HABER MERKEZİ
Bir yazarın sevgi tanımlaması ile başlamak istiyorum: “Aşkı bilmek onun sırrına erişmekle olur, bu sırra hâkim olan, gerçek yaşama da hâkim olur, şimdi daha iyi anlıyorum, sevmek bir hançerdir, doğru kullanılmadığı zaman yaralar ve öldürür. Elbette aşkın sırrına erenler, bu hançerle ölmesini de bilmelidir. Bu altın kabzalı hançer, en güzel hayat demektir, belki bugün çok acı çekiyorum, ama arkasından inşallah sevinçli güzel günler de gelecektir.”
Bahar tüm güzellikleri ile gün yüzüne çıkmakta. Baharın ilk ayları olan Nisan ayıyla beraber karlar erimeye başlar ve üzerindeki beyaz örtüleri atıp yerini yemyeşil bir zemine bırakır. Doğa yeniden dirilir ve kutsallık mertebesine ulaşır. Tüm zorluklara rağmen doğa sancı çeke çeke yeryüzüne binbir çeşit çiçek ve yeşillikleri ile doğar. Üveyş Ana da bu kutsal zamanda doğaya eşlik ederek Abdullah’ı doğurur. Üveyş Ana aslında karnında bir toplumu, bir doğuşu taşıyordu. Her doğuş sancılı bir sevinçtir. Kendisiyle her defasında yeni yaşamlar, yeni başlangıçlar ve yeni kararlar alır. Böylesi kutsal ve bereketli bir zamanda Öcalan’ın doğması da bir mucize değil midir? Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın doğduğu yıl, her yıldan daha bereketli ve bolluk içinde geçmiş. Ekinler başak vermeye, güller başkaldırmaya başlamış. Bir halkın doğuşu ile hasat zamanı yerini bereket ve kutsallıklara bırakmış. Öcalan’ın doğması ile aslında Ortadoğu’nun da kaderinin değiştiği bir zamandı. Öcalan kendisi ile beraber bir toplumu yarattı. Ezilen, görülmeyen ve katledilen halkların doğumudur bugün.
Herkesi birleştiriyordu
Mor ve beyazlara bürünmüş tanrıça çiçeği kendisini gösterir. Bu güzelliklerin insan ruhunu genişlettiği ve göz bebeklerini şaşırtacağı bir anda dışarı çıktık. Yeniden doğmuş olan rengarenk çiçekler ve doğanın kendisini yenilediği bir gündü. Bugün hakikatin yeryüzüne geldiği bir gündü. Bu alanda Kürt, Türk, Arap, Ermeni gerillalar; hepsi bir aradaydı. Öcalan tüm dünya haklarını bugün de birleştirdi.
Yağmur bardaktan boşalırcasına yağıyordu. Kendisi ile mutluluk, huzur ve bereket getiriyordu. Biz de böylesi bereketli bir günde gerillaların kutlama yapacağı alana doğru yola çıktık. Toprak suya susarcasına, yağmur da toprak onu beklercesine yağıyordu. Birbirine doymak bilmeden yağıyordu. Her yerden ırmaklar akıyordu. Dağlardan süt çeşmeleri gibi akıyordu şelaleler. Her yer o kadar güzel kokuyordu ki insanı mest eden bir kokuydu. Baharın müjdeleyicisiydi bu koku.
Gerillaların gözleri ışıl ışıl
Gideceğimiz yer yakınlaştıkça ateş kokusu genzime kadar geliyordu. 4 Nisan kutlamalarının olduğu alana geldiğimde mutluluk ve coşku seli içinde olan gerillalar ile karşılaştım. Her birinin gözleri bir başka gülümsüyordu. Bugün onların doğum günüydü. Bugün bir halkın yeniden doğuşuydu. Ateş de bugün bambaşka bir dansa tutulmuştu. O dansa tutuldukça etrafında duran gerillalar da ona hayran hayran bakıyordu. Kutlama için hazırlıklar yapılıyordu. Ateş etrafında iki gerilla reşoyu (çaydan) bir oduna takmış, çay yapıyorlar. Reşo gerillanın vazgeçilmezi. Yağmur altında ateş etrafında sıcak çay içmek de herkese nasip olmaz. Bizlerde böylesi bereketli bir günde gerillalarla 4 Nisan kutlama heyecanını yaşıyorduk. Her bir anı resmetmek için tetikteydim.
Bir grup gerilla ateşin etrafında ısınıyordu, bir grup da halay çekiyordu. Çayların ısınmasıyla bardaklar sırayla elden ele tüm gerillalara ulaştı. Elbiseleri ıslanan gerillalar çaylarını büyük bir hoşnutluk ve keyifle yudumladılar. Ateşte yapılan çayın tadı da bir başka oluyordu. Tabii gerillalar için bugün her zamandan daha bir anlamlıydı. Hepsinin gözlerindeki o heyecanı görebiliyordum. Işıl ışıldı gözleri. Çaylarını içen gerillalar yuvarlak çember etrafında toplanıp bugünün anlam ve önemine değindiler:
“Önderliğimiz mücadelesiyle, bugüne kadar gelen beş bin yıllık erkek egemen sisteme karşı savaşmıştır. Bu nedenle Önder Apo’nun mücadelesi tüm dünyaya yayılmıştır. Bugün Ortadoğu’da ağır bir savaş var ve her gün Ortadoğu’da yüzlerce insan öldürülüyor. Şimdiye kadar kapitalist modernite sistemi buna bir cevap olmamıştır. İşçiler-emekçiler, toplum için, Kürt halkı ve yine tüm dünya halkları için ancak devrimin öncüsü Önderlik, ideoloji ve felsefesiyle cevap olmaktadır. Bu nedenle Önder Apo öyle sıradan bir önder değildir. Herkes için yeniden bir doğumdur.”
Yapılan etkinliklerle beraber gerillalar, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın doğum gününü sloganlar atarak, halaylar çekerek, fidan ekerek geç saatlere kadar kutladı.
Yeni Özgür Politika / Sara XWÎNDA