BEHDÎNAN –HPG Basın İrtibat Merkezi, 4 Temmuz’da Besta’da şehit düşen 2 gerillanın kimlik bilgilerini açıkladı.
Açıklamada şunlara yer verildi;
“3 Temmuz 2023 gece saatlerinde Botan’ın Besta bölgesindeki Kanî Xezalê alanında görevleri başında bulunan Mîrza ve Bengîn yoldaşlarımız, 4 Temmuz gününe kadar süren düşman saldırıları sonucu şehadete ulaştı. Apocu militanlığın en seçkin öncüleri olan ve Botan’ın birçok bölgesinde gerillacılık yaparak düşmana ağır darbeler vuran Mîrza ve Bengîn yoldaşlarımız, Demokratik Modernite Gerillacılığı’nın yetkin komutanları olmayı başardılar. Apocu çizgideki ısrarları ve zafere olan sarsılmaz inançlarıyla yıllarca büyük bir azimle savaşarak aktif bir rol oynadılar.
Duruşları, cesaretleri ve yiğitlikleriyle bize her daim öncülük yapacak olan Mîrza ve Bengîn yoldaşlarımızın değerli yurtsever aileleri başta olmak üzere tüm yurtsever Kurdistan halkımıza başsağlığı diliyoruz.
Şehadete ulaşan yoldaşlarımızın kimlik bilgileri şu şekildedir:
Kod Adı: Mîrza Bargiran Adı Soyadı: Mîrza Sezek Doğum Yeri: Sêrt Anne – Baba Adı: Leyla – İsa Şehadet Tarihi ve Yeri: 4 Temmuz 2023 / Besta |
Kod Adı: Bengîn Barman Adı Soyadı: Kahraman Karataş Doğum Yeri: Mêrdîn Anne – Baba Adı: Fatma – Mehmet Şükrü Şehadet Tarihi ve Yeri: 4 Temmuz 2023 / Besta |
MÎRZA BARGIRAN
Mîrza yoldaşımız Dudêran aşiretine mensup yurtsever bir ailenin çocuğu olarak Sêrt ilçesinde dünyaya geldi. İçinde yetiştiği aile ve çevre ortamından kaynaklı güçlü yurtseverlik duygularıyla büyüdü. Zeki ve çalışkan bir genç olan Mîrza yoldaşımız, liseye kadar okudu. Fakat TC devlet okullarının Kürt gençlerini asimile edip Türkleştirmeye çalıştığını görünce, başarılı bir öğrenci olmasına rağmen Türk okullarını bıraktı. Yetenekli bir genç olan Mîrza yoldaşımız, koşudan güreşe, voleyboldan tenise kadar birçok spor dalında başarılı olan sportmen bir kişiliğe sahipti. Aynı zamanda aile ekonomisine katkıda bulunmak için hayvancılıktan esnaflığa kadar çeşitli işlerde çalıştı. Kurdistan Özgürlük Mücadelesi’ni çocukluğundan itibaren tanıyan ve yüreğinde büyük yurtseverlik duyguları taşıyan Mîrza yoldaş, Kürt halkının varlık ve özgürlük mücadelesine ilgi duydu. Genç yaşında mücadeleye atılarak yurtsever, devrimci gençlik çalışmalarında yer aldı. Aktif ve gözü pek bir genç olan Mîrza yoldaşın faaliyetlerini engellemek isteyen sömürgeci, soykırımcı Türk devleti onu 2010 yılında tutuklayarak hapsetti. Zindanda 6 ay boyunca kalan Mîrza yoldaş, bu sürede düşman gerçekliğini ve halkının özgürlük mücadelesini daha yakından tanıdı. Zindandan çıktığı gibi yine toplumsal çalışmalara katıldı. Olgun kişiliği, mütevazı duruşu, ahlaki değer ve ölçüleri karakterine yedirmiş olan katılımı gittiği her ortamı, konuştuğu her insanı ve özellikle de gençleri etkiliyordu. Kürt halkının ancak ve ancak bilinçlenip Parti öncülüğünde örgütlenerek mücadele edeceğine ve özgürlüğüne böyle ulaşabileceğine yürekten inanarak halkımızın örgütlenmesi çalışmalarına ağırlık verdi. Fakat Mîrza yoldaşımızın bu aktif yürüyüşü yine düşmanın dikkatini çekti ve 2011’de 3 ay boyunca tutsak kaldı. Düşman tarafından baskı gördükçe, tutuklu kaldıkça daha da bilinçlenen, yetkinleşen, azmi artan ve mücadele kararı büyüyen Mîrza yoldaşımız, düşman karşısında asla geri adım atmadı. Zindandan çıktığı gibi hiçbir bireysel yaşam arayışına kapılmadan ve geriye düşüşü kabul etmeden mücadelesine kaldığı yerden devam etti. Devrimci Halk Savaşımızın önemli bir sürecini ifade eden 2011 ve 2012 yılında Sêrt’de çalışma yürüttü. Ancak Kürt düşmanı faşist Türk devleti tarafından 2012 yılında yeniden tutuklandı ve 2 yıl boyunca zindanda kaldı. Mîrza yoldaş, zindan ortamına bir devrim akademisi olarak yaklaştı; Mazlum Doğan, Hayri Durmuş, Kemal Pir ve Sakine Cansızlar’ın izinden yürüyerek iradesini keskinleştiren bir devrimci olarak cevap verdi. Türk devletinin hiçbir baskısı ona asla boyun eğdiremedi, kararından vazgeçiremedi. Mîrza yoldaş, bu süreçte artık tamamen profesyonel bir devrimci olma kararına ulaşarak bir Parti kadrosu oldu. 2014 yılı başında zindandan çıkar çıkmaz, profesyonel devrimci olarak çalışmalara katıldı. Gençlik çalışmalarından toplumsal inşa çalışmalarına kadar her düzeyde faaliyet yürüttü. Demokratik çözüm sürecinde rol alıp halkımızın örgütlenmesi çalışmalarını yürüttü, Sêrt Kent Konseyi’nde sözcülük düzeyinde görev üstlendi. Fakat soykırımcı Türk devleti yine Mîrza yoldaşımızın önünü kesmeye, çalışmalarını engellemeye başladı. Bu durumu gören Mîrza yoldaşımız, artık demokratik siyaset alanında çalışma yürütemeyeceğini anladı ve 7 Haziran 2014’te Botan’ın Herekol bölgesinde gerilla saflarına katıldı.
Kürtler’in kendilerini en özgürce ifade edip kimliğini yaşayabildiği Kurdistan dağlarını mesken eyleyen Mîrza yoldaş, Herekol’de yeni savaşçı eğitimini gördü. Olgun kişiliği, Parti kültürüne sahip bilinci, zindan tecrübesi ve yürüttüğü faaliyetlerin kendisinde oluşturduğu birikim Mîrza yoldaşımızın gerilla yaşamına erkenden katılmasını sağladı. Kurdistan dağlarındaki devrim yürüyüşünü hızlı adımlarla başlata Mîrza yoldaş, Berwarî’den Garisa’ya, Herekol’den Garzan’a kadar birçok yerde çalışma yürüttü. Arazi hakimiyeti güçlü, temposu yüksek, yürüyüşü hızlı, iradesi dayanaklı ve askeri duyarlılığı yüksek olan Mîrza yoldaş, kuryelik görevini yürüttü. Sayısız yoldaşını Botan’dan Garzan’a, Garzan’dan da Botan’a aktardı. Düşmanın her türlü engellemesini aşarak sorumluluğunu aldığı tüm grupları başarıyla yerlerine ulaştırdı. Mîrza yoldaşımız, yılların engin gerilla tecrübesine sahip olmayı gerektiren bu çalışmayı, çok çabuk öğrenip eksiksiz yerine getirebilen örnek bir gerilla oldu. Askeri sanata olan ilgisi Mîrza yoldaşımızı gerillada uzmanlaşmaya sevk etti ve 2015 yılında Botan’da suikast taktiği üzerine uzmanlaşma eğitimi gördü. Gördüğü bu eğitim Mîrza yoldaşımızı gerilla taktiğine ve savaş tekniğine hakim hale getirdi. Eğitimden aldığı güçle yeniden Herekol bölgesine geçen Mîrza yoldaş; sömürgeci, soykırımcı Türk devletinin 24 Temmuz 2015’te