Suriye’de gözler, Türkiye sınırında bulunan ve ülkenin diğer yerlerinde ordu ile yaptıkları anlaşma sonucu binlerce çetenin yerleştirildiği İdlib’e çevrildi. Dün Rusya’nın hava saldırısının ardından an itibari ile Suriye ordusu kenti top atışlarıyla vuruyor. Bu durumdan en çok rahatsız olan ise çete destekçisi Akp ve Diktatör Erdoğan rejimi.
HABER MERKEZİ – Rusya bir yandan çetelerin Esad rejimine saldırdığı bahanesiyle Akdeniz’e askeri yığınak yapıyor. İdlib’te çetelerin en büyük destekçisi ve 12 askeri gözlem noktası ile koruyuculuk yapan Akp ve Diktatör Erdoğan rejimi kendince operasyonu engellemeye çalışırken bir yandan da daha önce destek verdiği ve yaklaşık İdlib’in yüzde 60’ını kontrol eden çete grubu Heyeti Tahriri Şam’ı (HTŞ) terör örgütü listesine aldı. Bununla beraber Akp ve Diktatör Erdoğan rejiminin çeteleri sattığını Efrin operasyonunun gündeme gelmesiyle oradaki çete gruplarının da gözden çıkarılabileceği yorumu yapılıyor.
Peki İdlib niçin bu kadar önemli? Suriye’deki savaş neden buraya odaklandı? Bundan sonra ne olacak?
1- İDLİB’İ KİM KONTROL EDİYOR, KAÇ MİLİTAN VAR?
2011’de başlayan iç savaşta silahlı çatışmaların ilk yaşandığı vilayetlerden biri olan İdlib, 2015’ten bu yana tamamen çetelerin kontrolünde. Savaşta güney ve batı bölgelere odaklanan Suriye ordusu, deyim yerindeyse İdlib’i ‘sona bıraktı’. Bu sırada da, ülkenin diğer yerlerinde ordu tarafından kuşatılan ve tahliyeye ikna edilen çetelerin silahlarını bırakmayı kabul etmeyenleri İdlib’e gönderdi. Bu sürecin sonucunda, şimdi İdlib’deki çete sayısı binlerle ifade ediliyor. Bazı kaynaklarda 70 bin olduğunu belirtiyor.
Bu grupların en ağır basanı ise Akp ve Diktatör Erdoğan’ın Eğit-Donat projesi kapsamında yıllarca Türkiye’de eğittiği El Kaide’nin Suriye uzantısı olan yani Heyet Tahrir’uş Şam (HTŞ). HTŞ, İdlib’in yaklaşık yüzde 60’ını kontrol ediyor. Diğer silahlı militanlar arasında, Ahrar-uş Şam, ÖSO’ya bağlı Özgür İdlib Ordusu, Feylak eş-Şam, Mücahitler Ordusu, Nureddin Zengi Hareketi gibi gruplar var. İdlib’deki silahlı grupların bir diğer özelliği de, büyük çoğunluğunun cihatçı olması. Bu grup doğrudan Akp ve Diktatör Erdoğan tarafından Türkiye’de eğitildi. Ve beklenmeyen bir gelişme ile terör listesine alındı.
3- SURİYE VE RUSYA’NIN POZİSYONU NE?
İdlib’de askeri çözüme karşı çıkanlar bölgedeki sivilleri gerekçe gösterirken, Suriye yönetimi ve Rusya bu vilayetin ‘teröristlerden temizlenmesi’ gerektiğinde hemfikir. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Moskova’da yaptığı son ortak basın toplantısında, “İdlib çok yönlü bir problem. Orada Hayat Tahrir El Şam ve Nusra’ya mensup on binlerce militan var. Şu anda burayı bir canlı kalkan olarak kullanıyorlar” ifadelerini kullanmıştı. Lavrov, bu militanların Tarsus ve Lazkiye’deki Rus üslerine saldırı düzenlediklerini de ekleyerek, “Siviller için riskleri en aza indirmemiz gerekiyor. Bunlar da görüşmelerimizin bir parçası” diye eklemişti.
4- SAHADAKİ SON DURUM NE?
Suriye ordusu İdlib kırsalını belirli aralıklarla vururken, 12 Ağustos’ta da helikopterlerle ‘Teslim olun’ çağrısı yapan bildiriler dağıtıldı. Rusya’nın ise Suriye’deki iç savaşa Beşar Esad lehine müdahil olduğu 2015’ten bu yana en büyük askeri çıkarmayı yaparak, Akdeniz’e cruise füzeleri ile donatılmış 10 gemi ve iki denizaltı gönderdiği belirtildi. Moskova, Akdeniz’deki Amerikan gemilerinin Suriye’yi hedef alacak şekilde durduğunu da belirtti. Bazı silahlı grupların da olası saldırıya karşı hazırlık yaptığına dair haberler de eksik değil. Öte yandan dün Rusya kapsalı hava saldırısı düzenlerken an itibariyle Suriye ordusu top atışlarına başlamış durumda.
İdlib operasyonu Türkiye için kritik bir önem taşıyor. Bunun tek sebebi on binlerle ifade edilen sivil göç dalgası değil. Olası bir savaşta cihatçı çetelerin nereye kaçacağı, Türkiye’nin nüfuz sahibi olduğu çete grupları ne kadar caydırabileceği, bu süreçte Rusya ile ilişkilerinin ne kadar sınanacağı gibi soruların yanıtları net değil.
Nitekim Çavuşoğlu Lavrov’la ortak basın toplantısında, askeri çözümün felakete neden olacağını belirtmiş, “Radikal gruplar İdlib’deki ılımlı muhalefeti de sivil halkı da rahatsız etmektedir. Biz gözlem noktalarımızı oluştururken bu radikal gruplar zorluk çıkarmıştır. İdlib’de askeri bir çözüm sadece İdlib için değil, tüm Suriye için bir felaket olur” ifadelerini kullanmıştı. Dışişleri Bakanı, “Bu radikal grupların teröristlerin etkisiz hale getirilmesi hepimiz için önemli. Türkiye için de önemli çünkü sınırımızın hemen öbür tarafındalar. Astana sürecine sadık kalacağız, İdlib’in çatışmasızlık bölgesi olarak kalması için tüm çabayı göstereceğiz” demişti.
İdlib her hava saldırı ve top atışlarıyla vurulduğunda Diktatör Erdoğan’dan ses çıkması, orada çetelerin koruyuculuğunun üstlendiğinin kanıtı. Bu genel olarak herkes tarafından bilinen bir gerçek. Yalnız Türkiye şimdiden bazı çete gruplarını yavaş yavaş gözden çıkartmaya başlıyor. Bu durumda Efrin’in olası özgürleştirme operasyonu için destek bulabilme olarak yorumlanıyor.
İşgalci Türk ordusu yaklaşık bir haftadır her gün yüzlerce araçla sınıra askeri sevkiyat yapıyor.