HABER MERKEZİ
Kürdistan toplumu yeni bir Newroz yılına daha girdi. Fakat bu yeni Newroz yılı önceki yıllardakinden daha farklı oldu. Herkes bulunduğu yerde gruplar şeklinde ateşler yakarak, türküler, marşlar, şiirler söyleyerek, halaylar çekerek, sloganlar atarak, ateşler yakarak karşıladı. Dağları, köyleri ovaları, kasabaları, kentleri, mahalleri, sokakları, evleri vb. nerede yaşıyor ve bulunuluyorsa orayı Newroz alanı haline getirdiler. Bu yönüyle de 2020 yılında Newroz’u anlam ve ruhuna bağlı kalarak daha zengin yöntemlerle karşıladılar.
Kürdistan toplumu 2020 yılı Newroz’unu öncesinde olduğu gibi, Amed’de, Van’da, Mardin’de, Çizre’de, Şırnak’ta, Nusaybin’de, Dersim’de Hakkari’de vb. Kürdistan kentlerinde, İstanbul, Adana, İzmir gibi Türkiye metropollerinde milyonların doldurduğu meydanlarda karşılayamadı. Ama her ev ve her insanın kalbinde Newroz ateşini yakarak karşıladı.
Kürdistan toplumun 2020 yılı Newroz’unu meydanlarda karşılayamamasının nedenini soykırımcı TC Devleti’nin yasakları, baskıları, engellemeleri oluşturmadı. Zaten TC Devleti bunu yapmak isteseydi de başaramazdı. Geçmişte denedi. Fakat başaramadı. Zamanın İç İşleri Bakanı İsmet Sezgin Newroz’un meydanlarda karşılanmasına “izin vermeyeceklerini” açıklamıştı. Buna İzmir Kadife Kale’de Rahşan Demirel bedenini Newroz ateşine dönüştürerek yanıt vermişti. 2011 yılında faşist AKP hükümeti de benzer bir açıklamada bulunarak Amed’de Newroz’un karşılama gösterilerini engellemek istemişti. Ancak o da başaramadı. Halk ayaklandı. Newroz meydanının etrafındaki bariyerleri yıkarak, kendi meşruyeti içerisinde gerçek anlamına yakışır bir şekilde Newroz’un kutladı. Newroz’a yasak getirenler, izlemekten başka bir şey yapamadılar.
2020 yılı Newroz’unuda halk büyük bir coşku ile karşılayacaktı. O gün meydanlara çıkmak için hazırlıklarına başlamıştı. Açıklamalarda bulunuldu. Ancak koronavirüs salgınının vardığı boyut nedeniyle bu gerçekleşmedi. O güne kadar soykırımcı TC Devleti’nin, halktan gizlediği koronavirüs salgınının, Türkiye’de çok ciddi boyutlarda olduğunun gizlenemez hale geldiği koşullarda, yapılan açıklamalara rağmen, önceki yıllarda olduğu gibi karşılanması da doğru değildi. Toplumda yaşanan duyarlılığa dikkat edilmesi gerekiyordu. Tüm dünyada Koronavirüs salgını nedeniyle tedbirler alınmış ve bir çok ülke de neredeyse durmuştu. Okullar tatil edilmiş, 2020 Futbol Dünya Kupası maçları belirlenen tarihi bile beklenilmeden bir yıl sonrasına ertelendiği açıklanmıştı. Bazı ülkelerde sokağa çıkma, toplu ulaşım, alış veriş, sosyal aktiviteler vb.lerine sınırlamalar, hatta yasaklar getirilmişti. KCK’de toplumda yaşanan duyarlılığı ve halkın sağlığını esas alarak, 2020 Newroz’unun meydanlarda, kalabalık topluluklar biçiminde değil; bulunulan, yaşanılan her yerde küçük gruplar halinde karşılanması için açıklama da bulunma ihtiyacını duymuştu. Kürdistan toplumu da KCK’nin yapmış olduğu bu açıklamayı esas alarak, her yeri, kişilerin bilinci ve kalbini bir Newroz alanı haline getirdi.
Newroz, tarih içerisinde her zaman, koşulların özgünlükleri içerisinde karşılanarak anlam kazanmıştı. Buna bağlı olarak her zaman Newroz ateşi yakılmıştı. Dağlar her zaman Newroz ateşinin yakıldığı yerler olmuştu. Bu özelliğiyle ateş-dağ ve Newroz birbiriyle bütünleşmişti. Onun içindir ki, dağsız, ateşsiz Newroz’u düşünmek mümkün değildi. Ancak Newroz ateşinin tek yakıldığı yer dağlar değildi. Dağların özleminin duyulduğu yerler de Newroz ateşinin yükseldiği alanlardı. Mazlum Doğan “üç kibrit çöpü”nü yakarak Diyarbakır Beş Nolu Zindanı’nda Newroz’u karşılarken, Zekiye Alkan Amed Surlarında, Rahşan Demirel İzmir-Kadife Kalede, Ronahi ve Berivan’da Almanya’da bedenlerini meşaleleştirmişlerdi.
2020 yılı Newroz’u da dünya insanlığının başına kapitalist modernite tarafından bela haline getirilen koronavirüs salgını koşullarında karşılandı. Böyle bir gerçekliğe rağmen, kutlanmaktan, heyecen ve coşkusu yaşamaktan vazgeçilmedi. Yeni bir Newroz yılını KCK’nin yaptığı çağrıya uyarak, bulunduğu/yaşadığı her yeri Newroz alanı haline getirerek karşıladı.
Kürdistan toplumu için her Newroz yeni bir gün anlamına gelmektedir. Doğada olduğu gibi, Kürdistan toplumu da 21 Mart’ı yeni bir yaşam yılına giriş günü olarak kabul etmektedir. Önceki yıllarda meydanlarda bunun kararlaşmasını yaşamıştı. 2020 yılı Newroz’u kararlaşmasını ise yaşadığı/bulunduğu her yerde, kişilerin kalpleri ve beyinlerinde gerçekleştirdi. Bununla Newroz halkı olmanın coşkusu, heyecanı ve kararlılığıyla yeni bir mücadele yılına giriş yaptı.
Cemal ŞERİK
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi