BEHDÎNAN- Şehit 2 gerillanın kimliklerini açıklayan HPG, “Hogir ve Ronî yoldaşlarımızın anılarını özgürlük mücadelemizde sonsuza kadar yaşatacağımızın sözünü yeniliyoruz” dedi.
HPG Basın İrtibat Merkezi, Metîna’da şehadete ulaşan 2 gerillaya ilişkin şunları belirtti:
“Hogir ve Ronî yoldaşlarımız 22 Ağustos 2024 günü Metîna bölgesinde gerçekleşen bir düşman saldırısında şehadete ulaştı. Halkımızın özgür geleceği için cansiperane bir mücadelenin sahibi olarak üzerlerine düşen tüm görev ve sorumlulukları başarılı bir şekilde yerine getiren Hogir ve Ronî yoldaşlarımızın anılarını özgürlük mücadelemizde sonsuza kadar yaşatacağımızın sözünü yeniliyoruz.
Licê’nin yiğit, asi evladı ve değerli Apocu militan Hogir yoldaşımız, yüreğindeki özgürlük ateşinin kendisini getirdiği Kurdistan dağlarına ve PKK yaşamına tutkuyla bağlandı, tam bir adanmışlıkla katılım sağladı. Özgürlüğün bedelsiz olmayacağının bilincinde olan bir toplumsal gerçekliğin içerisinden ve düşmanın insanlık dışı uygulamalarına şahitlik ederek geldiği gerilla saflarını bir özgürlük vahası olarak ele alan yoldaşımız, bu özgürlük vahasının korunması ve tüm Kurdistan’a yayılması için fedaice savaşmayı, mücadele etmeyi bildi. Halkımızın bir özgürlük militanı olarak nerede ihtiyaç olmuşsa orada bulunmayı devrimci ve ahlaki bir görev olarak gören yoldaşımız, Kurdistan’ın birçok alanında mücadele etme ve halkımıza yönelen saldırılara cevap verme şansına sahip oldu. Yer aldığı tüm çalışmalardaki fedakarlığı, sadeliği ve dürüstlüğü ile hem yoldaşlarının yüreğinde silinmez izler bıraktı hem de duruşuyla örnek bir Apocu militan oldu.
Özgürlük mücadelemize kattığı onlarca yiğit evladıyla Rojhilatê Kurdistan’ın önemli direniş ve yurtseverlik merkezlerinden biri olan Ciwanro kentinden gerilla saflarına katılan Ronî yoldaşımız, ulusal değerlerine bağlı bir genç olarak halkımızın özgürlüğünün ancak PKK ile mümkün olabileceğine inandı. Özellikle Rêber Apo felsefesinin tüm Kurdistan ve Ortadoğu halklarının ve inançlarının yaşadığı sorunlara devrimci ve insani çözümler getirdiğinin bilinciyle mücadeleye katılan yoldaşımız, gerilla yaşamına katılımı, mücadele etmedeki ısrarı ve kararlılığıyla örnek bir militan oldu. Rojhilatê Kurdistan’da yükselen devrim ruhunu, özgürlük mücadelemizde en sade ve doğru bir şekilde yaşayan Ronî yoldaşımız, dürüst, fedakar ve özverili katılımı ile Apocu militanlığın en güzide örneklerinden biri olmayı başardı.
Halkımızın özgürlük mücadelesine kattıkları değerler ile adlarını özgürlük tarihimize yazdıran Hogir ve Ronî yoldaşlarımızın başta değerli aileleri olmak üzere tüm yurtsever Kurdistan halkımıza başsağlığı diliyor, değerli yoldaşlarımız şahsında tüm özgürlük şehitlerimizin değerli anısı önünde saygıyla eğiliyoruz.
Şehadete ulaşan yoldaşlarımızın kimlik bilgileri şöyledir:
Kod Adı: Hogir Amed Adı Soyadı: Savaş Bilgi Doğum Yeri: Amed Anne – Baba Adı: Maile – Fahri Şehadet Tarihi ve Yeri: 22 Ağustos 2024 / Metîna |
Kod Adı: Ronî Ciwanro Adı Soyadı: Diyako Mominî Doğum Yeri: Ciwanro Anne – Baba Adı: Fatma – Muhammed Şehadet Tarihi ve Yeri: 22 Ağustos 2024 / Metîna |
HOGIR AMED
Partimiz PKK’nin kurulduğu, yurtsever ve direnişçi halkıyla her zaman mücadelemize öncülük eden Licê, günümüzde de tüm soykırımcı ve faşist saldırılara karşı büyük emeklerle yarattıkları özgürlük mücadelesine bağlılıklarını sürdürüyor. Değerli ve direngen Licê halkımız, düşmanın tüm baskı, yakma, yıkma, katliam ve göçertme politikalarını sarsılmaz bir irade ve özgürlük değerlerine bağlılık temelinde aşarak direnen Kürtlüğün en önemli sembolü oldu. Tarifsiz acı ve bedellerle yaratılan direniş ruhunu kuşaktan kuşağa aktararak tüm halkımızda düşman bilincinin oluşturulmasını sağlayarak direnişin kesintisiz bir şekilde sürmesini sağlayan Licê halkımız, yurtseverlik ve öncülük misyonuna denk bir duruşun sahibi oldu.
Direniş ve serhildan kültürü ile yoğrulan bir halk gerçekliğinin içerisinde şekillenen yurtsever bir ailede dünyaya gelen Hogir yoldaşımız, kuşkusuz bu direniş geleneği ile büyüdü. Ailesinden kadim Kürt kültür ve ahlakını edinerek yetişen yoldaşımız, büyüdükçe halkımızın ve ailesinin en hayırlı evladı olduğunu yaşamı ve pratiği ile gösterdi. Kurdistan’da yaşayan her Kürt çocuğu gibi düşman gerçekliğini bizzat yaşamın içerisinde, düşman politikaları ile tanıyan Hogir yoldaşımız, aynı zamanda büyüklerinden dinlediği anılardan ve hikayelerden de Türk devletinin halkımıza karşı tarihi düşmanlığını daha fazla bilince çıkardı. Özellikle düşmanın 1990’lı yılların başında onlarca köyü yakıp yıkması, halkımıza yönelik insanlık dışı uygulamalar ve katliamlar geliştirmesini öğrenmesi, Hogir yoldaşımızın düşmana olan öfkesini büyüttüğü gibi intikam hırsını da geliştirdi. Bu düşman gerçekliğine karşı fedakarca savaşan ve mücadele eden gerilla ve gerilla ile ilgili anlatılanlar da Hogir yoldaşımızın mücadeleye olan bağlılığını, sempatisini daha da büyütmesinin vesilesi oldu. Gençlik dönemlerinden itibaren her onurlu Kürt genci gibi halkımıza yönelik süren soykırım saldırılarına karşı mücadele içerisinde yer alması gerektiğini düşünen yoldaşımız, bu temelde arayışlara girdi. Yanı başında süren işgalci saldırılar ve bu saldırılara karşı fedaice direnen gerillanın duruşundan, özellikle yaşanan gerilla şehadetlerinden etkilenen Hogir yoldaşımız, halkımızın özgürlük mücadelesinin ancak gerillalaşarak zafere ulaşabileceğine kanaat getirdi. Bu temel gerilla saflarına katılan yakın akrabalarını örnek alan yoldaşımız, 2013 yılında yüzünü Kurdistan dağlarına dönerek doğup büyüdüğü Amed’den gerilla saflarına katıldı.
Amed bölgesinde kısa bir süre kaldıktan sonra Medya Savunma Alanları’na geçen Hogir yoldaşımız, burada yeni savaşçılar eğitimine dahil oldu. Her ne kadar Amed’de bulunduğu süreçte gerillacılığın esaslarını öğrenmişse de yeni savaşçılar eğitim devresinde gördüğü eğitimlerle gerillacılık ve Parti yaşamı noktasında sağlam bir temel kazandı. Eğitim sürecinde önceden edindiği tecrübelerle yeni katılım yapan yoldaşlarına da yardım ederek yaşamın her alanından ve anından kendisini sorumlu gördü. Emekçi ve fedakar katılımı sayesinde kısa sürede gerillacılığın tüm ayrıntılarına hakim olan Hogir yoldaşımız, dürüst ve aktif katılımı ile tüm yoldaşlarına güven verdi. Eğitimini başarılı bir şekilde bitirdikten sonra pratik çalışmalara geçen yoldaşımız, yer aldığı her çalışmada çalışkanlığı ve emekle yoğrulmuş kişiliği ile öne çıktı.
2014 yılında halkımıza yönelik DAİŞ çete saldırılarının yoğunlaştığı bir süreçte tereddütsüz bir şekilde halkımızın yanında yer alan Hogir yoldaşımız, birçok cephede çetelere karşı geliştirilen direnişte yer aldı. Bu tarihi mücadele sürecinde bir kez yaralanmasına rağmen bir an bile mücadele azim ve kararlılığından taviz vermedi, mücadelesini daha da bilenmiş bir şekilde sürdürdü. Çetelerin yenilgiye uğratılmasında emek sahibi olan militanlardan biri olan Hogir yoldaşımız, görevini başarılı bir şekilde tamamladıktan sonra tekrar Medya Savunma Alanları’na döndü. Burada birçok alanda mücadele yürüten yoldaşımız, özelikle Türk devletinin işgalci saldırılarına karşı her zaman en ön cephede olmak istedi. Bu konuda ısrarı ve iddialı kişiliği ile yoldaşlarına moral veren yoldaşımız, pratiği ile de bu iddiasını her zaman kanıtladı.
