BEHDÎNAN- HPG Basın İrtibat Merkezi, şehitlere ilişkin şunları belirtti:
“Rênas, Hogir ve Berxwedan yoldaşlarımız, bir bölgeden bir bölgeye geçerken 19 Temmuz 2024 günü Kotol bölgesinde İran güçlerinin kurduğu pusu sonucu şehadete ulaştılar.
Halkımızın fedai militanları olarak mücadele ettikleri her alanda Apocu militanlığın temsilini hakkıyla yerine getiren Rênas, Hogir ve Berxwedan yoldaşlarımız, son nefeslerine kadar büyük bedeller verilerek yaratılan özgürlük değerlerine bağlı kaldılar. Kurdistan yurtseverliğinin en derin yaşandığı Gever, Cizîr ve Maxmur bölgelerinden halkımızın özgürlük mücadelesine katılarak her anlarında fedaice yaşamayı ve savaşmayı esas alan Rênas, Hogir ve Berxwedan yoldaşlarımız, kişilikleri ve mücadeledeki duruşlarıyla partimiz PKK’nin direniş çizgisinin yılmaz savunucusu oldular. Halkımıza yönelik soykırım tehlikesini tüm hücrelerine kadar hisseden yoldaşlarımız, buna karşı dönem görevlerini yerine getirmenin zorunluluğu bilinciyle fedaice mücadele etmekten geri durmadılar. Önderliğimize ve şehit yoldaşlarımıza bağlılıklarını ancak mücadeleyi daha fazla büyüterek anlam katabileceklerinin farkında olan Rênas, Hogir ve Berxwedan yoldaşlarımız, bunun için kendilerini mücadele gerçekliği içerisinde yoğurarak en üst düzeyde katılım sergilemeye çalıştılar. Mücadelede yarattıkları değerler ile halkımızın özgürlük tarihine adlarını yazdıran yoldaşlarımızın ardılları olarak onlar şahsında tüm şehitlerimize layık olmanın bilinç ve çabasında olacağız.
Bu duygularla başta Rênas, Hogir ve Berxwedan yoldaşlarımızın değerli aileleri olmak üzere tüm yurtsever Gever, Maxmur, Cizîra Botan ve Kurdistan halkımıza başsağlığı diliyor, yoldaşlarımızın özlemlerini mücadelemizi büyütmenin gerekçesi yapacağımızın sözünü yineliyoruz.
Şehadete ulaşan yoldaşlarımızın kimlik bilgileri şöyledir:
Kod Adı: Rênas Civyan Adı Soyadı: Bedran Erin Doğum Yeri: Gever Anne – Baba Adı: Pakize – Refik Şehadet Tarihi ve Yeri: 19 Temmuz 2024 / Kotol |
|
Kod Adı: Hogir Botan Adı Soyadı: Şerif Adlım Doğum Yeri: Şirnex Anne – Baba Adı: Hediye – Abdulvahap Şehadet Tarihi ve Yeri: 19 Temmuz 2024 / Kotol |
|
Kod Adı: Berxwedan Goyî Adı Soyadı: Rizgar Kara Doğum Yeri: Etrûş Anne – Baba Adı: Esmer – Muhammed Şehadet Tarihi ve Yeri: 19 Temmuz 2024 / Kotol |
RÊNAS CIVYAN
Partimiz PKK öncülüğünde gelişen özgürlük mücadelemizin adım adım tüm Kurdistan’a yayılmaya başladığı süreçlerde Partimiz ve özgürlük gerillasıyla tanışan Gever halkımız, onlarca yıl beslediği özgürlük umudunun, yüreği sadece özgürlük ve halkımızın kurtuluşu için atan gerilla ile gerçekleşebileceğine inandı. Gerillanın sade, mütevazı yaşamından ve düşman üzerine adeta bir volkan gibi akmasından derinden etkilendi. Gerilla mücadelesinde özgür ve onurlu bir geleceği gören Gever halkımız, bu kahramanlıklarla dolu mücadeleye katılmaktan geri durmayarak en değerli evlatlarını verdi. Bu mücadelede büyük bedeller ödeme pahasına hiçbir zaman kendisini mücadeleden geri çekmedi. Düşmanın her türlü baskı, işkence ve katliamlarına mücadelesini daha da büyüterek cevap verdi. Bu nedenle bugün özgür yaşamda ısrarın ve serhildanların en önemli merkezlerinden biri olarak tarihsel rolünü yerine getirmektedir.
Gever halkımızın değerli bir evladı olan Rênas yoldaşımız, böylesi bir halk gerçekliği içerisinde yurtsever bir ailede dünyaya geldi. Ailesinin yurtsever bir gelenekten gelmesinden dolayı Rênas yoldaşımız da Kürt kültür ve geleneklerine bağlı bir şekilde yetişti. Ailesinin ve yakın çevresinin partimiz PKK’yi tanıma süreci, Şehîd Egîd Civyan – Vahdettin Karay yoldaşımızın 1990 yılında gerilla saflarına katılmasıyla başladı. Daha sonraki yıllarda birçok yoldaşımızın daha gerilla saflarına katılmasıyla Partimizi daha fazla tanıma imkanı buldular. Rênas yoldaşımız da henüz küçük yaşta dinlediği gerillanın kahramanlık hikayeleri ile partimiz PKK’yi tanıma şansına ulaştı. Yaşam karşısında küçük yaşta yaşadığı çelişkileri gençlik dönemlerinde daha fazla anlamaya ve çözmeye başlayan Rênas yoldaşımız, özellikle düşmanın Kurdistan’daki varlığına karşı büyük bir öfke duydu. Öz yurdumuzda kölelik statüsünün bile altında bir yaşamın kaderimiz olmadığını ve bu yaşamdan kurtuluşun mücadele etmekten geçtiğini bilince çıkardı. Bu temelde serhildanlarla özdeşleşen Gever’de yurtsever devrimci gençlik çalışmalarında yer alan Rênas yoldaşımız, hem halkımızın düşman saldırılarına karşı bilinçlenmesinde hem de kendisi gibi Kürt gençlerinin mücadele saflarında yer almasında büyük bir emeğin sahibi oldu. Düşmanın halkımıza yönelik saldırılarının tahammül edilemez boyuta geldiği yıllardan sonra yakın çevresinden gerilla saflarına birçok katılımın olması, Rênas yoldaşımızı da derinden etkiledi. Hem düşman saldırılarına mutlaka bir cevap verme isteği hem de yaşanan katılım ve gerçekleşen gerilla şehadetlerinin etkisiyle gerilla saflarına katılmaya karar veren yoldaşımız, 2014 yılında yüzünü Kurdistan dağlarına dönerek gerilla saflarına katıldı.
Medya Savunma Alanları’nda ilk eğitimlerini alan Rênas yoldaşımız, istekli, heyecanlı katılımı ve düşmana olan öfkesinin açığa çıkardığı hırsla kısa sürede dağ ve gerilla yaşamına uyum sağladı. Özellikle gerilla savaş sanatına olan ilgisi ve bu anlamda geliştirdiği yaratıcı fikirler sayesinde hem yoldaşlarına örnek oldu hem de bu konuda yetkinleşerek dönem görevlerini eksiksiz bir şekilde yerine getirmek için çaba gösterdi. Akademik anlamda eğitimini başarılı bir şekilde bitiren yoldaşımız, PKK yaşamının tamamının eğitim olduğu gerçekliğini, pratik yürütmeye başladığı sıralarda bilince çıkardı. Yaşamın her anında yeni bir şeyler öğrenerek ve kendisini sürekli geliştirerek etkin bir Apocu militan haline getirmek istedi. 2015 yılıyla birlikte soykırımcı Türk devletinin Kürt halkını soykırıma uğratma amacıyla topyekun saldırılar geliştirmesi üzerine, Rênas yoldaşımız da bulunduğu yerde aktif bir şekilde direniş mevzilerindeki yerini aldı. Henüz yeni olmasına ve savaş tecrübesi olmamasına rağmen büyük bir istek ve ısrarla eylemlerde yer almak istedi. Düşmana olan öfkesini eyleme dönüştürme vaktinin geldiğini düşünen yoldaşımız, bu anlamda girdiği ilk eylemde yaşadığı heyecanı yaşamının en unutulmaz anlarından biri olarak belirtti. Düşmana darbe vurmanın sevinci ve edindiği tecrübe ile daha sonra birçok farklı eylemde yer alarak, düşmanın tasfiye saldırılarına karşı Apocu militanların sarsılmaz iradesini layıkıyla gösterdi. Fedailer yılı olarak ifade edilen 2016 yılında zirveye çıkan gerilla direnişinde aktif bir rol üstlenen Rênas yoldaşımız, her ne kadar bir militan olarak kendisinden beklenenden daha fazla bir katılımın sahibi olsa da birçok yoldaşımızın kendisini bomba yaparak düşmanın kalbinde patlatması karşısında kendisini hep eksik hissetti. Birbirinden değerli birçok fedai yoldaşımızın nasıl bir yoğunlaşma ile bu düzeye ulaştığını merak eden Rênas yoldaşımız, bu süreçte arayışlarını daha da derinleştirdi. Yaşadığı yoğunlaşmalarla fedailiğin aslında PKK’nin özü ve ilk fedainin de Rêber Apo olduğu gerçekliğini daha fazla bilince çıkaran yoldaşımız, fedai eylem yapan yoldaşlarının da sırrına erişmiş oldu. Böylelikle fedaileşmenin tek koşulunun kendisini Rêber Apo gerçekliği ve PKK’nin direniş çizgisinde eritmek olduğunu bilince çıkaran yoldaşımız, bunu en etkili gerçekleştirme yolunun da Hêzên Taybet çalışmalarına katılmaktan geçtiğini gördü. Bu temelde kendisini mücadelemize bir bütünen adamak ve Rêber Apo felsefesinin yılmaz bir savunucusu haline getirmek için Hêzên Taybet’e geçme önerisinde bulundu.
Apocu militanlıktaki ısrarlı duruşu, yaşama fedakarca, tereddütsüzce katılımı, ulaştığı iddia ve kararlılık düzeyi sayesinde önerisi kabul edilen Rênas yoldaşımız, 2018 yılında Hêzên Taybet’e geçerek ilk eğitimlerini görmeye başladı. Eğitim sırasında yaşadığı yoğunlaşmalarla temel hedefini şehit yoldaşların ve Rêber Apo’nun verdiği emeklere layık olmak olduğunu ifade eden yoldaşımız, bunun da ancak kendisini tam adayarak ve Rêber Apo felsefesinde eriterek mümkün olabileceğine inandı. Yaptığı bir değerlendirmede ‘’kendisini mücadeleye yatıran bir militanın başaramayacağı hiçbir şeyin olmadığını’’ ve bunun için kişinin kendisini tamamen mücadeleye adaması gerektiğini dile getirdi. Düşmanın kalbinde fedai eylem gerçekleştiren yoldaşlarının bu düzeye böyle ulaştığını, onların ardılı olarak kendisinin de bu katılım ve düşünce biçimiyle hakikate ulaşabileceğinin bilinciyle her geçen gün katılım temposunu yükseltti. Eğitimini bitirdikten sonra birçok farklı çalışmada yer alan Rênas yoldaşımız, yoğunlaşmalarını daha da güçlendirerek bulunduğu her çalışmada önemli başarıların elde edilmesinde emek sahibi oldu. Sömürgeci Türk devletinin saldırılarına karşı her zaman yüzü Bakurê Kurdistan’a dönük olan yoldaşımız, bu amacını gerçekleştirmek için sürekli önerilerde bulundu. Düşmanın halkımıza yönelik soykırım saldırılarına ancak Bakurê Kurdistan’da mücadeleyi büyüterek karşılık verilebileceğine inanan yoldaşımız, yoğunlaşmalarını yoldaşlarıyla da paylaştı. Özellikle yakın akrabası olan Egîd Civyan – Vahdettin Karay yoldaşımızın şehadetinden sonra önerisinde daha da ısrarcı olan Rênas yoldaşımız, Apocu militanca duruşu, dürüst, samimi kişiliği ve fedaice katılımı ile yoldaşlarının güvenini kazanarak amacına ulaştı. Bu amaç temelinde tüm benliği ile Bakurê Kurdistan’da mücadele yürüttü. Egîd Civyan yoldaşın yüksek insani meziyetlerini, tarihi kişiliğini, fedai devrimciliğini ve komuta tarzını kendisine örnek aldı. Bu şekilde Bakur’daki mücadelesini fedaice ve doğru bir tarzda sürdürmeye çalıştı. Rênas yoldaşımız, görev başında ve hareket halindeyken 19 Temmuz 2024 günü Kotol bölgesinde gerçekleşen İran güçlerinin pususunda son nefesine kadar fedaice direnerek şehadete ulaştı.
