İZMİR- Ege Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı 3. sınıf öğrencisi Beritan Kara, bir kadın ve Kürt öğrenci olarak kampüste yaşadığı zorlanmalar, Türkiye’de yaşanan ekonomik krizin öğrenciler üzerindeki etkisi ve son olarak Önder Apo üzerinde yürütülen İmralı tecrit sisteminin üniversite ortamlarına etkisi çerçevesinde yönelttiğimiz soruları yanıtladı.
Her Kürt kadının olduğu gibi kendisinin de sorunlar yaşadığını belirten Kara, “Ege’de üniversite okuduğum için insan yerine koyulmadığım dönemler de yaşadım. En basitinden Kürt kimliğinden dolayı dışlanma ile karşı karşıya geliyorum. Bunun dışında kadın kimliğimden kaynaklı bir çok problem yaşıyorum.” ifadelerinde bulundu.
Sınıf içerisinde isminin Kürtçe olduğundan dolayı küçümsendiğini dile getiren Kara, “Kampüse ilk geldiğimde isim öğrenme faslına geldiğimizde sınıfta ismim küçümsendi. “Bu ne” , “Böyle isim mi olur” tarzında aşağılamalara maruz kaldım. İsmimin Kürtçe olduğunu belirttiğimde daha fazla baskı oldu ve alay edildi. Bizi kampüs içerisinde yalnızlaştırıp yok etmeye çalışılıyorlar.” dedi.
Yaşanan ekonomik krizde öğrenci olmanın çok zor olduğu söyleyen Kara, “Bu ülkede benim mesleğimde kendimi geliştirmem için bir çok etkinliğe katılmam gerekiyor. En basitinden verilen ödevler için gerekli malzemeleri alamıyorum. Kendi bölümümde kendimi geliştirmeyi geçelim yaşamın kendisi oldukça zor” dedi.
Kara, İmralı tecridinin sadece İmralı ile kısıtlı olmadığını belirtirken konuşmasının devamın şu değerlendirmelerde bulundu “İmralı tecridi, tüm Kürt halkı, Kürt kimliği üzerine uygulanan bir tecrittir. İmralı tecridi bana göre kimliğimizi kabullendirme savaşıdır. Çünkü bu tecridin temelinde bizi, Kürdistan’ı kabullenmeme durumu söz konusu vardır” dedi.
Son olarak taciz ve tecavüz olaylarında da büyük bir artış söz konusu olduğunu dile getiren Kara, “Bunun nedeni tamamen bizi soyutlayıp bastırmak için varlığımızı, kimliğimizi yok etmeye çalışmalarından kaynaklanıyor. Bu şekilde tecrit tüm topluma uygulanıyor. İmralı tecridi üniversite kampüs yaşamına da yansıyor.” dedi.
Röportajın tamamı şu şekilde:
Kampüste kimliğiniz yüzünden sorunlar yaşıyor musunuz?
Her Kürt kadınının yaşadığı gibi ben de kimliğim yüzünden sorunlar yaşıyorum. Kadın olmak bu ülkede problem, Kürt olmak ekstra problem. İkisinin birleşimi olduğumuz için bir çok sorunla karşı karşıya geliyoruz. Kürdistan şehirlerine göre Türkiye kampüslerinde daha çok sorunla karşı karşıya kalıyoruz. Ege’de üniversite okuduğum için insan yerine koyulmadığım dönemler de yaşadım. En basitinden Kürt kimliğinden dolayı dışlanma ile karşı karşıya geliyorum. Bunun dışında kadın kimliğimden kaynaklı bir çok problem yaşıyorum. Örneğin geçen gün mesleğimde gelişmek için kayıt yaptığım platformda taciz denecek düzeyde rahatsız edildim. Herhangi bir erkek bu platforma üye olsaydı aynı sorunlarla karşılaşmayacaktı. Fakat kadın olduğum için tacize zorlandım ve platformu terk etmek zorunda kaldım. Böyle bir çok sorunla karşılaşıyoruz. Kimliğinden dolayı platformun bana sağlayacağı bir çok faydadan mahrum kaldım. Fakat sürekli olarak bu tür problemler yaşamak insan psikolojisini çok olumsuz etkiliyor.