Türk devletinin daha çok teknik kullanarak özgürlük gerillası karşısında sonuç almak istediği bir süreçte gerillanın da yeni dönem taktiklerinde uzmanlaşması gerektiğine inanan Hogir yoldaşımız, bu temelde askeri taktik ve teknik eğitimlerine dahil oldu. Aldığı eğitimle yeni dönem savaş tarzında yetkinleştirerek düşman saldırılarına karşı cevap olmak isteyen yoldaşımız, bu anlamda derinlikli yoğunlaşmalar yaşadı. Aynı zamanda kendisini Apocu felsefede de derinleştirmesi gerektiğinin bilincinde olan yoldaşımız, zafer gerillacılığının ancak eylemi ve düşüncesiyle tutarlı olan Apocu bir kişilikle yaratılabileceğini düşündü. Bu anlamda hem yoğunlaşan hem de yoğunlaştıran bir tarzın sahibi olarak tüm yoldaşlarına örnek oldu.
Türk devletinin 2021 yılından itibaren tüm imkanlarını seferber ederek Medya Savunma Alanları’nı işgal etmek için geliştirdiği saldırılara karşı her anını direniş mevzilerinde geçiren ve tarihi direnişlere hem tanıklık eden hem de birebir içerisinde yer alan Hogir yoldaşımız, cesareti, fedakarlığı ve gerilla taktiklerindeki yetkinliği ile düşman karşısından önemli başarıların kazanılmasında rol sahibi oldu. Birbirinden değerli birçok yoldaşıyla işgal saldırılarına karşı direnen yoldaşımız, şehadetine tanıklık ettiği her bir yoldaşımızın intikamını almayı ve onların direnişine layık olmayı en temel mücadele gerekçesi yaptı. Bu temelde tereddütsüz ve tam bir adanmışlıkla mücadeleye katılan yoldaşımız, düşmanın Metîna alanına yönelik işgal saldırısını da ilk karşılayan yoldaşlarımızdan oldu.
Düşmanın tüm gücünü seferber ettiği ve işgal etmek istediği Metîna bölgesinde direnişi büyüten ve düşmana geçit vermeyen yoldaşlarımızdan biri olan Hogir yoldaşımız; yaşamı, savaşı, yoldaşlık ilişkilerindeki sadeliği ve dürüstlüğü ile Apocu militanlığın tüm özelliklerini kişiliğinde temsil etmeyi başardı. 22 Ağustos 2024 günü gelişen bir düşman saldırısında şehadete ulaşarak halkımızın özgürlük tarihindeki yerini alan Hogir yoldaşımız, her zaman bizlere öncülük yapmaya devam edecektir.
RONÎ CIWANRO
Köklü bir yurtseverlik geleneğine sahip olan Rojhilatê Kurdistan’da gelişen devrimci ruh ve özgür yaşam arayışı, her geçen gün işgalcilerin halkımızın beyninde yaratmak istediği sınırları parçalıyor, yaratmak istedikleri kölece yaşam yerle bir ediliyor. Özellikle Rêber Apo felsefesiyle tanıştıktan sonra özgürlük umutlarını tazeleyen ve daha önce verdikleri bedellere yenilerini eklemekten geri durmayan Rojhilat halkımız, özgürlüklerine olan bağlılıklarıyla tüm Kurdistan ve Ortadoğu halklarına örnek oldular. Şaho’dan Sine’ye, Kirmaşan’dan Mûkiryan ve Dambat’a kadar Rojhilat’ın dört bir yanında halkımız yediden yetmişe ayağa kalkarak işgalci ve soykırımcı saldırılara karşı alanlara dökülerek özgürlükteki ısrarlarını tüm dünyaya haykırdı. Gelişen tarihi direnişler birçok Kürt gencinin mücadelemizle tanışmasını ve yüzlerini direniş mekanları olan dağlara dönmesini sağladı.