HOGIR BOTAN
Botan’da direnişin ve serhildan kültürünün önemli merkezlerinden olan, tarihten günümüze kadar hiçbir zaman düşman saldırılarına karşı boyun eğmeyen ve teslim olmayan Cizîra Botan, günümüzde de aynı misyonunu daha örgütlü ve bilinçli bir şekilde yerine getirerek mücadelemize öncülük yapmaya devam etmektedir. Geliştirdiği serhildanlarla halkımızın yeniden dirilişinin sembolü haline gelen Cizîra Botan halkımız, bu onurlu ve devrimci duruşunu başta Şehîd Berîvan Egal, Şehîd Serbest – Salih Gezer, Şehîd Çiçek – Guhar Çağırga, Şehîd Bîşeng – Rojda Bilen, Mehmet Tunç ve birbirinden değerli yüzlerce evladını mücadele saflarımıza katarak sürdürdü. Sömürgeci Türk devletinin her saldırısına karşı mücadeleyi ve Rêber Apo’ya bağlılıklarını daha da derinleşen Cizîra Botan halkımızın yüreği, dün olduğu gibi bugün de yediden yetmişe özgür Kurdistan için atmaktadır.
Bu yiğit halkın bir ferdi olarak Cizîra Botan’da yurtsever bir ailede dünyaya gelen Hogir yoldaşımız, düşman baskıları nedeniyle ailesinin ilk olarak Türkiye metropollerine daha sonra da Dîlok’a göç etmesinden dolayı daha çok Cizîr dışında büyüdü. Fakat hiçbir zaman düşmanın asimilasyon ve soykırım saldırılarına boyun eğmeyerek özünü korumayı başardı. Cizîra Botan halkımızın direnişçiliğini kendisine anlatılan hikayelerden öğrenen yoldaşımız, böylesine yiğit bir halkın içinden çıktığı için kendisini hep şanslı gördü. Ailesinin ve yakın çevresinin yurtsever olmasından dolayı mücadelemizi küçük yaştan itibaren tanımaya başlayan Hogir yoldaşımız, aynı zamanda düşmanın halkımıza yönelik saldırılarını da daha çocuk yaşlarda öğrendi. Yine bulunduğu Türkiye metropollerinde de kendilerine yönelik ayrımcılığa tanıklık eden yoldaşımız, düşmana karşı büyük bir öfkenin sahibi oldu. Yaşadığı şehirlerin yapısından dolayı çok fazla siyasi faaliyetlerde yer almayan yoldaşımız, ilk olarak üniversite okumak için gittiği Ankara’da mücadele gerçekliğimizle tanıştı. Burada yurtsever devrimci gençlikle tanışan yoldaşımız, adeta özüyle buluşmuşçasına büyük bir heyecan ve coşku yaşadı.