Kürt halkına ve Kurdistan Özgürlük Mücadelesi’ne karşı başlattığı topyekun imha saldırılarına karşılık verdi. Aktif eylemsellik sürecine bütün benliğiyle katıldı. Faşist Türk devleti saldırılarında sınır tanımayıp soykırım amacıyla Kurdistan şehirlerine saldırmaya başlayınca Kürt halkı öz yönetim direnişlerini geliştirdi. Mîrza yoldaşımız da, doğup büyüdüğü, yıllarca devrimci faaliyetler sürdürdüğü Sêrt’teki halkımıza karşı kendisini sorumlu hissederek bu sürece katıldı. Sêrt’deki öz yönetim direnişinin öncü militanlarından olan Mîrza yoldaş, halkımızın öz savunmasını geliştirip güçlendirmek için çok büyük bir fedakarlıkla çalıştı. 15 Temmuz 2016’da, Sêrt’de geliştirilen özyönetim direnişi hamlesi bir tesadüf sonucu aynı günde gerçekleşen darbeye denk geldi. Darbenin tüm Türkiye’de gündem olmasından dolayı çok başarılı bir devrimci hamle olan direniş hiç gündeme girmedi. Ancak bu devrimci hamlede Sêrt şehrinin büyük kısmı yoldaşlarımızın eline geçti, işgalci Türk devletinin güçleri ağır darbeler aldı, Sêrt halkı büyük bir moral aldı ve yüzlerce genç yoldaşlarımızın etrafında toplandı. Fakat Türk devlet sistemi içerisindeki iktidar hesaplaşmasının farklı boyut kazanmasıyla, yoldaşlarımız provokasyonlara zemin sunmamak için Sêrt şehrinden geri çekildi. İşte Mîrza yoldaşımız bu direniş sürecinin en aktif ve öncü militanlarından biri olarak rol oynayarak tarihe geçti.
Sêrt’den döndükten sonra Botan sahasının hareketli timlerindeki yerini aldı. Bir yıl boyunca bu timlerde kaldı, komutanlık yaptı, önemli faaliyetler yürüttü ve eylemlere katıldı. Mîrza yoldaşımız, yüksek cesareti, korku nedir bilmeyen yüreği, gerilla taktiklerinde ustalaşması, yüksek pratik zekası ve çalışkanlığıyla katıldığı her eylemde mutlaka belirleyici bir rol oynadı. 2017 yılının Nisan ayında, işgalci Türk devleti Botan’ın Kato ve Herekol bölgelerine aylarca sürecek olan çok kapsamlı bir işgal harekatı başlattı. Herekol’ün tümüne asker yerleştirip elindeki tüm savaş tekniğini buraya yönelten işgalci Türk ordusu, buradaki gerilla varlığını tasfiyeyi amaçladı. Ancak Herekol bölge komutanı olan ölümsüz komutanlarımızdan Egîd Garzan (Murat Kalko) yoldaş öncülüğünde Herekol’da gelişen destansı direniş düşmana geçit vermedi. Herekol dağının zirvesinde ve labirentlerinde düşmanı durdurarak ağır kayıplar verdirdi. Mîrza yoldaşımız, işgalci düşmanın Herekol’e gerçekleştirdiği bu işgal harekatına darbe vurmak üzere komutanı olduğu hareketli tim ile birlikte Herekol bölgesine geçti ve düşmanla iç içe girdi. Büyük bir cesaretle burada düşmanı vurdu, işgal harekatının ağır darbeler almasına yol açtı. Mîrza yoldaş, burada yaşanan bir çatışmada ayağından ve kolundan yaralandı. Günlerce arazide tek başına ve yaralı halde kalmasına rağmen tüm işgalcileri ve düşman tekniğini atlatarak yoldaşlarına sağlam ulaşmayı başardı. Bakur’un az imkanlarıyla iki ay boyunca yoldaşlarının desteğiyle tedavi oldu. İyileşir iyileşmez tekrardan görevinin başına geçti ve Herekol’un yolunu tuttu.
