HABER MERKEZİ – Rojava Devrimi’nin dokuzuncu yıldönümü dolayısıyla kutlama mesajı yayınlayan Halkların Birleşik Devrim Hareketi (HBDH) Yürütme Komitesi, “Rojava’yı korumak, yaşatmak Türkiye ve Kürdistan birleşik devrimimizin zafer yolunu aydınlatmak, faşist Türk burjuva devletine nihai öldürücü darbeyi örgütlemek anlamına gelir” vurgusunda bulundu.
İşgale karşı birleşme ve faşizmi yıkmanın temel görev olduğunun altını çizen HBDH’nin açıklamaması şöyle:
“10. yılına giren, Rojava’da inşa edilen halkçı, eşitlikçi, kadın özgürlükçü toplumsal yaşam Kürdistan, Ortadoğu ve tüm dünya halklarına kutlu olsun. Yakılan devrim ateşini harmanlayan, cephelerde faşist DAİŞ, El-Nusra çetelerine, işgalci Türk devletine karşı omuz omuza çarpışan, Rojava onur ve özgürlük savaşımında omuz omuza yer alan, faşizme karşı kanlarını birlikte akıtan ölümsüzlerimizi büyük bir sevgi, bağlılık ve minnetle anıyoruz.
Rojava’nın işgaline karşı her karış toprağının savunulması mücadelesinde yer alıp yaralarını bir onur nişanesi olarak taşıyan gazilerimiz, yaralılarımıza kutlu olsun.
9. yıl önce Rojava Kürdistan topraklarında Kürt halkının öncülüğünde başlatılan halkçı, cins eşitlikçi, özgürlükçü toplumsal yaşam Süryani, Asuri, Arap, Türkmen halklarının sahiplenmesiyle Kuzey ve Doğu Suriye’ye yayıldı. Kobanê’de yakılan devrim ateşi kısa zamanda dünya halklarına umut olurken bölge gerici, faşist, kapitalist devletlerin korkusu haline geldi. Rojava’da tohumu atılan eşitlikçi, özgürlükçü, yeni yaşam modeli ’devrimler çağı bitti’, ideolojik saldırganlığına karşı başka bir dünyanın mümkün olduğunu gösterdi. Kadınların öncülüğünde inşa edilen yeni toplumsal yaşam modeli BASS rejiminin üzerinde yükseldiği erkek egemen ataerkil, cinsiyetçi zihniyeti yerle bir ederek cins özgürlükçü bir toplumsal yaşamın mümkün olduğunu gösterdi. Bu yanıyla kapitalist, ataerkil sistemlerin çarkını bozdu.
Rojava’da Kürt halkı öncülüğünde yakılan devrim ateşi Arap, Süryani, Asuri, Türkmen, Çeçen halklarının omuz omuza mücadelesiyle halkların kardeşliği bayrağının gölgesinde sürüyor. Demokratik, özgürlükçü yaşam modeli komünleri, meclisleri, özerk yönetim modelince varlığını korumaya, halkın kendini yönetmenin bir biçimi olarak varlığını korumaya devam ediyor.
Halkların eşitlikçi, özgürlükçü kazanımları can bedeli bir direnişle büyütülmeye devam ediyor.
Dünya halklarının umudunu yok etmek için işgalci faşist Türk burjuva devletinin bizzat örgütlediği, koruyup, beslediği faşist, gerici güçlerce topraklarımız işgal altında. İşgal edilen Efrîn, Serêkaniyê, Girê Spî’de asimilasyoncu politikalarla halklara düşmanlığını gösterirken, faşist çete yöntemleriyle katliamlar sürdürülüyor. Kadınlara dönük gerçekleştirilen cinsiyetçi saldırılar, tecavüzlerle kadın düşmanlıklarını her geçen gün daha fazla gösteriyorlar. Rojava dört bir yandan gerici, faşist bölge devletlerince kuşatılmış durumda. Tüm sınır kapıları kapatılarak insani yaşamın gereksinimleri için dahi emperyalist, kapitalistlere ekonomik olarak bağımlı kılma politikasını gerçekleştiriyorlar. Politik, ekonomik, askeri olarak kuşatma, ambargo, işgal saldırılarına rağmen Rojava’da kurulan toplumsal yaşam büyük bedeller pahasına korunmaya, büyütülmeye devam ediyor.
Rojava’da inşa edilen, büyük bedeller pahasına geliştirilen, büyütülen halkçı, cins özgürlükçü, eşitlikçi yaşam karşısında kapitalist, emperyalist burjuvalar yek vücut halde birleşmiş durumdalar. Bu gerici, karşı devrimci ittifakı dağıtmak ancak birleşik devrimin ihtiyaçları zemininde ortak mücadeleyi büyütmekle mümkün olacaktır. Başta Kürdistan ve Ortadoğu halkları gelmek üzere tüm dünya ezilen halkları, “dayanışma halkların önceliğidir” sözünü pratikleştirmesi birleşik devrimin bir ihtiyacı, ölümsüzlerimizin bizden beklentisidir.
Rojava, Türkiye ve Kürdistan birleşik devrimimizin işaret fişeğidir. Faşist Türk burjuva devletinin, Kürt ulusunu inkar ve imha, işgal siyasetine, karşı devrimci, halk düşmanı karakterine vurulmuş çok önemli bir darbedir. Rojava’yı korumak, yaşatmak ise Türkiye ve Kürdistan birleşik devrimimizin zafer yolunu aydınlatmak, faşist Türk burjuva devletine nihai öldürücü darbeyi örgütlemek anlamına gelir. Faşizme karşı mücadelenin, özgürlük ve onur bayrağının sembolü olan Kürdistan’ın Rojava’daki bu devrimci mevzisine yönelik her türlü saldırı karşısında hazır olacak, milis ve gerilla güçlerimizle, halklarımızın direnişiyle gereken cevabı vereceğiz. İşgale karşı birleşmek ve faşizmi yıkmak temel görevlerimizdendir.
Türkiye ve Kürdistan halklarımızı, kadınları, gençliği bu temelde göreve çağırıyoruz.
19 Temmuz 2012’de ilan edilen ve 9. yıldönümü kutlanan Rojava devrimimizi coşkuyla selamlıyoruz, yoldaş Rojava’ya omuz verme, siperdaş olma, Kuzey ve Doğu Suriye halklarının yaşadığı acıların, şehitlerimizin hesabını sorma sözümüzü yineliyoruz.
Türkiye ve Kürdistan’da faşizmi yıkacağız, Özgürlüğü Kazanacağız! İleri, Daha İleri!”