Kısa bir süre sonra okuduğu Gazi Üniversitesi’ni terk ederek gençlik çalışmalarına katılan yoldaşımız, burada tanıştığı yoldaşlarının militanca duruşlarından derinden etkilendi. Kendisinin de bu yoldaşları gibi Apocu özgürlük değerlerinin savunucusu olması gerektiği kararlılığına ulaşan yoldaşımız, bu yönlü yoğunlaşmalarını daha da derinleştirdi. Bu süreçte tanıştığı birçok yoldaşının Özyönetim Direnişi’nde fedaice savaşarak şehadete ulaşması, Hogir yoldaşımız için dönüm noktası oldu. Şehîd Sitî, Şehîd Sinan ve Şehîd Reşîdlerden aldığı yoldaşlık ruhunu Apocu felsefe ile bütünleştirerek, kendisinde özgür bir kişilik yaratmanın yolunun özgürlük mücadelesine katılmaktan geçtiğini düşündü. Bu temelde mücadele saflarına aktif katılım sağlayarak şehit yoldaşlarına layık olmak için çabaladı. Kendisini Önderlik paradigmasına ve ideolojisine yatırarak Parti bilinci, kültürü ve Apocu mücadele tarzında derinleştirdi. Hogir yoldaşımız sadece kendisini özgürlük temelinde inşa etmekle sınırlı kalmayarak onlarca gencin de eğitilmesinde, örgütlenmesinde ve kapitalist yaşamdan koparak özgürlük saflarına katılmasında eşsiz bir emeğin sahibi oldu. Soykırımcı Türk devletinin memur devşirme mekanları haline gelen üniversiteleri devrim kalelerine dönüştürmeyi amaçlayarak bitmek bilmeyen enerjisi, özlü duruşu, öz disiplini ve mütevazı yaşamıyla Ali Çiçek, Özgür Roni, Mahir Botan ve Baran Mawaların ardılı olarak bir gençlik öncüsü haline geldi. Sade yaşamı ve Kurdistanî özellikleri ile düşmana karşı radikal duruşuyla halkımızın yüreğinde yer edinen Hogir yoldaşımız, yurtsever ölçüleri büyüterek halkımızın daha fazla mücadele saflarında yer almasında emek sahibi oldu. Kendisini her an Önderlik felsefesinde yeniden yaratmanın çabasında olan yoldaşımız, ancak bu şekilde Önderlikle doğru yoldaşlık yapılabileceği bilinciyle hareket etti.
İşgalci Türk devletine olan derin öfkesiyle tanınan Hogir yoldaşımız, Türk devletinden halkımızın intikamını almak için sürekli arayış ve eylem halinde oldu. Özellikle eylemci yönü ön planda olan yoldaşımız, bu özelliği ile düşmanın dikkatini çekti ve esir düştü. İki yıl boyunca düşman zindanlarında mücadelesini sürdürdü ve büyük bedeller verilerek yaratılan zindan direniş geleneğinin takipçisi oldu.
Zindandan çıktıktan sonra yüzünü özgürlük dağlarına dönerek gerilla saflarına katılan Hogir yoldaşımız, aldığı ilk eğitimlerle dağ ve gerilla yaşamına uyum sağladı. Yaşadığı güçlü yoğunlaşmaları dağda da sürdüren yoldaşımız, halk ve Hareket olarak içerisinde bulunduğumuz tarihi sürecin farkındalığıyla düşüncelerini ve tutumunu yazdığı bir raporunda şöyle dile getirdi: “Önderlik militanları olarak bütün dönem ve süreçlerden çok bu süreçte Önder Apo’yu okumalıyız. Önder Apo ideolojisiyle kuşanmalıyız. Dönemin gerektirdiği görev ve sorumlulukları yerine getirmek için netleşme ve kararlılığımızı sonuna kadar büyütmemiz gerekir. Kişiliğimizde özgürlük bilincini yaratmazsak hep eksik kalacağız ve hep saldırılara açık olacağız. Önderliğimiz gibi 24 saat devrimcilik yapamazsak yok olmaktan kurtulamaz, Önder Apo’ya cevap olamaz ve Kurdistan’ı da özgürleştiremeyiz.” Bu bilinç ve yoğunlaşma ile kendisini yeni dönem gerilla taktiklerinde derinleştirme ve mücadelesini Bakurê Kurdistan’da yürütme isteğini yoldaşlarıyla paylaştı. Eğitim önerisi kabul edilen yoldaşımız, uzmanlık eğitimlerine de dahil olarak kendisini birçok branşta geliştirdi. Artık ideolojik ve askeri anlamda yetkin bir Apocu militan olarak önüne koyduğu hedefleri yerine getirmenin zamanının geldiğini düşünen yoldaşımız, Bakurê Kurdistan’da mücadele etme istemini bir kez daha yoldaşlarıyla paylaştı. Bu temelde Bakur’a geçerek, Bakur’da imkan ve zemin yaratarak örgütlü bir gücü açığa çıkarmaya çalıştı. Yüreği düşmandan intikam alma heyecanı ile dolup taşan Hogir yoldaşımız, bu hayallerine kavuştuğunda sözün yerini pratik almış ve güçlü bir eylemci olmayı başarmıştır. Savaş, savaştan önce kazanılır, denir. Hogir yoldaşımız da hedefini gerçekleştireceği alana vardığı gibi, bu savaşın kazananı, genç yaşamanın ve genç başarmanın adı olmuştur.
