HABER MERKEZİ
Ortadoğu’da yaşanan bir kriz ve kaostu. Son gelişmeler ise gösterdi ki Ortadoğu’da yaşanan kriz içerisinde kriz ve kaos içerisinde kaostur.
Kaos ve kriz naziklik demektir. Her şeyin her an olabileceği demektir. Hangi gerçekliğin öne çıkacağının belli olmadığı durum demektir. Yani kaosu bu bağlamda eski tabirle dile getirecek olursak devrim durumu demektir.
Devrim durumunu az çok sosyal bilimlerle uğraşan herkes bilir. Her şeyin bir an’da alt üst olacağı, eskinin yıkıldığı ve yeninin kendisini inşa etme fırsatı bulduğu bir gerçekliktir devrim. Eskiyi yıkmak demek ya da alt üst oluş demek özü itibariyle köhnemişliklerin baş aşağıya gidişi hatta yıkılarak ortada kaldırışı olacaktır.
Devrimin bu olduğu açıktır. Bizlerde ilk çıkış günümüzden başlayarak her zaman devrim dedik. Hedefimizin devrim olduğunu söyledik. Ne var ki devrim demekle hemen devrim olmuyor. Devrimin olabilmesi için objektif şartlar diye belirtilen şartların oluşması gerekiyor. Ve tabii ki birde bu objektif duruma cevap verecek sübjektif şartlar gerekiyor. Sübjektif şartlar Kürdistan’da tam 35 yıldır vardır. Ve her geçen gün bu sübjektif şartlar gelişmiş ve kendisini her devrim olanağına hazır hale getirmiştir.
Bugüne kadar elbette birkaç kez devrimin objektif şartları doğmuştu. Ne var ki bu şartları hem bizler istediğimiz gibi değerlendiremedik hem de uluslar arası küresel güçler sömürgeci güçlere ve de bölgesel Kürt işbirlikçi güçlerini harekete geçirerek bu devrimin önünü almasını bildiler. Yine başka bir devrim şartını ise içimizde geliştirdikleri ihanetçi işbirlikçi ve çeteci güçlerinin eliyle baltaladılar.
Şimdi ise yeni bir devrim durumu ile karşı karşıyayız. Bu devrim durumu yaklaşık 4 yıldır devrededir. Nitekim Devrimci Halk Savaşı ile bu devrim durumuna 4 yıldır özgürlük hareketi müdahale ediyor. Ve önemli sonuçlar da sağlamıştır. Gerçeklik böyle olsa da halen devrim gerçekleştirilemedi. Her gün gelişen bir gerilla hareketiyle, güçlenen ve sayıca büyüyen bir gerilla gücüyle yine günlük olarak gelişen bir halk hareketiyle de devrimci durumu bir devrim durumuna dönüştürmek için önemli bir hazırlık yapılmıştır.
Bizler kendi cephemizde bu durumu yaşarken Ortadoğu’nun göbeği olan Irak’ta krizin içerisinde devasa bir yeni kriz daha açığa çıkmıştır. Bu gerçeklik Kürdistan Devrim şartlarını her zamankinden daha fazla güçlendirmiştir. Bu bağlamda Devrim Durumu daha da güçlenmiştir.
İşte bunun için HEDEF DEVRİM diyoruz. Irak’ta bir alt üst oluş yaşanıyor. Ancak bu alt üst oluşu her şeyden fazla Kürtleri etkiliyor ve etkileyecektir. Yine herkesten daha fazla Rojava Devrimi’nin etkiliyor. Ve tabii ki Kuzey Kürdistan ile Doğu Kürdistan’ı da etkiliyor.
Devrimi alt üst oluş dedik. Ancak unutmayalım ki bu devrim durumu karşıt güçler içinde geçerlidir. Onlarda bu kaos ve krizli ortamda kendi çıkarları için müthiş bir kavgaya girişeceklerdir. Giriştiklerini de bizler görüyoruz. İŞİD dedikleri gerçeklik budur. Denilecek ki bu gücün arkasında birçok güç vardır. TC devleti gibi, KDP gibi, ABD gibi.
Evet, bunlar olabilir. Ancak bu HEDEF DEVRİM gerçekliğine gölge düşürmez tam tersine bu hedefin gerçekleşmesi için herkesin ama herkesin daha fazla aktifleşerek çalışmaya seferber olmasını gerektiriyor. Devrim şartları doğmuşken başkalarına yani karşı devrim cephesine bu şartları bırakmak hiçbir zaman kabul edilecek bir durum olamaz ve olmamalıdır da.
Devrim son tahlilde var olan objektif şartlara sağlıklı sübjektif şartlarla cevap vermektir. Sübjektif şartın bireylerle, örgütle, örgütlülükle yani insanla ilgili bir durum olduğunu da zaten ifade etmiştik. O zaman devrimin bu olumlu objektif şartlarını güçlü cevaplar verebilmek için büyük bir güç olabilmek gerekiyor. Bunun ise son tahlilde bizimle bağlantılı olduğunu unutmayalım.
Bizlerin ise bugün her zamankinden daha fazla bir özgürlük sorunumuz varsa, ülkemizi özgürce kurma diye bir sorunumuz varsa, dünyada özgürce yaşayan insanlar gibi onurluca yaşama istemek diye bir sorunumuz varsa, o zaman tüm duygularımızı şahlandırarak HEDEF DEVRİM diyerek devrim saflarına akmasını bilmeliyiz. “İnsan sisteme karşı öfkesiyle insandır, insan yanlışlığa karşı öfkesiyle insandır” derler ve Kürdistan’da bugün bu insanı bitiren sisteme karşı, bizlere karşı uyguladığı onca yanlış ve suç pratiklerine karşı öfkelenerek devrim saflarına akmasını bilmeliyiz.
Vietnamlıların, “savaşmak için yaşamak, yaşamak için savaşmak gerekir” diye bir sözleri vardır. Başka bir sözle ifade edecek olursak: “Sen mücadele etmek istiyorsan yaşayacaksın, yaşamak istiyorsan savaşacaksın.”
Unutmayalım ki yaşamak istiyorsak bugün hem de her zamankinden daha fazla bugün meydanlara özgürlük için kavganın tam ortasına atılmamız gerekiyor. Aksi taktirde tarihimizin en önemli devrim fırsatını kaçırmış olacağız.
Bunun için diyoruz ki beyni, yüreği ve fiziki el veren her insan bir an önce Kürdistan’da devrimi gerçekleştirmek için tüm duygularını şahlandırarak, bir an önce özgürlük kavgasının tam ortasına atılmak için dağların yoluna koyulmalıdır. Aksi taktirde yeniden devasa büyük bir devrim durumunu kaçırmamız elden değildir. Bunun böyle olmaması için her Kürdistanlı ve Kürt dostu gencin tarihin bu önemli dönemecinde dağların yolunu tutmalıdır.
KASIM ENGİN