BEHDÎNAN- ZANA YURTSEVER’in kaleminden
İlk kurşunla özgür ve devrimci gençliğe doğru
“Tarih, ”15 Ağustos 1984” yani düşmana, ihanete ve emperyalizme atılan ilk kurşunun özgürlük atılımı.
Atılımın öncü komutanı Heval Egid, aslen Farqînli ama Elîh’de yurtsever bir ailede büyüyor ve Şehit Mazlum Doğan’ın ısrarlı çabalarından etkilenip PKK’ye katılıyor. Mehmet Hayri Durmuş’un faşist TC mahkemelerinde sarfettiği ”Kurdistan halkı silahlı mücadeleyi esas almalıdır” sözlerini kendisine dayanak yapıyor ve 15 Ağustos günü yoldaşlarıyla 3 karakola baskın yaparak silahlı mücadelenin ilk kurşununu atmış oluyor. Kuşkusuz bu hamlenin baş mimarı ise Önder Apo oluyor.
Kalbimizde yeşeren komutandır Heval Egid
Büyük Komutan Heval Egid (Mahsum Korkmaz) öncülüğünde gelişen tarihi 15 Ağustos Atılımına doğru ilerlediğimiz şu günlerde, tarih bir kez daha dosta ve düşmana PKK’nin yenilmez olduğunu göstermiştir.
15 Ağustos denilince kuşkusuz Heval Egid akla gelir. Ben Heval Egid’i, Heval Egid’le birebir yaşayanların dilinden tanıdım. Genç yüreği ve cesur savaşçı kişiliği olmasaydı bu kutsal mimarinin öncüsü olabilir miydi? Asla. O nedenle Heval Egid denilince cesaretli, yiğit, mütevazi bir kişilik yansır gözlerimizin önünde. Heval Egid’i düşündükçe güzelleşir, yoldaş oluruz.
Önder Apo’nun dediği gibi Egid şêrîn e. (Egid şirindir)
Heval Egid gerillanın sembolüdür, çizgisidir.
Yaşamdaki genç ruhu, dinamikliği ve canlılığıyla yoldaşa yoldaş olur, halkına olan bağlılığı ve herkes de bulunmayan ender askeri komutanlığı ile bizler için örnek alınması gereken bir duruş olmuştur.
Heval Egid, ilk kurşun ve 15 Ağustos ruhuyla büyüyoruz
Tarih, ”15 Ağustos 1984” yani düşmana, ihanete ve emperyalizme atılan ilk kurşunun özgürlük atılımı.
15 Ağustos Atılımı, Kürt’ün yeniden doğduğu, kadınların ordulaşmaya doğru gittiği, kadın ve gençliğin devrimcileştiği, kölelik zincirlerinin parçalandığı, Kürdistan’da 7’den 70’e herkesin coşkuyla ayaklandığı gündür.
Heval Hayri’nin sözleriyle başlayan, Heval Egid’in öncülüğüyle pratikleşen ve binlerce gerillanın direnişi ile devam eden özgürlük atılımımızın 40. yıldönümüne girmiş bulunuyoruz. Bugün bizim için özgürlük, diriliş günüdür. Bugün, analarımızın onur, gerillanın moral, gençliğin umut bulduğu bir gündür.
Egid’ler, Kemal’ler, Hayri’ler, Mazlum’lar, Sara’lar, Zilan’lar ve Beritan’lar bugünü yaşayarak savaştılar. Büyük bir inatla, aşkla, sabırla, yürekle yürüdüler zafere doğru. Rojava Devrimi, işte bu inadın ve aşkın sonucudur. Gençliğin öncülüğüyle başlayan bu devrim, Ortadoğu’da ve dünyada büyük yankı uyandırdı. Bizi tanımak istemeyene kendimizi savaşımızla tanıttık. Bizi yok etmek isteyenlere ilk kurşunun ruhuyla cevap verdik, veriyoruz ve vermeye devam edeceğiz.
Egid ruhlu devrimci gençler ve kadınlar her yerde
”Egid” ismi genellikle Bakurê Kurdistan parçasında çok kullanılır. Ancak Heval Egid’in şahadetinden (1986 Botan’da) sonra Başur, Rojava ve Rojhilatê Kurdistan’da yeni doğan çocukların adı Egid oldu. Artık heval Egid her yerdeydi. Şimdi ise binlerce Egid dağlarda özgürlük mücadelesi veriyor.
Burada bir kez daha ispatlandı ki şehadet PKK’yi bitirmiyor aksine güçlendiriyor. Her şehadet bizi özgürlüğe bir adım daha yaklaştırıyor. PKK budur aynı zamanda. PKK kendi kendini yaratan bir harekettir.
PKK’yi PKK yapan onun gençlik ruhudur. Öncüsü gençler ve kadınlardır. Motor gücüdür gençlik. Asla yaşlanmaz, bitmez, tükenmez.
Damarlarımızda akan kan kadar sıcak, nehirlerde durmayan su kadar akışkandır.
İşte bu şehitlerimizin yarattığı özgür ve yurtsever gençliktir.
Kadınlar ve gençler, artık Türkiye, Suriye ve İran okullarının Kürt gençlerini asimile etmek için anlattığı yalan ve uyduruk masallarla değil gerilla anılarıyla büyüyor. Gerillanın anılarıyla büyüyen gençlik devrimci oluyor, halkını ve ülkesini işgalcilere karşı savunuyor, üzerine düşen rol ve misyonu yerine getiriyor.
Getirmiyorsa kendini sorgulamalıdır. Kendini sorgulamaktan asla kaçmaması gerektiği gibi kendisine dürüstçe yaklaşmalıdır. İlke ve ölçü budur aynı zamanda.
Devrimci sorumluluk mekan ve zaman tanımaz
15 Ağustos vesilesiyle gençlik olarak üzerimize düşen rol ve misyon nedir peki? Kuşkusuz kendimizi düşman karşısında örgütleyeceğiz. Zihnimizi düşmandan arındıracağız. Öz savunmamızı yaratıp her yerde düşmanı etkili eylemlerimizle vuracağız. Silahın ABC’si yoktur. Silah her şeydir. Silah kalemdir, kameradır, ateştir, taştır, direniştir.
En büyük ideolojik silahımız fikirlerimiz ve yaşam tarzımızdır, direnişimizdir.
Bir arkadaştan duymuştum bu sözü ”direniş insanı gençleştirir.” Gerçekten de öyle.
Özellikle gençlerin ve kadınların özgürce mücadele etme alanlarından birisi de kendi evi gibi bildiği özgür dağlardır. Her gencin ve kadının gerilla saflarına katılması en büyük devrimci eylemdir.
Heval olmak, gerilla olmak… en özgür ve anlamlı duygudur.