19 Temmuz 2024 günü şehadete ulaşan Hogir yoldaşımızın bizlere bıraktığı Apocu gençlik bayrağını, zafere ulaştıracağımızın sözünü yineliyoruz. Hogir Botan yoldaşımızın mücadeleci kişiliğini ve mütevazı yaşam tarzını Kurdistan Özgürlük Devrimi’nin zafer kilidi olarak ele alacağımız ve genç başlanılan özgürlük mücadelemizi genç bir şekilde zafere taşıyacağımız sözünü bir kez daha yineliyoruz.
BERXWEDAN GOYÎ
Sömürgeci ve soykırımcı Türk devletinin baskı, işkence ve katliamlarına karşı onurlu duruşun sembolü haline gelen Maxmur halkımız, nasıl ki Botan’da hiçbir şekilde düşmana boyun eğmediyse göç yollarında ve sonrasında yerleştikleri birçok mülteci kampında da bu onurlu duruşunu koruyarak özgür Kürtlüğün temsili haline geldi. Daha sonra yerleştikleri Şehîd Rustem Cûdî Kampı’nda da bu duruşunu koruyan halkımız, ne işbirlikçi kesimlerin, ne işgalcilerin ne de çetelerin baskı ve saldırıları karşısında bir kez bile özgürlük tavrından geri adım atmadı. Bu yüzden her zaman yurtseverliğin, direnişin ve Rêber Apo felsefesine koşulsuz bağlılığın en somut örneği haline geldi.
Berxwedan yoldaşımız, böylesi bir halk gerçekliğinin içerisinde kadim Goyî aşiretine mensup bir ailenin ferdi olarak göç yollarında Etrûş’ta dünyaya geldi. Ailesi ile birlikte halkımızın kaderini paylaşan yoldaşımız, küçük yaştan itibaren içerisinde bulunduğu mültecilik durumunu sorguladı. Ailesinden ve çevresinden dinlediği göç hikayelerinde halkımızın yaşadığı zorlukları, acıları ve şehadetleri öğrenen yoldaşımız, buna sebep olan Türk devletine büyük öfke duydu. Eğitimine Maxmur’da halkımızın kendi imkanları ile kurduğu okulda başlayan Berxwedan yoldaşımız, anadilinde eğitim görme şansına sahip oldu. 12 yıl boyunca kendi tarihini, coğrafyasını, edebiyatını ve mücadele geçmişini okuyan ve önemli bir birikim kazanan yoldaşımız, kendisini eğitmedeki amacın halkımıza yararlı bir birey olmak olduğunun bilincindeydi. Bu nedenle kampta birçok alanda yürütülen faaliyetlerde yer alarak toplumsal sorumluluklarını yerine getirmek için çabaladı. Aynı zamanda küçük yaştan itibaren ailesinin geçimine katkıda bulunmak için çeşitli işlerde çalışan yoldaşımız, emeğin kutsallığını bu süreçte öğrendi. Emek vererek değer yaratmayı henüz bu süreçte kişiliğinin en temel özelliği haline getirdi. Maxmur Kampı gibi yurtseverliğin güçlü olduğu bir yerde kuşkusuz partimiz PKK’yi küçük yaştan itibaren tanımaya başlayan yoldaşımız, kendilerini ana yurtları olan Botan’dan süren Türk devletine karşı gerillanın destansı mücadelesinden derinden etkilendi. Gerillanın halkımızın intikam ve savunma gücü olduğu gerçekliğini erkenden fark eden yoldaşımız, bu nedenle gerillaya sempati besledi. Özgürlüğü tadan her Kürt genci gibi halkımıza karşı sorumluluklarının farkında olan Berxwedan yoldaşımız, bu sorumlulukları en etkili şekilde ancak gerilla saflarında yerine getirebileceğinin bilincindeydi. 2014 yılında DAİŞ çetelerinin Şengal, Musul ve Maxmur başta olmak üzere birçok bölgeye saldırması ile katliam tehlikesi yaşayan Maxmur halkımızın yardımına koşan özgürlük gerillalarının mücadelesinden, duruşundan ve yoldaşlık ilişkilerinden etkilenen yoldaşımız, duyduğu kahramanlık hikayelerine birebir tanıklık etti. Böylece gerillaya hayranlık duymakta haklı olduğunu anlayan Berxwedan yoldaşımız, bir gerilla olarak mücadele katılma kararlılığına ulaştı. 2015 yılında çok merak ettiği Kurdistan dağlarına ulaşan yoldaşımız, çocukluk hayaline kavuşmanın mutluluğunu yaşadı.
