HABER MERKEZİ – İran’da işgalci rejimin okullarında genç kadınların zehirlenmesi bir haftadır ana gündem haline gelirken, yurt içi ve yurt dışında kamuoyunun şüphe ve tahminleri bu genç kadınlar kim ve neden zehirleniyorlar? Neden böyle bir şeyle karşı karşıya kalıyorlar?
İlk günden itibaren İran’ın Kum şehrinde bir okulda çok sayıda genç kadın zehirlendi. Bu olaydan hemen sonra, birkaç başka ilde de çok sayıda genç kadın öğrenci zehirlenerek herhangi bir kuruma bağlanmadan hastaneye sevk edildi. Devlet ve rejim bir şeyi netleştirmeli ve öğrencileri zehirlemenin asıl sebebini kamuoyuna anlatmalıdır. Ne İstihbarat Bakanlığı ne de Sağlık Bakanlığı gerçekleri kamuoyuna açıklamıyor. Ancak şurası kesin ki, genç kız öğrencilerin hedef alınmasının ve zehirlenmelerinin arkasında rejimin kendisinden şüpheleniliyor ve parmağı var.
Genç kadınların zehirlenmesinin arkasında kim var?
Rejim yetkilileri ve ilgili kurumları gerçekleri ortaya çıkarmaktan kaçınıyor ve genç kız öğrencilerin zehirlenmesine karşı “sağır, dilsiz ve kör” üç maymun gibi yurtiçi ve yurtdışında insanların duymasını engellemeye çalışıyorlar. Bugün bile, kadınların eğitimine karşı çıkan “milenyum kuşağı” adlı bir grubun bu konuda yer aldığı, rejimin ve yetkililerinin kirli yüzünü ortaya çıkarmak istediği iddialarını sorumsuzca bazı ağlarında ve sanal medyalarında yayıyorlar. Faşist rejim aylardır devam eden “Jin Jiyan Azadi” serhildanlarını bastırmak için her türlü yönremi devreye koymuş durumda.
İran işgalci rejimi, hükümete karşı kadın devriminin intikamını almaya çalışıyor
Rojhilatê Kurdistanlı bir Kürt genci olan Jina Emini’nin katledilmesiyle başlayan “Jin Jiyan Azadî” devriminin başlamasıyla birlikte rejim, gelişen serhildanları ve “Jin Jiyan Azadî” devrimini bir an önce bitirmek istedi. siyaset, güvenlik, istihbarat, medya, polis inanç sistemi, ordu, özel kuvvetler ve camilerin kulakları hepsi devrimi bastırmayı amaçlıyor ama zorlamanın, sokakları kapatmanın ve devrimi bastırmanın faydasız olduğunu görünce, başka yollardan harekete geçmeye çalışıp tutuklama ve katliamlara başladı. Diğer numaralar gibi, bu yöntem de işe yaramadı ve başarısız oldu. Kazanan, Jin Jiyan Azadi devrimiydi. Şimdi bile, Taliban rejimi gibi, genç kadınların okullara ve üniversitelere gitmelerine izin verilmiyor ve kadın devriminden, yaşamından ve özgürlüğünden intikam almak istiyorlar.
İran rejimi kadınlara ve insanlığa karşı bir rejimdir
Rejimin gerçek karakteri, ayrım gözetmeksizin genel olarak İranlı kadınlara yönelik bu saldırılarıyla, hiçbir ahlaki ve insani önlem tanımayan, yasadışı gücünü erkek zihniyeti yoluyla yaymak isteyen kan emici rejimin ahlaksızlık seviyesini göstermektedir. Ancak bu sistemin meşruiyetinin 1990’dan beri kadınlar için bir anlamı kalmamış ve sadece kadınların, ulusların ve toplumun liberal kesimlerinin haklarını ihlal etme temelinde kendini dayatmış bir rejimdir. Şimdi bile devrimden ve kadın direnişinden korktukları için İranlı kadınlara ve kız çocuklarına insanlık dışı her türlü saldırıda bulunuyorlar. Tüm uluslardan binlerce özgürlükçü, demokrat, entelektüel, akademisyen, sanatçı, film yapımcısı ve sporcu, genel olarak İran kadın devriminin bir parçası olarak devrime desteklerini açıkladılar. Bu özgürlük duygusu hem bölgede hem de tüm özgürlük sevdalısı kadınlar ile mazlumlar için bir umut olmuştur. Dolayısıyla her türlü saygısızlık, taciz ve işkence, umudu zehirlemek demektir. Çünkü böyle ahlaksız bir rejim, genel olarak insanlığın ortak değerlerine yönelik bir tehdittir.