önüne geçmenin yolu; partinin bir fedakârlık örgütü olduğunu, çıkar dağıtmadığını, tam tersine insanların en yüce duyguları olan cesaret, fedakârlık ve kendini cömertçe verme yeri olduğunu bilmedir. Ancak bu özellikler kazanabilir. Burjuvaca katılırsanız, hantallığı ve tembelliği hep isterseniz, bu doğru olmaz! Proleter tarzı esas almadığınızda ilerlemek mümkün değildir.
Özgür kadın yaratılmadan savaş da kapsamlı gelişemez; gelişse de, sosyalistçe olamaz
Burada önemli olan parti derslerini iyi alacaksınız, tam özümseyeceksiniz. Ondan sonra diğer dersler sırasıyla önem kazanır. Benim ilave olarak, kadın özgürlüğüne ilişkin söyleyebileceklerimi, gittikçe kapsamlı bir biçimde söyledik, sunduk, inceliyorsunuz. Şüphesiz bu konuya da özel veya önemli bir rol veriliyor. Gerçekten kadın özgürlüğünü başarmak istiyoruz. Bu temelde yeni tipe ulaşmak istiyoruz. Çabalar yoğundur. Çok iyi biliyoruz ki, özgür kadın yaratılmadan savaş da kapsamlı gelişemez; gelişse de, sosyalistçe olamaz.
Özgür kadın hareketinin geliştirilmesini, hem eşitlik açısından önemsiyoruz hem de toplumun tümünü kapsamadan başarmak zordur. Kadını partiye katacağız. Bizim bu yaklaşımımız kadar, kimse kadınla çalışmaya cesaret edemez aslında. Ama biz hem devrimimizin derinliği açısından hem de ulusal koşullarımız açısından önem verdik.
Çözümlemeler kapsamlıdır, kadın özgürlüğü konusunda da defalarca incelememiz gerekir ve konuyu da derinleştiriyoruz. Umarım bu yönüyle de kendinizi geliştirirsiniz. Özgür bir kadın savaşçının özelliklerini özümsüyorsunuz. Bu da çok önemli. Sizin için, olmazsa olmaz kabilindedir. Güçlü bir kadın özgürlük bilincini, tutkusunu yaratmadan, kendinizi örtbas ederek yürütmeye çalışırsanız, bu sağlıklı bir kişiliğe yol açmaz. Bu hususları da dikkatle inceleyeceksiniz.
Parti de bu temelde birleştirmeye ağırlık verecek, onun temel özelliklerini karşılamış olarak yürüyeceksiniz. Özgürlük tartışmalarımız devam ediyor, bu tartışmaların içindesiniz. Artık bu temelde de bir katılımı gerçekleştirmenin zamanıdır. Uzatmamak lazım. Zorluklarınız olabilir, sıkıntılar olabilir ama bunlar hepimizin yaşadığı durumlardır. Ben yirmi yıldır çekiyorum. Siz yeni yeni çekiyorsunuz. Yaşınız kadar sabrettik bu işe. Kadınsınız, daha da sabredeceksiniz diye tahmin ediyorum. En azından bizim kadar kendinizi verirseniz, herhalde bizim lehimize bazı gelişmeler olabilir.
Bağımsız, özgür bir kişiliğiniz gelişsin, iş yapma alışkanlığınız gelişsin
Ucuz özgürlük beklemek olmaz. Özgürlük, savaş verilmeden kazanılamaz.
Belki bu yaşam geçmişteki çelişkili yaşamınıza göre olmayabilir ve gittikçe de zorlayıcı olabilir ama unutmayalım ki, yaşam, sömürgeciliğin, faşizmin çizdiği bir yaşamdır, fazla insani yönü yok. Yine bizim benimsettiğimiz yaşamda bir şeyler varsa vardır. Katılımınızı küçümsemiyoruz ama sandığınız gibi basit de ele almıyoruz. İnsanın yetiştirilmesinin çok zor olduğunu biliyoruz. Çok zor yetişen insana değer biçiyoruz, buna kendinizi layık kılacaksınız.
Siz aile okullarına, düzen okullarına bakmayın. Oralar insanı baştan çıkarmak içindir. Bizim okulumuz, ayakta kalabilecek insanı ortaya çıkarmada gerçekten iddialıdır. Fakat pratik tecrübemiz ve neyin başarılabileceği, kişiliği şahane bir biçimde gösteriyor. O açıdan katılımınızı, özgürleşmenizi, giderek yeteneklerinizin açığa çıkmasını üstün bir uyum ve disiplinle başarmaktan başka çarenizin olmadığını anlayacaksınız. PKK böyle bir olaydır. Bu savaştır, ancak böyle yürüyebiliyor. Başka türlü kişilikle, başka tür örgütlenmelerle, kimsenin bir şey yapamayacağı, artık Türkiye’de defalarca ispatlanmıştır. Ayakta kalan bizim tarzımızdır. Bizzat bizim yönlendirdiğimiz harekettir. Özellikle o açıdan en ince detayına kadar okuyup, özümseyip altından kalkacaksınız.
Bu kısa değerlendirmelerle birlikte, soracağınız sorular olabilir mi? Uyumlu ve rahat olmanız gerekir. Bazı arkadaşlar eleştiriyorlar. Eleştirileri acaba karşılayabiliyorlar mı? Bu, ülkeden gelen arkadaşların eleştirileri var, herhalde burada yeniden partileşme gereğini duyacaklar. Çünkü ülkede partileşme dersi verilmemiş. Kendilerini zorlayarak da olsa, partileşmeyi sağlayacaklar. Doğrusu burada sağlanan gelişmedir. Bugün yaşadığınız anları küçümsemeyin. Arkadaşların varlığı yine derli-toplu bir örgütçü haline getirir. Kendinizi ülkede iş yapabilecek konuma mutlaka ulaştırın. Bağımsız, özgür bir kişiliğiniz gelişsin, iş yapma alışkanlığınız gelişsin, alçak gönüllülük gelişsin; her yerde kendini özgürce yaşatma imkânı oluşturun.
PKK Önderlik gerçeği şunu da ispatlıyor: Bir insan en zor koşullarda bile kendisini hem yaşatır hem de başarır. Bunlar sizin için de temel gerçeklerdir. Önderliğin yaşadığı durum az çok hepiniz tarafından yaşanıyor. Yapılan çözümlemelerin, artık hepiniz tarafından yapılması gerekiyor. Dediğim gibi, başka türlü bu savaşı geliştirmemiz mümkün olamaz. Haddinizi bilme, ölçüleri tanıma ve yanlış yaşam alışkanlıklarına artık bir son verme zor olmasa gerek. Bu konuda geçmişten bir beklentinizin olmaması gerekiyor.
Sizin için, geçmiş bir hiçtir. Mümkünse gelecekte belki kazanabilecek şeyler vardır. Özgür yaşam, onun örgütlenişi ve militanlık görevi dönemin gerçekleştirilmesi gereken görevidir. Bizim de biraz yaptığımız budur. Düzen içi yaşama kendimizi bulaştırsaydık, asla bu duruma gelemezdik. Mevcut değerlendirmelerin üzerinde yoğunca durursanız, kesin gelişme kaydedersiniz. Tekrar söylüyorum: Küçümsemeyin katılımınızı ama yeterli de görmeyin. Yapacağınız çok şey var. Onları yapmadan parti içinde fazla yol alınamaz. Gerçekçi olalım!
Ucuz yakalanıyor veya çok vahşice katlediliyorsunuz. Şehir faaliyetleri veya düşmanın kolayca koltuğu altına alabileceği çalışmalar, o açıdan çok sıkı incelenmesi gereken durumlardır. Pratiğe yol aldığınızda bütün tedbirleri almış olmalısınız. Bu açıdan süre ne kadar uzarsa, onu o kadar değerlendirirsiniz.
Halklar Önderi Abdullah Öcalan