Yeni savaşçılar eğitimini Medya Savunma Alanları’nda gören yoldaşımız, aldığı ilk eğitimlerle dağ ve gerilla yaşamına uyum sağladı. İstekli ve coşkulu katılımı sayesinde kısa sürede kişiliğinde önemli değişimler yaratan yoldaşımız, adım adım yürüyerek yetkin bir özgürlük gerillası oldu. Daha öncesinde belli bir birikime sahip olan Berxwedan yoldaşımız, aldığı ideolojik eğitimlerle kendisini Rêber Apo felsefesinde daha da derinleştirdi. Eğitim sürecinde samimi, dürüst ve doğal katılımı ile tüm yoldaşlarının güvenini kazanan Berxwedan yoldaşımız, birçok önemli çalışmada yer aldı. Bu çalışmalarda emekçi ve fedakar özellikleriyle öne çıkarak, önemli başarıların elde edilmesinde büyük rol sahibi oldu. Sömürgeci Türk devletinin Medya Savunma Alanları’na yönelik saldırıları başladığında ısrarla savaşın yoğun yaşandığı alanlara gitmek isteyen yoldaşımız, bunun için kendisini her anlamıyla hazırladı. Bu temelde kendisini yeni dönem gerilla savaş taktiklerinde geliştirmek için akademik düzeyde eğitimlere katıldı. Bu eğitimlere son derece aktif katılarak kendisini yoğun bir savaş süreci için hazırladı. Özellikle Türk devletine karşı olan tarihi ve derin öfkesini mücadelesini büyütmenin gerekçesi yapan yoldaşımız, yaşadığı yoğunlaşmalarla Bakurê Kurdistan’a geçmek için önerilerde bulundu. Dürüst bir Apocu militan olmasının yanı sıra yer aldığı her çalışmadaki başarılarıyla yoldaşlarına güven veren Berxwedan yoldaşımızın önerisi kabul edildi.
Yıllarca yaptığı önerinin kabul edilmesinden dolayı mutluluğu gözlerine yansıyan Berxwedan yoldaşımız, bunun aynı zamanda kendisine ağır sorumluluklar da yüklediği bilinciyle hareket etti. Bir devrimci olarak halkımıza yönelik ağır saldırıların yaşandığı bu süreçte Bakurê Kurdistan’da görev yapmayı kendisi için bir şans saydı. Bakur koşullarında Apocu fedai bir militan olarak fedakarca mücadele etti. Sözü ve pratiği bir olan Berxwedan yoldaşımız, 19 Temmuz 2024 günü Kotol bölgesinde gerçekleşen bir pusuda Rênas ve Hogir yoldaşlarımızla birlikte şehadete ulaştı. Maxmur’dan başladığı özgürlük yürüyüşünü Kurdistan dağlarının en yüksek doruklarında ve Bakur’da sürdüren ve soluksuz bir mücadelenin sahibi olan Berxwedan yoldaşımız, doğal, sade kişiliği ve Apocu militanlık özellikleriyle tüm yoldaşlarının örnek aldığı bir özgürlük savaşçısı oldu. Yoldaşları olarak Berxwedan yoldaşımızın hayallerinin takipçisi olacağımızın sözünü yineliyoruz.”