2017’den 2023’e kadar Herekol ve Besta alanlarında büyük sorumluluk alarak çok aktif bir pratik yürüttü. Mîrza yoldaşımız Botan dağlarında 9 yıl boyunca aralıksız bir şekilde, nefes nefese bir mücadele yürüttü. Kişiliğinde yarattığı büyük devrim iradesi, azim, kararlılık ve çabayla her engeli aşmasını bildi. Mîrza yoldaşımız, en zorlu koşullarda ve en kıt imkanlar ortamında devrimcilik yaptı ve mücadele etti. Yüksek Parti bilinci, Önderlik ideolojisini kavramış olması, Apocu tarz ve tempoyu yakalamış olması onu sıra dışı ve başarılı bir komutan haline getirdi. Kurdistan Özgürlük Gerillası’nı Bakur’dan söküp atmayı hayal eden düşmanın korkulu rüyası oldu. Birçok başarılı eylemin, sonuç alıcı çalışmaların ve mücadelemize büyük yararlılıklar sağlayan pratiklerin mimarı oldu. Mîrza yoldaş, askeri akademilerde eğitim görme imkanı bulamadı, fakat yaşamın her an’ını eğitime, sırtını dayadığı her taşı ve altında oturduğu her ağacı bir akademiye çevirdi. Yaşamın her anında ve her mekanda kendisini Önderlik ideolojisi temelinde eğitti. Yanı başında şehadete ulaşan yoldaşlarının anılarına daima bağlı kalan Mîrza yoldaş, onlardan aldığı tecrübeleri devrim yürüyüşünün temeli haline getirdi. Mîrza yoldaş; şehitlere, Önderliğe, halka ve mücadeleye olan dürüst bağlılığı sayesinde her anı, her saati büyük bir irade ve emek gerektiren Bakur koşullarında 9 yıl boyunca gerillacılık ve komutanlık yaptı. Dervişane yaşayan Apocu militan ve yiğit komutan Mîrza yoldaş 4 Temmuz 2023 günü Besta’da gerçekleşen düşman saldırısında Bengîn yoldaşla birlikte şehadete ulaştı.
BENGÎN BARMAN
Tarih boyunca özgür iradesi, dili, kültürü, kimliğiyle var olan ve kadim Kurdistan coğrafyasıyla bütünleşen halkımız, varlığına dönük saldırılar karşısında asla boyun eğmemiş, sırtını dayayarak direniş merkezine çevirdiği dağlarında işgale ve işgalcilere karşı mücadele etmiştir. Direniş kültürünün dengbêjler aracılığıyla kuşaktan kuşağa aktarılması, Kurdistan’da kesintisiz bir mücadele çizgisini beraberinde getirmiştir. Emperyalist güçlerin Kurdistan ve Ortadoğu’da hakimiyet kurmak için halkımızın bin yıllardır yaşadığı kadim toprakları yapay sınırlarla birbirinden ayırması yeni bir serhildan dönemi ortaya çıkarmış, yurtsever halkımız sömürgecilerin kirli planlarına boyun eğmeyerek tekrar direnişe geçmiştir. Tarihin gördüğü en acımasız asimilasyon, inkâr ve imha saldırıları karşısında varlığı büyük bir tehlike altına giren yurtsever halkımız, Rêber Apo öncülüğünde gelişen partimiz PKK’le birlikte tarih sahnesine yeniden ve büyük bir görkemle çıkmıştır. Betonla üzeri kapatılan özgür Kürt kimliği Rêber Apo’nun özgürlük yürüyüşüyle birlikte yeniden dirilmiştir. Halkımızın kadim direniş tarihi mirasını devralarak zafer çizgisiyle buluşturan Rêber Apo, adım adım geliştirdiği mücadelemizi yenilmez kılmış, savaşan halk gerçekliğiyle bütünleşen bir serhildan halkı yaratmıştır.