Bir öğretmenin bir öğrenciye tavrında, tutumunda bile farklılık söz konusu. Ege üniversitesi birçok farklı dili, birçok farklı halkı barındırıyor. Bir çok insan farklı dilde konuştuğunda dönüp bakılmıyor ya da ayıplanacak, küçümsenecek, iğrenecek gibi bakmıyorlar. Fakat kampüs içerisinde herhangi bir Kürtçe diyalog gördüklerinde dönüp bakıyorlar. Özelikle öğretmenler Kürt çocuklarına farklı tavır sergiliyor. Kampüse ilk geldiğimde isim öğrenme faslına geldiğimizde sınıfta ismim küçümsendi. “Bu ne” , “Böyle isim mi olur” tarzında aşağılamalara maruz kaldım. İsmimin Kürtçe olduğunu belirttiğimde daha fazla baskı oldu ve alay edildi. Bizi kampüs içerisinde yalnızlaştırıp yok etmeye çalışılıyorlar.
Bilindiği üzere Türkiye devasa bir savaş ekonomisi ile çıkmaza girmiş durumda. Bu durumun etkilerini akademik eğitimde görüyor musunuz? Bu olumsuzlukla nasıl başa çıkıyorsunuz?
Kesinlikle bunun etkilerini yaşıyoruz. Bölüm fark etmeksizin bütün öğrenciler bunun etkilerini yaşıyor. Şu anki ekonomide öğrenci olmak o kadar zor ki anlatılmaz. Devletin bize sunduğu imkanlar çok az, fakat beklentileri çok fazla. Bu ülkede benim mesleğimde kendimi geliştirmem için bir çok etkinliğe katılmam gerekiyor. En basitinden verilen ödevler için gerekli malzemeleri alamıyorum. Kendi bölümümde kendimi geliştirmeyi geçelim yaşamın kendisi oldukça zor. Öğrenciler günlük yemeğini bile karşılayamıyor. Öğrenci çünkü, ek geliri yok. Öğrencilik hayatında yapılması gereken her şey lüks olmuş durumda. Bir tiyatroya gitmek, sinemaya gitmek veya arkadaşlarınla bir kafede oturmak. Bunlar aslında çok sıradan şeyler. Fakat öyle bir durumdayız ki bunları yapabilmek bile lüks yaşama kaçıyor. Ödeme kısmını düşünmeden istediğimiz şeyleri yapamamak ister istemez psikolojimizi kötü etkiliyor. İster istemez kendini ortamlardan soyutluyorsun. Sosyal hayatın bitiyor. Bir öğrencinin hangi bölümde olursa olsun kendini geliştirmesi gerekiyor. O bölümün sempozyumlarına, konferanslarına, sunumlarına katılıp orada kendini geliştirmesi lazım. Mevcut ekonomik durum bunların hiç birine izin vermiyor.
Birçok demokratik kurum ve kuruluş İmralı tecridinin Türkiye ve Kürdistan’ı olumsuz etkilediğini söylüyor. İmralı tecridinin üniversite kampüslerine etkisi nasıl oluyor?
İmralı tecridi sadece İmralı ile kısıtlı kalmış bir tecrit değil. Tüm Kürt halkı, Kürt kimliği üzerine uygulanan bir tecrittir. İmralı tecridi bana göre kimliğimizi kabullendirme savaşıdır. Çünkü bu tecridin temelinde bizi, Kürdistan’ı kabullenmeme durumu söz konusu. Kimliğini kabullendirmek gerçekten de çok vahim bir durum. Bin yıllardır bir tarihin, geçmişin var ve var olduğunu ispat etmeye çalışıyorsun. Bu durum Türkiye için de bir çok sorun yaratıyor ve kimliklerin çatışmasına sebebiyet veriyor. Tüm bu baskı ortamında gözaltılar veya tutuklamalar yetmiyormuş gibi bunun içine kirli işler de karıştırılıyor. Kürdistan’da bilinçli olarak büyük bir uyuşturucu batağı oluşturulmuş durumda. Aynı zamanda taciz ve tecavüz olaylarında da büyük bir artış söz konusu. Bunun nedeni tamamen bizi soyutlayıp bastırmak için varlığımızı, kimliğimizi yok etmeye çalışmalarından kaynaklanıyor. Bu şekilde tecrit tüm topluma uygulanıyor. İmralı tecridi üniversite kampüs yaşamına da yansıyor.
Röportaj/Kdraytn