Halkların Birleşik Devrim Hareketi (HBDH) Yürütme Komitesi Ermeni soykırımının yıldönümü dolayısıyla yayımladığı mesajda, ”Osmanlının son padişahı sarayını ve saltanatını bırakıp kaçmak zorunda kaldı. Ve şimdi sırada Hitler kılıklı faşist Erdoğan var. Can çekişen sömürgeci işgalci Türk devletinin kokuşmuş bedenini yaşatabilmek için Kürt ulusuna soykırım dayatıyor. Devrimcilere, komünistlere, işçilere, Alevilere, gençlere, kadınlara her türlü terörü uyguluyor.” dedi.
HABER MERKEZİ- HBDH Yürütme Komitesi yayınladığı mesajda, “Osmanlı imparatorluğu çöküş sürecine girdiğinde, Ermeni halkına karşı, bir soykırım gerçekleştirdi. Sürgün, işkence, cinayetler, açlık ve toplu kıyımlarla, 1.5 milyon Ermeni bu soykırımda katledildi” diye belirtti.
4 Nisan 1915’de Ermeni halkında yönelik başlatılan soykırım kurbanlarını anan HBDH, “Devam eden süreçte Anadolu ve Kürdistan, sürgünlerle ve katliamlarla Ermenisizleştirildi. Ermeni ulusunun bütün ekonomik varlığı gasp edildi, kültürel değerleri yağmalandı” ifadelerini kullandı.
Açıklama da şöyle :
”Osmanlı imparatorluğu çöküş sürecine girdiğinde, Ermeni halkına karşı, bir soykırım gerçekleştirdi. Sürgün, işkence, cinayetler, açlık ve toplu kıyımlarla, 1.5 milyon Ermeni bu soykırımda katledildi.
II. Abdülhamit’in kurduğu Hamidiye Alayları’nın ve Osmanlı ordusunun 1894-96 yılları arasında, yine Abdulhamit’in istibdadı ve İttihat ve Terakki işbirliği ile 1909 yılında Adana’da gerçekleştirilen katliamlar, bu kanlı soykırımcı politikaların temelini döşedi.
Tarih 24 Nisan 1915’i gösterdiğinde Ermeni halkının öncülerine, aydınlarına ve siyasal temsilcilerine karşı yeni bir saldırı başlatıldı. İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin cinayet şebekesi olan Teşkilat-ı Mahsusa tarafından iki yüzden fazla Ermeni halkının ileri gelenleri katledildi. Bütün devrimci- ilerici Ermeniler, aydınlar, özgürlük isteyenler bir gecede tutuklanarak sürgüne ve toplama kamplarına gönderildi. Böylece 1.5 milyon Ermeni halkının katledildiği soykırım süreci başlamış oldu.
Devam eden süreçte Anadolu ve Kürdistan, sürgünlerle ve katliamlarla Ermenisizleştirildi. Ermeni ulusunun bütün ekonomik varlığı gasp edildi, kültürel değerleri yağmalandı. Kokuşmuş Osmanlı imparatorluğunu ayakta tutabilmek ya da ondan arta kalanlarla Türk egemenlikli bir düzen kurabilmek için etnik, dinsel soykırım yapıldı. Diğer ulusal topluluklara ait birikimleri gaspederek Türk burjuvazisini yaratmak için bu kıyım politikalarından yararlanıldı. Sonrasında da, sermayenin Türkleştirilmesi için Varlık Vergisi, 6-7 Eylül 1955 katliamı ve yağması, Vakıflar Kanunu gibi daha pek çok uygulama gerçekleştirildi. Tam da bundan dolayı, bugünkü Türk burjuvazisinin tarihi aynı zamanda bir soykırımcı yağma-talan tarihidir.
Osmanlı imparatorluğu ve İttihat ve Terakki, sadece Ermenileri katletmedi. Rumları, Asuri-Süryanileri de büyük bir kıyımdan geçirdi. Ermeni kıyımıyla paralel bir şekilde sürdürülen ve Süryani halkımızın adına “seyfo” dediği bir katliam saldırısı gerçekleştirildi. Binlerce Süryani, yerinden yurdundan edildi, kılıçtan geçirildi.
Türk devleti, bütün farklı etnik gruplara, mezheplere, dinlere, inançlara karşı kıyıcı-vahşi politikalar uyguladı. Kokuşmuş Osmanlı imparatorluğunu kurtarmak, tek ulus, tek din, tek dil, tek mezhepli bir ucube devlet oluşturmak bu politikaların başlıca amacıydı.