PKK’nin yaktığı direniş ateşi 14 Temmuz Büyük Zindan Direnişiyle sömürgecilere ilk büyük darbeyi vurmuş, kentlerden ovalara ve ovalardan ölümsüz komutanımız Egîd’in öncülüğünde Kurdistan’ın kadim dağlarının doruklarına taşınmıştır. Ölümsüz şehitlerimizin en büyük zorluklara rağmen damla damla kanlarını dökerek büyüttükleri mücadelemiz, ilk direniş kıvılcımlarıyla birlikte halkımıza yansımış ve soykırım saldırıları altında can çekişen halkımız tarafından büyük bir coşkuyla sahiplenilmiştir. Tarihi gerilla direnişinden güç alan halkımız, mücadele şehitlerimizi serhildanlarla karşılayarak bağrına basmıştır. Direnişimizin halklaştığı 90’lı yılların başında serhildan kültürünün ilk geliştiği merkezlerden olan Mêrdîn kentimiz, tarihi direniş çizgisine layıkıyla sahip çıkmış ve PKK’yle birlikte zirveye taşımıştır. 14 Mart 1990’da Mêrdîn, Stewrê’de bulunan ve her dönem direnişçilerin merkezi olan Girê Şêra’da büyük bir direnişin ardından şehadete ulaşan ARGK gerillalarını sahiplenmek için serhildanlarla ayağa kalkan Mêrdîn halkımız, Kurdistan’da yeni dönem başlatmıştır. PKK’nin yenilmez ruhuyla bütünleşen halkımızın yiğit evlatları akın akın mücadele saflarına yönelerek ölümsüzlerimizden kalan mücadele bayrağını her daim en yükseklerde dalgalandırmışlardır.
Bengîn yoldaşımız, Rêber Apo’nun özgürlük yürüyüşüyle birlikte Kurdistan’da yaratılan direniş ve serhildan geleneğinin merkezlerinden olan Mêrdîn, Stewrê’ye bağlı yurtsever Barman köyünde dünyaya geldi. Yoldaşımızın ilk kimliği, Kurdistani geleneğe güçlü bir şekilde bağlı, kapitalist sistemin toplumu yok eden özelliklerinden büyük oranda kendisini korumayı başarmış ve özü bozulmamış toplumsal bağların öne çıktığı bir çevrede gelişti. Hayvancılıkla geçimini sağlayan emekçi bir ailede büyüyen yoldaşımız, Kurdistan’ın cennet doğasıyla iç içe ve babasından dinlediği klamlarla halkımızın kadim direniş ve mücadele tarihini öğrendi. Yüreğine nakşettiği kadim klamlar Bengîn yoldaşımız üzerinde büyük bir etki yarattığı ve kendisi de kadim dengbêj kültürünün bir temsilcisi oldu. İşgalci Türk devletinin halkımıza karşı geliştirdiği saldırılara yakından tanıklık etmesi, yoldaşımızın sömürgeciler karşısında büyük bir öfke sahibi olmasını beraberinde getirdi. Yaşadığı toprakla bütünleşen ve zengin Kurdistan doğasıyla iç içe büyüyen yoldaşımız erken yaşlardan itibaren güçlü yurtsever duygulara sahip oldu. Kurdistan Özgürlük Mücadelesi’ni yakından takip eden Bengîn yoldaşımız, efsaneleşen gerilla hikayelerinden çok etkilenerek kalbinde oluşan derin duyguları erken yaşlardan itibaren klamlarına ve yazdığı şiirlere yansıttı. Temiz özü ve duyarlı kişiliğiyle yaşadığı yurtsever Barman halkının büyük sevgini ve saygısını da kazanan Bengîn yoldaşımız, küçük yaşlarından itibaren gerillaya katılacağı günün hayallerini kurdu. Halkımızın özgürlüğü için mücadele ederken sömürgeci Türk ordusunun yerleştirdiği bir mayının patlaması sonucu 1997 yılında şehadete ulaşan abisi Seyitxan Karataş’ın anısına hep bağlı kalan ve abisi şahsında bütün Kurdistan şehitlerinin intikamını almaya söz veren Bengîn yoldaşımız, sözüne bağlı kalarak şehitlerimizin mücadele bayrağını yükseltme temelinde 2014 yılında gerilla saflarına katıldı
