HABER MERKEZİ –
HDP il binalarının önünde polis korumasında bekletilen kişilerden büyük bir kısmının çocuklarının dağda olmadığı, birkaç kişinin de maaşa ve polis korumasına tabi tutulduğu ortaya çıktı.
PKK tarafından tutuklanan MİT üyesi Dilan İnanç’ın itiraflarında da belirttiği gibi MİT tarafından parayla satın alınıp HDP önüne getirilen kişilerin çocuklarının özellikle küçük yaştaki fotoğraflarını taşımaları istenirken bu ailelerden bir kısmının çocuklarının da yine MİT tarafından öldürüldüğünü aynı kişinin itiraflarında bulmak mümkün.
Çocuğu dağda olan aile adı altında HDP binalarının önüne getirilen birkaç kişi şahsında oynanan kirli oyunu açığa çıkarmak mümkün.
1-Ayşegül BİÇER: Yapılan bir soruşturmada açığa çıktığı gibi bu kadın 2009’da resmi bir şekilde TC istihbaratına çalışmaya başlayıp ilk iş olarak da komşularının bilgilerini istihbarata veriyor. İşe komşularını satarak başlayan bu kadın daha sonra bu kirli ağa oğlunu da dahil ederek ihaneti aile düzeyine taşıyor. Bir süre istihbarat eğitimi aldıktan sonra dağa PKK yetkililerine suikast amaçlı gönderilen Mustafa, dağda bu ihanetini yaşamsallaştırmaya çalışırken annesi Ayşegül Biçer’de sözde evlat nöbetinde bekleyenlerin arasına gönderilir. İşi, aileleri galyana getirip HDP’lilere saldırtmak olan bu kadının oğlu da PKK’de tutunamayıp kısa zamanda kaçar. Her ne kadar AKP basını bu kadını evlat nöbetine katılan bir annenin zaferi olarak sivriltmeye çalışsa da bu kadının bir özel savaş piyonu olduğu biliniyor.
2-MEHMET LAÇİN: Faşist şef Erdoğan’ın HDP önünde yüzlerce anne beklesin talimatı pratikte karşılık bulamayınca, parti binası önüne toplanarak getirilen şahıslardan biridir. MİT’in Diyarbakır, İzmir, Van, İstanbul ve Ankara merkezli geliştirmeyi planladığı sözde evlat nöbetinin İzmir ayağıyla görevlendirilen bir ihanet unsuru olan Mehmet Laçin’in İzmir’de katledilen Deniz Poyraz’ın cinayetinde katille işbirliği yaparak gözcülük rolünü üstlendiği ortaya çıktı.
Eşine ve çocuklarına işkence ve şiddet uygulayan bu kişi kendi çocuklarına karşı tacize yönelmesiyle birlikte evden uzaklaştırılır. Daha sonra eşinden boşanan ve sık sık çocuklarını tehdit eden bu kişi kızının yaklaşık on yıl önce dağa gittiğini kendisine bu görevi vermeye gelen polislerden öğrenir. Onun için kızının dağda olması önemli değil, sözde nöbet karşılığında alacağı ücret önemlidir.
Azılı bir katil olan bu şahıs bir cinayetle İzmir’de deşifre olmasından sonra eylemi devlet eliyle Ankara’ya taşınmak istendi. Genel merkezin önünde çadır kurmaya çalışan Mehmet Laçin’e partililerin izin vermemesi sonucu bu kişi başka bir olayda kullanılmak üzere İzmir’e geri gönderilmiştir.
3-Celil Begdaş: HDP’ye gelip giden herkese saldırmasıyla bilinen Celil Begdaş adlı kişinin de Kayyum ve Valilik aracılığıyla bir çok usulsüzlüğe bulaştığı ve halka karşı işlediği suç dosyasının kabarık olduğu ortaya çıktı. Seyrantepe Toplu Konutlar’da işyeri açılması yasak olan yol kaldırımına kendisine valilik tarafından “Anne Eli” adında işyeri açılan bu şahsa 2 tane de koruma polisi verilmiş. Bu iki polisin denetiminde halka saldıran Celil Begdaş’ın Kürt düşmanı Vatan partisinin bütün etkinliklerine katılması da dikkat çeken detaylardan biridir.
4-Hamza Adıyaman’ın ailesi: Çocuğu Zap suyunda boğulduğu devletin işgal valisi tarafından açıklanan aile de aylık 720 lira karşılığında HDP önünde çocuğunu aramaya başladı.
Hamza Adıyaman’ın ailesi olarak ortaya çıkan ve 9 yaşındaki çocuklarının örgüt tarafından kaçırıldığını iddia eden ailenin de devletin ellerine tutuşturdukları sahte bir mektup ve fotoğrafla HDP önünde beklemesi oynanan oyunun çapsızlığını gösterir durumdadır. Nitekim fotoğrafın sahte olduğunun anlaşılması çok sürmedi ve aile tekrar evlerine dönerken kendilerine bağlanan ve her ay kaymakamlık tarafından elden teslim edilen 720 liranın da hala ödenmeye devam edildiği ifade ediliyor.