Soykırımcı Zihniyet Sürüyor!
Türk devleti de Osmanlıdan devraldığı soykırımcılığı onu aratmayacak şekilde sürdürmektedir. İnkar, imha, asimilasyon hız kesmeden devam etmektedir. Hrant Dink’in katledildiği süreçte yaşananlar, her 24 Nisan yıldönümünde girdikleri faşist hezeyanlar, aynı zihniyet ve geleneğin sürdüğünü göstermektedir. Kemalistinden politik islamcı faşistine kadar, hepsi aynı yalanları söylemekte ve savunmaktalar.
Şimdi de sırada Osmanlı imparatorluğunun mirasını devraldığını iddia eden Hitler kılıklı Erdoğan var. Osmanlı Ermenilere karşı soykırım gerçekleştirdi, o da Kürtlere aynısını yapmaya çalışıyor. Hitler Ermeni soykırımını kendisine örnek aldığını ilan etmiş, tek ulus, tek devlet, tek din, tek dilli bir Almanya kuracağını hayal ediyordu. Sonu bir çukurda bitti. Osmanlının son padişahı sarayını ve saltanatını bırakıp kaçmak zorunda kaldı. Ve şimdi sırada Hitler kılıklı faşist Erdoğan var. Can çekişen sömürgeci işgalci Türk devletinin kokuşmuş bedenini yaşatabilmek için Kürt ulusuna soykırım dayatıyor. Devrimcilere, komünistlere, işçilere, Alevilere, gençlere, kadınlara her türlü terörü uyguluyor.
AKP-MHP ve Türk devleti Osmanlıdan devraldığı soykırımcılığı bugün Efrîn’i işgal ederek sürdürüyor. Ermeni halkına yaptıklarını, bu gün DAİŞ ve ÖSO’cu çetelerle birlikte Kürtlere, Ezidîlere yapıyor. Onlar, tek devlet, tek millet, tek dil gibi faşist politikalarıyla, halkların kardeşçe ve farklılıklarıyla birarada yaşayabildikleri Efrin’i, Rojava’yı ve Başur Kürdistan’ı katliamlarla işgal etmeye çalışıyor.
Soykırımcılığa Karşı Halkların Birleşik Mücadelesi
Faşist diktatör Erdoğan ve Türk devletinin halklarımıza karşı sürdürdüğü işgalci, soykırımcı saldırılara karşı birleşik mücadeleyi büyütmek, Ermeni, Süryani, Rum ve diğer halkların katliamlarının hesabını sormanın yoludur. Bu gün, katliamcı saldırıların, soykırım politikaların hedefinde yer alan Kürt halkının yanında olmak ve onun kazanımlarını savunmak, devrimci, demokratik ve onurlu insan olmanın da gereğidir aynı zamanda.
Yeni Osmanlıcılar olarak halklarımıza katliamları dayatanlar kendilerini, Abdulhamitlerin, Mendereslerin devamcısı olarak ilan ediyorlar. Enverlerin, Talatların izinden gidenlerle koalisyonlar kuruyorlar. Onlar bu katillerin devamcısı ise bizler de onlara karşı dövüşen, Şeyh Bedreddinlerin, Pir Sultanların, Paramazların, Denizlerin, Mahirlerin, İbrahimlerin, Mazlumların takipçileriyiz. Halkların, birlikte, özgür, eşit ve kardeşçe birarada yaşayacağı bir dünya için dövüşenleriz.
Osmanlının, İttihat ve Terakki’nin mirasına sahip çıkan soykırımcı faşist Türk devletinden, onun AKP-MHP iktidarından hesap sormak için mücadeleyi büyütenleriz.
Osmanlının, İttihatçıların ve faşist katliamcıların, kirli, kanlı ve karanlık geçmişlerinin karşısında, halkların onurlu tarihinin yapıcıları olarak tüm katliamların hesabını soracağımızı bir kez daha ilan ediyoruz. 24 Nisan 1915’in yıldönümünde, Ermeni soykırımında katledilenleri saygıyla anıyor, Ermeni ve Süryanı halklarımızın acısını paylaşıyoruz.
Tüm hlaklarımızı, soykırımlara ve katliamlara karşı, faşizme karşı, birleşik halk direnişini büyütmeye çağırıyoruz!” belirtildi.