Doğup büyüdüğü ve derin bir sevgiyle bağlı olduğu topraklarda Kurdistan Özgürlük Gerillası saflarına katılmanın haklı gururunu yaşayan Bengîn yoldaşımız, ilk gerillacılık pratiğini Bakurê Kurdistan’da yürütme şansına sahip oldu. Bu şansın önemini bilen ve çok iyi değerlendiren Bengîn yoldaşımız, zorlu koşullara hızla uyum sağlayarak pratik içinde pişen, yetkinleşen ve komutanlaşan yoldaşlarımızdan oldu. Mêrdîn alanında ilk gerillacılık tecrübesini alan yoldaşımız daha sonra uzun yıllar kalarak başarılı bir pratik yürüteceği Botan alanına geçti. Besta ve Gabar başta olmak üzere gerillacılığın merkezi olan Botan’ın nerdeyse her karışında kalan, pratik yürüten ve katıldığı eylemlerde işgalcilere ağır darbeler vuran Bengîn yoldaşımız, yeni dönemin zafer ruhunu şahsında somutlaştırdı. Sömürgeci Türk ordusunun işgal saldırılarına yoldaşlarıyla birlikte en ön cephede cevap veren, yeni dönem gerilla taktiklerini başarılı bir şekilde pratiğe aktaran Bengîn yoldaşımız, uzman bir gerilla olarak yaşamda ve savaşta yoldaşlarına öncülük etti. Şehit düşen yoldaşlarının intikamını gerçekleştirdiği ve katıldığı başarılı eylemlerle alan, en imkansız görünen yer ve koşullarda işgalcilere ağır darbeler vuran Bengîn yoldaşımızın gerillacılık yaşamındaki her an’ı başarıyla iç içedir. 5 yılı boyunca Bakurê Kurdistan’ın merkezi Botan’da ölümsüz komutanımız Egîd’in izinde başarılı bir pratik yürüyen Bengî yoldaşımız daha sonra Medya Savunma Alanları’na geçti. Aldığı askeri uzmanlık ve akademi eğitimleriyle bilinç düzeyini derinleştirerek ideolojik alanda büyük bir derinlik yakaladı. Rêber Apo felsefesini yaşamının temeli haline getiren yoldaşımız, öğrendiklerini hem yoldaşlarına aktarmış hem de yaşama yansıttı. Bulunduğu her alanda yaşama güçlü katılımı ve güçlü yoldaşlık duygusuyla öne çıkan Bengîn yoldaşımız moralli ve coşkulu kişiliğiyle bütün yoldaşlarına güç kaynağı oldu.
Kendisini şehitlerimize ve ezilen halkımıza karşı her zaman borçlu hissederek Partimize ve halkımıza hizmet etmeyi yaşamının esası haline getiren Bengîn yoldaşımız, durup dinlenmeden mücadele temposunu yükselterek her zaman daha fazla hizmet etmeyi hedefledi. Yoldaşlarına söylediği klamlar ve yazdığı şiirlerle halkımızın çektiği acıları, tarihi direnişleri ve zaferi dillendiren Bengîn yoldaşımız çok yönlü kişiliğiyle birçok farklı alanda uzmanlaştır. Metîna alanında bir süre pratik yürüten yoldaşımız, Bakurê Kurdistan’a tekrar geçerek kutsal Botan topraklarında pratik yürütmek için her zaman ısrar sahibi oldu. Yoğun ısrarı sonucu komutanlaşarak tekrar Botan’a dönen Bengîn yoldaşımız, zor dönem ve mekanların militanı olarak her zaman en ön cephede olmayı esas aldı. Samimi, özlü, içten kişiliği ve emekçi özelliğiyle aldığı bütün kritik görevleri başarıyla yerine getirdi. Botan alanında gerçekleşen birçok eylemde en önde yer alarak öfkesini savaşına yansıtan Bengîn yoldaşımız, hareketli tim tarzını başarılı bir şekilde pratiğe aktardı.
Kurdistan Özgürlük Mücadelesi saflarına onlarca yiğit evladını gönderen ve birçok şehit veren yurtsever Barman’ın yiğit evladı Bengîn yoldaşımız, Kurdistan Özgürlük Mücadelesi saflarında hızla gelişen, militanlaşan ve komutanlaşan yoldaşlarımızdan oldu. Devrimci yaşantısı boyunca fedailer çizgisinde yürüyen Bengîn yoldaşımız, biz geride kalan yoldaşları için unutulmaz bir mücadele mirası bırakmıştır. Genç komutanımız fedai Bengîn yoldaşımızın ardında bıraktığı direniş bayrağı mutlaka zafere taşınacaktır.”