Rojhilatê Kurdistan’ın Ciwanro kentinde yurtsever bir ailede dünyaya gelen Ronî yoldaşımız, işgalcilerin tüm baskılarına rağmen ailesi tarafından Kürt kültürü ve gelenekleri ile büyütüldü. Bu nedenle henüz küçük yaşta yurtseverlik bilincini edindi. Ailesinin Yarsan dini ve kültüründen olmasından ötürü küçük yaştan itibaren doğru, eşit, dürüst ve özgür yaşam felsefesi ile büyüyen yoldaşımız, yaşamının tümünde bu değerlere bağlı kaldı. Hem Kürt hem de Yarsan dininden olmasından dolayı işgalciler tarafından daha fazla baskı ve işkencelere maruz kalan Ronî yoldaşımız, soykırımcı rejime içten içe büyük bir öfke duydu. Gençlik dönemlerinde Rêber Apo felsefesi ve partimiz PKK’nin Kurdistan’ın dört bir yanında sürdürdüğü mücadele ile tanışan yoldaşımız, özellikle Önderliğimizin özgür yaşam felsefesinden derinden etkilendi. Yarsanlık dininin ve kültürünün Önderlik felsefesiyle daha da anlam kazandığına inanan yoldaşımız, ancak demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü paradigma ile hayalini kurduğu özgür yaşamın mümkün olabileceğine inandı. Bu temelde bir Kürt genci olarak kendisinin de bu özgür yaşam mücadelesinde yer alması gerektiğini düşünen yoldaşımız, bunun da gerilla saflarına katılmaktan geçtiğinin bilincindeydi. Bu anlamda birkaç defa gerilla saflarına katılmak istemişse de kimi nedenlerden dolayı bu amacına ulaşmadı. Fakat mücadeledeki ısrarı ve kararlı duruşu sayesinde nihayet amacına ulaşarak Rojhilatê Kurdistan’dan gerilla saflarına katıldı.
Dağ yaşamına yabancı olmasına rağmen büyük bir inanç ve yüksek kararlılıkla mücadeleye atılan Ronî yoldaşımız, önüne çıkan tüm fiziki engelleri büyük bir irade ve sabırla aşmayı başardı. Aldığı eğitimlerle dağ ve gerilla yaşamının tüm inceliklerini öğrenen yoldaşımız, kısa sürede gerilla tarzında yetkinleşti. Yaptığı bir değerlendirmede gerillanın derin yoldaşlık ilişkilerinden ve komünal yaşam tarzından etkilendiğini belirten yoldaşımız, bu yaşamın bir parçası olabilmek için büyük bir özveri ile mücadele etti, emek verdi. İçerisinden geçtiğimiz ve halkımızın soykırım tehlikesiyle yüz yüze olduğu bu tarihi süreçte bir özgürlük gerillası olarak üzerine düşen tüm görev ve sorumlulukları yerine getirmesi gerektiğinin bilincinde olan Ronî yoldaşımız, bu temelde tereddütsüz bir katılımın sahibi oldu. Özellikle Türk devletinin halkımıza ve Hareketimize yönelik tasfiye amaçlı saldırılarına karşı direnişin zirvede sürdüğü alanlara gitmek isteyen yoldaşımız, yaşamdaki militanca duruşu, iddia ve kararlılık düzeyindeki keskinlik ile tüm yoldaşlarına güven verdi. Bu anlamda önerisi kabul edilen Ronî yoldaşımız, öncesinde kendisini yeni dönem gerilla savaş tarz ve taktiğinde geliştirmek için uzmanlık eğitimlerine dahil oldu. Eğitim sürecindeki aktif ve fedakarca katılımı ile tüm yoldaşlarına örnek olan yoldaşımız, askeri yetkinleşmenin yanı sıra Rêber Apo felsefesinde de derinleşti.
Eğitim sürecinden sonra nihayet hayalini kurduğu savaş alanlarından biri olan Metîna bölgesine giderek işgalcilerden hesap sorma imkanına kavuşan Ronî yoldaşımız, burada süren direnişe aktif bir şekilde katıldı. Düşmanın geliştirdiği saldırılarla Hareketimiz şahsında halkımızı yok etmek istediğinin bilincinde olan yoldaşımız, düşman saldırılarının kırılmasının da halkımızın özgürlüğünün önünü açacağının farkındaydı. Bu bilinç ile bulunduğu her savaş mevzisinde üst düzey bir katlım sağlayan yoldaşımız, morali, cesareti ve yaşamdaki mütevazı duruşuyla tüm yoldaşlarına güç kaynağı oldu. Yaşamının her anında Rêber Apo’nun eşsiz emeklerine ve halkımızın özgürlük mücadelesinde kahramanca savaşarak şehadete ulaşan yoldaşlarımızın anısına layık olmak isteyen Ronî yoldaşımız, yaşadığı yoğunlaşmaları mücadeleye aktararak Metîna bölgesindeki direnişin büyütülmesinde önemli bir rol oynadı. Özellikle düşmanın yaz aylarından itibaren geliştirdiği saldırılara ilk cevap veren yoldaşlarımızdan biri olan Ronî yoldaşımız, bir an bile tereddüt etmeden düşman üzerine yürüdü. 22 Ağustos 2024 günü gelişen düşman saldırısında şehadete ulaşıncaya kadar katılımı ile özlü bir Apocu militan olan yoldaşımız, şehadetiyle hakikatin kendisi oldu. Yoldaşları olarak Ronî yoldaşımızın mücadelesini ve düşman karşısındaki keskin duruşunu kendimize bayrak edineceğimizin sözünü veriyoruz.”