HABER MERKEZİ – AKP-MHP faşizminin toplumda yarattığı şiddet, tecavüz ve istismar ortamı normalleşmeye başlamaktadır. Gün geçmiyor ki bir kadın cinayete kurban gitmesin ya da cinsel istismara maruz kalmasın. Ayrıca var olan çıkarlarını korumak isteyen diktatör faşizmi kadın ve çocuk istismarlarının da önünü açmaktadır. Erkek egemen zihniyetli devletin görev verdiği ve sözde toplumun güvenliğini sağlayan polisi, bekçisi ve kayyumu, toplum ahlakına uymayan fuhuş, taciz ve tecavüz olaylarında bizzat rol alıyor.
Bingöl’de 25 Haziran’da emniyet müdürlüğü tarafından yapılan operasyonda gözaltına alınan AKP’li Bingöl Belediyesi Başkan Yardımcısı Muhittin Bukan, Uzman Çavuş Ersin Yıldız, korucu Ahmet Varan ile birlikte Hizbullah davasında bir süre cezaevinde yatan Mehmet Tekgöçen ile AKP ve MHP üyelerinin yanı sıra kamu kuruluşlarında görevli kişiler bulunuyordu. AKP, MHP, Hizbullah üyeleri ile korucu ve askerlerin bulunduğu fuhuş çetesine yönelik başlatılan soruşturmada gizlilik kararı verildi. Burdan da anlaşılacağı üzere devlet ve iktidar el birliğiyle yaptıkları pislikleri örtmeye çalışıyor.
“Çıkar amaçlı suç örgütü kurmak, yönetmek, örgüte üye olmak, yardım etmek”, “Birden fazla kişi tarafından birlikte nitelikli yağma, şantaj, bir kimseyi fuhşa teşvik etmek veya yaptırmak, aracılık etmek veya yer temin etmek”, “Nitelikli olarak özel hayatın gizliliğini İhlal ile suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama”la suçlanırlarken 29 Haziran’da adliyeye sevk edilen şüphelilerden 10’u tutuklanırken, 15 kişi adli kontrol şartıyla 21 kişi serbest bırakıldı. Bu serbest bırakılmalar devletin bizzat bu tür kirli işlerin başını çektiğini göstermektedir.
Yine Mardin Büyükşehir Belediyesi’ne kayyum atanması sonrası belediyeye bağlı Kent A.Ş.’ye İçişleri Bakanlığı’nın kararıyla müdür olarak görevlendirilen E.U. isimli polisin, kadın çalışanları taciz ettiği ve fuhuşa teşvik ettiği ortaya çıkmıştı.
Bu her iki olayda da yapılmak istenen; fuhuşun, çeteciliğin, taciz -tecavüz ve cinsel istismarın başta kadınlar olmak üzere toplum nezdinde meşrulaştırılmasıdır. Var olan kapitalist ve eril zihniyetin her geçen gün kadını toplumdan kopararak hiçleştirmeye çalışması, kadınsız bir toplum oluşturarak kendi zihniyetlerini var etme politikasını gütmektedirler.
Aynı şekilde devlet eliyle; devlet okullarında(özellikle imam hatip okulları ve YİBO’larda), derneklerinde(Gençlik İlim ve Hikmet Derneği ) ve vakıflarında( Ensar vakfı) çok sayıda çocuk cinsel istismara maruz bırakılmış, ardından da yayın yasağı getirilerek üzeri örtülmeye çalışılmıştır.
AKP faşist zihniyetinin iktidar olduğu 2002 yılından günümüze kadar kadın hakları ve temel özgürlüklere günlük olarak saldırdığını iyi anlamak lazım. cinsiyetçi, ayırımcı, kadın düşmanlığı yapan zihniyet yapılanmasına karşı, toplumun her alanında örgütlenerek karşı çıkmak mümkün. Kadın olmanın kendisi bile bir utanç konusu haline getirilmeye çalışılan Türkiye’de sorulması gereken soru, neden bu kadar derin bir kölelik? Sorusudur. Cevabı kesinlikle iktidar olgusu ile bağlantılıdır. Erkeğe bu üstünlüğü kadına da bu köleliği dayatan AKP-MHP iktidar olgusudur. AKP-MHP iktidar yapılanmasını yerle bir etmenin tek yolu özgün çaba ve örgütlülüğü esas alarak mücadeleyi korkusuzca yükseltmektir.
Militan RÊHAT/Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi